Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/223 E. 2021/238 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/223
KARAR NO : 2021/238
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/01/2018
NUMARASI : 2016/1362 Esas- 2018/25 Karar
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
KARAR TARİHİ : 25/03/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/03/2021
İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1362 Esas- 2018/25 Karar sayılı kararının dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesi süresi içinde usulünce verilmiş olmakla; raportör hakim tarafından hazırlanan rapor, dosyadaki dilekçe, lahiyalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler incelendi.
DAVA
Davacı vekili, müvekkiline ait … plakalı otomobile davalının ZMM sigortacısı olduğu … plakalı aracın çarpması sonucu meydana gelen kazada oluşan hasar nedeni ile İzmir 6. SHM’nin 2016/135 E. sayılı tespit dosyası ile yapılan tespit sonucu müvekkilinin toplam zararının 4.113,00 TL olduğunu, ayrıca değer kaybı zararının da bulunduğunu, zararın ödenmesi için davalı Sigorta şirketine elektronik posta adresine başvurulmasına rağmen ödeme yapılmadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile belirsiz alacak davası olmak üzere hasar bedeline mahsuben 1.000,00 TL ile değer kaybı bedeline mahsuben 10 TL olmak üzere toplam 1.010,00 TL nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, ayrıca delil tespiti giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalının kusuru oranında ve poliçe limiti dahilinde olduğunu,davacı tarafın bildirdiği hasarı kabul etmediklerini,değer kaybı zararını kabul etmediklerini,davacı tarafın taleplerinin teminat dışı olduğunu, davacı şirketin avans faizi talebinin de haksız olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, raporun hüküm vermeye ve denetime elverişli olduğu, somut olaya ve dosya kapsamındaki delillere uygun olduğu görülmekle rapor ve ıslah dilekçesi kapsamına göre davanın kabulüne karar vermek gerektiği, davacının elektronik posta yolu ile 04.10.2016 tarihinde davalı Sigorta Şirketine müracaat ettiği, ancak bir ödeme yapılmadığı anlaşılmakla, talebe uygun olarak toplam 6.713,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, davacının değer kaybı talebinin teminat dışında olduğunu, değer kaybının sigorta bedeline dahil olmadığını, yeni gelen şartlar ekinde yer alan formüle göre hesaplama yapılmadığını, değer kaybının belirlenmesi için gerekli olan bir çok kriterin araştırılmadığını, eğer tazminata hükmedilecekse onarım sonucunda takılan yeni parçalar neticesindeki değer artışının tenzil edilmesi gerektiğini, neticede hasar sonucu tespit edilen miktarın fahiş boyutta ve kabul edilemez olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, zorunlu mali mesuliyet sigortasına dayalı olarak değer kaybı ve hasar bedelinin tahsili davasıdır. Davacıya ait araç ile davalı sigortalısı aracın yaptıkları trafik kazasında davacı aracında hasar meydana geldiği, davacının davadan önce İzmir 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/135 değişik iş sayılı dosyasında araçtaki hasarın tespitini yaptırdığı, buna dayalı olarak hasar bedeline mahsuben 1.000 TL ve değer kaybı alacağına mahsuben 10 TL olmak üzere toplamda şimdilik 1.010 TL maddi tazminatın ve değişik iş dosyasındaki yargılama giderinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı değer kaybının sigorta kapsamı dışında olduğunu, kusur oranının ispatının gerektiğini, belirtilen hasar miktarını kabul etmediklerini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece otomotiv uzmanı öğretim üyesi bilirkişiden alınan bilirkişi raporuna göre davalı sigortalısının kazada %100 kusurlu olduğu, davaya konu aracın tramer/SBM web sayfasında kaza geçmişi ile ilgili yapılan araştırmada araçta kaza dışında bir kaza kaydına rastlanmadığı, delil tespiti dosyasında araç başında yapılan keşif neticesinde alınan bilirkişi raporu ve dosyadaki kaza tespit raporu, fotoğraflar ve diğer belgeler esas alınarak yapılan incelemede kaza ve hasar ile değişecek parça ve yapılacak işçiliklerin uyumlu, bedellerinin makul olduğu tespit edilerek araçtaki toplam onarım bedelinin KDV dahil 4.113,56 TL olduğu, kaza sonrası araçta meydana gelen değer kaybının ise Yargıtay içtihatlarına uygun olarak kaza tarihi itibariyle serbest piyasadaki rayiç değeri ile hasar onarıldıktan sonraki hali ile ikinci el piyasa değeri arasındaki farka göre davaya konu araçta 2.600 TL değer kaybı oluştuğu tespit edilmiştir. Davalı her ne kadar rapora karşı itirazda bulunsa da alınan raporun dosya kapsamına, olayın oluş şekline uygun, hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu anlaşıldığından, bu yöndeki istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının 1. maddesi gereğince trafik sigortası işletene düşen hukuki sorumluluğu sigorta limitleri dahilinde teminat altına aldığı ve zarar gören üçüncü şahsın gerçek zararından sorumlu olduğu, davalı şirkete zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı aracın, davacı aracına çarpması nedeniyle araçta meydana gelen değer kaybı, davacının gerçek zararı olup, davalı sigorta şirketi değer kaybından sorumludur. Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1362 Esas- 2018/25 Karar sayılı kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
3- İstinaf kanun yoluna başvuran davalı taraftan alınması gereken 458,56 TL istinaf nispi karar harcından, istinafa gelirken alınan 115,00 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 343,56 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4- Davalı tarafın yatırmış olduğu istinaf kanun yoluna başvuru harcı olan 98,10 TL’nin hazineye gelir yazılmasına
5- İstinaf yoluna başvuran davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6- Kullanılmayan gider avansının HMK 333. mad. gereğince istek halinde yatıran tarafa İADESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 25/03/2021