Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/227 E. 2021/267 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/227
KARAR NO : 2021/267

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2017
NUMARASI : 2015/645 Esas- 2017/731 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 01/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/04/2021

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/645 Esas- 2017/731 Karar sayılı kararının dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesi süresi içinde usulünce verilmiş olmakla; raportör hakim tarafından hazırlanan rapor, dosyadaki dilekçe, lahiyalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler incelendi.
DAVA
Davacı vekili, 19.05.2015 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu müvekkilinin yaralandığı ve %36 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiğini, müvekkilinin şikayeti nedeniyle Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/8504 Soruşturma sayılı dosyasında tahkikatın devam ettiğini, davalı sigorta şirketinin, zorunlu trafik sigortası kapsamında sorumluluğunun bulunduğu ileri sürülerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak 10.000,00 TL iş gücü kaybı tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP
Davalı vekili, ….. plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 01.02.2015 – 01.02.2016 tarihleri arasında 209296294/1 numaralı Karayolları Motorlu Araçlar ZMMS poliçesi ile sigortalandığını, bu poliçeden dolayı sorumluluklarının sigortalının kusuru oranında olmak üzere maddi zararlarda araç başına azami 29.000,00 TL, bedeni zararlarda kişi başına 290.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirket sigortalısının kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığını, poliçede sadece sürekli maluliyet hallerinin teminat altına alındığını, bu nedenle Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden ve 3. İhtisas Kurulundan alınacak rapor ile ispatlanması gerektiğini, ….. plakalı aracın malikinin ….., sürücüsünün de ….. olduğunu, müvekkili şirketin zarar gören davacıya ödeme yapması ihtimaline karşı mükkerrer ödemelerden kaçınmak adına adı geçenlerin mernis sisteminde yer alan adreslerine çıkartılacak tebligat ile davanın ihbar edilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, Karşıyaka 8.Asliye Ceza Mahkemesinin kesinleşen kararı ve aldırılan adli tıp kurumu raporu ile de belirlendiği üzere ceza mahkemesindeki beraat kararı ve bunu kısmen destekleyen Adli Tıp Kurumu raporu neticesinde davalı ….. A.Ş. tarafından sigortalanan araç sürücüsü …..’nin kusursuz olduğu, davacının % 100 kusuru ile kazaya sebebiyet verdiği kabul edilmiş, bir kişinin kendi kusurundan kaynaklı olarak gerçekleşen olayda maddi tazminat isteminin yerinde olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, verilen kararın eksik incelemeye dayalı ve hatalı olduğunu, dosyada yer alan bilirkişi raporlarının uyuşmazlığı tam olarak çözümlemeye yönelik olmadığını, dosyanın İstanbul Adli Tıp 3. İhtisas Trafik kuruluna gönderilerek uyuşmazlığı çözümleyecek nitelikte rapor alınması gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE

İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, trafik kazası neticesinde davacıda meydana gelen iş görmezlik neticesinde oluşan maddi zararın karşı yan zorunlu mali mesuliyet sigortacısından tahsili istemine ilişkindir.
Davacı, davalı sigortalısı ile yapılan kaza neticesinde meydana gelen maluliyet sebebiyle oluşan iş gücü kaybından doğan maddi zararının şimdilik 10.000 TL’sinin davalıdan tahsilini talep etmiş, davalı ise kazanın meydana gelmesinde sigortalısının kusurunun bulunmadığını savunmuştur.
Mahkemece kusur durumunun tespitine yönelik olarak Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesinden alınan 04/05/2016 tarihli raporda, kazaya karışan her iki sürücünün de olay sırasında kendisinin yeşil ışıkta geçtiğini belirtmiş olması, dosyada olaya ilişkin herhangi bir görgü tanığı ifadesinin bulunmaması ve yine kaza sırasında hangi aracın ışık ihlali yaptığına dair bir tespit bulunmaması da dikkate alınarak araçların hangisinin ışık ihlali yaptığı hususu mahkeme takdirine bırakılmak suretiyle, sürücülerin beyanları doğrultusunda alternatifli kusur izafesi yoluna gidilmiş, buna göre, davalı sigortalısına ait araç sürücüsü …..’nin olay sırasında kırmızı ışıkta geçmiş olması durumunda …..’nin %100 oranında kusurlu olduğu, davacının olay sırasında kırmızı ışıkta geçmiş olması durumunda ise davacının %100 kusurlu olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkemece söz konusu olay ile ilgili olarak davalı sigortalısı hakkında Karşıyaka 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/1538 esas, 2016/866 karar sayılı dava dosyası getirtilmiş, bu dosyanın incelenmesinde savcılık aşamasında alınan bilirkişi raporunun da yine alternatifli olarak belirlendiğinin anlaşılması üzerine ceza mahkemesince kusurun tespiti açısından tarafların sunduğu CD’lerin incelenerek olayda ki kusur durumlarının tespiti için üç kişilik trafik bilirkişi heyetinden rapor alınmış, bu rapora göre davacı sürücü …..’ın motorsiklet ile yaptığı seyrinde dikkatli ve kurallara uygun davranmadığı, motorsikletinin manevra kabiliyetinin yüksekliğini de kullanarak olay yeri kavşağından kendisine yanan kırmızı ışıkla seyrini sürdürmeye çalıştığı ve bu trafik kazasının meydana gelmesinde asli derecede ve tam kusurlu olarak sebep olduğu, davalı …..’nin ise yeşil ışıkta geçerek nizami davranıp söz konusu kazada kusursuz olduğu tespit edilmiş, bu rapor uyarınca ceza mahkemesinde yapılan yargılamada sürücü …..’nin kusursuz olduğu anlaşıldığından atılı suçtan CMK’nun 223/2-c maddesi uyarınca beraatine karar verilmiş, kararın istinaf edilmesi üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesinin 14. Ceza Dairesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek söz konusu hüküm kesinleşmiştir.
Mahkemece, ceza mahkemesinde hükme esas alınan rapor ve ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararı ile iş bu davada alınan adli tıp kurumu raporu bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davalıca sigortalanan aracın sürücüsü …..’nin kusursuz olduğu, davacının ise %100 kusuru ile kazaya sebebiyet verdiği, kişinin kendi kusurundan kaynaklı olarak gerçekleşen olayda maddi tazminat isteyemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, alınan bilirkişi raporlarının denetime elverişli ve hüküm kurmaya yeterli olduğu, ceza mahkemesinde alınan bilirkişi raporları ve kesinleşen beraat kararı ile işbu davada alınan adli tıp raporu bir bütün olarak değerlendirildiğinde, kazaya sebebiyet verenin davacı olduğu ve bu sebeple tazminat talebinde bulunamayacağı anlaşılmakla, davacı yanın istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/645 Esas- 2017/731 Karar sayılı kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
3-a) İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken 59,30 TL harçtan başlangıçta alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 23,40 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
b) Davacı tarafın yatırmış olduğu istinaf kanun yoluna başvuru harcı olan 98,10 TL’nin hazineye gelir yazılmasına,
4-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan istinaf gider avansının istek halinde HMK’nun 333. Maddesi gereğince yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 01/04/2021