Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/2244
KARAR NO : 2023/585
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/06/2017 (Dava) – 28/01/2020 (Karar)
NUMARASI : 2017/695 Esas – 2020/54 Karar
DAVA : Menfi Tespit
BAM KARAR TARİHİ : 05/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/04/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/01/2020 tarih ve 2017/695 Esas – 2020/54 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … tarafından İzmir 1. İcra Müdürlüğü 2013/6446 E. sayılı dosyası ile müvekkillerinin 23.000,00-TL kefil oldukları … Şti.’ne “rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip” başlattığını, davacılar aleyhine aynı alacak üzerinden iptalini talep ettikleri İzmir 1. İcra Müdürlüğü’nün 2013/6451 E. sayılı takibin yapıldığını, İzmir 15. İcra Müdürlüğü’nde de 2014/8133 E.sayılı dosyası ile rehin açığı belgesi ile müvekkillerinin miktarla sınırlı kefil oldukları … Şti. aleyhine bir takip daha olduğunu, … Bankası’nın takip dosyalarını … A.Ş.’ne devrettiğini, asıl borçlusu şirket olan takip konusu alacak ile ilgili olarak İzmir 1. İcra Müdürlüğü’nün 2013/6446 E. sayılı dosyasına 67.176,22.-TL alacaklıya ödeme yapıldığını, … Şti. takip dayanaklarında adı geçen 10.450.-TL tutarındaki çekleri Bankaya iade ettiğini, … A.Ş. tarafından müvekkilleri ile asıl borçluya 24/03/2016 tarihinde şarta bağlı ibraname başlıklı 20.000.-TL ödenmesi halinde icra dosyalarından ibralaşılacağına dair belge yollandığını, buradan da anlaşılacağı üzere, takip alacaklısı davalıların takip dosyalarındaki tahsilatlarını saklayarak kefillikleri miktarla sınırlı müvekkillerine karşı ilk alacak miktarı üzerinden haciz işlemlerine devam edildiğini, müvekkillerine ait … ve … plakalı iki araçlarının haczedilerek satıldığını, davalıların sürekli taşkın hacizler yaptıklarını, araç satışlarından kaynaklı müvekkillerinin 38.000.-TL maddi zararı doğduğunu, müvekkillerinin yaşanan bu süreçte manevi olarak üzüldüklerini, 10.000.-TL manevi tazminat talepleri bulunduğunu, yapılan hukuka aykırı işlemlerin en barizinin … A.Ş.’nin 20.000.-TL ile borcun kapanacağını beyan etmesine ve bu tarihten sonra 10.450.-TL bedelli çeklerin iade edilmesine rağmen, bu durumun takip dosyalarına yansıtılmadığını, diğer davalı …’nın da tahsilatlarını dosyaya bildirmediğini, davacıların kefalet limitlerinin takip dosyalarında görülmediğini ileri sürerek, müvekkillerinin davalılara borçlu olmadıklarının tespitine, haksız ve dayanaksız olan İzmir 1. İcra Müdürlüğü’nün 2013/6451 E. sayılı icra dosyasının iptaline, 38.000.-TL maddi, 10.000.-TL manevi tazminat taleplerinin kabulüne, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP:
Davalı devir alan … A.Ş. vekili cevap dilekçesi ve duruşmalarda özetle; davaya konu alacağın … Bankası ile müvekkili … A.Ş. arasında akdedilen temlik sözleşmesi hükümleri uyarınca dava dışı … Şti.’nden olan alacak haklarının müvekkili firmaya devir ve temlik edildiğini, davacının dilekçesinde İzmir 1. İcra Müdürlüğü’nün 2013/6446 E. sayılı icra dosyasından ve bu dosyaya ödeme yapıldığından söz etmiş ise de, icra dosyasının müvekkili şirkete temlik edilen dosyalardan olmadığını, bu dosya ile müvekkili … A.Ş.’nin ilgisinin bulunmadığını, … Bankası ile müvekkili arasında yapılan temlik sözleşmesi uyarınca davacıların borçlu bulundukları İzmir 1.İcra Müdürlüğü 2013/6451 E. ve İzmir 15.İcra Müdürlüğü 2014/8133 E. sayılı icra dosyalarının müvekkili şirkete temlik edildiğini, davacının yaptığını iddia ettiği ödemelerin kabul edilmiş olması halinde bile TBK 100.md. çerçeveside değerlendirilmesi gerektiğini, müvekkili tarafından düzenlenen şarta bağlı ibraname metninin hukuka aykırı olduğu ve davacı tarafından kötüniyetli olarak sunulduğunu, bu belgenin hukuki karşılığı geciktirici taliki şarta bağlı bir ibraname olduğunu, borçlulara 20.000.