Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/2269 E. 2023/457 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/2269
KARAR NO : 2023/457

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/07/2016 (Dava) – 05/03/2020 (Karar)
NUMARASI : 2019/261 Esas – 2020/182 Karar
DAVA : Menfi Tespit (Teminat Mektubundan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 16/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/03/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/03/2020 tarihli 2019/261 Esas ve 2020/182 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle;davacı müvekkillerin … Sok. No:… … … adresindeki bağımsız bölümün davalı … tarafından diğer davalı … Tic. Ltd Şti ne kiralanması ile ilgili 20/11/2013 tarihli kira sözleşmesinin tamamının ifasını teminen kira bedeli ve buna bağlı alacaklardan doğacak borçlara ve kiralanan mahalde vukua gelecek hasar zarar ve ziyan ile bu kira sözleşmesinin diğer maddelerine uyulmaması halinde doğacak zararlara karşılık 200.000 TL sine kadar davalı … A.Ş … şubesi tarafından verilen 22/07/2014 tarih 3610TM01269 mektup nolu 200.000 TL garantili teminat mektubuna kefil olduklarını, davacı müvekkilerinin dava konusu teminat mektubuna kefil olduğu tarihten sonra davalı … Tic.Ltd Şti nin tüm şirket hisselerini 3.şahıslara devrettiğini, 27/04/2015 tarihli bu devir-tescil işleminin de Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlandığını, yani 22/07/2014 – 22/07/2015 tarileri arasında geçerli olmak üzere vadeli olarak düzenlenen ve davacı müvekkillerin de süreli olarak kefil olduğu dava konusu kesin teminat mektubunun vadesi dolmadan önce borçlu şirketin el değiştirdiğini, el değiştiren borçlu … Tic. Ltd Şti nin davaya konu olan ve 22/07/2015 tarihinide hükümsüz kalacak olan teminat mektubunun süresinde uzatılmasını talep ettiğini, davalı …A.Ş … Şubesinin de davacı müvekkillere bilgi vermeksizin ve davacı müvekkillerden hiçbir şekilde onay almaksızın tamamen kendi insiyatifi ile teminat mektubunun süresini uzattığını, bu durumu sonradan haricen öğrenen müvekkillerinin 18/12/2015 tariihnde İzmir 35. Noterliğinin 31817 yevmiye nolu ihtarnamesi ile borçlu … Ltd Şti nin kefillikten sonra el değiştirdiğini, hisse devirlerinden sonra borçlu şirketin mail durumunda olmusuz gelişmeler olduğunu, bu nedenle şirket hisselerinin devrinden sonra borçlu şirkete verilecek kredilere ve teminat mektuplarına kefil omadığını ve bundan sonra da olmayacağını diğer davalı … A.Ş ye açıkça bildirdiğini, davacı müvekkillerinin davalı … A.Ş ye keşide etmiş olduğu bu ihtarname ile kefillikten döndüğünü açıkça ve yazılı olarak bildirdiğini, 22/07/2014 tarihli 3610TM01269 mektup nolu 200.000 TL garantili kesin teminat mektubunun paraya çevrilmemesi için tensip ile birlikte ihtiyati tedbir kararı verilmesini, bu hususta davalı …’a yazı yazılmasını, 22/07/2014 tarihli 3610TM01269 mektup nolu 200.000 TL garantili kesin teminat mektubundan dolayı kefil sıfatı ile borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile özetle; davanın haksız ve dayanaksız olduğunu, reddine karar verilmesini talep ettiğini, davacıların tamamen kötü niyetli olarak banka teminat mektubundan doğan sorumluluklarından kaçabilmek amacıyla bu davayı ikame ettiklerini, müvekkil tarafındanbanka teminat mektubunun paraya çevrileceği kendilerine bildirildiği için zaman kazanmak için ihtiyati tedbir isteminde bulunduklarını, iddia ve taleplerinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, kira sözleşmesinin tarafı … Tic. Ltd Şti nin tüzel