Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/2186 E. 2023/205 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/2186
KARAR NO : 2023/205

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/09/2018 (Dava) – 18/02/2020 (Karar)
NUMARASI : 2018/1115 Esas – 2020/157 Karar
DAVA : Maddi-Manevi Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
BAM KARAR TARİHİ : 16/02/2023
KARARIN YAZIM TARİHİ : 16/02/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/02/2020 tarihli 2018/1115 Esas ve 2020/157 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 06.09.2017 tarihinde … plakalı motoru ile kavşağa geldiğini ve kendisine yeşil ışık yandıktan sonra hareket ettiğini, bu esnada kendisine kırmızı ışık yanan davalı …’ın … plakalı kamyoneti ile gelerek müvekkiline çarptığını ve yaralanmasına sebebiyet verdiğini, kazada davalı …’ın tam kusurlu olduğunu, kamera görüntüleri bulunduğunu, kaza görüntülerinin ve diğer evrakların İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/116256 Soruşturma-2017/50230 Karar nolu dosyasının celbi ile temin edilebileceğini, sürücüsü ve işleteni … olan … plakalı aracın ZMMS’sinin davalı … şirketince yapıldığını, kazanın oluş şekline göre müvekkiline bir kusur atfedilemeyeceğini, müvekkilinin sol bacağında/dizinde kırık meydana geldiğini, ameliyat olduğunu ve bacağına platin takıldığını, özürlü kaldığını, bu sebeple müvekkilinin hem geçici hem de sürekli işgücü kaybı bulunduğunu, yine bakıma muhtaç halde olup bakıcı gideri de bulunduğunu, müvekkilinin kendine ait tamir işyeri bulunduğunu, kazadan dolayı çalışamaz hale geldiğini, maddi kayıplarının sigorta poliçesi kapsamında hesaplanarak ödenmesini davalı sigortadan 02.07.2018 tarihli dilekçe ile talep ettiğini, davalı sigortaca evrak talebi yoluna gidildiğini ve herhangi bir ödeme yapılmadığını, işin sürüncemede bırakıldığını, müvekkilinin geçirdiği büyük acı, ızdırap ve sakat kalmasından dolayı manevi tazminat taleplerinin de bulunduğunu, maddi zarar kaybı tam olarak bilinemeyeceğinden ileride arttırılmak kaydıyla HMK 107.maddesi doğrultusunda maddi tazminat talebinde bulunduklarını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, kaza tarihi olan 06.09.2017′ den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte şimdilik 10.000-TL maddi tazminatın (1.000-TL geçici iş göremezlik, 500-TL bakıcı gideri, 8.500-TL sürekli işgücü kaybından/maluliyetten kaynaklı maddi tazminat) kaza tarihi olan 06.09.2017′ den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıların sorumlu oldukları kalemlerin gözetilerek, tek başına sorumlu olunan kalemlerden bireysel, birlikte sorumlu olunan kalemlerden dolayı müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesine ve 50.000.00-TL manevi tazminatın davalı sürücü/işleten …’tan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, talep arttırım dilekçesi ile geçici işgöremezlik talebini 14.320,45-TL’ye, kalıcı işgöremezlik talebini ise 42.044,06-TL’ye çıkardığı ve son duruşmadaki beyanında bakıcı gideri taleplerinden vazgeçtiklerini beyan ettiği anlaşılmıştır.
