Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/2189 E. 2023/239 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/2189
KARAR NO : 2023/239

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/03/2019 (Dava) – 24/02/2020 (Karar)
NUMARASI : 2019/503 Esas – 2020/189 Karar
DAVA : Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 22/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/02/2023

İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/02/2020 tarih ve 2019/503 Esas – 2020/189 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait ve … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile … plakalı araçların 21/11/2018 tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştıklarını, kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü …’nun asli kusurlu olduğunu, davalı sigorta şirketinin kazada kusurlu olan … plakalı aracın Zorunlu Mali Mesuliyet sigortasını tanzim eden şirket olup dava konusu araçta meydana gelen hasardan poliçe limitleri ile (poliçe limiti 36.000,00 TL) sorumlu olduğunu, ayrıca kaza sonrasında dava konusu araçtaki hasar bedelinin tespiti maksadıyla İzmir 8. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/210 D.İş sayılı dosyası ile delil tespiti talep edildiğini ve anılan dosyada makine mühendisi bilirkişinin düzenlemiş olduğu raporda müvkekiline ait araçta 17.600,00 TL tutarında hasar olduğunun mütalaa edildiğini, anılan rapor üzerine 23/01/2019 tarihinde davalı sigorta şirketinin resmi kayıtlı elektronik posta adresine başvuru yapıldığını, ancak olumlu yada olumsuz bir yanıt alınamadığını, dava öncesinde yürütülen arabuluculuk müzakerelerinde de anlaşma sağlanamadığını ileri sürerek, dava konusu araçta oluşan hasar bedeline mahsuben 5.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, İzmir 8. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/210 D.İş sayılı dosyasında sarfedilen 662,60 TL delil tespit gideri ile 485,00 TL delil tespit vekalet ücretinden ibaret toplam 1.147,60 TL delil tespit giderinin yargılama gideri olarak davalıdan tahsiline, iş bu dava nedeniyle sarfedilen yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, dava konusu 21.11.2018 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası ile ilgili 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu gereği hasar tespiti ve hasarın müvekkili sigorta tarafından karşılanması için yetkili servislere ve sigortaya başvurması gerekirken usul ekonomisini hiçe sayarak tek taraflı olarak İzmir 8. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/210 Değişik İş dosyası ile hasar tespiti yoluna gittiğini, bu dosya kapsamında tek taraflı beyanlara ve müvekkili şirket yokluğunda yaptırılan, hukuki dayanaktan yoksun fahiş rakamlara ulaşan, araç hasarına ilişkin bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini ve itirazlarını tekrar ettiklerini, davacının hasar evraklarını tamamlayarak müvekkili sigortaya başvurması halinde zaten sigorta tarafından eksper raporu yaptırılarak hasar ödemesi yapılacağını, iyiniyetli olmayan davacının mahkeme yolu ile tespit yaptırması sonucu oluşan masraf ve vekalet ücretini ödemek zorunda olduğunu, davacının tazminat talebinin kabulü anlamına gelmemek şartı ile, müvekkili sigorta şirketinin iş bu sorumluluğunun kusur oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, ayrıca davacı yanın avans faizi talebinin de haksız olduğunu, dava konusu trafik kazası/haksız fiile dayanmakta olduğundan ticari bir yönü bulunmamakla tazminata hükmedilmesi halinde yasal faiz uygulanması ve faiz başlangıcının dava ve ıslah tarihi olarak belirlenmesi gerektiğini savunarak, haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…davalı sigorta şirketinin, 21/11/2018 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasının meydana gelmesinde sürücüsü tam ve asli kusurlu olan aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu ve kazanın sigorta poliçesi teminat süresi içerisinde meydana geldiği, bu nedenle davalı sigorta şirketinin sigortalı aracın sürücüsünün kusuruyla neden olduğu hasar bedelinden sigortalının sigortacısı olarak sorumlu olduğu; davacının aracının sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığı ve kullandığı araçta kaza nedeniyle 14.000,00 TL hasar meydana geldiği; davacının dava tarihinden önce davalıya başvurarak hasar bedelinin ödenmesini talep ettiği ancak davalı tarafından davacıya herhangi bir ödemenin yapılmadığı…” gerekçesiyle davacının davasının KABULÜ ile, 14.000,00 TL hasar bedeli tazminatının dava tarihi olan 08/03/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı tarafından usulüne uygun olarak müvekkili şirkete başvuru yapılmadan ve aracı müvekkili sigorta eksperlerine gösterilmeyi reddederek, kanuna aykırı olarak bu davanın açıldığını, davacının sadece talebini iletmesinin başvuru sayılmadığını, gerçek zararın tespitine yara ve gerekli görülen tüm belge ve bilgilerinde müvekkili şirkete gönderilmesi gerektiğini, aksi halde kötü niyetli bir yorum ile hakkın kötüye kullanımının söz konusu olacağını, müvekkili şirket tarafından davacı tarafın hasarlı aracı gösterilmediğinden dolayı ekspertiz raporu incelemesinin fotoğraflar ve tespit dosyası üzerinden yapıldığını, bu değerlendirmede ekspertiz raporunda 5.744,75 TL hasar bedeli tespit edildiğini, davacı tarafından talep edilen değişik iş dosyasının bilirkişi raporunda tek taraflı bir incelemenin söz konusu olduğunu, bu durumun kabul edilemeyeceğini, mahkemece yapılan bilirkişi incelemesinde, 14.000 TL gerçek zarar olarak tespit edildiğini, taraflarınca bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini fakat yerel mahkemece bu konuda eksik inceleme yapıldığını, kusurun tamamının müvekkili şirket sigortalısının aracına verilmesini kabul etmediklerini, hayatın olağan akışı e kazanın meydana gelişi, davacı aracının trafikte daha dikkatli ve hızının daha yavaş olması, araç mesafesini koruması gerekirken gerekli önlemleri almadığından mutlak kusuru bulunduğunu, sigortalının kusur oranını kabul etmediklerini, yerel mahkemece eksik inceleme yapıldığını, bilirkişi raporuna karşı itirazları doğrultusunda yeniden inceleme kararı verilmesini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasına dayalı olarak karşı araç zorunlu trafik sigortacısından araç hasar bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, alınan bilirkişi asıl ve ek raporunun somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, davacının davadan önce davalıya mail yoluyla başvurduğu, kaldı ki davalının rapora itirazlarında araç üzerinde kendi yaptırdıkları ekspertiz ile de kazadan haberdar olduğunun sabit olduğu, tespit edilen hasar bedelinin davadan önce delil tespiti dosyasında alınan bilirkişi raporu ile de birbirini doğruladığı, davalı sürücüsünün arkadan çarparak sebebiyet verdiği kazada tam kusurlu olduğunun açık ve net olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/503 Esas – 2020/189 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gerekli 956,34 TL istinaf karar harcından, peşin yatırılan 239,09 TL harcın mahsubu ile bakiye 717,25 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/02/2023