kişiliği olduğunu, şirketin tüzel kişiliğinin devam ettiği sürece ortaklıklarının veya şirket yetkilisinin değişik değişmediği konularının kiralayan olarak müvekkili bağlayan bir yönünün olmadığını, davacıların bankaya kiracı şirket lehine kefalette bulunduklarını, kefalettenrücu koşullarının oluşmadığını, 22/07/2014 tarihli 200.000 TL bedelli kesin banka teminat mektubunun geçerlilik tarihinin 16/07/2016 tarihine kadar temlik edilmiş olduğu, 20/07/2015 tarihli temdit mektubu ile müvekkil kiralayana bildirdiğini, davacıların banka teminat mektubunun temdit tarihinden çok sonra 5 ay sonra 18/12/2015 tarili ihtarname ile kefillikten rücu etmiş olmaları öncesi için bir sonuç yaratmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı … Ltd. Şti. ile banka arasında akdedilen 22.07.2014 tarihli sözleşmeye şirketin ortağı olan davacılar 10 yıl ve 500.000.-TL limit ile müteselsil kefil olduklarını, davacı kefillerin 10 yıl boyunca sözleşmeden doğan kefalet sorumluluğunun devam edeceği kuşkusuz olduğunu, davacılar … Ltd.Şti. de bulunan hisselerini devrettikten sonra, banka teminat mektubu konusunda hiçbir bildirimde bulunmadığını, kefaletlerinin devam ettiğini, mektubun temditinden 5 ay sonra ihtarda bulunarak kefaletlerinin sona erdiğini iddia ettiğini, iddialarını kabul etmemekle birlikte sözleşme gereği doğmuş borçlara istinaden de TBK 599 md. göre dönme haklarını kullanmaları hukuken mümkün olmadığını, davacıların 18.12.2015 tarihli ihtarla hisselerini devrettiklerini kefalet sözleşmelerinden döndüklerini kefalet sorumluluklarının olmadığını bildirdiklerini, banka tarafından ihtarnameye cevaben davacılara ve diğer davalıya ihtarname ile davacıların kredi sözleşmesine müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduklarını kredi hesaplarının 19.01.2016 tarihinde kat edildiğini, tazmin olmamış 200.000.-TL teminat mektubu, 25 adet çek yaprağından kaynaklanan 30.000.-TL gayri nakdi riskten ve 94.887.61-TL nakdi riskin ödemelerini, kefaletlerinin devam ettiği bildirildiğini, teminat mektubunun süreli olması davacıların kefaletlerinin süreli olduğu anlamına gelmediğini, banka ile kredi sözleşmesini imzalayan tüzel kişi … Ltd. Şti. olduğunu, bu nedenle davacıların hisselerini devretmeleri, kredi sözleşmesinin tarafı olan borçlu … Ltd. Şti. nin de değişiklik meydana getirmeyeceğini, değişmeyen bir borçlu taraf nedeni ile TBK 198. Md. hükümleri uygulanamayacağını belirterek; bu nedenlerle davanın reddini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece; ”…Davacılar tarafından açılan menfi tespit davasının REDDİNE….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; banka teminat mektupları ile banka (garanti veren) muhataba (garanti alan) karşı bir üçüncü kişinin (lehtar) fiilini taahhüt ettiğini, teminat mektubunun hukuki niteliğinin genel olarak bir garanti sözleşmesi olduğunu, teminat mektubunun içeriğine göre, bankanın taahhüdünün bir kefalet ya da bir garanti sözleşmesi oluşturabileceğini, teminat mektubunda alacaklının yazılı isteği üzerine derhal ve kayıtsız şartsız ödeme yükümlülüğünün bulunmasının, teminat mektuplarının 818 sayılı eski Borçlar Kanunu’nun 110. Maddesinde düzenlenen üçüncü kişinin edimini taahhüt niteliğinde bir garanti sözleşmesi olduğunu gösterdiğini, üçüncü kişinin edimini taahhütün 6098 sayılı Borçlar Kanunu madde 128 ile eski düzenleme ile paralel olarak hüküm altına alındığını, buna göre teminat mektubu sözleşmelerinin garanti sözleşmesi olarak kabul edilebilmesi için bazı unsurları taşıması gerektiğinin kabul