Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/2171 E. 2023/291 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/2171
KARAR NO : 2023/291

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/01/2017 (Dava) – 05/03/2020 (Karar)
NUMARASI : 2017/15 Esas – 2020/201Karar

DAVA : Tazminat (Trafik Kazasına DayalıYaralanma)

BAM KARAR TARİHİ : 23/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/02/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 05/03/2020 tarihli, 2017/15 Esas ve 2020/201 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinden …’ın 18.05.2016 tarihinde …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile …’ın idaresindeki … plakalı araçların kaza yaptığı tarihte … plakalı araçta yolcu olduğunu, müvekkilinin Kemalpaşa Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/2340 soruşturma numaralı dosyasında şikayetçi olmadığından takipsizlik kararı çıktığını, müvekkili … yönünden bu kaza nedeniyle sağ kolunun kırıldığını, iyileşme sağlanamadığını, bağlama çalamadığını, müvekkili …’ın eşinin sakatlığı nedeniyle üzüldüğünü, müvekkili …’ın da oğlunun zarar görmesi nedeniyle çok üzüldüğünü belirterek müvekkili … açısından maluliyet oranına dayalı olarak olay tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte şimdilik 2.000,00 TL maddi tazminat, 10.000,00 TL manevi tazminat, … yönünden 3.000,00 TL, … yönünden 2.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalılardan tahsiliyle davacılara ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili 19/09/2019 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; 2.000-TL talep ettikleri maddi tazminat taleplerini artırarak 2.601,98 TL olarak ıslahına, alacaklarının yasal faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; meydana gelen kazada …’ın kullandığı aracın şerit ihlali yaparak müvekkilinin aracına çarptığından asli kusurlu olduğunu, …’ın emniyet kemeri de kullanmadığını, diğer manevi tazminat talep edenlerin de hayatın olağan akışına aykırı taleplerde bulunduklarını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın 20.03.2016-20.03.2017 tarihleri arasında müvekkili sigorta şirketine ZMMS sigortalı olduğunu, kaza tarihi itibariyle şahıs başına azami 310.000,00 TL poliçe limitiyle sigortalı olduğunu, davacıların manevi tazminat talebinde yasal isabet bulunmadığını, ZMMS sigortacısının manevi tazminattan sorumlu olmadığını, müvekkilinin KTK m. 85/1 gereğince kusur oranının poliçe limitiyle sorumluluğunun bulunduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kusurunun belirlenmesi gerektiğini, daha sonra aktüerya bilirkişisinden rapor alınmasını istediklerini, maluliyet oranı için de İstanbul Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasını talep ettiklerini belirterek, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece; ”….Davacıların davasının KISMEN KABULÜ ile, davacı …’ın, davalılar olan … ve … Sigorta AŞ aleyhine açmış olduğu davada davacının geçici iş görememezlikten kaynaklı maddi zararı olan 2.601,98 TL nin davalı …’dan olay tarihi olan 18.05.2016 tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketinden ise (sigorta poliçesinde yer alan poliçe limiti olan 310.000,00 TL sınırlı olmak kaydı ile) davalının temerrüde düştüğü dava tarihi olan 04.01.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, davacıların manevi tazminat taleplerinin KISMEN KABULÜ İle; davacı … için 750,00 TL, diğer davacılar … için 300,00 TL, … için 300,00 TL manevi tazminatın davalı …’dan haksız fiil tarihi olan 18.05.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline, fazlaya ilişkin kısmın ve sigorta şirketine karşı yapılan bu talebin reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkeme kararında manevi tazminat miktarlarının neden çok düşük tutulduğuna dair gerekçe bulunmadığını, bilirkişi raporunda müvekkilinin yaralanmasına sebebiyet veren davalının %50 oranında kusurlu olduğunun belirtildiğini, kendilerinin de manevi tazminat miktarlarını bu yönü de gözeterek makul ve tamamı kabul edilebilir miktarlar olarak talep ettiklerini, manevi tazminat davalarında hükmedilecek paranın, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek bir fonksiyon icra edeceğini, gelişen hukukta kişilerin bedenine ve ruhuna karşı yöneltilen haksız eylemlerde veya taksirli davranışlarda tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranlarda manevi tazminat takdir edilmesi gerekliliği doğduğunu, amaçlananın bir nebze olsun rahatlama duygusu vermek, fakat öte yandan zarar veren yanı da dikkat ve özen göstermek konusunda etkileyecek bir yaptırımla caydırıcı olabilmek olduğunu, olayın meydana geliş özellikleri ve dava