Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/2230 E. 2023/286 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/2230
KARAR NO : 2023/286

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/08/2019 (Dava) – 24/12/2019 (Karar)
NUMARASI : 2019/425 Esas – 2019/1466 Karar

DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

BAM KARAR TARİHİ : 23/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/02/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/12/2019 tarihli 2019/425 Esas ve 2019/1466 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 27/08/2012 tarihinde davalı tarafından ZMMS ile sigortalı, maliki … Tic. Ltd. Şti. ve kaza anında sürücüsü … sevk ve idaresindeki tescilsiz aracın seyir halindeyken mazotunun bitmesi sebebiyle tahliye yola girmeksizin anayolun ortasında şeridi kapatacak şekilde durduğunu ve herhangi bir güvenlik önlemi de almadığını, aynı istikamette seyir halindeki müvekkilinin ise şerit değiştirmeye çalışarak kaçmaya çalışmışsa da karayolunun yoğun olması nedeniyle diğer araçların sıkıştırması sonucunda kaçış yapamadığını ve tescilsiz aracın sol arka tarafına çarpması sonucunda kazanın meydana geldiğini, bu kaza sonucu müvekkilinin ağır yaralanarak uzun süre tedavi gördüğünü, Turgutlu 1. Asliye Ceza Mahkemesi 2012/805 Esas sayılı dosyasında eksik ve hatalı inceleme sonucunda müvekkilinin asli kusurlu olduğu kanaatiyle …’nun beraatine karar verildiğini, ceza dosyasında hatalı kroki çizimi üzerinden düzenlenen tüm raporların gerçeğe aykırı olduğunu, kaza sonrası uzun süre hastanede kalan müvekkilinin tedavisinin halen devam ettiğini, kaza sonrası uzunca bir süre çalışamayan müvekkilinin yüksek maddi kaybının söz konusu olduğunu, yaşadığı ağır tramva sonucu oldukça derin acı ve elem duyan müvekkilinin hala yaşadığı şoku atlatamadığını, stres bozukluğunun halen devam ettiğini, bu sürede müvekkilinin çalışıp para kazanamadığı gibi ailesine destek olmadığı için de derin acı ve üzüntü yaşadığını, haksız eylemle zarar gören müvekkilinin Borçlar Kanunu 49.madde hükmü uyarınca zararının tazminini isteme hakkına sahip olduğunu belirterek şimdilik 30,00-TL maddi tazminatın davalı sigortadan teminat limitleri dahilinde temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; söz konusu olan vakıanın 27/08/2012 tarihinde gerçekleştiğini, haksız fiillerden doğan tazminat alacaklarının, fiil tarihinden itibaren 2 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde ileri sürülmesi gerektiğini, davacı davayı işbu 2 yıllık süre içerisinde davasını ikame etmediğinden, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili sigortacı şirketin, üçüncü kişilerin uğramış olduğu bedeni zararlardan, sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve işletenin veya işletenin eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında maddi tazminat ile sorumlu tutulabileceğini, davacının talep ettiği tazminatın karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk (trafik) sigorta poliçesinin teminatı dışında kaldığını, davacı, maluliyetine rağmen maluliyet halinden etkilenmiyorsa, kazanç kaybına uğramadan hayatını sürdürebiliyorsa, maluliyet tazminatına hükmedilmemesi ya da somut durumun tazminat hesabında dikkate alınması gerektiğini, geçici iş göremezlik, bakıcı gideri tazminatı ve tedavi giderinin poliçe kapsamında olmadığını, davacının yol gideri talebi dolaylı gider niteliğinde olup sigorta teminatı dışında kaldığını, ayrıca toplanan delillerle beraber davacıların müterafik kusur durumunun mevcudiyeti durumunda belirlenen tazminattan indirim yapılması gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, uygulanacak faizin başlangıç tarihinin belirlenmesi ve konuyu değerlendirmek için öncelikle motorlu araç işleteninin, üçüncü kişilere karşı mali sorumluluğunu yüklenen sigortacının, rizikonun gerçekleşmesi halinde ne zaman temerrüde düşeceğinin önem kazandığını dolayısıyla, faizin dava