Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/2228 E. 2023/289 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/2228
KARAR NO : 2023/289

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/10/2017 (Dava) – 31/12/2019 (Karar)
NUMARASI : 2017/1086 Esas – 2019/1523 Karar

DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

BAM KARAR TARİHİ : 23/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/02/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/12/2019 tarihli 2017/1086 Esas ve 2019/1523 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, 23/12/2016 tarihinde sürücü … sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı motosiklet ile Akhisar istikametine doğru seyir halinde iken park halinde bulunan … plakalı aracın sürücüsü …’nün akan trafiği kontrol etmeden sürücü kapısını (araç sol ön kapı) açması ile … plakalı motosiklet sürücüsünün aniden açılan araç kapısına çarpması sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, olayla ilgili Manisa Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/12820 soruşturma sayılı dosyası ile kovuşturması yapıldığını, meydana gelen kazada … plakalı araç sürücüsünün kusurlu aracı sigortalayan sigorta şirketinin de müştereken ve müteselsilen müvekkiline tazminat ödemekle sorumlu olduğunu, kazada kusurlu olan … plakalı aracın maliki davalılardan … olup ; kaza tarihini kapsayan zorunlu mali mesuliyet sigortası 04/05/2016 tarihinde 47596090 numaralı poliçe ile davalılardan … Sigorta A.Ş tarafından yapıldığını, kaza tarihinde sakatlanma açısından ve ayrıca tedavi giderleri için teminatın 310.000,00 TL olduğunu, davalı sigorta şirketlerine yazılı olarak müracaat edilip gerekli tüm evrakların gönderildiğini, müracaatları davalı sigorta şirketlerine 15/05/2017 tarihinde tebliğ edilmiş ise de davalı sigorta şirketi tarafından 15 günlük ödeme süresi zarfında herhangi bir cevap verilmediği gibi talepleri de karşılanmadığını, …’nün … plakalı aracın sürücüsü, …’nün ise aracın sahibi ve işleteni olduğunu, davacı müvekkilinin kazadan sonra ayağa kalkamadığını, halen tedavisinin devam ettiğini, davaya konu tarafık kazası neticesinde malûl kaldığından askere elverişsiz hale geldiğinden askere alınmadığını, bakmakla yükümlü olduğu eşi olduğunu, müvekkilinin tekrar eski sağlığına kavuşamayacağını, derin üzüntü ve ızdırap çektiğini, davalılardan sigorta şirketlerinin İzmir ilinde Ege Bölge Müdürlüğü mevcut olduğundan mahkemenin yetkili olduğunu, fazlaya ilişkin tüm dava ve talep hakları saklı kalmak ve şimdilik kaydıyla davacı için 50,00 TL bakıcı gideri tazminatı, 50,00 TL geçici iş görmezlik tazminatı – 900,00 TL kalıcı iş görmezlik tazminatı olmak üzere toplam da 1.000,00 TL maddi tazminatın davalılar … Sigorta A.Ş.’ den poliçe limiti dahilinde olmak üzere müracaat tarihi olan 11/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi birlikte müştereken ve müteselsilen olmak üzere davalılardan tahsiline, yine davacı için 50.000,00 TL manevi tazminatın diğer davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen prensibine göre kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 10/10/2019 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; kalıcı iş görmezlik tazminat taleplerini 15.982,03 TL, geçici iş göremezlik taleplerini 4.233,36 TL, bakıcı gideri tazminat taleplerini 3.829,73 TL olmak üzere maddi tazminat taleplerini 24.045,12 TL’ ye çıkardıklarını, 24.045,12 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline (davalılardan … Sigorta A.Ş. yönünden poliçe limiti dahilinde kalmak üzere sadece 15.982,03 TL sürekli iş görmezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsili talepleri bulunduğunu) yine 50.000,00 TL manevi tazmiantın davalılar … ve …’ den kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; 23.12.2016 tarihinde kazaya karıştığı belirtilen … plakalı aracın, 04.05.2016-04.05.2017 vadeli, 47596090 numaralı Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile müvekkili şirkete sigortalı olduğunu, poliçede verilen şahıs başı sakatlanma ve ölüm teminatının 310.000-TL ile sınırlı olduğunu, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun, Karayolları Trafik Kanunu ve Poliçe Genel Şartları gereğince “ Karayolu’nda meydana gelen zararların azami poliçe teminat limiti dahilinde sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve gerçek zararın tazmini ile sınırlı olduğunu, davacının taleplerinin kabul edilebilmesi için kalıcı bir maluliyetinin sözkonusu olup olmadığı ve tespit edilen sakatlık ile dava konusu kaza arasında illiyet bağının sözkonusu olup olmadığı hususunun tespit edilmesi gerektiğini, davacının sürekli maluliyetinin oluşup oluşmadığına dair rapor alınması için dosyanın Adli Tıp Kurumu ilgili dairesine gönderilmesini, davacı tarafından müvekkili şirkete usulüne uygun bir başvuru yapılmadığını, sürekli sakatlığı gösterir