Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/2248 E. 2023/339 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/2248
KARAR NO : 2023/339

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/05/2017 (Dava) – 05/03/2020 (Karar)
NUMARASI : 2017/580 Esas – 2020/197 Karar
DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
BAM KARAR TARİHİ : 02/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/03/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/03/2020 tarihli 2017/580 Esas ve 2020/197 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 17/11/2011 tarihinde yaya olarak karşıya geçmek isterken davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde ZMMS poliçe teminatı altında bulunan …’un sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın çarpması sonucunda ağır bir şekilde yaralandığını, kaza sonrası tedavi gördüğünü, bu olay üzerine İzmir CBS Hazırlık Bürosunun 2011/99801 soruşturma numaralı hazırlık dosyası ile dava açıldığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50,00-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 50,00-TL maluliyet tazminatının davalılardan başvuru tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davacı vekili 02/11/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile; fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile, sunulan bilirkişi raporu doğrultusunda toplamda 41.185,92.-TL tazminatın sigorta şirketine başvuru tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davacı tarafça müvekkil şirkete dava açılmadan önce yapılan başvurunun usulüne uygun olarak yapılmadığını, davacı vekili tarafından müvekkil şirkete yapılan başvuruda gönderilen evraklar üzerinden bir tazminat hesaplaması yapılmasının mümkün olmadığını, hasar dosyasının tamamlanabilmesi için bir takım evrakların davacı vekilinden talep edildiğini, ancak istenilen evrakların müvekkil şirkete gönderilmediğini, bu davanın açılmasında müvekkil şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, bu nedenlerle haksız olarak açılan davanın reddine, davanın reddedilen kısmı açısından yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece; ”….Dava ve ıslah dilekçesinin kısmen kabulü ile, 686,65-TL geçici iş göremezlik, 26.659,03-TL sürekli iş göremezlik zararı olmak üzere toplam 27.345,68-TL’ nin dava tarihi olan 26/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketine sigortalı aracın sürücüsüne izafe edilen kusur oranının kabulünün mümkün olmadığını, nitekim söz konusu kazadan sonra kaza tespit tutanağının düzenlenmemiş olması nedeniyle kazanın meydana geliş nedeninin kesin saptanamaması durumunun da kusur oranlarının tespitinde müvekkili şirketin sigortalı sürücüsü aleyhine durumların ortaya çıkmasına neden olduğunu, davacı yaya …’ün trafikte göstermesi gereken özen yükümlülüğüne aykırı davranarak kazanın oluşmasına neden olduğunu dolayısıyla kazanın oluşumunda muhakkak kusuru bulunduğunu, tazminata esas alınan maluliyet oranının tespitinde meslekte kazanma gücü kaybı yönetmeliğinin değil, trafik sigortası genel şartlarında yer alan özürlülük ölçütü sınıflandırması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkındaki yönetmelik hükümlerinin esas alınması gerektiğini, Genel Şartların B-2/4. maddesine göre “Sigortacı, dava masrafları ile avukatlık ücretlerini ödemekle yükümlüdür. Şu kadar ki, hükmolunan tazminat sigorta bedelini geçerse, sigortacı bu masrafları sigorta bedelinin tazminata oranı dâhilinde öder.” denmekle, her durumda, davanın kabulüne karar verilmesi halinde dahi müvekkili şirketin asıl alacak ve dava masrafları açısından poliçe limiti sınırlı olarak sorumlu tutulması gerektiğini, maluliyet zararının aktüerya bilim dalı ile uğraşan aktüerler tarafından yapılması gerektiğini ayrıca geçici işgöremezlik tazminatı miktarından müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmadığını, Türkiye’de de aktüerler ile ilgili yasal düzenleme 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu ve bu kanunun ilgili maddesince düzenlenen Aktüerler Yönetmeliği hükümleri olup 5684 sayılı kanunun 21.maddesi hükmü gereği Aktüerlik yapabilmek için Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı nezdinde tutulan Aktüerler Siciline kayıtlı olmak zorunluluktur , ilgili sicile kayıtlı olmadan aktüerlik yapılamayacağını bu bağlamda uzmanlık sahası itibariyle kanunun ve ilgili yönetmeliğin aradığı şartları taşımayan bilirkişilerce hazırlanan raporun kabul edilme olasılığı bulunmadığını Her ne kadar yerel mahkeme tarafından geçici işgöremezlik zararı giderlerinden müvekkili sigorta şirketinin sorumlu olduğuna hükmolunmuşsa da geçici işgöremezlik taleplerinden müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğu bulunmadığını, geçici işgöremezlik tazminatına ilişkin taleplerin trafik sigortası genel şartları gereği teminat dışı kaldığını, geçici işgöremezlik talepleri tedavi giderleri kapsamında olup, 6111 sayılı yasa uyarınca müvekkili şirketin tedavi giderleri nedeniyle herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, Yeni Trafik Sigortası Genel Şartları A.5.b maddesi uyarınca “Sağlık Giderleri Teminatı: Üçüncü kişinin trafik kazası dolayısıyla bedenen eski haline dönmesini teminen protez organ bedelleri de dahil olmak üzere yapılan tüm tedavi giderlerini içeren teminattır. Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.” İşbu maddeden de görüleceği üzere tedavi giderleri nedeniyle tüm sorumluluğun SGK’da olduğunu, müvekkili sigorta şirketinin herhangi bir sorumluluğu kalmadığını, zaten bu hususun 6111 sayılı ve 25.02.2011 tarihli ” Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile de kesinleştiğini, bu sebeple eksik ve hatalı karar verildiğini, kanuna, yerleşik içtihatlara aykırı hüküm kurmaya elverişli olmayan eksik ve hatalı raporların hükme esas alındığını belirterek İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/03/2020 gün 2017/580 Esas ve 2020/197 Karar Sayılı kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacının geçirdiği trafik kazası nedeniyle uğramış olduğu bedeni zarardan kaynaklı geçici iş göremezlik ve maluliyet tazminatı istemiyle açılmış maddi tazminat davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı vekilince istinaf edilmiştir.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, kusurun tespitine yönelik yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapora itiraz üzerine, Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınan rapor ile önceki rapor arasında çelişki meydana gelmiş olması nedeniyle, çelişkinin giderilmesi bakımından İTÜ Trafik Kürsüsünde görev yapan bilirkişi heyetinden alınan raporun ile çelişkinin giderildiği; İTÜ trafik kürsüsü bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporun hükme esas alındığı, söz konusu bilirkişi raporunun somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu; Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından kaza tarihinde yürürlükte olan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği esas alınarak düzenlenen maluliyet raporuna yapılan itirazın yerinde olmadığı; diğer taraftan davalının aktüer bilirkişi tarafından düzenlenen rapora süresinde itiraz etmemiş olması nedeniyle söz konusu raporun davalı yönünden kesinleştiği; tespit edilen tazminatın poliçe limiti içerisinde kaldığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/03/2020 tarihli 2017/580 Esas ve 2020/197 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 1.867,98-TL istinaf karar harcından peşin alınan 467,00-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 1.400,98-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 02/03/2023