Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/2190 E. 2023/251 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/2190
KARAR NO : 2023/251

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/02/2018 (Dava) – 07/07/2020 (Karar)
NUMARASI : 2018/109 Esas – 2020/172 Karar
DAVA : Maddi Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 22/02/2023
KARARIN YAZIM TARİHİ: 22/02/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/07/2020 tarihli 2018/109 Esas ve 2020/172 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait … plakalı aracın 08.12.2017 tarihinde seyir halindeyken kavşağa yaklaştığında geçiş üstünlüğü kendisine ait olmasına rağmen, sokaktan çıkan aracın durmayarak hızlı bir şekilde kavşağa çıkış yapması neticesinde araçların çarpışmasıyla maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, asli kusurlunun karşı yan sürücüsü olduğunu, zira …’in sevk ve idaresindeki… plakalı aracın durmayarak hızlı bir şekilde kavşağa çıkış yapması neticesinde kaza meydana gelmiş olup, müvekkiline ait aracın sürücüsü …’ın herhangi bir kusuru bulunmadığını, bu hususun taraflarca tanzim edilen maddi hasarlı trafik kaza tutanağından da anlaşılacağını, sigorta şirketinin de zarardan sorumlu olduğunun kabulü gerektiğini, İzmir 8. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/208 D.İş sayılı dosyası ile tespit yaptırıldığını, hasarın 22.951-TL olarak, değer kaybının ise 5.000-TL olarak tespit edildiğini, sigorta şirketine başvuruda bulunulduğunu, ancak sigorta şirketi tarafından zararın tamamının karşılanmadığını, kullanılamayan araçla ilgili ikame araç bedeli taleplerinin de bulunduğunu, ekspertiz raporu da aldırdıklarını, değer kaybı ödenmesi gerektiğini, ekspertiz faturasından da karşı yanın sorumlu olduğunu, kusura ilişkin inceleme yapılacağından; hasar dosyasıyla birlikte bilirkişi incelemesi yaptırıldığı takdirde ve kusur durumu da tespit edildiğinde asıl alacak somutlaşacağından davayı belirsiz alacak davası olarak açma mecburiyetinin doğduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla araçta oluşan hasar tazminatı olarak şimdilik 2.000-TL, karşılanmayan ikame araç bedeli olarak şimdilik 100-TL, değer kaybı bedeli olarak 400-TL olmak üzere şimdilik toplam 2.500-TL’nin davalılardan (sigorta şirketi poliçede belirlenenle sınırlı sorumlu tutulmak üzere) tahsiline, tespit dosyasında yapılan masraf ile ekspertiz masrafının yargılama gideri olarak karşı yanlara yükletilmesine, alacak taleplerinin olayın meydana geldiği tarihten itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiş, talep arttırım dilekçesi ile araç hasar bedeli talebini 4.473,56-TL’ye, değer kaybını 2.500-TL’ye ve ikame araç bedeli talebini ise 1.050-TL’ye çıkardığı anlaşılmıştır.
CEVAP:
Davalı … Sigorta AŞ. vekili cevap dilekçesinde özetle;… plakalı aracın, müvekkili nezdinde 13/07/2017–2018 vadeli zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi (trafik poliçesi) ile sigortalı olduğunu, kaza tarihi itibariyle teminat limitinin 33.000-TL olduğunu, yapılan araştırmada değer kaybı talebinde bulunulan aracın geçmişte başkaca kazalara da karıştığı ve aynı parçaların ikinci defa hasar gördüğünün tespit edildiğini, değer kaybı oluşmadığından talebin reddedildiğini, müvekkilinin sorumluluğu sigortalısının kusuru oranında olduğundan, ATK Trafik İhtisas Dairesi veya Üniversitelerin Trafik Kürsüsünden kusura ilişkin rapor alınmasını, yapılacak değer kaybı tazminatı hesaplamasında aracın güncel kilometresi ve 2. el rayiç rakamının dikkate alınmasını, değer kaybı miktarının tespit edilebilmesi için Trafik Sigortası Genel Şartları Ek-1’de yer alan hesaplama yönteminin esas alınmasını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’in süresinde cevap dilekçesi sunmadığı, ancak 03/07/2018 tarihli beyan dilekçesinde özetle; karşı taraf ile anlaşmalarının mümkün olmadığını, kaza raporunda kusur %50’şer olduğundan herkesin kendi hasarını ödemesini düşündüğü için şikayetçi olmadığını, fakat karşı tarafın kendisinden tazminat istediğini, oysa asıl maddi ve manevi hasara uğrayanın kendisi olduğunu beyan ettiği, yine 03.07.2018 tarihli ön inceleme duruşmasında da; kazanın … plakalı aracın ehliyetsiz bir şahıs tarafından kullanımı sırasında gerçekleştiğini, kazayı yapan şahsın kendisini kandırdığını, abisini sürücü olarak gösterdiğini, karşılanmayan hasarının bulunduğunu savunarak davanın reddini istediği görülmüştür.