dilekçesinde detaylı olarak açıklanan sonuçları sebebiyle müvekkilinin ve yakınlarının çektiği acı, elem ve sıkıntıların manevi tazmini için uygun görülen miktarların, paranın satın alma değeri de nazara alındığında çok çok az olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, izah edilen hususlar nazara alınarak manevi tazminat taleplerinin tamamının kabul edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; işbu dava kısmi alacak davası şeklinde ikame edilmiş olup dava konusu kazanın 18.05.2016 tarihinde gerçekleştiğini, davacı 19.09.2019 tarihinde ıslah talebinde bulunmuş olup kaza tarihi üzerinden iki yıldan fazla sürenin geçmiş olduğunu, ıslah tarihinden önce zamanaşımına uğramış olan alacaklar bakımından davanın reddi gerekmekte iken davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, geçici iş göremezlik talepleri trafik sigortası yeni genel şartları gereği teminat dışı olup müvekkili şirketin geçici iş göremezlik talepleri bakımından sorumluluğu bulunmadığını, dava konusu kazaya karışan … plakalı araç, 20.03.2016 başlangıç- 20.03.2017 bitiş tarihleri arasında geçerli olmak üzere Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigorta Poliçesi ile maluliyet halinde kaza tarihi itibarıyla şahıs başına azami 310.000,00-TL poliçe limiti ile müvekkili sigorta şirketine sigortalı olduğunu, Trafik Sigortası Genel Şartları A.5.b maddesi hükmünün açıkça davacının geçici iş göremezlik taleplerinin tedavi giderleri kapsamında olduğunu ve bu giderlerle ilgili tüm sorumluluğun SGK’ya ait olduğunu belirttiğini, 6111 sayılı “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile de bu hususun kesinleştiğini, geçici iş göremezlik tazminat taleplerinin davalı sigorta şirketinin sorumluluğunda olmadığını, müvekkili şirketin ödeme yükümlülüğü olduğunu kabul anlamına gelmemekle birlikte; dava kısmi alacak davası olarak ikame edildiğinden, ıslah dilekçesi ile arttırılan alacak miktarına ancak ıslah tarihi itibariyle faiz yürütülmesi gerekmekte olup, arttırılan miktarlara müvekkili şirketin temerrüde düştüğü itibaren faiz işletilmesinin mümkün olmadığını, davacılar vekilinin manevi tazminat talebinde yasal isabet bulunmadığını, zira gerek trafik poliçesi genel şartlarına ve gerekse Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre manevi tazminat taleplerinin trafik poliçesinin teminatı kapsamına dahil olmadığını bu nedenle davacılar vekilinin müvekkili sigorta şirketine yönelttiği manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiğinden davacı tarafın istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın müvekkili şirket yönünden reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemenin yapmış olduğu yargılama neticesinde davacıların manevi ve maddi tazminat taleplerini kısmen kabul edip kaza tarihinden itibaren faiz yürütülmesine hükmettiğini, gerek cevap dilekçesinde gerekse daha sonra sunmuş oldukları dilekçelerinde, meydana gelen kaza nedeniyle yaralanmış olduğunu iddia eden davacı …’ın yaralanmasında kendisinin kusuru olup olmadığının, araç içerisinde emniyet kemeri takmış olup olmadığının araştırılmasını talep etmiş olmalarına rağmen, yerel mahkemenin bu hususu dikkate almayıp sadece müvekkili ve kazaya karışan diğer sürücü yönünden kusur incelemesi yaptırdığını, Yerel mahkemenin bu taleplerini dikkate almadan kurduğu hükmün hatalı olduğunu, davacı tarafın manevi tazminat alabilmek adına durumu iyice dramatize etmiş olup dava ile ilgisi olmayan kişiler … ve …’ın davada HMK gereği her hangi bir taraf sıfatları, hukuki yararları bulunmadığını, bu davacıların manevi yönden elem ve ızdırap içinde bulundukları iddiasının hem hayatın olağan akışına, hem mantığa aykırı doğruluktan yoksun bir iddia olduğunu, Yerel mahkeme tarafından bu şahıslar lehine verilmiş olan manevi tazminat ile manevi tazminata kaza tarihinden itibaren faiz yürütülmesi kararının hukuktaki zenginleşme yasağına da aykırı olduğunu, davacı … lehine verilmiş olan manevi tazminatın da hukuka ve zenginleşme yasağına aykırı olduğunu, davacının hafif yaralanmada manevi zarara uğramasının imkansız olduğunu belirterek Yerel Mahkemenin hukuka aykırı kararının bozulmasını ve davacıların davasının tüm yönleriyle reddini, davacının icra takibi açması halinde tehir-i icra kararı verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazasından kaynaklanan zarar nedeniyle ZMMS sigortacısına ve araç sürücüsüne karşı açılan maddi ve manevi tazminat davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece davanın maddi ve manevi tazminat yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davacılar vekili ile davalılar vekillerince istinaf edilmiştir.
