Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/2203 E. 2023/845 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/2203
KARAR NO : 2023/845

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/06/2020 (Karar)
NUMARASI : 2019/314 Esas – 2020/128 Karar
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
BAM KARAR TARİHİ : 17/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/05/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/06/2020 tarihli 2019/314 Esas ve 2020/128 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin her birinin davalı kooperatiften sözleşme ile peşin olarak 80.000,00 TL karşılığında satın aldıkları zemin kattaki daireler sebebiyle kuraya katılmaksızın davalı kooperatife şartlı üye olarak kaydedileceklerini, nitekim müvekkili …’ın şartlı üye olarak kaydına dair 25.10.2006 tarihli ve 2006/60 sy. kararın bulunduğunu, dairelerin anahtar teslim satın alındığını, çevre düzenleme, oturma raporu masrafları, yol ve kanal katılım bedellerinin dahi müvekkilleri tarafından ödendiğini, davalı kooperatifin yaptığı inşaatlar sebebiyle alacaklı bulunan dava dışı … ve … ile müvekkili …’ın açmış olduğu davalarda alacaklı olduklarının anlaşılması üzerine bu kişilerin alacağının ödenmesi için ödeme planı çıkarmak amacıyla davalı kooperatif genel kurulunun 15.06.2014 tarihinde toplandığını ve işçi alacaklarının ödenmesi için 8 no’lu karar aldığını, davalı kooperatifin eşit üyesi olmayan müvekkilinin iş bu toplantıda alınan karara muhalefet ederek muhalefet şerhlerini tutanağa geçirttiklerini, davalı kooperatiften daire satın almak suretiyle kooperatife şartlı üye olan müvekkillerinden yapılan bu toplantıda alınan 8 no’lu kararla Temmuz 2014 de tek seferde 2.000,00 TL ödenmesine dair inşaat gideri olarak belirlenen bu paranın istenemeyeceğini ileri sürerek alınan bu kararın müvekkilleri yönünden iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;davacılara daire satışı yönünde kararın alındığı 26.03.2006 tarihli genel kurul toplantısında davacılara satılan bağımsız bölümler için üye kayıt edilen ortaklardan üyelik aidatı alınmayacağına ve diğer üyelerden farklı işleme tabi tutulacaklarına dair karar alınmadığını, üye kayıt tarihine kadar olan olan üyelik aidatı vb ödemeler için bu üyelerden 80.000,00 TL’den az olmamak üzere peşin para alınması veya iş yaptırılması veya malzeme alınması konusunda karar verildiğini, üye olarak kayıt edildikten sonra davacıların diğer ortaklarla eşit hak ve yükümlülüklere tabi olduklarını, davacı ortaklar hakkında farklı bir uygulamaya yönelik karar alınmadığı gibi bu yönde alınacak kararın da Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesi uyarınca yok hükmünde olduğunu, ayrıca genel kurul kararı ile alınmasına karar verilen 2.000,00 TL’nin 26.03.2006 tarihinden önceki inşaat maliyeti için istenmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; “…Davacı … tarafından açılan davanın aktif dava ehliyeti bulunmaması nedeniyle reddine, Davacılar …, …, … ve … tarafından açılan davanın kabulü ile 15/06/2014 tarihli genel kurul kararının 8. maddesinin iptaline…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı, diğer davacılar gibi davalı kooperatiften, satiş sözleşmesi ile daire satın aldığını, satış sözleşmesinde, satın alanın satış bedeli dışında hiçbir ödeme yapmayacağının yazılı olduğunu, Kooperatifin, kendisinden kaynaklanan nedenlerle, tapu devrinin sağlanamadığını, durum böyle olunca, davacının,davalı kooperatif tarafından, iptali istenen genel kurul kararı ile ödenmesi istenen meblağı ödeme yükümlülüğünün olmadığını, dava açabilmesi için muhalefet şerhi koymasına gerek olmadığını, bu nedenler ile, davacı bakımından davanın reddine dair yerel mahkeme kararının kaldırılarak, davanın kabulü ile genel kurul kararının münhasıran davacı için reddine karar verilmesini istediklerini beyan ederek belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu genel kurul kararının iptali, tüm ortaklar açısından hüküm ve sonuç doğuracağından, iptal kararının hukuka uygun olmadığını, Kooperatif 13 (on üç) zemin daire, 1 (bir) dükkan ve 81 normal daireden oluştuğunu, bunlardan zemin daireler istinaf mahkemesinin kabulüne göre “sabit ödemeli” ortaklar olduğunu, davacılar tarafından iptali istenen genel kurul kararı toplam 95 (doksan beş) ortak için alınmış bir karar olduğunu, iptali istenen kararın sadece davacıları ilgilendiren karar olmadığını, genel kurul kararının iptali talebi, bozucu yenilik doğuran hakkın mahkeme aracılığı ile kullanılması niteliğinde