edildiğini, öncelikle garanti verenin sorumlu olacağı riskin önceden belirlenmiş olması gerektiğini, teminat garanti alanı (yani muhatabı) belirli bir hareket tarzına yöneltmek ve özellikle de lehdar ile ticari bir ilişkiye girmesini sağlamak için verilmesi gerektiğini, teminat mektubunu veren kişinin, muhataba karşı bağımsız bir borç üstleniyor olması gerektiğini, teminat mektubunu veren taraf ile lehdar arasındaki ilişki ile lehdar ve muhatap arasındaki ilişkinin birbirinden tamamen bağımsız olduğunu, teminat mektubu sözleşmesi ile banka ya da mektubu veren diğer herhangi bir tüzel veya gerçek kişinin asli ve bağımsız bir borç üstleneceğini, başkasının fiilini taahhüt ile ilgili tek düzenleme BK. 110. maddesinde yer almakta ise de; bu madde genel nitelikte olup; Yasalarda düzenlenmeyen garanti sözleşmelerinin hükümlerini ve hukuki sonuçlarını açıklamaktan uzak olduğunu, garanti sözleşmelerinin hükümleri ve hukuki sonuçlarının Yargı kararları ile belirlendiğini, Yargıtay’ın banka teminat mektupları ile ilgili olarak 1967 ve 1969 tarihlerinde iki İçtihadı Birleştirme Kararı verdiğini, 13.12.1967 T., E. 1966/16, K.1967/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nda32 banka teminat mektuplarının garanti sözleşmesi olarak nitelendirildiğini, somut olayda dava konusu teminat mektubunun geçerliliği ve davacıların teminat mektubundan doğan sorumluluğunun, genel kredi sözleşmesine ve kefalet sözleşmesine bağlandığını oysa ki dava konusu teminat mektubunun, davalılardan …ne hitaben … sokak No:… …-… adresindeki bağımsız bölümün kiralanması ve kira teminatı olarak 22/07/2015 tarihine kadar geçerli olmak üzere verilen bir kesin teminat mektubu olduğunu, yani dava konusu teminat mektubunun da, esas sözleşmeden bağımsız olarak ve sadece kira teminatı olarak verildiğini, bu itibarla teminat mektubunun sözleşmeden ayrı ve bağımsız olarak değerlendirilmesi gerekirken, kararda belirtildiği gibi genel kredi sözleşmesine bağlı olarak düzenlendiği ve davacıların da sözleşme uyarınca kefilliklerinin devam ettiği yönündeki tespitin hatalı, usul ve yasaya aykırı olduğunu, kararın öncelikle bu nedenle bozulmasına karar verilmesi gerektiğini, ikinci olarak; dava konusu teminat sözleşmesinde teminat mektubunun süresinin tek taraflı olarak uzatılabileceğine ilişkin bir madde bulunmadığını, davalı … A.Ş.’nin, davacı müvekkillerinin yazılı olarak rızasını almadan, el değiştiren borçlu şirketin talebi ve tamamen kendi insiyatifi ile davaya konu teminat mektubunun süresini uzatması yasaya ve hukuka açıkça aykırı olduğunu, aksi yöndeki mahkeme kararı usul ve yasaya aykırı olup; kararın bu nedenle de bozulması gerektiğini, üçüncü olarak; bilirkişi raporuna itirazlarını bildiren 17/01/2020 tarihli dilekçeleri ile, bankacılık mevzuatında ve teminat mektubu hususunda uzman bir bilirkişiden rapor alınması ve düzenlenecek bu raporda kesin süreli teminat mektuplarının süresinin banka tarafından tek taraflı olarak uzatılıp uzatılamayacağı hususunun detaylıca incelenmesini talep etmiş iseler de; Mahkemece bu taleplerinin yerine getirilmeden eksik incelemeye dayalı kararının bu yönden de bozulmasına karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın ortadan kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; 22/07/2014 tarihli 200.000 TL garantili kesin teminat mektubundan dolayı kefil sıfatı ile borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesi istemli, teminat mektubundan kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacılar vekilince istinaf edilmiştir.