CEVAP:
Davalı … AŞ. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta şirketine yazılı olarak başvurunun bir dava şartı haline getirildiğini, davacı tarafından yapılan başvuruya istinaden şirket nezdinde hasar dosyası açılmışsa da evraklar eksik olduğundan yeterli değerlendirme yapılamadığını, dolayısıyla geçerli bir başvuru sayılmasının mümkün olmadığını, huzurdaki davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kazaya karışan … plaka sayılı aracın müvekkili nezdinde trafik sigorta poliçesi ile 27.08.2017/2018 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğunu, kusur durumunun net ve kesin olarak tespitinin gerektiğini, özürlülük ölçütünün tespitinde yönetmeliğe göre kişinin tüm tedavileri tamamlandıktan sonra sakatlığın 12 ay boyunca stabil ve kalıcı olması gerektiğini, davacının kalıcı bir sakatlığının olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, ayrıca sağlık kurulu raporlarının da yönetmeliğe uygun olarak düzenlenmesi gerektiğini, poliçe 27.08.2017 tarihinde tanzim edilmiş olduğundan yeni genel şartların uygulanması gerektiğini, maluliyet tazminatına ilişkin hesaplamanın güncel TRH-2010 (kadın-erkek hayat tabloları) esas alınarak yapılması ve %1,8 teknik faiz oranının uygulanması gerektiğini, davacı yanın gelir durumunu somut belgelerle ispat etmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin sigorta bedelini ödeme yükümlülüğünün dava tarihinde muaccel hale geldiğini, bu sebeple hükmedilecek faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’ın dava tarihi itibariyle ölü olduğu ve HMK 124.madde uyarınca mirasçılarının dahili davalı olarak davaya dahil edildiği anlaşılmış olup, dahili davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız olduğunu, dahil edilmiş oldukları bu davayı kabul etmediklerini, müvekkilinin söz konusu davada meydana gelmiş olan kaza ve neticesine ilişkin hiçbir kusurunun bulunmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep ettiği, diğer dahili davalıların davaya cevap dilekçesi sunmadığı, ancak duruşmadaki beyanlarında davanın reddini talep ettikleri görülmüştür.
YEREL MAHKEME KARARI:
Mahkemece, “….Davacının dava açmadan evvel davalı … şirketine 04/07/2018 tarihinde usulüne uygun olarak başvuruda bulunduğu görülmekle, davalı tarafın bu yöndeki savunmasının doğru olmadığı ve bu başvuru nedeniyle davalı … şirketinin 17/07/2018 tarihi itibariyle temerrüde düştüğünün tespit edildiği, 18/02/2020 tarihli duruşmada davacı vekilinin bakıcı giderinden vazgeçtiği yönünde beyanda bulunduğu, 06/09/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasına müteveffa davalının tam kusurlu hareketi ile neden olmuş olduğu, söz konusu bu kusurlu hareket neticesinde alınan raporlardan da görüleceği üzere davacı asilde hem geçici ve kalıcı işgöremezlik durumu hem de dosya kapsamından da sabit olduğu üzere manevi zararların oluştuğu, 6111 sayılı kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğunun üniversite hastaneleri ile resmi ve özel sağlık kurumları tarafından trafik kazası sonucu yaralanan kişilerin tıbbi tedavi ile sınırlı sağlık hizmeti giderleri ile sınırlandırılmış olduğu, bir kanun maddesinin kapsamının idarenin bir düzenlemesi olan genel şartlar ile genişletilmesi ve daraltılmasının düşünülemeyeceği, dolayısıyla davalı …A.Ş. vekilinin geçici işgörmezlik ve bakıcı giderlerinin teminat dışı olduğuna yönelik itirazlarının yerinde olmadığı kanaatine varıldığı, tüm dosya kapsamında yapılan değerlendirme neticesinde; davaya konu trafik kazası nedeniyle davacı tarafın kusursuz, davalı müteveffa …’ın tam kusurlu olduğu, kaza neticesinde davacı asilin sürekli ve geçici maluliyete uğradığı, davacı vekili tarafından TRH-2010 yaşam tablosu doğrultusunda geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatının ıslaha konu edildiği, dolayısı ile söz konusu kaza nedeniyle davacı asilin 14.320,45 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 42.044,06 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı alacağının oluştuğu, oluşan bu maddi zararların tüm davalıların sorumluluğunda olduğu, her ne kadar maddi tazminat talebi olarak geçici bakıcı gideri talep edilmiş ise de bu talepten vazgeçildiği, davacının davaya konu kaza nedeniyle %8 kalıcı oranda meslekte kazanma gücünü kaybettiği, bu nedenle elem ve ızdırap çekmemesinin mümkün olmadığı, davalılar mirasbırakanı müteveffanın meydana gelen kazada asli ve tam kusurlu