Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/226 E. 2021/295 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/226
KARAR NO : 2021/295
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2017
NUMARASI : 2014/473 Esas- 2017/1198 Karar
DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 08/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/04/2021
İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/473 Esas- 2017/1198 Karar sayılı kararının dairemizce incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesi süresi içinde usulünce verilmiş olmakla; raportör hakim tarafından hazırlanan rapor, dosyadaki dilekçe, lahiyalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler incelendi.
DAVA
Davacı vekili, davacıların …’nin hissedarı ve şirket müdürünün … olduğunu, davalılarla …’nin devri için 600.000,00 TL karşılığında anlaşıldığını, İzmir …..Noterliğinin 25240 yevmiye nosu ile tasdikli hisse devri sözleşmesinin 04/11/2011 tarihinde davacıların hisselerinin davalılara devredildiğini, devir işlemi sırasında davacılara 100.000,00 TL ödendiğini, hisse devrinin gerçekleştiği tarih itibariyle müvekkillerinin 500.000,00 TL bakiye alacakları kaldığını, iş bu 500.000,00 TL’nin 2011 yılı Aralık ayında 25.000,00 TL, 2012 yılı Ocak ayında 25.000,00 TL ödeneceği, bakiye 450.000,00 TL için ise 2012 Şubat ayından itibaren aylık 10.000,00 TL olmak üzere 45 ay boyunca ödeme yapılmak üzere 45 adet senedin keşide edilerek müvekkillerine verildiğini, işbu senetlerin ciro edilmesinin yasak olduğunu, devirden sonra Aralık ve Ocak aylarında ödenmesi gereken toplam 50.000,00 TL nin davalılar tarafından ödenmemesi üzerine … tarafından davalılara ihtarname keşide edildiğini, davalılar tarafından …’ın tehdit edildiğini, davalıların baskısı ile … ….Noterliğinin 24.01.2012 tarih ve 2298 yevmiye nolu ibranamesi ile …’dan 50.000,00 TL için ibraname alındığını, aynı tarihte sözleşmenin tarafı olmamasına rağmen taraflar arasındaki sözleşmenin …’ın imzası ile feshedildiğini, davacılara ait 600.000,00 TL değerindeki şirketin davalılarca 100.000,00 TL nakit ödeyip, 50.000,00 TL ödenmiş gösterilip toplamda 150.000,00 TL bedelle yağmalandığını, fesih sebebiyle tarafların aldıklarını iade etmeleri gerekirken davalıların şirketi ve hisselerini … ve … adlı şahıslara devrettiklerini, davalıların şirketi devir aldıktan sonra devir öncesi döneme ait borçlar sebebiyle birçok icra takibine maruz kaldıklarını, kira borcu, SGK ve Vergi Dairesine yüklü miktarda borç ödediklerini, davalıların ödediklerini iddia ettikleri borçlar ile ilgili müvekkillerinin bilgi sahibi olmadığını, devir tarihi olan 04/11/2011 tarih öncesi döneme ait varsa kira, icra, SGK ve Vergi Dairesi borçlarının belirlenmesine, bu borçlar için davalılar tarafından yapılan ödemelerin Şubat 2012 ila Nisan 2013 dönemi müvekkillerinin alacağı olan 150.000,00 TL’den düşülerek müvekkillerinin dava tarihi itibariyle bakiye alacaklarının tespit edilmesine, 50.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP
Davalılar vekili, alacak davasının bir yıllık zamanaşımı süresi bulunduğunu, davacı tarafça sunulan sözleşmeye göre 04/11/2011 tarihinde akdedilen sözleşmenin altına şerh düşülerek teslim edildiğini, yine davacı vekilinin delillerinden olan ihtarnamenin 24/01/2012 tarihli olup dava tarihinin 16/04/2013 olduğunu, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, müvekkili …’in sigorta aracılık hizmetleri konulu bir firmanın sahibi olarak ticari faaliyette bulunduğunu, diğer davalı … ile …’ın ortak tanıdığı olduğunu, tarafların bir araya gelerek davacılara ait işyerinin devri konusunda görüşüldüğünü, diğer davalı ve …’ın ısrarı ve güvenilir kişi olarak ticari alışverişte bulunmasını istemeleri üzerine …’in yeni kurulacak şirketle hisse sahibi olmayı kabul ettiğini, 04/11/2011 tarihli sözleşme gereğince şirketin devrinin gerçekleştiğini, devirden hemen sonra işyerine muhtelif icra dairelerinden hacizler gelmeye başladığını, şirketin borca batık olduğunun anlaşıldığını, müvekkillerinin şahsi paraları ile birçok borcu ödediklerini, işbu durumun katlanılmaz hale gelmesi ile tarafların bir araya gelerek yapılan sözleşmeden vazgeçilerek davacılara şirketin geri