olduğunu, yenilik doğurucu ve bununla bağlantılı olarak bozucu yenilik doğuran kararlar, yeni bir hukuki durum yarattığı için davada taraf olsun ya da olmasın herkes bakımından hüküm ve sonuç doğuracağını, mahkemece dava konusu genel kurul kararının iptal edilmesiyle, bu davada taraf olmayan 90 (doksan) Ortak ve bu karar ile açılan ve davası reddedilen 1 (bir) ortak bakımından da hüküm ve sonuç doğuracağını, bunun neticesinde, Genel Kurulca kararlaştırılan ödemenin hiç bir ortaktan talep edilmemesi sonucunun doğacağını, davacılar vekilinin talep ettiği sonucun doğmayacağını, bu nedenle dava konusu edilen Genel Kurul kararının davacılar yönünden iptalinin mümkün olmadığını, zira böyle bir iptal kararı Genel Kurul Kararın değiştirilmesi sonucunu doğuracağını, mahkemenin; Kooperatif Genel Kurulu yerine geçip, Genel Kurul Kararını değiştirme yetkisinin olmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesinin gerektiğini, Yerel mahkemece 15.06.2014 Tarihli Genel Kurulca alınan 8 Nolu kararı iptal edildiğinden Mahkemenin … yönünden almış olduğu red kararı, kendi kararıyla güdük kaldığını, mahkemenin belirtilen hukuki görüşe katılmaması halinde ise; dava konusu genel kurul kararının davacılar yönünden; kısmen yok hükmünde sayılmasına karar verilmesinin gerektiğini, somut olayda; davacılar istinaf incelemesi neticesine göre sabit ödemeli ortak olduğunu, Kooperatif Genel Kurulu ise davacıları, diğer ortaklarla birlikte Genel Yönetim ve İnşaat giderlerinden sorumlu tutularak aynı tutarda aidat ödemesi kararı aldığını, bu kabul karşısında, inşaat giderlerine ilişkin genel kurul kararlarının davacılar bakımından yok hükmünde olduğunu, Genel Kurul Kararının İptali için davanın, Genel Yönetim gideri tutarı olan 645,12 TL yönünden kısmen reddine 1.354,88 TL yönünden ise yok hükmünde olduğuna ve kısmen iptaline karar verilmesinin gerektiğini, yargılama giderinin red ve kabul oranına göre hesaplanmadığını ve tamamının davalıdan alınmasına karar verildiğini beyan ederek, davanın reddine, mahkeme aksi kanaatte ise; davacılar yönünden, Genel Kurul Kararının iptali istemine ilişkin olarak, Genel Yönetim idari tutarı olan 645,12 TL yönünden kısmen reddine, 1.354,88 TL yönünden ise yok hükmünde olduğuna karar verilmesini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı kooperatifin 15.06.2014 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında alınan 8 no’lu kararın Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece; davacı … tarafından açılan davanın aktif dava ehliyeti bulunmaması nedeniyle reddine, davacılar …, …, … ve … tarafından açılan davanın kabulüne, davalı kooperatifin 15/06/2014 tarihli genel kurul toplantısında alınan “8” nolu kararın iptaline karar verilmiş; hüküm davacı … vekili ve davalı kooperatif vekili tarafından istinaf edilmiştir.

İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak yapılmıştır.
1-Davalı kooperatif vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesinde;
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli ve hüküm kurmaya yeterli olmasına, Genel kurul kararının iptali davasına bakan bir mahkemenin yargılama sonucunda davanın kabulü gerektiği sonucuna vardığında, kararın iptali ile yetinmesine, diğer anlatımla genel kurulun yerine geçerek bir karar almamasına, bu durumda mahkemece, iptali istenilen genel kurunun 8. gündem maddesinin iptali ile yetinilmesinin doğru olmasına (Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2021/4562 Esas, 2022/5496 Karar sayılı ilamı aynı doğrultudadır) göre, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
2-Davacı … vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesinde;
Dava konusu iptali istenilen genel kurul kararının 15/06/2014 tarihlinde alınan 8 nolu karar olduğu, anılan maddede kooperatif üyeleri için 2014 yılı temmuz ayı için 2.000,00 TL aidat belirlendiği, davacıların peşin sabit ödemeli ortak oldukları hususu İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin iş bu dosyada yer alan ilamı ile kesinleştiği, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen ek raporda, her bir ortağa düşen genel gider miktarının 645,12-TL olduğu belirlenmiştir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesi hükmü uyarınca, ortaklar hak ve yükümlülüklerde eşit konumdadırlar. Yönetim kurulu bu ilkenin dışına çıkmak istediği takdirde, bu hususu, genel kurul gündemine alarak, genel kurulun tartışmasına açıkça sunması gerekmekte veya genel kurulun yapılan uygulamayı açıkca ya da zımnen benimsemesi icap etmektedir.