olduğu, manevi tazminatın zenginleşme aracı olmadığı gibi, manevi tatmin duygusu oluşturacak miktarda olması gerektiği, yine özel durumların da mahkemece re’sen dikkate alınması gerektiği anlaşıldığından, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın meydana geliş şekli, kusur durumu, davacının yaşı, maluliyet oranı, kaza tarihi dikkate alınarak davacı lehine 20.000-TL manevi tazminatın hakkaniyete uygun bulunduğu anlaşılmakla; DAVANIN KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE, MADDİ TAZMİNAT AÇISINDAN; 14.320,45 TL geçici iş göremezlik tazminatının davalı … şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 17/07/2018 tarihinden diğer davalılar yönünden 06/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte MÜTESELSİLEN TAHSİLİ İLE DAVACIYA VERİLMESİNE, 42.044,06 TL kalıcı iş göremezlik tazminatının davalı … şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 17/07/2018 tarihinden diğer davalılar yönünden 06/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte MÜTESELSİLEN TAHSİLİ İLE DAVACIYA VERİLMESİNE, davacı tarafça her ne kadar 500,00 TL bakıcı gideri talep edilmiş ise de talepten tahkikat aşamasında vazgeçilmiş olması nedeniyle bakıcı giderinin VAZGEÇME NEDENİYLE REDDİNE, MANEVİ TAZMİNAT AÇISINDAN; 20.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi haricindeki müteveffanın mirasçıları olan DAHİLİ DAVALILARDAN OLAY TARİHİNDEN İTİBAREN İŞLEYECEK YASAL FAİZİ İLE BİRLİKTE MÜTESELSİLEN TAHSİLİ İLE DAVACIYA VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin REDDİNE….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davalı … AŞ. vekili tarafından, “…Dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta şirketine yazılı olarak başvurunun bir dava şartı haline getirildiğini, sigortacı yönünden ödeme yükümlülüğünün gerekli belgelerin tam ve eksiksiz bir şekilde ibraz edilmesinden itibaren 15 iş günü içinde muaccel hale geldiğini, müvekkili şirkete yapılan başvuruya istinaden şirket nezdinde hasar dosyası açılmışsa da ibrazı zorunlu evrakların eksik olması nedeniyle yeterli değerlendirme yapılamadığını, bu nedenle geçerli bir başvuru sayılmasının mümkün olmadığını, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim dalı raporu dayanak alınarak hesaplama yapılması ve hüküm kurulmasının eksik inceleme oluşturacağına ve yönetmeliğe uygun rapor alınması gerektiğine ilişkin itirazlarının dikkate alınmadığını, yönetmelik ekinde yer alan özür oranları cetveli ve özürlü sağlık kurulu raporu örneğinin dikkate alınmadığını, yine 6. maddede belirtilen uzmanlık alanlarının hepsinin heyette bulunmadığını, sadece adli tıp uzmanlarının raporu hazırlamış gözüktüğünü, mahkemeye sunulan rapor usule uygun olmadığından değerlendirmeye alınmaması gerektiğini, hükmedilen bakıcı ve geçiçi işgörmezlik giderleri Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğundan kararın haksız olduğunu, sigortalı araç sürücüsüne izafe edilen kusur oranının fahiş olduğunu, zira, kaza tespit tutanağı incelendiğinde ne davacının ne de sigortalı araç sürücüsünün kusur oranlarının tespit edilemediğini, tutanakta sigortalı araç sürücüsüne açıkça kusur izafesi bulunmamakta iken bilirkişinin sigortalı araç sürücüsüne kusur izafe etmesinin kabul edilemeyeceğini, kaza tespit tutanağının aksinin ancak somut delillerle kanıtlanabileceğini, bilirkişi raporunun kaza tespit tutanağıyla taban tabana çeliştiğini, mahkemenin çelişkiyi gidermeden kuracağı hükmün açıkça hukuka aykırı olacağını, tazminata işletilecek yasal faiz başlangıç tarihi olarak 17.07.2018 tarihinin belirtilmiş olup kararın bu yönüyle de hatalı olduğunu, gerekli belgelerin eklenmesi sureti ile şirkete müracaat tarihinden öncesinde temerrüdün söz konusu olmadığını, böyle bir başvuru olmadığı takdirde dava tarihinde tazminat muaccel hale geldiğinden, kabul anlamına gelmemek kaydıyla faiz başlangıç tarihinin hatalı olduğunu….” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasına dayalı cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı … şirketi vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
1-Davalı …’ın davanın açıldığı tarih itibariyle ölü olduğu anlaşılmakla, HMK 124.madde uyarınca mirasçılarının dahili davalı olarak davaya dahil edilerek taraf teşkilinin usulünce sağlanmış olduğu anlaşılmıştır (Bu yönde bknz. Yargıtay 4. HD 2020/2657 E.-2020/3517 K, Yargıtay (kapatılan) 17.HD 2016/20273 E.-2017/3971 K).
