Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/2272 E. 2023/355 K. 08.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/2272
KARAR NO : 2023/355

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/07/2017 (Dava) – 18/02/2020 (Karar)
NUMARASI : 2017/808 Esas – 2020/137 Karar
DAVA : Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 08/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/03/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/02/2020 tarihli ve 2017/808 Esas – 2020/137 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı araçla E 80 karayolu üzerinde Edirne İstanbul istikametinde seyir halinde iken önünde duran ve davacıya ait olup o sırada davacının dava dışı eşi …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araca, yeterli takip mesafesi bırakmadığı için arkadan çarptığı ve aracın hasarlanmasına neden olduğu, davalı … şirketinin … plakalı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu, poliçe numarası 14713583 olup tramer çıktısı alınamadığı, kaza sırasında ve halen Almanya’da yerleşik olan davacının ve eşinin kazadan kısa bir süre sonra Almanya’ya döndüğü ve hasarlı aracı bu ülkede faaliyet gösteren … büro unvanlı hasar tespit bürosuna muayene ettirdiği, yapılan inceleme ile araçta meydana gelen hasar miktarının 7.233,26 EURO olarak tespit edildiğini, davalı şirkete başvuruda bulunmasına rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek, 7.233,26 Euro tutarındaki tazminatın davalı … bakımından 14/07/2017 tarihinden itibaren, diğer davalı bakımından kaza tarihi olan 20/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasına ve yargılama giderlerinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf 30/07/2017 tarihli iş bu davaya konu trafik kazası neticesi uğradığı iddia ettiği zararın karşılanması için davalı … Sigorta A.Ş. ye başvuruda bulunduğunu, davaya bakmakla yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olduğundan davanın yetkisizlik sebebiyle usulden reddini, Almanya vatandaşı davacının davayı açarken yatırması gereken teminatı yatırmamış olması sebebiyle davanın usulden reddini, dava konusu aracın Almanya devleti kayıtlarında yer aldığından kayıtların resmi, apostilli, tercümeli örneklerinin celbi yada dosyaya sunulmasının gerekli olduğu, davacı yanın şikayeti üzerine taksirle yaralama suçuna dair Küçükçekmece 20. Asliye Ceza Mahkemesi 2015/1074 esas sayılı kamu davası neticesinde davalının taksiri dahi tespit edilemediğinden beraatine karar verildiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı yanın dava dilekçesinde iddia ettiği üzere davaya konu trafik kazasında oluşan maddi hasarın delili olarak ileri sürülen Almanya’da düzenlenmiş hasar tespit ekspertiz raporunun hukukumuz açısından şu aşamada delil niteliği bulunmadığını savunarak, davanın yetkisizlik ve dava şartı yokluğundan usulden reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı yana yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…20/07/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacıya ait araç ile davalı …’nin sürücüsü olduğu aracın çarpıştığı, davacıya ait Almanya plakalı … plakalı araçta oluştuğu iddia edilen hasarın … plakalı araç sürücüsü davalı ile bu aracın zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesini düzenleyen davalı şirketten tahsili istemi ile iş bu davanın açıldığı, davacıya ait araç sürücüsünün kazada kusurlu olmadığı, davalı sürücü …nin ise %100 oranında tam kusurlu olduğu, bu hususun İstanbul Adli Tıp Kurumu ‘nun 31/12/2018 tarihli raporu ile tespit edildiği, davacıya ait araçta oluştuğu iddia edilen hasarın belirlenmesi için dosyanın önce makine mühendisi bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi tarafından düzenlenen raporda araçta oluşan hasar bedeli yönünden yapılan incele sonu düzenlenen raporda belirlenen zarar bedeli ile davacıya ait aracın Almanya’da eksper tarafından yapılan incelemesi sonucunda düzenlenen ekspertiz raporu arasında çelişki oluşması üzerine dosyanın akademisyen otomotiv uzmanlarından ve bir makine mühendisinden oluşan bilirkişi heyetine tevdi edildiği, bilirkişiler tarafından düzenlenen rapora göre sonuçta 3950,00 Euro zararın