bilirkişi raporunun taraflarına gönderilmediğini, dolayısıyla yapılan başvurunun usulüne uygun bir başvuru olmadığını, bakıcı gideri farazi hesaplanması gereken bir tazminat türü olmayıp, kişinin maluliyeti sonucunda bakıcıya ihtiyacı olup olmayacağının ayrıca tespit edilmesi gerektiğini, tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderlerinin tedavi gideri kapsamında olduğunu, geçici iş göremezlik talepleri tedavi gideri kapsamında ve tedavi giderleri sosyal güvenlik kurumu tarafından karşılanacak olup sigorta şirketlerinin sorumluluğu bulunmadığını, davacının kalıcı sakatlığından dolayı herhangi bir sosyal kurumdan ve sigorta şirketinden tazminat alıp almadığının araştırılmasını talep ettiklerini, davacıya tazminat veya aylık bağlanması halinde bu ödemelerin sakatlık ve tedavi gideri tazminat hesabından düşülmesi gerektiğini, davacıya SGK tarafından geçici iş göremezlik ödemesi yapıldığı taraflarına bildirilmiş olup, ödenen tutarın hesaplanacak tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, müvekkili şirkete usulüne uygun bir başvuru yapılmadığından temerrüt gerçekleşmediğini ayrıca müvekkili şirketin kazanın tarafı olmadığını, müvekkili sigorta şirketi yönünden temerrüt gerçekleşmediğini, kaza tarihinden itibaren faiz talebinin reddi gerektiğini, sigortalı araç özel otomobil olup, avans faizi talebinin reddi ile yasal faize hükmedilmesi gerektiğini belirterek; itirazları doğrultusunda davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, davacı tarafından faiz talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece; ”….Davalı … Sigorta A.Ş tarafından 18/12/2019 tarihinde kesin işgöremezlik ödeneği olan 15.982,03-TL ödenmiş olmakla, davacının sürekli işgöremezlik tazminat talebinin konusu kalmadığından Karar Verilmesine Yer Olmadığına, davacının 4.233,36-TL geçici işgöremezlik ve 3.829,73-TL bakıcı gider tazminatı olmak üzere toplam 8.063,09-TL maddi tazminatın, kaza tarihi olan 23/12/2016 tarihinden itibaren davalılar … ve …’den yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat talebinin Kısmen Kabulü ile; 25.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 23/12/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalılar … ve … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; maddi tazminat yönünden aşamalarda alınan kusur ve maluliyete ilişkin raporlara yönelik itirazlarının tamamının yerel mahkemece reddi ile hüküm tesisinin eksik inceleme ile karar alınması sonucunu doğurduğunu, davacının maluliyet yönünden bir kusurunun olmadığı , kazanın oluşumunda dikkatsiz ve kontrolsüz bir şekilde sürüş yapmasına rağmen kusurun tamamının müvekkili üzerine yüklenmesinin hatalı olduğunu, sigorta poliçesi kapsamında olmasına rağmen geçici işgöremezlik ve bakıcı teminat giderinin müvekkillerine yüklenmesinin kabul edilemeyeceğini, yerel mahkemece davacı lehine hükmedilen tazminat bedeli fahiş olup asgari ücretle çalışan ve ev hanımı olan annesinin ödeme gücünün çok üzerinde bir rakam olduğunu üzerlerinde yaratacağı ekonomik tahribatın yıllarca telafi edilemeyeceğini, gerekçeli kararda manevi tazminatın sebebi konusunda hiçbir açıklama yada gerekçe belirtilmemesinin hukuken eksiklik olduğunu, davacı tarafın askerlik görevini yapamadığı iddasının asılsız olduğunu, öte yandan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında ve Yargıtay’ın pek çok kararlarında sıkça belirtildiği gibi, manevi tazminatın bir “zenginleşme aracı” da olmadığını, takdir edilen tazminat bedelinin maluliyet ile doğru orantılı olmadığını, Yerel mahkemenin tek yönlü değerlendirme yaparak müvekkillerini altından kalkamayacakları bir tazminata mahkum ettiğini, müvekkili …’nün ailenin tek çalışanı olup asgari ücretle ailesini geçindirmeye çalıştığını bu nedenle evlilik dahi yapamayan müvekkiline talep edilen tazminat bedellerinin kabulü halinde ödeme gücü ile bu bedelleri ödemesinin onyıllar alacağını belirterek; yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; 23/12/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeni ile bakıcı, geçici iş göremezlik ve kalıcı iş göremezlik tazminatının davalılardan sigorta şirketinden poliçe limiti dahilinde tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili, manevi tazminatın davalılar … ve … den müştereken ve müteselsilen tahsiline yönelik açılmış maddi -manevi tazminat davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalılar … ve … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına,hükme esas alınan Karayolları Trafik Fen Heyetinin düzenlediği 23/10/2018 tarihli kusur raporunun dosya kapsamı ve oluşa uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, kaza tespit tutanağında belirlenen kusur ile uyumlu olduğu, meydana gelen trafik kazasında, araç sürücüsü olan davalı … %100 kusurlu, davacının ise kusurunun bulunmadığının tespit