2-Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; davadan önce davacı tarafça sigorta şirketine başvuru yapılmış olduğu, esasen bu hususun sigorta şirketinin de kabulünde olmakla birlikte eksik evraklarla müracaat edildiğinin ileri sürülmekte olduğu anlaşılmakla, dava öncesinde davacıdan istenen kesin maluliyet raporu gibi belgelerin yargılama sırasında temin edilebilecek olması karşısında sözkonusu başvurunun usule uygun olduğu anlaşılmakla, davalı … şirketi vekilinin bu yöndeki istinaf itirazlarının öncelikle reddi gerekmiştir.
3-Kusur bakımından yapılan değerlendirmede; her ne kadar trafik kaza tespit tutanağında her iki tarafın da yeşilde geçtiğini beyan ettiği belirtilerek kusur izafesi yapılmadığı görülmekte ise de, olay yerini gösterir CD kayıtlarının sunulması neticesinde kolluk görevlileri tarafından CD izleme tutanağı düzenlenmiş olduğu, buna göre davalı taraf sürücüsünün kırmızı ışıkta geçtiğinin belirlendiği, yine keşif sırasındaki tarafsız tanıkların beyanlarının da bu yönde olduğu, kaza tespit tutanağında kesin bir saptama olmadığı da dikkate alındığında mahkemece keşif yapılarak alınan bilirkişi raporunda davacının kusursuz, davalının %100 kusurlu olarak belirlenmesinde bir çelişkinin de sözkonusu olmadığı anlaşılmakla, davalı … şirketinin bu yöndeki istinaf itirazının da reddi gerekmiştir.
4-Davacının talebinden vazgeçmesi nedeniyle mahkemece bakıcı giderine zaten hükmedilmemiş olduğu anlaşılmakta olup, davalı … şirketi vekilinin bu yöndeki itirazının reddi ile, yine geçici işgöremezlik tazminatından 6111 S. Yasa gereğince yalnızca SGK’nın sorumlu olduğuna yönelik itirazının da; kazadaki yaralanmadan kaynaklanan geçici işgöremezlik zararından sorumluluğun, zarara neden olanlar ile bu kişilerin sorumluluğunu poliçe ile üstlenen sigorta şirketine ait olup bu nedenle davalı … şirketinin de sorumluluğunun devam etmesi nedeniyle reddi gerekmiştir (Bu yönde bknz. Yargıtay 4. HD 2021/2511 E.-2021/2452 K.).
5-Davalı … şirketi vekilinin maluliyet raporuna yönelik itirazlarının değerlendirilmesinde; bilindiği üzere 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik uyarınca maluliyet raporu düzenlenmesi gerekmekte olup, kaza tarihinin 06.09.2017 olmasına göre mahkemece hükme esas alınan Ege Üniversitesi Hastanesi Adli Tıp ABD’ndan alınan raporda da isabetli bir şekilde bu yönetmelik uyarınca tespitlerde bulunulduğu, bahse konu rapor içeriğinin de usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, bu yöndeki itirazların da esastan reddine karar verilmiştir.
6-Faiz başlangıcı yönünden yapılan değerlendirmede; davacının başvurusunun davalı trafik sigorta şirketine ulaştığı tarihten itibaren 8 işgünü sonrasının mahkemece temerrüt tarihi olarak kabul edilmiş olmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı görülmekle, bu itirazın da reddi gerekmiştir.