oluştuğunun tespit edildiği, düzenlenen bilirkişi heyeti raporunun kanaat uyandırır ve hükme esas alınabilir nitelikte olduğu, zira araç üzerinde bizzat inceleme yaparak araçtaki hasar bedelini belirleyen Almanya mercileri tarafından düzenlettirilen eksper raporundaki verilere itibar edilmesi gerektiği, ancak eksper tarafından aracın Almanya koşullarında modelinin çok eski olmasına rağmen aracın rayiç değer araştırmasının yapılmadığı, bu araştırmanın bilirkişi kurulu tarafından yapıldığı ve sonuçta … plakalı aracın onarım bedelinin 7233,26 Euro olduğu, kaza tarihindeki rayiç değerinin 5.700,00 Euro olduğu, sovtaj değerinin ise aracın kazalı hali ile 1.700,00 Euro olduğu, bu durumda aracın onarım bedeli ile sovtaj değerinin toplamının aracın rayiç değerinin çok üzerinde olduğu, bu durumda aracın pert-total işlemine tabi tutulması gerektiği, buna göre aracın kaza nedeniyle gerçek zararının 3.950,00 Euro olduğu, hesaplanan bu bedelden davalı … şirketinin düzenlenen poliçe niteliği dikkate alınarak araç işleteni gibi KTK md.92 uyarınca sorumlu olduğu, davacının KTK md.97 , sigorta genel koşulları uyarınca sorumlu olduğu, tespit edilen bedelin kaza tarihi itibari ile geçerli poliçede gösterilen limit içinde kaldığı ve limitin aşılmadığı, davalı sürücünün TBK hükümleri uyarınca kusuru oranında meydana gelen zarardan sorumlu olduğu, belirlenen zarara davalı sürücü yönünden kaza tarihinden itibaren, davalı … yönünden istem de dikkate alınarak dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği….” gerekçesiyle davanın KISMEN KABULÜNE, 3.950,00 EURO tazminatın davalı … yönünden kaza tarihinden itibaren davalı … yönünden dava tarihinden itibaren 3095 S.Y md 4/A uyarınca işletilecek faizi ile birlikte ödeme tarihinde hesaplanacak TL karşılığının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararını kabul etmediklerini, bilirkişi tarafından hazırlanan ilk raporda bazı hasarlı parçaların net olarak tespiti mümkün olmadığı için değerlendirilmeye alınmadığını, ancak akabinde düzenlenen heyet raporunda ise “kötü çekimli ve belirsiz kazalı araç fotoğrafından, çelişki yaratan arka bagaj kısmı ve çevresinin hasar alıp almadığının kesin olarak tespit edilemeyeceği, gerçek tespitinin ilgili parçaların sökümü sonrası sağlıklı hasar tespiti yapılabileceği, bu nedenle sayın …’ın raporundaki tespitlere heyetimizce itibar edilmediği..” şeklinde rapor tanzim edildiğini, ilk raporda hasarlı olduğu net tespit edilemeyen parçaların heyet raporunda fotoğrafların kötü çekim sebebi ile ve gerçek tespitin parçaların sökümü sonrası mümkün olduğu gerekçesi ile var olduğunun kabulünün mümkün olmadığını, hasarlı olduğu gerçekten ispat edilemeyen parçaların hasar miktarının tespitinde kullanılmasının müvekkili şirketin aleyhine hüküm doğurduğunu, ayrıca davacı tarafın dava dilekçesinde ”mevcut zararın tazmininin Euro üzerinden hesaplanmasını ve kaza tarihi olan 20/07/2015 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın/A maddesi uyarınca işletilecek faizi ile birlikte tahsili” ni talep etmiş olsa da 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 34.maddesi uyarınca söz konusu trafik kazasının Edirne İstanbul istikametinde meydana gelmiş olması ve bu kaza sonucunda oluşan zararın Türkiye sınırları içerisinde doğmuş olması sebebiyle davacı tarafın toplam zararının, zararın meydana geldiği yer fiyatları ve koşulları göz önüne alınmak suretiyle tamamen Türk Hukuk Kurallarına uygun olarak belirlenmesi gerektiğini, sigorta poliçesinde belli bir bedelle sigorta ettirilen eşyalardan sigorta edilen mahalde ne kadar bulunduğunun ispatı gerektiğini, zira, bunların zamanla miktarı değişen emtialar olduğunu, gerçek zararı ispat etmenin zarara uğradığını iddia eden kişiye ait olduğunu, yerel mahkemece, öncelikle davacıya ait hasarlı aracın davacı tarafından gümrüğe bırakılmasının (hiçbir hak talep edilmeksizin) zorunlu olup olmadığının mercileri nezdinde araştırılması, daha sonra İTÜ veya KGM fen heyeti gibi kurum veya kuruluşlardan seçilecek konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi kurulundan, davacı zararının tespiti hususunda ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğini, meydana