YEREL MAHKEME KARARI:
Mahkemece, “….Dava konusu trafik kazasında davacıya ait … plakalı aracın sürücüsü …’ın %25 oranında tali,… plakalı aracın sürücüsü davalı …’in %75 oranında asli kusurlu oldukları, davacıya ait araçta 13.781,95-TL tutarında hasar oluştuğu, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları Ek-1 değer kaybı hesaplama formülüne göre 2.889,00-TL, Yargıtay’ın değer kaybı ile ilgili içtihatlarına göre ise 3.000,00-TL değer kaybı meydana geldiği, 7 iş günü onarım süresi içinde günlüğü 200,00-TL’dan 1.400,00-TL ikame araç bedeli hesaplandığı,… plakalı aracı ZMM-trafik sigortası ile sigorta teminat örüntüsüne alan ve KTK’nın 85/1. ve 91. md.leri ile KZMSS Genel Şartları gereği hasar ile değer kaybı zararından sigortalısının %75 kusuru oranında, teminat limiti ile sınırlı olarak gerçek zarar tutarından sorumlu bulunan davalı … Sigorta A.Ş.’nin, davacının başvurusu üzerine 09.02.2028 tarihinde 5.862,90-TL hasar bedeli ödemesi yaptığı,… plakalı araç maliki ve sürücüsü davalı …’in haksız fiil sorumluluğunu düzenleyen TBK’nın 49. md. ve işletenin kusursuz sorumluluğunu düzenleyen KTK’nın 85. md.leri gereği kusur oranına göre ve sigorta şirketinin yaptığı kısmi ödemenin mahsubu sonucunda; 4.473,56-TL bakiye hasar bedeli, 2.500,00-TL değer kaybı ve 1.050,00-TL ikame araç bedeli toplamı 8.023,56-TL ile, davalı sigorta şirketinin ise; 4.473,56-TL bakiye hasar bedeli ile 2.166,75-TL değer kaybı toplamı 6.640,31-TL tazminat ile sorumlu bulundukları anlaşılarak, bilirkişi raporu ile saptanan bedeller üzerinden DAVANIN KISMEN KABULÜNE, 4.473,56-TL hasar bedelinin, davalı …’den 08.12.2017 kaza tarihinden, davalı … Sigorta A.Ş.’den 09.02.2018 temerrüt tarihinden itibaren değişen oranlarda yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, 2.500,00-TL değer kaybı bedelinin, davalı …’den 08.12.2017 kaza tarihinden, davalı … Sigorta Şirketi’nden -2.166,75-TL kısmından sorumlu olmak üzere- ve 09.02.2018 temerrüt tarihinden itibaren değişen oranlarda yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, davalı sigorta şirketi yönünden 333,25-TL değer kaybı isteminin reddine, 1.050,00-TL ikame araç bedelinin davalı …’den 08.12.2017 kaza tarihinden itibaren değişen oranlarda yürütülecek yasal faizi ile birlikte tahsil edilerek davacıya ödenmesine, davalı sigorta şirketi yönünden 100,00-TL ikame araç bedeli isteminin reddine….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davalı … vekili tarafından, “…..Öncelikle mahkemenin kusur durumunu belirleme yönteminin yerinde olmadığını, kaza ile ilgili keşif incelemesi yapılmadığını, itirazlarının görmezden gelindiğini, taleplerinin reddedildiğini, maddi gerçeğin ortaya çıkarılması gerekirken dosya üzerinden inceleme yapıldığını, kusur durumuna ilişkin olarak Adli Tıp’tan rapor alınmış olup bu raporun da hüküm kurmaya elverişli olmadığını, taraflarca tutulmuş olan tutanağın aksi yönünde kusur durumu belirlendiğini, oysa tutanakta davacı tarafın açıkça ‘hatamı kabul ediyorum’ beyanında bulunduğunu, olayın bizzat içinde olan davalı tanıklarının ifadesine itibar edilmek yerine, oluş biçimini görmeyen davacı tanıklarının kazanın oluşuna ilişkin görgüye dayalı olmayan beyanına itibar edildiğini, kazaya ilişkin bir ceza dosyası olmadığından, mahkemenin keşif icra etmesinin ve tanıkları keşif mahallinde dinleyerek bir bilirkişi raporu temin etmesinin, itiraz olması halinde Adli Tıp’tan rapor alınması yoluna gitmesinin daha yerinde olacağını, kabule göre de davacının ikame araç tedarik edip de buna ilişkin bir bedel ödediğine dair dosyada herhangi bir yazılı delil bulunmazken ikame araç bedeline hükmedilmesinin yerinde olmadığını, bu talebin reddedilmesi gerektiğini….” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle araç hasar bedeli, değer kaybı bedeli ve ikame araç bedeli istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ışığında davalı … vekilinin istinaf itirazları kapsamında yapılan değerlendirmede; kaza tespit tutanağında sürücülerin olayın oluşumunu kendilerince yazmış oldukları, sözkonusu tutanak, çizdikleri kroki, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre ATK Trafik İhtisas Dairesinden kusura dair rapor alındığı, buna göre davalı araç sürücüsünün kontrolsüz kavşakta geçiş üstünlüğü olan sağdan gelen davacı aracına geçiş hakkı vermemesi nedeniyle asli kusurlu (%75), davacı taraf sürücüsünün ise zamanında önlem alamaması nedeniyle tali kusurlu (%25) bulunmuş olduğu, bahse konu rapor olayın oluşumuna uygun ve hüküm kurmaya elverişli bulunduğu gibi, kaldı ki anılan davalı … vekili tarafından ATK kusur raporunun tebliğine rağmen süresinde rapora karşı itirazda bulunulmamış olduğu, diğer tarafların itirazı üzerine dosyanın ATK Genişletilmiş Uzmanlar Kurulundan rapor alınması istemiyle ATK’ya yeniden gönderildiği, ancak dosya kapsamına göre çelişkili başka bir rapor bulunmadığı gerekçesiyle sözkonusu kurul tarafından yeni bir rapor düzenlenemeyeceğinin bildirildiğinin görüldüğü, davalı … vekili tarafından bu son yazıya yönelik itirazda bulunulmuşsa da, bu yazının bir rapor mahiyetinde olmayıp, kusur raporuna yönelik süresinde yapılmış bir itiraz bulunmaması durumunu değiştirmediği anlaşılmakla, davalı vekilinin kusura yönelik istinaf itirazının dosya kapsamına göre esastan reddi gerekmiştir.
Davalı … vekilinin, keşif yapılmasına ve tanıklarının beyanlarına göre kendilerinin kusurlu olmadıklarının tespiti gerektiğine yönelik itirazları da yerinde görülmemiştir. Öncelikle, anılan davalı tarafça süresinde cevap ve delil dilekçesi sunulmadığı anlaşılmaktadır. Buna ilaveten, dosya kapsamındaki kaza tespit tutanağı ve beyanlar ATK Trafik İhtisas Dairesince incelenmiş olup, buna göre kusur tayini yapıldığı, bu konuda da eksik bir incelemenin sözkonusu olmadığı görülmüştür.
Davalı vekilinin ikame araç bedeline yönelik olarak, davacı tarafça belge sunulmadığına yönelik itirazı da; davacının gerçek zararının karşılanması ilkesine, hükme esas alınan heyet raporunda ikame araç için davacının aracının özelliklerine, hasar durumuna ve piyasa koşullarına göre makul tespitlerde bulunulmasına ve yine ilaveten, davalı … vekili tarafından hesap bilirkişi heyet raporuna yönelik olarak da süresinde bir itirazda bulunulmuş olmamasına göre davacı yararına oluşan usuli müktesep haklar da gözetilerek reddi gerekmiş, açıklanan nedenlerle -istinaf itirazları kapsamına göre- yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı … vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davalı … vekilinin Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/109 Esas – 2020/172 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 548,08-TL istinaf karar harcından peşin alınan 137,02-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 411,06-TL’nin davalı …’den alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan avansdan kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/02/2023