-TL’sına borcu sona erdirilmesi için bir fırsat verildiğini, zamanında ödeme yapılmaması nedeniyle sulh görüşmelerinin sona erdirildiğini, bu belgenin borcun yenilenmesi anlamına gelmediğini, davacı borçluların çekleri iade etmesinin kefalet sorumluluklarını azaltıcı bir durum yaratmadığını, davacı yanın talep ettiği maddi ve manevi tazminat taleplerinin de reddinin gerektiğini savunarak, taleplerinin reddinin gerektiği, netice olarak açılan davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … ye usulüne uygun dava dilekçesi ve tebsip zaptı tebliğ edilmiş olmasına rağmen davaya cevap vermediği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…davacılar vekili dava dilekçesi ve duruşmalarda özetle, müvekkillerinin kefaletine binaen davalılar tarafından başlatılan İzmir 1. İcra Müdürlüğünün 2013/6451 Esas sayılı takip dosyasından dolayı, takibe konu edilen borcun müvekkillerinin araçlarının satışı ile ödenmiş olduğu halde, takibe devamla müvekkillerinin mal varlığına haciz ve satış işlemleri yapılması suretiyle, müvekkillerinin uğradığı maddi ve manevi zararlarının tazmini istemi ile dava açılmış ise de, davacıların, davalı … İle dava dışı … Şti. Arasında yapılan kredi sözleşmelerine müteselsil kefaletleri bulundukları, işbu kefaletlerine binaen, gerek davacılar, gerekse dava dışı şirket hakkında başlatılan icra takiplerine rağmen davalı bankaca bilahare, davalı … A.Ş.’ye temlik edilen ve davalı … A.Ş.’nin de yargılama sırasında … A.Ş.ile birleşmesi ile … A.Ş.’ye devredilen krediden doğan alacakların tamamının ödenmediği, bakiye borçlarının bulunduğu, yine her ne kadar davacı tarafça, asıl borçlu şirket ile temlik alan … Şirketi ile 24/03/2016 tarihinde yapılan şarta bağlı ibraname başlıklı sözleşme ile borcun 20.000,00 TL karşılığı ödenmesi halinde, icra dosyalarından ibralaşılacağına ve borcun sona ereceğine dair anlaşma çerçevesinde, işbu 20.000,00 TL alacağın araç satışları ile ve tahsilatlar sonucu ödenmiş olduğunu, bakiye borcun bulunmadığını beyan etmişler ise de, davalı tarafın da kabulünde olan şarta bağlı ibraname sözleşmesinde kararlaştırılan 20.000,00 TL’nin 20/04/2016 tarihine kadar ödenmek koşuluyla sözleşmenin yapıldığı, ancak davacıların ve dava dışı asıl borçlunun sözleşme tarihinden itibaren kararlaştırılan 20/04/2016 tarihine kadar sözleşmede kararlaştırılan 20.000,00 TL miktardaki ödemeyi yapmadıkları, bu sebeple davalı şirketçe sağlanan indirimden yararlanmadıkları, işbu sözleşmenin TBK’nın 133.maddesinde düzenlenen, borcun yenilemesi niteliğinde olmadığı, şarta bağlı sözleşmenin şartın yerine getirilmemesi sebebiyle hükümsüz hale geldiği, bu nedenle davacıların kefalet sözleşmeleri kapsamında üstlendikleri limit dahilinde borcu ödemekle yükümlü oldukları, işbu kapsamda davalı tarafça yapılan takiplerden dolayı haksız takiplerden söz edilemeyeceği…” gerekçesiyle davanın REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından verilen kararda yapılan tüm itirazlarına rağmen cevaplanmayan ve bilirkişice tespit ve değerlendirmelere ilave edilecek veya değiştirilecek bir tespit bulunmadığına dair ek bilirkişi raporunun baz alındığını, bilirkişinin dosyaya tam bir yıl sonra rapor hazırladığını, bilirkişiye yapılan ihtar sonucunda kendisinden istenilen hususlar dikkate alınmadan inceleme yapılmadan acilen eski raporunda direnen bir ek rapor hazırlayarak mahkemeye sunduğunu, yerel mahkemeye itirazlarını sunduklarını, gerekirse başka bir bilirkişiden rapor alınmasını