Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/2258 E. 2023/307 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/2258
KARAR NO : 2023/307

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/10/2016 (Dava) – 02/07/2020 (Karar)
NUMARASI : 2018/214 Esas – 2020/346 Karar
DAVA : Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 01/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/03/2023

İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/07/2020 tarih ve 2018/214 Esas – 2020/346 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … adına kayıtlı diğer davalı sürücü …’ ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile 25/10/2015 tarihinde yaya olan müvekkiline çarpması neticesinde müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, meydana gelen kazada müvekkilinin hiç bir kusurunun bulunmadığını, kaza sonrası müvekkilinin tedavisinin … Üniversitesi Hastanesi Bornova Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezinde yapıldığını, bu olayla ilgili İzmir 17.ASCM’ ne 2016/508 E.sayılı dosyası ile kamu davası açılmış olduğunu, müvekkilinin tedavisinin halen devam ettiğini, çalışamaz ve yürüyemez durumda olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hak ve alacaklı saklı kalmak kaydıyla 5.000,00-TL maddi tazminatın ve 50.000,00-TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, ayrıca … plakalı aracın trafik kaydına ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalılar … ile … vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; müvekkili …’ın olayın meydana gelmesinde bir kusurunun bulunmadığını, davacı tarafın talep ettiği maddi tazminatın ne kadarının tedavi gideri, ne kadarının iş ve güçten kalma tazminatı olduğuna açıklık getirilmesi gerektiğini, talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu savunarak, davanın reddine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…davanın KISMEN KABULÜ ile; 1-Davacının kalıcı maluliyet talebi ile ilgili davadan sonra ödeme yapıldığından bu talebin konusuz kalması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına, 2- Davacının geçici maluliyet tazminatı talebinin 2.537,12 TL lik kısmının konusuz kalması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına, 1.712,58 TL geçici maluliyet tazminatının kaza tarihi olan 25/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 3- 1.687,50 TL tedavi giderinin kaza tarihi olan 25/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 4-Davacının manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ İLE; 15.000,00-TL manevi tazminatın 25/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 5-Sair hususların gerekçeli kararda belirtilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından verilen kararın hakkaniyete ve adalete uygun olmadığını, yerel mahkemenin 12/11/2019 tarihli ara kararı ile, ıslah dilekçesinde arttırdıkları miktarın hangi tazminat kalemlerine ilişkin olduğu hususunda açıklamada bulunduklarını, buna karşın yerel mahkemece maddi tazminata konu zararların eksik hesaplandığını, manevi tazminat miktarının da oldukça düşük belirtildiğini, müvekkilinin kaza tarihi itibariyle 66 yaşında olduğunu, kaza nedeniyle çok acı çektiğini, yaşından dolayı iyileşme sürecinin de son derece uzun olduğunu, halen daha iyileşemediğini, kaza nedeniyle uzun süre yatağa bağlı kaldığını, manevi tazminat taleplerinin 50.000 TL olmasına rağmen mahkemece 15.000 TL’ye hükmedilmesinin hakkaniyete uygun olmadığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu, dava konusu olayın 25.10.2015 tarihinde saat 13.45 sıralarında meydana geldiğini, davalı müvekkili …’ya ait … plakalı aracın olay anındaki sürücüsünün diğer davalı müvekkil … olduğunu, müvekkili …’ın idaresindeki araçla olay yerinde pazarın kurulu olması ve yaya trafiğinin fazla olması nedeniyle dikkatli ve yavaş bir şekilde seyir ettiği sırada, davacı … yaya kaldırımında yürümeyerek araç trafiğine ayrılmış yolda, arkası gelen araç trafiğe dönük vaziyette, pazar arabası ile yürümekte iken önüne birden bire çıkan bir başka şahsı solundan geçmek istediği sırada, aracın önüne aniden çıktığını ve aracın dokunması ile dengesini kaybederek yere düşüp sol ayağının yaralanmasına sebebiyet verdiğini, davacı müşteki sıfatıyla İzmir 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/508 Esas davasının 6.10.2016 tarihli duruşmasında durumu beyan ettiğini, davalı …’ın yargılamanın tüm aşamalarında, olay yerinin Pazar kurulması nedeniyle kalabalık olduğunu bu nedenle 3-5 km hızla ilerlediğini, davacının birden bire aracının önüne geçtiğini, aracının sol ön kısmının dokunması ile yoldaki parke taşları sebebiyle dengesini kaybederek ayağının takılmasıyla yere düştüğünü, emniyetteki ve mahkemedeki ifadelerinde açıkça anlattığını, olayın oluş şekline göre olayın meydana gelmesine, yaya kaldırımı mevcut olmasına rağmen araç trafiğine ayrılmış yolda, arkası gelen araç trafiğine dönük vaziyette seyir eden ve önüne çıkan başka