edildiği; Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Sağlık Kurulunun düzenlediği 13/06/2019 tarihli raporda, davacının maluliyet durumunun kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmiş olup, davalı araç maliki … ve araç sürücüsü … vekili tarafından söz konusu rapora soyut itirazlarda bulundukları; davalılar geçici işgöremezlik ve bakıcı giderinin ZMMS poliçe teminatı kapsamı dışında kaldığını belirtmiş iseler de, aktüer bilirkişi tarafından düzenlenen 07/10/2019 tarihli raporda hesaplanan geçici işgöremezlik ve bakıcı giderinin ZMMS poliçe teminatı kapsamında olduğu, davalı tarafın itiraz edilen tazminat kalemlerinden sorumlu olmadıkları yönünden yaptığı itirazın de yerinde olmadığı anlaşıldığından; davalılar … ve … vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davalılar … ve … vekilinin manevi tazminat yönünden istinaf itirazlarının incelenmesinde;
6098 sayılı TBK nın 56. maddesi gereğince, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Somut olay yönünden yapılan değerlendirmede; meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davalının sorumluluğunun niteliği, davacının sürekli iş göremezlik oranının % 2 ve geçici iş göremezlik süresinin ise 3 ay olması, olay tarihindeki paranın alım gücü dikkate alındığında hak ve nefaset kuralları ve manevi tazminatın yukarıda ifade edilen amacı da göz önünde bulundurularak davacı için takdir edilen 25.000,00 TL manevi tazminatın hak ve nesafet kuralları çerçevesinde biraz fazla olarak belirlendiği görülmüş ve davalılar … ve … vekilinin istinaf itirazları bu sebeple kısmen yerinde görülmüş ve Dairemizce resen 15.000,00 TL manevi tazminat takdir edilerek yeniden hüküm kurulması gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalılar … ve … vekilinin istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-2. maddesi uyarınca kısmen kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalılar … ve … vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜ ile, İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/12/2019 tarihli 2017/1086 Esas ve 2019/1523 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
“a-Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından, 18/12/2019 tarihinde kesin işgöremezlik ödeneği olan 15.982,03-TL ödenmiş olmakla, davacının sürekli işgöremezlik tazminat talebinin konusu kalmadığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
b-Davacının 4.233,36-TL geçici işgöremezlik ve 3.829,73-TL bakıcı gider tazminatı olmak üzere toplam 8.063,09-TL maddi tazminatın, kaza tarihi olan 23/12/2016 tarihinden itibaren Davalılar … ve …’den yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
c-Davacının manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile; 15.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 23/12/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile Davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,
ç-Kabul edilen maddi tazminat yönünden alınması gereken 550,79-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 174,20-TL peşin harç ve 79,00-TL ıslah harcı toplamı 253,20-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 297,59-TL’nin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ ye gelir kaydına,
d-Kabul edilen manevi tazminat yönünden alınması gereken 1.024,65-TL harcın davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
e-Davacı tarafça yargılama gideri olarak yapılan 31,40-TL başvurma harcı, 174,20-TL peşin harç ve 79,00-TL ıslah harcının davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
f-Davacı tarafça yargılama gideri olarak yapılan 2.509,23-TL bilirkişi, posta, müzekkere masrafının, kabul red oranına göre 781,56-TL sinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile alınarak davacı tarafa verilmesine, davacı tarafın yaptığı bakiye yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
g-Davalılar yargılama gideri yapmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
h-Maddi tazminat yönünden;
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
ı-Manevi tazminat yönünden;
-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
-Davalılar … ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 9.200,00-TL vekalet ücretinin de davacı taraftan alınarak davalılar … ve …’ye verilmesine,
HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,”
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-Davalılar … ve … vekilinin sair istinaf itirazlarının REDDİNE,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; istinaf başvurusu sırasında davalı …’den alınan istinaf karar harcının talep halinde kendilerine iadesine,
4-İstinaf incelemesi esnasında davalı … tarafından yapılan 148,60-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcından ibaret yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’ye verilmesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 23/02/2023