Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/2177 E. 2023/237 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/2177
KARAR NO : 2023/237

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/11/2018 (Dava) – 19/11/2019 (Karar)
NUMARASI : 2018/1297 Esas – 2019/1192 Karar
DAVA : Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 22/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/02/2023

İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/11/2019 tarih ve 2018/1297 Esas – 2019/1192 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 23/07/2018 tarihinde …’a ait ve onun idaresindeki … plakalı aracın …’e ait … plakalı araca çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, olayın Balıkesir ili Edremit ilçesi, Altınoluk Mahallesinde davacı aracı park halinde iken sigortalı araç sürücüsünün şerit izleme ve değiştirme kurallarına aykırı olarak hakimiyeti kaybetmesi sonucunda davalı aracının tampon kısmı ile davacı aracının sol arka kısmını çarptığını, çarpma etkisi ile davacı aracının ön kısmı ile önünde park halinde bulunan … plakalı aracın arka kısmına çarptığı kazanın oluştuğunu, kaza tespit tutanağına göre sigortalı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğunu, davalının 10/08/2017-10/08/2018 tarihleri arasında geçerli ZMMS poliçe ile sigortalı araç sürücüsünün tam ve kusurlu neden olduğu maddi hasardan sorumlu olduğunu, zarar ve eylem arasında uygun illiyet bağının bulunduğunu, TTK 4. maddesi gereğince davanın ticari dava olup mahkemenin görevli olduğunu, davalı sigorta şirketinin şube şeklinde İzmir’de örgütlenmesi nedeni ile mahkemenin yetkili olduğunu, kaza neticesi oluşan zarar miktarı KDV dahil 30.000,00 Euro ve aracın rayiç değerinin 8.400,00 Euro olarak Almanya’da bulunan bilirkişi bürosunca tespit edildiğini, davacının Almanya’da ikamet etmesi nedeni ile yurtdışına döndüğünü ve kazadan sonra ağır hasar gören aracın tamir ettirmesinin mümkün olmadığını, hasar büyüklüğü ve tamirin güçlüğünün uzun bir zaman gerektiğini ortaya koyduğunu, davacı aracı yabancı plakalı olup yurdışında tamir edileceğinden zararın plakasına kayıtlı olduğu Alman rayiç değerlerine göre belirlenmesi gerektiğini, sigorta teminat limitinin 36.000,00 TL olup kaza tarihinde 1 Euro’nun 5.6109 TL oluşu dikkate alındığında limitin 6.416,08 Euro olduğunu, zararın tazmininin Euro üzerinden hesaplanmasının ve bilirkişi raporu için ödenen 357,00 Euro’nun davalıdan tahsili gerektiğini, davalı sigorta şirketinin 04/10/2018 tarihinde ihbarda bulunulduğunu, 8 iş günü sonu olan 17/10/2018 tarihinde davalının temerrüte düştüğünü ileri sürerek, 8.400,00 Euro maddi tazminatın davalı sigorta şirketinden temerrüt tarihi olan 17/10/2018 tarihinden davalı …’dan ise kaza tarihi olan 23/07/2018 tarihinden itibaren müştereken ve müteselsilen yabancı para bakımından 3095 sayılı yasanın 4a maddesine göre yürütülecek değişken faizi ile birlikte ve fiili ödeme tarihinde merkez bankası efektif satış kuru karşılığı olarak tahsiline, 357,00 Euro bilirkişi ücretinin yargılama giderlerine dahil edilerek fiili ödeme tarihindeki merkez bankası efektif satış kuru karşılığı TL olarak davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davalı şirketin yerleşim yerinin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri yetki alanında olduğunu, davacı tarafından davalı şirkete hasar ihbarında bulunmadığını, kaza tarihinden 2,5 ay sonra ihbar yapıldığını, denetimin mümkün olmadığını, hasara ilişkin talebin kabul edilebilir olmadığını, sigorta şirketinin ancak ZMMS genel şartları çerçevesinde gerçek zarardan sorumlu tutulabileceğini, ekspertiz incelemesi ile tespit edilen 30.000,00 Euro hasar miktarının araç rayiç değerinin %30’unu geçtiği görüldüğünden pert total sayılması gerektiğini, araç onarımının ekonomik olup olmadığının irdelenmesini, haksız fiil