gelen trafik kazası kapsamında müvekkili şirketçe davacı tarafa herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı hususunun mahkemece araştırılması gerektiğini, ayrıca davacıya ait … plakalı hasarlı aracın davacı tarafından gümrüğe bırakılmasının (hiçbir hak talep edilmeksizin) zorunlu olup olmadığının mercileri nezdinde araştırılmasını ve daha sonra itü veya KGM Fen Heyeti gibi kurum veya kuruluşlardan seçilecek konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi kurulundan davacı zararının tespiti hususunda ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınması gerektiğini, bununla birlikte; Yerel Mahkeme tarafından tanzim ettirilen bilirkişi heyet raporunda; sadece davacı yan tarafından gerçekleştirilen bilirkişi incelemesinin baz alındığını, eski hasarının olup olmadığı yönünde inceleme ve araştırma yapılmadığını, dolayısıya eksik inceleme ile yapılan bu hesaplamanın, hasar bedelinin fahiş tespitine sebebiyet verdiğini, aracın eski hasarının olup olmaması piyasa rayicine büyük etki edecek olup iş bu durum neticesinde ise araca pert-total işleminin mi uygulanacağı yoksa onarımının mı uygun olduğu hususunda netlik sağlayacağını, mezkur poliçede meydana gelen riziko hallerinde azami poliçe teminatlarının belirtildiğini, fakat poliçelerde gösterilen ve sigorta şirketinin sorumlu olduğu azami limiti gösteren meblağların muaccel ve maktu meblağlar olmadığını, ancak sigortalının uğradığı gerçek zararı karşılamak için ihdas edildiğini, zarar veren aracın neden olduğu riziko sebebi ile sigortalıya ait şeylere verilen zarardan ötürü sigorta şirketince poliçede gösterilen üst limit meblağın tamamını değil, üçüncü kişinin maruz kaldığı gerçek zarar miktarını araştırıp saptayarak ödeme yapılması gerektiğini, davacının oldukça fahiş bir miktar talep ettiğini, bu şekilde müvekkil şirket aleyhine zenginleşeceğini, zarar veren aracın neden olduğu riziko sebebi ile sigortalıya ait şeylere verilen zarardan ötürü sigorta şirketince poliçede gösterilen üst limit meblağın tamamını değil, üçüncü kişinin maruz kaldığı gerçek zarar miktarını araştırıp saptayarak ödeme yapılması gerektiğini, zararın ağırlaştırılmamasıyla yükümlü olan davacının yurt içinde çok daha uygun fiyata aracının onarımını sağlayabilecekken fahiş fiyatla işlem yapmasının hukuka aykırı olduğunu, mahkeme nezdinde yapılacak yeni bir bilirkişi incelemesi ile davacı tarafından talep edilen hasar bedelinin fahiş olduğu hususunun sübuta ereceğini, bu nedenle dahi hasar bedeline ilişkin tazminat talebinin kabulünün mümkün olmadığını, kabul edilen ve hükme bağlanan tazminat miktarının poliçe teminat limitini aştığını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile; müvekkili sigorta şirketince sigortalı … plakalı araç ait 14713583 numaralı poliçe ile teminat altına alındığını, söz konusu kaza 20/07/2015 tarihinde gerçekleştiğini, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası teminat limitinin 29.000,00 TL olduğunu, bu meblağ üzerinden hüküm kurulması gerektiğini, hüküm kısmında özellikle müvekkili şirketin poliçe limiti ile sorumlu olduğunun belirtilmesi gerektiğini, davacı yan tarafından poliçe teminatı içerisinde kabul edilip istenilen 3.950,00 EURO ve fer’ilerinin kabul etmediklerini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasına dayalı olarak karşı araç zorunlu trafik sigortacısı ve işletenden araç hasar bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
1-) Davalının hasara yönelik istinaf itirazlarının yapılan incelemesinde; dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, yerinde yapılan inceleme üzerine alınan Alman servis ekspertiz raporu ile araç fotoları üzerinde yapılan inceleme uyarınca mahkemece alınan makine mühendisi bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi için alınan ve mahkemece de benimsenen 16.12.2019 tarihli bilirkişi heyet raporunun somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu ve anılan her iki rapor arasındaki çelişkiyi de gerekçelerini ortaya koymak suretiyle giderdiği anlaşıldığından mahkemece söz konusu rapora itibar edilmesi doğru görülmüş, bu konudaki davalı istinaf itirazlarının ise reddi gerekmiştir.