Bankacı Bilirkişi … düzenlediği 03/01/2020 tarihli raporda özetle; davalı bankanın …/… Şubesince dava dışı … Tic. Ltd. Şti.ne 21.07.2014 düzenleme tarihli Genel Kredi Sözleşmesi eki 300.000.-TL ve 500.000-TL -TL limitli Ek Cari Hesap Sözleşmesi imzalattıklarını, sözleşme eki kefaletnameyi davacılar … San ve Tic. Ltd.Şti.yetkilisi ve …, …, … 6098 sayılı BK. kefalet hükümleri doğrultusunda kefalet türü, kefalet limiti, kefalet tarihini El yazısı ile yazmak suretiyle 300.000.-TL+500.000.-TL kefalet limitli olarak müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, Sözleşmeye istinaden dava dışı … Tic. Ltd. Şti.ne nakdi krediler kullandırılmış, gayri nakdi kredi açılarak …ne hitaben … sok. No… …/… adresindeki bağımsız bölümün kiralanması ve kira teminatı olarak 22.07.2014 tarih ve 3610TMO1269 no.lu 200.000.-TL bedelli 22.07.2015 tarihine kadar geçerli tazmin talebi halinde bankanın ödemeyi taahhüt ettiği Kesin Teminat Mektubu verildiğini, teminat Mektubunun vadesi dava dışı asıl borçlu şirketin talebi ve bankanın uygun görmesi üzerine 16.07.2016 tarihine kadar uzatıldığını, davacılar ortağı bulundukları asıl borçlu şirketteki hisselerini 21.04.2015 tarihinde devrederek şirket ortaklığından ayrıldıklarını, 18.12.2015 tarihinde davalı bankaya hitaben gönderdikleri ihtar ile dava dışı şirkette bu tarihten itibaren kullandırılacak kredilere kefaletlerinin son bulması yönünde ihtar ettiklerini, davaya konu Teminat Mektubunun dayanağı Davacıların müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıkları 21.07.2014 düzenleme tarihli Genel Kredi Sözleşmesi ve eki kefaletname olduğunu, davacıların kefaletnameyi şahsi olarak müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıklarını, davacıların davalı bankaya kefaletlerinin son bulması yönünde gönderdikleri 18.12.2015 tarihi öncesinde 20.07.2015 tarihinde Teminat Mektubunun temdit işlemi yapıldığını, bankacılık mevzuatında Teminat Mektubunun temdit edilmesinin müteselsil kefillere bildirileceği yönünde bir uygulama bulunmadığını, davacıların Şirket ortaklığından ayrılmaları şahsi kefalet sorumluluğunu ortadan kaldırmadığını, taraflar arasında akdedilen kefaletnamenin 3.6.Maddesinde Banka, kefil olunan borçlar hakkında tam bir hareket serbestisine sahip olup, Kefilin bu yüzden durumunun ağırlaştığını ileri sürerek, bankaya karşı hiçbir iddia ve istek hakkı yoktur. Bankanın kredi alanın veya kefilin yükümlülüklerini bir veya birçok defa temdit etmesi, borcu taksitlendirmesi hallerinde kefil kefaletinin aynen devam edeceğini kabul ve beyan etiklerini, 3.9. Maddesinde: Kefil , kefalet yükümlülüğünün bu sözleşmenin imza tarihinden itibaren 10 yıl süre ile geçerli olmaya devam edeceğini kabul ve taahhüt eder hükümleri bulunduğunu, davacıların davaya konu 200.000.-TL Teminat Mektubundan dolayı müteselsil kefil sıfatıyla tahsilinde tekerrür olmamak kaydı ile ayrı ayrı sorumluluklarının devam ettiğini, 11.07.2016 tarihinde tazmin olan Teminat Mektup bedelinin aynı tarihte davacı … … San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından bankaya ödendiğini belirtmiştir.Somut olayda; davalı banka ile davalı … Tic. Ltd. Şti. arasında 21.07.2014 düzenleme tarihli Genel Kredi Sözleşmesi, 300.000.