1-Davacılar vekilinin manevi tazminat yönünden istinaf itirazlarının incelenmesinde;
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
6098 sayılı TBK nın 56. maddesi gereğince, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Somut olay yönünden yapılan değerlendirmede; meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davalı sürücünün meydana gelen kazada eşit kusurlu oluşu, İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesinden alınan 08.02.2019 tarihli rapora göre davacının, yaralanmanın niteliği ve iyileşme süresi, olay tarihindeki paranın alım gücü dikkate alındığında hak ve nefaset kuralları ve manevi tazminatın yukarıda ifade edilen amacı da göz önünde bulundurularak davacı … için takdir edilen 750,00 TL manevi tazminatın hak ve nesafet kuralları çerçevesinde biraz az olarak belirlendiği görülmüş ve davacı vekilinin adı geçen davacı … yönünden istinaf itirazları bu sebeple kısmen yerinde görülmüştür.
2-Davalı … Sigorta A.Ş.vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesinde;
6100 sayılı HMK.’nun 341-(2) maddesinde; “miktar veya değeri Üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir” hükmü mevcuttur. Ayrıca, 6100 sayılı HMK.’nun Ek 1. maddesi 1. fıkrasında; HMK.’nun “341. maddesindeki parasal sınırın her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların On Türk Lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz” hükmünün yanı sıra, aynı maddenin 2. fıkrasında; HMK.’nun “341. maddesindeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı” düzenlenmiş bulunmaktadır.
Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu yerel mahkeme hükmünün verildiği 2020 yılı için HMK.’nun 341-(2) maddesindeki kesinlik sınırı 5.390,00 TL olmuştur.
Mahkemece kabul edilen ve istinaf incelemesine konu edilen 2.601,98 TL karar tarihi itibarı ile HMK.’nun 341-(2) maddesinde düzenlenen kesinlik sınırının altında olup, ilk derece mahkemesince verilen karar kesin niteliktedir.
Miktar olarak kesin nitelikteki karar ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince, karara karşı kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesi sonuca etkili değildir.
Buna göre; mahkemece verilen karar kesin nitelikte olup, kesin olan kararlara karşı HMK’nın 346. maddesi hükmü uyarınca ilk derece mahkemesince istinaf dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi, HMK’nın 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince de bu yönde karar verilebilir. Bu karar usule ilişkin nihai karardır. Bölge Adliye Mahkemesince verilen bu usulden ret kararına karşı temyiz yolu da kapalıdır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 05/01/2018 tarih, 2017/5397 esas ve 2018/5 karar sayılı ilamı bu yöndedir.)
Açıklanan nedenlerle; karar tarihi itibariyle miktar olarak kesin olan mahkeme kararlarına karşı istinaf kanun yoluna başvurulamayacağından, davalı sigorta vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Davalı … vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesinde;
-Dosyada Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Başkanlığından alınan 03.08.2018 tarihli raporda; … plaklı …’ın yolcu olarak bulunduğu, araç sürücüsü …’ın %50 oranında kusurlu olduğu, diğer araç sürücüsü … plakalı araç sürücüsü …’ın da %50 kusurlu olduğu bildirildiği , alınan kusur raporunun dosya kapsamı ve olayın oluşuna uygun olduğu denetime elverişli ve hüküm kurmaya yeterli olduğu; davalıların rapora soyut olarak itiraz etmiş oldukları, diğer taraftan kaza tutanağında kusur durumu belirlenmemiş ise de kazaya karışan iki tarafın da trafik ihlali yaptığının belirlendiği ve dosya kapsamında alınan kusur raporu ile uyumlu olduğu; diğer taraftan davacının emniyet kemeri takıp takmadığı hususunda dosyada her hangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, davacı …’ün yaralanmasının niteliği de nazara alınarak davalı vekilinin belirtilen yönlere ilişkin itirazlarının esastan reddi gerekmiştir.