2-) 6098 sayılı TBK m. 99 hükmüne göre, yabancı para borcunun vadesinde ödenmemesi halinde alacaklı, bu borcu vade veya fiili ödeme günündeki rayice göre Türk parası olarak ödenmesini isteyebilir.
Yabancı para cinsinden yapılan harcamalar, yabancı para alacağı olarak dava edilebilir ve ödeme günündeki kura göre işlem görür. Davacı alacağı, yabancı para cinsinden meydana gelmiş olup, fiili ödeme tarihindeki döviz kuru üzerinden TL karşılığının tahsiline karar verilmesi gerekir.
Somut olayda davacının dava konusu kaza nedeni ile meydana gelen zararın yabancı para cinsinden olması nazara alınarak mahkemece yukarıda açıklanan ilkeler ışığında Euro üzerinden hesaplanan tazminatın 3095 Sayılı Yasa’nın 4/a maddesi uyarınca fiili ödeme tarihinde T.C. Merkez Bankası’nın efektif satış kuru üzerinden belirlenecek TL karşılığının tahsiline karar verilmesi doğru olmuş, bu konuda davalı istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
3-) Davacının aracını gümrüğe bırakmak zorunda olduğuna dair yasal yükümlülük bulunmadığından ve kaza sebebiyle davacının gerçek zararının aracın kayıtlı olduğu ülkedeki piyasa rayiçleri göz önüne alınarak tespit edilmesi gerektiğinden bu konuda davalı istinaf itirazları da haklı görülmemiştir.
4-) Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin, zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir sorumluluk sigortası türüdür. Bu sebepledir ki, sigorta şirketinin sorumluluğu, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlıdır.
Buna göre; davalı … şirketinin kaza tarihi itibariyle sorumluluğuna esas poliçe teminat limitinin 29.000,00 TL olmasına göre, davalının sorumluluğunun poliçe teminat ile sınırlı olduğunun hükümde belirtilmemesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Bu nedenlerle; yerel mahkeme kararının davalı … lehine kaldırılarak düzeltilmesine, dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus da bulunmadığından dairemizce davanın esası hakkında HMK’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca aşağıda yazılı şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurularının yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜNE; İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/808 Esas – 2020/137 Karar sayılı kararının HMK’nın 353-1-b-2 maddesi gereğince, KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE,
“a-Davanın KISMEN KABULÜNE,
b-3.950,00 EURO tazminatın davalı … yönünden kaza tarihinden itibaren davalı … yönünden dava tarihinden itibaren 3095 S.Y md 4/A uyarınca işletilecek faizi ile birlikte ödeme tarihinde hesaplanacak TL karşılığının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak (davalı … poliçe limiti olan 29.000,00 TL ile sınırlı sorumlu olmak üzere ) davacıya ödenmesine,
c-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
ç-Kabul edilen bedel üzerinden hesaplanan 1.073,90 TL harçtan, peşin alınan 491,64 TL harcın mahsubu ile bakiye 582,26 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
d-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık yürürlükte bulunan AAÜT ne göre 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
e-Davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verildiğinden davalı … ve davalı … kendilerini vekille temsil ettirdiğinden vekillerin harcadığı emek ve mesaiye karşılık karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT ne göre 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,
f-Davacı tarafından yapılan 527,64 TL başvuru harcı, 1.800,00 TL bilirkişi ücreti, 314,50 adli rapor ücreti 274,88 TL tebligat ve yazışma gideri olmak üzere toplam 2.917,02 TL yargılama giderinden kabul red oranı dikkate alınarak 1.592,95 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
g-Karar kesinleştiğinde artan gider avansının taraflara ödenmesine,”
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-İstinaf İncelemesi Yönünden Harç ve Yargılama Masrafları;
a-Davalı … tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ve karar kesinleştiğinde ilk derece mahkemesince davalı … şirketine iadesine,
b-Davalı … tarafından yapılan istinaf başvuru harcı 148,60 TL ve tebligat ve posta gideri 27,50 TL olmak üzere toplam 176,10 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … şirketine verilmesine,
c-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
ç-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(3) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
d-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/03/2023