bir şahsı sollayarak yoluna devam etmek isterken kontrolsüz şekilde davalı …’ın kullandığı aracın önüne aniden çıkan davacının sebebiyet verdiğini, dosyaya sunulan bilirkişi raporlarında; davalı araç sürücüsü …’ın %75 oranında kusurlu olduğu yönünde raporlar sunulduğunu ancak, bu raporları kabul etmediklerini, hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda, davalı …’ın davacıyı klaksonla uyarmadığı belirtilerek kusur izafe edildiğini, müvekkilinin olay yerinde davacıyı klaksonla uyardığını ancak, olay yerinde pazar kurulu olması veya yaşlılık nedeniyle davacının bu sesi duymamış olabileceğini, davalı …’ın olayın meydana gelmesinde hiçbir kusuru bulunmadığını, yolun, trafik ve yaya geçişlerini dikkate alarak gerekli önlemleri almak suretiyle seyrine devam eden davalı …’a kusur izafesinin mümkün olmadığını, davacı …’ın kalıcı maluliyeti oranının % 12,6 olduğunun bilirkişi raporlarında tespit edildiğini ve bu maluliyete dayalı olarak kalıcı maluliyet tazminatına hükmedildiğini, dosyadaki mevcut raporlarda davacının yaşının, olaydan önce mevcut olan fiziksel durumunun hiçbir şekilde dikkate alınmadığını, yaşı göz önünde bulundurulduğunda bu maluliyet oranının oluşmasında tek sebebin; söz konusu kaza olmadığını, bacaklarındaki mevcut kireçlenme ve yaşlılığının etkisi dikkate alınarak kaza ile arasındaki bağın öyle değerlendirilmesi gerektiğini, davacı lehine tedavi giderlerinden kaynaklı maddi tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığını, davacının SGK kapsamında tedavi olan ve tüm tedavi giderleri kurum tarafından karşılanabilecek durumda olduğunu, dolayısıyla davacının özel hastanelerde tedavi olması, kendi isteği ile korse satın alması ve reçetesiz ilaç almasının tamamen kendi keyfi tutumundan kaynaklanan harcamalar olduğunu, davalılara yükletilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle davacı lehine bu kapsamda tazminata hükmedilmesinin yasaya aykırı olduğunu, davacı lehine hükmedilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına uygun olmayacak şekilde tazminata hükmedildiğini, mahkemece maddi tazminatların hesabında, ödeme tarihinden hesaplama tarihine kadar yapılan güncellenmiş miktarlara göre hesaplama yapıldığını, bilirkişi tarafından kusur oranı dikkate alınarak davacı tarafın toplam maddi tazminat alacağı 26.588,07 TL olarak hesaplandığını, sigorta şirketi tarafından davacıya 21.2.2018 tarihinde 22.573,04 TL ödeme yapıldığını, bu ödeme bilirkişi tarafından hesaplama tarihine güncellendiğinde 25.338,23 TL ulaştığını ve bu rakamı davacıya ödenecek maddi tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, bu hesaplamaya göre davalıların davacıya ödemesi gereken maddi tazminat borcunun 1.249,84 TL olduğunu, yerel mahkemece dava tarihinden sonra sigorta şirketi tarafından ödeme yapılmış olması nedeniyle güncellenmiş miktar dikkate alınmasızın hüküm kurulduğunu, bu durumun, hakkaniyete ve Yargıtay kararlarına ters düştüğünü belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazasına dayalı oluşan cismani zarar sebebiyle maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davacı ve davalılar vekilleri tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, alınan kusur ve maluliyet raporlarının somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, Ege Üniversitesi Adli Sağlık Kurulu raporunun kaza tarihinde mevzuata uygun şekilde Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe göre ve davacının kazadan sonraki tedavi evrakları ile bizzat muayenesi yapılarak düzenlendiği, maluliyetin kazadaki kırık sebebiyle oluştuğunun tespit edildiğinin raporda açıkça belirtildiği, kusura yönelik mahkemece hükme esas alınan rapor ile ceza yargılamasında alınan Adli Tıp Kurumu raporunun birbirini teyit eder şekilde düzenlendiği ve kusur durumunu doğru olarak tespit ettiği, davalıların SGK’nın sorumluluğu haricindeki tedavi giderlerinden sorumlu olmaları sebebiyle aktüer raporda yerinde tespit edilen tedavi giderlerini karşılamak zorunda oldukları, sigorta tarafından ödenen bedel dava tarihinden sonra olduğu için güncelleme yapılamamasının yerinde olduğu, davacı lehine hükmedilen manevi tazminatın da tarafların kazadaki kusur oranları, davacıdaki kırık ve maluliyetin derecesine göre hak ve nesafete uygun belirlendiği anlaşılmakla tarafların istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine dair aşağıda yazılı şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/214 Esas – 2020/346 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA;
Davacı istinafı yönünden; alınması gerekli 179,90 TL istinaf karar harcından, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile 125,50 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
Davalılar istinafı yönünden; alınması gerekli 1.256,90 TL istinaf karar harcından, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile 1.202,50 TL istinaf karar harcının davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 01/03/2023