-TL ve 500.000-TL limitli Ek Cari Hesap Sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin eki niteliğindeki kefaletnameyi davacılar … San. ve Tic. Ltd.Şti. yetkilisi ile …, …, …’un 6098 sayılı TBK. kefalet hükümleri doğrultusunda kefalet türü, kefalet limiti, kefalet tarihini el yazıları ile yazmak suretiyle 300.000.-TL ve 500.000.-TL kefalet limitli olarak 10 yıllık süre için müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, davalı … tarafından, diğer davalı … Limited Şirketine taşınmaz kiralandığı, genel kredi sözleşmesine istinaden dava dışı … Tic. Ltd. Şti.ne gayri nakdi kredi açılarak kiraya veren davalı … Şubesine verilmek üzere … sok. No… …/… adresindeki bağımsız bölümün kiralanması ve kira teminatı olarak 22.07.2014 tarih ve 200.000.-TL bedelli 22.07.2015 tarihine kadar geçerli Kesin Teminat Mektubu verildiği, mektubun 22.07.2015 tarihine kadar geçerli olduğu, dava dışı … Tic. Ltd. Şti.’nin 16.07.2015 tarihinde davalı bankaya dilekçe ile müracaat ederek, 200.000.-TL bedelli mektubun tutarının 150.000.-TL’ye düşürülerek 16.07.2016 tarihine kadar temdit edilmesini talep ettiği, davalı bankanın temdit talebini uygun bularak, teminat mektubunun süresini 16.07.2016 tarihine kadar uzattığı; davacıların davalı bankaya hitaben İzmir 35. Noterliğinin 18.12.2015 tari 31817 yevmiye sayılı ihtarnamesini keşide ederek, davalı banka ile dava dışı … Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan 21.07.2014 tarihli genel kredi sözleşmesine kefil olduklarını, kefil olduktan dava dışı asıl borçlu şirketteki hisselerini 3. Şahıslara devrettiklerini, şirket hisselerinin devri ve yetkilisinin değişmesinden sonra şirketin davalı banka nezdinde doğan tüm kredi borçları ve teminatlarına kefil olma iradelerinin ortadan kalktığını, ihtarın tebliğinden itibaren borçlu şirket … Tic. Ltd. Şti. Daval bankanın vereceği kredilere ve teminat mektuplarına kefil olmadıklarını, bu tarihten sonraki borçlar açısından kefalet sözleşmesinden döndüklerini ihtar ettikleri, davacıların GKS sözleşmesindeki kefaletlerinin geçersizliğini ve 22.07.2014 tarih ve 200.000.-TL bedelli teminat senedinin kendileri yönünden geçersizliğini ileri sürmedikleri anlaşılmıştır. Davalı … Şubesinin talebi üzerine teminat mektubunun 11.07.2016 tarihinde tazmin edildiği ve nakdi krediye dönüştüğü, davalı bankanın nakdi krediye dönüşen Teminat Mektubu ve diğer ödenmeyen nakdi krediler ile ilgili olarak dava dışı asıl borçlu şirket ve davacılara Beyoğlu 49. Noterliğinin 19.01.2016 tarih ve 13611 yevmiye sayılı ihtarnamesini keşide ederek 19.01.2016 tarihi itibariyle 94.887.61-TL taksitli ticari kredi borcunun 3 gün içerisinde ödenmesi ve 200.000-TL tazmin olunmamış mektup tutarı ve 25 adet tazmin olmamış çek yapraklarından kaynaklanan 30.000.-TL gayri nakdi riskin depo edilmesini, aksi takdirde yasal yollara başvurulacağı ihtar ettiği anlaşılmıştır.