talep ettiklerini, icra dosyalarının incelemesinde temlik edilen ve edilmeyen dosyaların kaynağı aynı kredi sözleşmesinden kaynaklandığı için temlik edilmeyen icra dosya kapsamının temlik edilen icra dosyaları ile hesabi bağlantısının kurulamadığını, asıl borçlu şirketin ve müvekkil kefillerin … Bankasına yaptığı ödemelere ilişkin hesaplama olmadığını, takiplerin ilk açılış miktarlarında bankaya iade edilen çeklerin hala icra dosyalarında alacak kalemi olarak gözüktüğü ve iade edilen çek miktarı toplamı üzerinden faiz vekalet ücreti, icra giderleri hesaplarının sürdürüldüğü açık olmasına rağmen alacağın tespitinde bu çeklerin hiçbir şekilde hesaba alınmadığını ve bilirkişiden bunun hesaplara etkisinin sorulduğunu, bilirkişinin yaptığı incelemenin sadece icra dosyalarının mevcut haline göre gerçekleşmiş istenilen eksik hususların hiçbir şekilde cevaplanmadığını, bilirkişiden tek tek hesaplama istendiğini, rakamsal olarak dosyaya bakılarak değil iddiaları doğrultusunda ödeme yaptıkları banka kayıtları da dahil olmak üzere, iade çeklerin tutarı ve özellikle davalı … şirketinin dosya borcunun kapanması için yaptığı 20.000-TL ödenmesi koşulundan sonra satılan arabaların ihale satış bedellerinin tespiti dahi yapılmadığını, bilirkişinin tarafsızlığını yitirdiğini, davalı … A.Ş. dava sürecinde alacağını kararda adı geçen … A.Ş.’ye devretmeden önce 24/03/2016 tarihli “şarta bağlı ibraname”” başlıklı vekil kaşe ve imzalı belgede sözkonusu alacağın 20.000- TL olarak ödenmesi halinde borçtan ve dolayısıyla İzmir 1. İcra Müdürlüğünü’nün 2013/6451 ve İzmir 15.icra Müdürlüğü’nün 2014/8133 E. Sayılı dosyalarından ibra edileceği hususunun açıkça yazıldığını, takside bağlanan alacak ile ilgili ilk taksitin ödemesinin para tamamlanamamış, eksik ödeme yapılmaya çalışılmadığını fakat kabul edilmediğini, 24/03/2016 tarihi itibariyla bizzat alacaklı tarafından tespit edilmiş bir borç miktarı olduğunu, bilirkişinin icra dosyalarından okuduğu alacak miktarlarından birinin 109.000 TL diğeri ise 106.000 TL olduğunu, bu rakamlara karşılık dosya kapanma miktarı istenilen paranın 20.000 TL’sı olduğunu, yerel mahkemenin bu belgeyi şarta bağlı sözleşmenin yerine getirilmemesi sebebiyle hükümsüz gördüğünü, şarta bağlı sözleşme bulunmadığını, şarta bağlı ibraname başlıklı bir belgenin mevcut olduğunu, davalının, alacağının 20.000 TL diye açıkça kabul ve beyanını müvekkillerine ilettiğini, bu belgenin düzenlenip taksitlerin ödenmemesinden sonra müvekkillerin araçlarının haciz yolu ile satıldığını, belgede beyan ettikleri alacaklarının üzerinde tahsilat yaptıklarını, iyiniyetin korunması gerektiğini, davalıların bu davada kötü niyetli olduklarını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, icra takibi sebebiyle borçlu olunmadığının tespiti ve taşkın hacizler sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, alınan bilirkişi asıl ve ek raporunun somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, davacıların dosyada yer alan ibranamede yer alan tarihe kadar belirlenen borcu ödediklerinin ispat edilemediği, davacıların haksız yere satıldığını iddia ettikleri araçların satılarak elde edilen bedelin icra borçlarından düşülmesine rağmen dosya borçlarının sonlanmadığı, sonuç olarak davacıların dosya kapsamına göre borçlu olmadıklarını ispat edemedikleri anlaşıldığından davacılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/695 Esas – 2020/54 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gerekli 179,90 TL istinaf karar harcından, peşin yatan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50 TL harcın davacılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 05/04/2023