açılış tarihinden itibaren işletilmesi gerekmektiğini ve uygulanacak faizin yasal faiz olması gerektiğini, müvekkilinin dava açılmasına sebebiyet vermesi söz konusu olmadığından; faiz, yargılama gideri ve vekalet ücretinden de sorumlu olmayacağının kabulü gerektiğini belirterek davanın reddini, aleyhlerine hüküm kurulmaması halinde, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece; ”…Davanın REDDİNE…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ceza mahkemesinde alınan bilirkişi raporlarının hukuk mahkemesini bağlamayacağını, kaldı ki ceza mahkemesinde alınan bilirkişi raporunda eksik inceleme sonucu hatalı krokiler sebebiyle hatalı rapor düzenlendiğini, kamyon sürücüsünün mazotu olmamasına rağmen geldiği güzergah itibari ile yolu üzerindeki istasyonlara girmeyerek tahliye yolundan da yararlanmayıp kamyonunu aslında yolun ortasına şeridi komple kapatacak şekilde park etmesi nedeniyle kazanın meydana geldiğini ve kusurlu olduğunu, kamyonet sürücüsünün aracını üç dakika boyunca İzmir-Ankara karayolu üzerinde durdurduğunu ve hiç bir önlem almadan beklediğini, bu nedenlerle müvekkiline tam kusur izafe edilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, yerel mahkemece keşif yapılmaksızın ve tanık dinlenmeksizin kusura yönelik bilirkişi raporu da aldırılmadan ön inceleme duruşmasında ceza mahkemesinin bilirkişi raporu ile hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; 27/08/2012 tarihli trafik kazasından kaynaklı cismani zarar nedeniyle tazminat davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.
Mahkemece yargılama sırasında kusur raporu alınmayarak, 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2012/805 esas sayılı dosyasında alınan 30/04/2014 tarihli Adli Tıp Kurumunun Trafik İhtisas Dairesi raporu yeterli olduğu, raporda davalı ZMM sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunun belirtildiği, usul ekonomisi de dikkate alındığı gerekçesi ile, davalının dosya kapsamında kusur raporu alınması talebinin reddine karar verilmiş ise de; ceza yargılaması sırasında alınan kusur raporunun mahkeme yönünden bağlayıcı olmadığı, dosya kapsamına ve tarafların iddialarına göre tarafların kusur durumları yeterli şekilde usulüne uygun olarak incelendikten sonra sonucuna göre karar verilmesi gerektiği halde eksik inceleme ile karar verilmiş olması hatalı olmuştur.
Buna göre; ceza dosyası da fiziken dosyaya istenerek, dosyadaki bilgi ve belgeler, ceza dosyası kapsamı ve tarafların beyanlarının da incelenmek suretiyle kusur konusunda bir rapor alınmaksızın karar verilmesi, hak arama hürriyeti, savunma hakkı ve hukuki dinlenilme hakkına aykırılık teşkil ettiğinden, mahkemece verilen karar usul ve yasaya aykırı olmuştur. Bu durumda, mahkemece İTÜ Karayolları Kürsüsünden oluşturulacak hasar ve kusur uzmanı üç kişilik bilirkişi heyetinden, dosyadaki bilgi ve belgelerin yeterli şekilde incelenerek, taraf ve yargı denetimine elverişli olacak şekilde, ceza dosyasında alınan raporlar ile tarafların beyanlarının da değerlendirildiği kusur raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından, davacı vekilinin bu yöne ilişkin itirazının esastan kabulü ile kararın kaldırılması gerekmiştir
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a-6. madde uyarınca kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile; İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/12/2019 tarihli 2019/425 Esas ve 2019/1466 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-Kararın kaldırılma gerekçesi ve şekline göre davacı vekilinin sair itirazlarının bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına,
4-İSTİNAF AŞAMASINDA; davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendilerine iadesine (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
5-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek nihai kararda ele alınmasına,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 23/02/2023