verilmesi hususunda anlaşıldığını, şirketin devredildiği … ve … isimli kişilere devrini bizzat …’ın istediğini, davacılar adına hareket eden ve gerçekte her şeyin sahibi olan …’ın müvekkillerini kandırdığını, davacılar tarafından müvekkillerine devredilen şirketin gerçek değerinin devir işleminden sonra anlaşıldığını, müvekkili …’in davacılara herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkili …’in öncelikle usul ve hukuki nedeniyle zamanaşımı itirazının kabulüne, davanın süresinde açılmadığından reddine, davacılara herhangi bir borç bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davaya dayanak 04/11/2011 tarihli iki sahifeden ibaret sözleşmenin alt bölümünde el yazısı ile sözleşmenin tekrar tarafları bir araya gelerek tüm yükümlülerle feshedildiği, tarafların karşılıklı olarak birbirlerinden hiçbir hak ve alacağının kalmadığı, sözleşmenin tüm şartları ve sonuçları ile feshedildiği hususunun düzenlendiği, yine 23/01/2012 tarihli belgede …..’nin devir ve satış yapılmasına feragat ettikleri hususunda davacıların belge imzaladıkları, İzmir ….. ……Noterliğinin 24/01/2012 tarihli 2298 yevmiye nolu ibranamesinde de davacılar ….. ve …… adlarına vekilleri …’ın 04/11/2011 tarihinde tarafların sözleşme imzaladığı ve Aralık 2011 ve Ocak 2011 tarihinde 50.000,00 TL alacağın doğduğunu, ancak taraflarla karşılıklı anlaşma ile sözleşmenin sona erdiği, bahse konu alacağı kendilerin nakden ve haricen tamamen aldığı başkaca bir hak ve alacağının bulunmadığını kabul, beyan ve ibra ettiği, söz konusu belgelerdeki imzalara davacıların herhangi bir itirazının bulunmadığı ancak belgelerdeki imzaların davacılara zorla imzalatıldığını bildirdiği, bu hususun davacıların vekil … tarafından yapılan şikayet sonucu İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/71976 Soruşturma nolu dosyasında 18/12/2012 tarih ve 2012/52084 Sayılı karar ile kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği nazara alındığında sübut bulmadığı, 04/11/2011 tarihli sözleşmenin taraflarca feshedildiği ve tarafların karşılıklı olarak birbirlerinden hak ve alacaklarının kalmadığını bildirir beyanlarının ve 24/01/2012 tarihli Karşıyaka 5. Noterliğince düzenlenen ibranamenin davacıları bağlayacağı gerekçesiyle sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, müvekkillerinin ya da …’ın şirketin … ve … isimli tanımadıkları kişilere devredilmesi yönünde bir talebi olmadığı gibi borca batık bir şirketin bu kişilerce üzerilerine alındığı iddiasının hayatın olağan akışına tamamen aykırı olduğunu, devir tarihi itibarıyla borcu bulunmayan şirketin içinin boşaltıldığını, depodaki malların davalılarca başka adrese taşındığını, borca batık hale getirilen şirketin de tanınmayan iki şahsa kağıt üzerinde devredildiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, hisse devri sebebiyle alacağın tahsili davasıdır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacıların davalıları söz konusu sözleşme sebebiyle ibra ettiklerine dair noter evrakı ve hisselerin dava dışı kişilere devredilmesine yönelik davalı …..’ın sunduğu belgedeki yazılı beyanları, bu beyanlardaki imzalara davacıların itirazlarının bulunmaması ve söz konusu belgelerin zor kullanılarak alındığına yönelik savcılıkça yapılan tahkikat neticesinde takipsizlik kararı verilmesi, sonuç olarak aksi davacılarca ispat edilemeyen ibraya ve devre yönelik beyanların davacıları bağlayacağının anlaşılması karşısında mahkeme gerekçesi doğru görülerek davacılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/473 Esas- 2017/1198 Karar sayılı kararına karşı davacılar vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalılar yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
3-a) İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken 59,30 TL harçtan başlangıçta alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 23,40 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
b) Davacı tarafın yatırmış olduğu istinaf kanun yoluna başvuru harcı olan 98,10 TL’nin hazineye gelir yazılmasına,
4-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan istinaf gider avansının istek halinde HMK’nun 333. Maddesi gereğince yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/04/2021