tarihinde memleket parası üzerinden zararın gerçekleştiğini, hasar tespiti için İstanbul Teknik Üniversitesi’nden rapor alınmasını, sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğuna ilişkin iddiaları kabul etmediklerini, ekspertiz ücretinin eksper ataması yapan tarafından ödenmesi gerektiğini, faiz talepleri bakımından yasal faiz ile sorumlu olduklarını savunarak, her halde müvekkili şirketin sorumluluğuna hükmedilmesi durumunda kusur oranlarının tespit edilebilmesi için konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılmasını, tüm delillerin toplanmasından sonra dava dosyasının konusunda uzman bilirkişiye tevdi ile gerçek zararın tespit ettirilmesini, yapılacak yargılamada, sınırlı sorumluluk ilkesi, gerçek zararın giderilmesi ilkesi, zenginleşme yasağı ilkesi, kusur oranında sorumluluk ilkesinin her durumda gözetilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap vermemiş ve davayı takip etmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…Toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları, Yargıtay’ın emsal kararları ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi tarafından verilen 2017/799 Esas ve 2018/1199 Karar sayılı ilamı dikkate alınarak…” gerekçesiyle davanın KABULÜNE; 8.400,00 Euro (karar tarihi olan 19/11/2019 itibari ile 1 Euro 6,35 TL ) tazminatın davalı …’dan kaza tarihi olan 23/07/2018 tarihinden, davalı … Sigorta’dan ise temerrüde düşürülen tarih olan 17/10/2018 tarihinden (zmms poliçe teminatı ve bu poliçeyi aşan kısım yönünden imms poliçesi teminatı dikkate alınarak) yabancı para bakımından 3095 sayılı yasanın 4A maddesine göre yürütülecek değişken faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki merkez bankası efektif satış kuru karşılı TL olarak tahsiline, ekspertiz ücreti olarak davacı tarafından ödenen 357,00 Euro’nun fiili ödeme tarihindeki merkez bankası efektif satış kuru karşılı TL olarak tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı sigorta şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının hatalı olduğunu, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme içeren bilirkişi raporunun hükme esas alınmaması gerektiğini, perte çıktığı iddia edilen ve Türkiye’de bırakılan araç için yabancı ülke ekspertiz raporu alınmasının kabul edilemeyeceğini, hasar, onarım ve işçilik bedellerinin Türkiye piyasasına göre yapılması gerektiğini, Almanya’da ne kadara onarılacağının dosya bazında önemsiz olduğunu, araç üzerinde inceleme yapılmaksızın yurt dışında alınan rapor üzerinden hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, bilirkişi raporunda davacının uzman görüşü raporunun doğrudan esas alındığını, bunu dışında hiç bir çalışma yapılmadığını, somut olayda sovtaj bedeli bakımından herhangi bir çalışma yapılmaması ve dosyada müvekkili şirketin sorumluluğuna gidilirken sovtaj bedelinin düşülmemesinin hatalı olduğunu, davacı tarafın uyuşmazlığa konu aracın millileştiğini iddia ettiğini, buna yönelik hiç bir belge sunmadan doğrudan tazminat talebinde bulunduğunu, yasal mevzuatın, aracın tam hasarlı olması durumlunda hurda tescil belgesi ibraz edilmeden tazminat ödemesi yapılmasının mümkün olmadığını ortaya koyduğunu, aracın trafikten çekildiğine ilişkin kaşeli tescil belgesi de perte ayrılan araçlarda tazminat ödemesi yapılabilmesi iççin ibrazı zorunlu evraklar arasında olduğunu, söz konusu davada ise davacı tarafından bunlara yönelik hiç bir belge sunulmadığını, doğrudan aracın perte çıktığı iddia edilerek gümrüğe bırakıldığı yönünde bilgi verildiğini, pert aracın nerede, hangi taraf üzerinde bırakıldığının tespiti yapılmadan hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, haksız fiilden kaynaklanan zararın ancak haksız fiil tarihide ve memleket parası üzerinden gerçekleştiğinin kabul edilmesi gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu yönündeki iddiaları kabul etmediklerini, ihbar edilmeden ödenen ekspertiz ücretinden müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını, hüküm kurulan ekspertiz ücretinin fahiş olduğunu, davacı tarafın, hasar tespiti için 357,00 Euro ekspertiz ücreti ödediğini iddia ettiğini, söz konusu olayda ülke sınırlarından çıkmamış bir araç için yabancı ülkede Euro üzerinden alınan ve ekspertiz ücret tarifesini aşan miktardaki ekspertiz ücretinden müvekkili şirketin sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olduğunu, istinafa konu kararda, hatalı faiz türü üzerinden faiz işletildiğini, söz konusu olayın işleten açısından haksız fiilden kaynaklanan bir olay olduğunu, müvekkili şirketin de yasal olarak işletene düşen hukuki sorumluluğu üstlendiğinin göz önüne alındığında haksız fiilden kaynaklanan olaylarda ise ancak yasal faizin talep edilmesi gerektiğini, bu nedenle başvuranın avans faiz talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasına dayalı olarak karşı araç malikinden ve zorunlu trafik sigortacısından araç hasar bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
1-) Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, alınan bilirkişi raporunun somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, davalının alınan bilirkişi raporuna kusur yönünde itiraz etmediği, kaldı ki davacı aracının yaya yolu üzerinde park halinde olduğu, asfalt yani karayolu üzerinde olmadığı, bu sebeple davacının kazada kusurunun bulunmadığı, davacı aracı millileştirildiği için sovtaj bedelini alamayacağından rayiç bedel üzerinden tazminata hükmedilmesi gerekeceği, zarar yabancı para birimine göre doğduğundan o para biriminin ödeme tarihindeki TL karşılığınca ödenmesi gerektiği, davadan önce davacının davalıya 04.10.2018 teslim tarihli ihtarname ile başvuru yapmış olduğu anlaşılmakla, davalı sigorta şirketi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-) Araçtaki hasar miktarı tespit edilirken, aracın tamirinin ekonomik olup olmadığı, ekonomik ise tamir bedelinin, ekonomik değilse aracın kaza tarihi itibariyle 2. el piyasa rayiç değerinden sovtaj bedelinin mahsubu ile gerçek zarar miktarının hesaplanması gerekmektedir.
Somut uyuşmazlıkta mahkemece, kusur durumu ve aracın hasarının ne olduğu, aracın tamirinin ekonomik olup olmadığı, tamiri ekonomik değilse; aracın kaza tarihindeki 2. el piyasa rayiç bedelinin tespiti ile gerçek zarar miktarının hesaplanması konusunda bilirkişi raporu alındığı, söz konusu raporun aracın pert olduğu yönündeki değerlendirmesi yerinde ise de, aracın Almanya’daki rayiç bedelinin ne kadar olduğu yönündeki değerlendirmesinin sadece Almanya’da alınan ekspertiz raporu tekrar edilerek yani bu konuda herhangi bir emsal araştırması yapılmadan düzenlenmesi ve mahkemece bu yönde eksik düzenlenen rapor uyarınca hüküm kurulması hatalı olmuştur. Mahkemece yapılacak iş, davaya konu aracın yabancı ülke piyasasındaki emsallerinin ikinci el satış yapan internet siteleri, tespit edilebilirse yetkili bayiler ve hasarlı araç alım satım işi yapan firmalardan araştırılmak suretiyle gerekçeli olarak belirlendikten sonra sonucuna göre bir karar vermek olmalıdır.
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulüne; kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353-1-a-6 maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf itirazlarının kısmen KABULÜ ile, İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1297 Esas – 2019/1192 Karar kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; davalı tarafından yatırılan tamamlama harcı 866,51 TL ve istinaf karar harcı 44,40 TL olmak üzere toplam 910,91 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
4-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek nihai kararda ele alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/02/2023