7-Bununla birlikte, re’sen gözetilmesi gereken “müterafik kusur” durumu bakımından yapılan değerlendirmede; davacının motosiklet sürücüsü olup kaza tespit tutanağında kask/koruyucu ekipman kullanıp kullanmadığının belirlenemediğinin yazılı olduğu, bununla birlikte davacının diz ve bacak kısmından yaralanmış olduğu, yaralanmasının niteliğine göre kaza anında dizlik gibi koruyucu ekipman kullanmayarak zararının artmasına neden olduğu anlaşılmakla, hesaplanan maddi tazminat miktarı üzerinden HMK 353/1-b-2.madde uyarınca Dairemizce %20 müterafik kusur indirimi yapılması gerekmiş olup, istinafa gelmeyen davalılar aleyhine hükmedilen tutar bakımından davacı yararına usuli müktesep hak oluştuğu gözetilerek, hükmün yalnızca istinaf kanun yoluna başvuruda bulunmuş sigorta şirketi bakımından yeniden düzenlenmesi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı … AŞ. vekilinin istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-2. maddesi uyarınca kısmen kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı …A.Ş. vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜ ile, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1115 Esas – 2020/157 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
“A)MADDİ TAZMİNAT BAKIMINDAN;
a-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile, 14.320,45-TL geçici iş göremezlik, 42.044,06-TL kalıcı işgöremezlik tazminatı olmak üzere toplam 56.364,51-TL’nin davalı … şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 17/07/2018 tarihinden, diğer davalılar yönünden 06/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine (Davalı … AŞ. poliçe limitiyle ve 45.091,61-TL ile sınırlı olarak sorumlu olmak üzere),
b-Davacı tarafça 500,00-TL bakıcı gideri talebinden vazgeçilmiş olması nedeniyle bu talebin vazgeçme nedeniyle REDDİNE,
c-Alınması gerekli 3.850,25-TL karar ve ilam harcından, daha önce alınan 215,93-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.634,32-TL’nin davalılardan müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına (Davalı … AŞ.’nin poliçe limitiyle ve 2.907,46-TL ile sınırlı sorumlu olmak üzere),
d-Kabul edilen maddi tazminat açısından hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 8.127,38-TL vekalet ücretinin tüm davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
e-Reddedilen maddi tazminat açısından davalı …A.Ş. ile dahili davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 500,00-TL’nin davacıdan alınarak 1/2 oranında davalı …A.Ş.’ye ve dahili davalı …’a verilmesine,
B)MANEVİ TAZMİNAT BAKIMINDAN;
a-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile hesap ve takdir edilen 20.000,00-TL manevi tazminatın sigorta şirketi haricindeki müteveffanın mirasçıları olan dahili davalılardan olay tarihi olan 06.09.2017′ den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin REDDİNE,
b-Alınması gerekli 1.366,20-TL karar ve ilam harcının davalı … AŞ. haricindeki müteveffanın mirasçıları olan dahili davalılardan müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
c-Kabul edilen manevi tazminat açısından hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. 10. maddesinin 4. fıkrası uyarınca hesaplanan 3.000,00-TL vekalet ücretinin tüm dahili davalılardan (davalı …hariç) müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
d-Reddedilen manevi tazminat açısından sadece … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T.’nin 10. maddesinin 4. fıkrası uyarınca 3.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
C)Davacı tarafından yatırılan 215,93-TL harç ile gider avansından kullanılan 1.645,55-TL yargılama giderinden oluşan toplam 1.861,48-TL’nin davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan 1.340,26-TL’sinin tüm davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
D)Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın 6100 sayılı HMK’nın gider avans tarifesinin 5. maddesi gereğince ilgili olduğu tarafa iadesine,
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-Davalı … AŞ. vekilinin sair istinaf itirazlarının REDDİNE,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; davalı … AŞ.’den alınan 1.016,97-TL istinaf karar harcının talep halinde anılan davalıya iadesine,
4-İstinaf incelemesi esnasında davalı … AŞ. tarafından yapılan 148,60-TL istinaf kanun yolu başvuru harcından oluşan istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 16/02/2023