Dosya içerisinde bulunan, taraflar arasında akdedilen kefaletnamenin 3.6. maddesinde banka, kefil olunan borçlar hakkında tam bir hareket serbestisine sahip olup, kefilin bu yüzden durumunun ağırlaştığını ileri sürerek, bankaya karşı hiçbir iddia ve istek hakkı yoktur. Bankanın kredi alanın veya kefilin yükümlülüklerini bir veya birçok defa temdit etmesi, borcu taksitlendirmesi hallerinde kefil kefaletinin aynen devam edeceğinin kararlaştırıldığı; davacıların davalı bankaya hitaben İzmir 35. Noterliği’nin 18.12.2015 tarih 31817 yevmiye sayılı ihtarnamesini keşide ederek, davalı banka ile dava dışı … Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan 21.07.2014 tarihli genel kredi sözleşmesine kefil olduklarını, kefil olduktan dava dışı asıl borçlu şirketteki hisselerini 3. şahıslara devrettiklerini, şirket hisselerinin devri ve yetkilisinin değişmesinden sonra şirketin davalı banka nezdinde doğan tüm kredi borçları ve teminatlarına kefil olma iradelerinin ortadan kalktığını, ihtarın tebliğinden itibaren borçlu şirket … Tic. Ltd. Şti. Daval bankanın vereceği kredilere ve teminat mektuplarına kefil olmadıklarını, bu tarihten sonraki borçlar açısından kefalet sözleşmesinden döndüklerini ihtar ettikleri, davacıların GKS sözleşmesindeki kefaletlerinin geçersizliğini veya 22.07.2014 tarih ve 200.000.-TL bedelli teminat senedinin kendileri yönünden geçersizliğini ileri sürmedikleri anlaşılmıştır. Davaya konu Teminat Mektubunun dayanağının, davacıların müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıkları 21.07.2014 düzenleme tarihli Genel Kredi Sözleşmesi ve eki kefaletname olduğu, davacıların kefaletnameyi şahsi olarak müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıkları, davacıların kefalet sözleşmesinin imzalandığı tarihten sonra dava dışı asıl borçlu şirket ortaklığından ayrılmalarının kendiliğinden şahsi kefaletten kaynaklanan sorumluluklarını ortadan kaldırmayacağı, davacı kefillerin davalı banka ile geçerli bir kefalet sözleşmesinin kurulmasından sonra tek taraflı ihtarname ile kefaletlerini geri alamayacakları, bu şekildeki bildirimin akdin diğer tarafı olan davalı bankaca açıkça kabul edilmedikçe hukuki sonuç doğurmayacağı; diğer taraftan davacıların davalı bankaya kefaletlerinin son bulması yönünde gönderdikleri 18.12.2015 tarihi ihtarname öncesinde 20.07.2015 tarihinde Teminat Mektubunun temdit işleminin yapıldığı, bankacılık mevzuatında ve taraflar arasında imzalanan kefaletnamede Teminat Mektubunun temdit edilmesinin müteselsil kefillere bildirileceği yönünde bir düzenleme bulunmadığı, teminat sözleşmesinde talep üzerine teminat sözleşmesinin temdit edilebileceğinin belirtildiği ve … Tic. Ltd. Şti.’nin 16/07/2015 tarihli dilekçesi ile ilgili bankadan temdit talebinde bulunması üzerine teminat mektubunun temdit edildiği anlaşılmış; davacı vekili tarafından dava konusu teminat sözleşmesinde teminat mektubunun süresinin tek taraflı olarak uzatılabileceğine ilişkin bir madde bulunmadığını, davalı … A.Ş.’nin, davacı müvekkillerinin yazılı olarak rızasını almadan, el değiştiren borçlu şirketin talebi ve tamamen kendi insiyatifi ile davaya konu teminat mektubunun süresini uzatması yasaya ve hukuka açıkça aykırı olduğunu, kararın bu nedenle de bozulması gerektiği hususunu istinaf itirazları olarak ileri sürülmüş ise de, davacıların dava dilekçesi ile 22/07/2014 tarihli 3610TM01269 mektup nolu 200.000 TL garantili kesin teminat mektubundan dolayı kefil sıfatı ile borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ettikleri ancak temdit edilen teminat mektubu yönünden taleplerinin bulunmadığı nazara alındığında bu yöndeki itirazlarının da yerinde olmadığı; belirtilen gerekçelere göre davacıların 200.000.-TL bedelli teminat mektubundan dolayı müteselsil kefil sıfatıyla sorumluluklarının devam ettiği anlaşılmakla davacılar vekilinin itirazlarının esastan reddi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacılar vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/03/2020 tarihli 2019/261 Esas ve 2020/182 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 125,50-TL’nin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 16/03/2023