– Manevi tazminat yaralanan kişinin bizzat kendisinin manevi tazminat isteyebileceği hususunda tereddüt yoktur. Yaralanan kişinin yakınları ise ancak ağır bedensel bir yaralanma veya uzuv kaybı söz konusu ise manevi tazminat isteyebilirler. Aksi takdirde, yaralının yakınları manevi tazminat talep edemezler. Dosya kapsamına ve davacı …’ün yaralanmasının niteliğine göre eşi … ve annesi …’ın manevi zararının oluştuğunun kabul edilemeyeceği anlaşıldığından, davalı vekilinin bu yöne ilişkin itirazının esastan kabulü ile adı geçen davacılar lehine hükmedilen manevi tazminatın kaldırılması gerekmiştir.
– Davacı … lehine hükmedilmiş olan manevi tazminatın yüksek olduğu yönünden yapılan itirazın, davacılar vekilinin manevi tazminat yönünden yapmış olduğu itiraza ilişkin olarak yapılan değerlendirmeye göre esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin 6100 Sayılı HMK.’nın 352-(1)-d maddesince usulden reddine, davacılar vekili ve davalı … vekilinin istinaf başvurularının HMK 353/1-b-2. maddesi uyarınca kısmen kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 05/03/2020 tarihli 2017/15 Esas ve 2020/201 Karar sayılı kararına karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun miktar itibariyle 6100 Sayılı HMK’nın 352-(1)-b). maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
2-Davacılar vekili ve davalı … vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜ ile, İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 05/03/2020 tarihli 2017/15 Esas ve 2020/201 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
A-MADDİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN:
-Davacı …’ın davasının KISMEN KABULÜ ile, davacı …’ın, davalılar olan … ve … Sigorta A.Ş. aleyhine açmış olduğu davada davacının geçici iş görememezlikten kaynaklı maddi zararı olan 2.601,98 TL nin davalı …’dan olay tarihi olan 18.05.2016 tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketinden ise (sigorta poliçesinde yer alan poliçe limiti olan 310.000,00 TL sınırlı olmak kaydı ile) davalının temerrüde düştüğü dava tarihi olan 04.01.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
B-MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN:
-Manevi tazminat yönünden davacı …’ın talebinin KISMEN KABULÜ İle; davacı … için 4.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’dan haksız fiil tarihi olan 18.05.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline, fazlaya ilişkin kısmın ve … Sigorta A.Ş. yönünden yapılan talebin reddine,
-Diğer davacılar … ve …’ın manevi tazminat taleplerinin reddine,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 273,24 TL harçtan dava açılışında alınan 51,24 TL peşin harç ve ıslah sırasında alınan 15,00 TL peşin harcın mahsubu ile eksik alınan 207,00 TL harcın davalı …’ dan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacılar tarafından yargılama gideri olarak yapılan başvuru harcı 31,40 TL, peşin harç 51,24 TL ve ıslah harcı 15,00 TL ile yazışma ve tebligat gideri 622,84 TL, ATK gideri 862,00 TL ve bilirkişi ücreti 800,00 TL olmak üzere toplam 2.382,48 TL’nin davanın kabul-red oranına göre 893,59-TL’sinin davalılardan alınarak davacı …’ a verilmesine, kalan miktarın davacılar üzerinde bırakılmasına,
Davalı … tarafından yargılama gideri olarak yapılan yazışma ve tebligat gideri 100,00 TL’nin davanın kabul-red oranına göre 62,49 TL’sinin davacılardan alınarak davalı …’a verilmesine, kalan miktarın davalı … üzerinde bırakılmasına,
Davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen maddi tazminat miktarı üzerinden AAÜT’nin 13/2. maddesine göre belirlenen 2.601,98 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacı …’a verilmesine,
Davacı … kendini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden AAÜT’nin 10/1. ve 13/2. maddelerine göre belirlenen toplam 4.000,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan tahsili ile davacı …’a verilmesine,
Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden red edilen manevi tazminat miktarı üzerinden AAÜT’nin 10/2. ve 13/2. maddelerine göre belirlenen toplam 4.000,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalı …’a verilmesine,
HMK m. 333 gereği gider avansından artanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,

ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
3-Davacılar vekili ve davalı … vekilinin sair istinaf itirazlarının REDDİNE,
4-İSTİNAF AŞAMASINDA;
İstinaf başvurusu sırasında davacılar ve davalı … ‘dan alınan istinaf karar harcının talep halinde kendilerine iadesine,
Davalı … Sigorta A.Ş.’ den alınan 148,60 TL istinaf başvuru harcının ve 67,49 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve istek halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf incelemesi esnasında davacı … tarafından yapılan 148,60-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 27,50-TL e-tebligat masrafı, 38,00-TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 214,10-TL yargılama giderinin davalı …’ dan alınarak davacı …’a verilmesine,
İstinaf incelemesi esnasında davalı … tarafından yapılan 148,60-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcından ibaret yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 23/02/2023