Bu nedenle, sabit ve peşin aidat ödemek suretiyle ortaklığa alınmadaki bu usule uyulmamışsa, böyle bir ortağın (devam eden inşaatların finansmanına katılımı için) üyelik aidat yükümlülüğü devam eder. Açıklanan usule uyulmuşsa, ortaklığa alınmadaki bu farklılık, ortaklığa alındıktan sonra üyelik aidatı istenmesini mümkün kılmaz ise de kooperatifin amacına ulaşıncaya kadar yapılan genel yönetim ve alt yapı giderlerinden ortağın sorumluluğu devam eder. Genel kurulca açık yetki verilmedikçe ya da benimsenmedikçe 1163 sayılı Kanun’un 23. maddesine aykırı şekilde yönetim kurulunun diğer ortaklardan farklı statüde ortaklığa kabul kararı vermesine veya akçalı konularda bir ortağı farklı statüde konumlandırmasına geçerli hukuki sonuç bağlanamaz. Öte yandan, kooperatifin en yetkili organı genel kuruldur. Genel kurulda hakkaniyetin gerektirdiği ölçüde gerekli kararlar alınabileceği gibi, daha önce alınan ve uygulanan kararların değişen koşullar ve eşitlik ilkesi gerektirdiğinde, değişen koşullarda eşitlik sağlanmak üzere değiştirilmesi mümkün ve geçerli olup, bu durumda kazanılmış hakların ihlâlinden sözedilemez. Aksi halde bu ilkelere uyulmadan alınan sonraki genel kurul kararı, kazanılmış hakları ihlâl edeceğinden yok hükmündedir.(Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 2012/4913 Esas, 2013/391 Karar sayılı ilamı aynı doğrultudadır.)

Somut olayda; 15.06.2014 tarihli genel kurulda, peşin bedelli ortak olduğu uyuşmazlık dışı olan davacıların kazanılmış haklarını bertaraf eder nitelikte alınan kararlar yok hükmündedir. Kooperatifçe peşin bedelli üye olarak benimsenen davacının, dava dışı yüklenicinin kooperatife karşı olan edimlerini yerine getirmediği gerekçesiyle, sözleşmenin feshi nedeniyle kararlaştırılan aidat kapsamına alınması, peşin bedelli üyeliğin sonuçlarının ortadan kaldırılması anlamına gelir.
Bu durumda, peşin ödemeli ortakların durumunu ağırlaştırabilecek ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesinde yer alan eşitlik kuralına aykırı olabilecek şekilde alınan sonraki genel kurul kararları daha önce genel kurul kararına dayalı olarak oluşan peşin bedelli üyelik statüsünün davacı yararına olan sonuçlarını olumsuz olarak etkilediğinden, yok hükmündedir. Yok hükmünde olan kararlar baştan beri hükümsüz olan, sonradan geçerlik olanağı bulunmayan kararlardır. Bu nitelikteki kararların yokluğunun tespiti davası açabilmek için kararlara muhalif olmak gerekmediği gibi, açılacak dava da herhangi bir süreye tabi değildir. Dava konusu 15/06/2014 tarihli genel kurulun aidat belirleyen 8. maddesinin adı geçen davacının kazanılmış haklarını ihlâl eder nitelikte olması nedeniyle yok hükmünde olduğu anlaşıldığından, mahkemece kararın adı geçen davacı yönünden yok hükmünde olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Bu itibarla, davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile kararın kaldırılarak, davacı … yönünden de davanın kabulü anılan kararın yok hükmünde olduğunun tespiti gerektiği kanaatine varılmıştır.
3-Kabule göre ise; kararın yoklukla batıl olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde ” iptaline ” karar verilmesi doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-2. maddesi uyarınca kısmen kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı kooperatif vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı … vekilinin istinaf itirazlarının ESASTAN KABULÜNE; Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/06/2020 tarihli, 2019/314 Esas ve 2020/128 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
“a-Davanın KABULÜNE; davalı kooperatifin 15/06/2014 tarihli genel kurul toplantısında alınan “8” nolu kararın YOKLUKLA BATIL OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
b-Alınması gereken 179,90-TL karar ve ilam harcından başlangıçta davacılardan alınan 25,20-TL harcın mahsubu ile 154,70-TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
c-Davacının yargılama sırasında yaptığı 162,60-TL harç, 262,50-TL tebligat ve posta masrafı, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.425,10-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
ç-Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT’ne göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
d-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
e-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,”
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA;
a)İstinaf başvurusu sırasında davacı …’den alınan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde kendisine iadesine,
b)İstinaf incelemesi esnasında davacı tarafça yapılan istinaf başvuru harcı 148,60-TL’nin hazineye gelir olarak kaydına,
c)Davacı … tarafından istinaf kanun yolu aşamasında yapılan 148,60-TL istinaf harcı gideri ile 48,80-TL istinaf posta gideri olmak üzere toplam 197,40-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile anılan davacıya verilmesine,
ç)İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
d)İstinaf kanun yoluna başvuran davalı taraftan alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından başlangıçta alınan 54,40 TL istinaf başvuru harcının mahsubu ile bakiye 125,50 TL’ nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
e)Davalı tarafça yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir olarak kaydına,
f)Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
g)HMK nın 359/4. Maddesi uyarınca kararın temyiz kanun yoluna tabi olması sebebiyle Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre zarfında Yargıtay ilgili hukuk dairesi nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere 17/05/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.