Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/214 E. 2021/427 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/214
KARAR NO : 2021/427
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/10/2017
NUMARASI : 2017/363 Esas – 2017/928 Karar
DAVA: Tespit
KARAR TARİHİ: 27/05/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/05/2021

İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/363 Esas- 2017/928 Karar sayılı kararının dairemizce incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesi süresi içinde usulünce verilmiş olmakla; raportör hakim tarafından hazırlanan rapor, dosyadaki dilekçe, lahiyalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler incelendi.
DAVA
Davacılar vekili, İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’ nün Karşıyaka – … sicil numarasında kayıtlı davalı …’ nin hissedarları …, …, …, … ve …’ dan oluşan 5 ortaklık aile şirketi olduğunu, davalının 2012 – 2013 – 2014 faaliyet dönemlerine ilişkin iş ve işlemlerinin görüşüldüğü olağan genel kurul toplantısının 22/12/2015 tarihinde yapıldığını, davacıların toplantı tarihinden çok sonra Ekim 2016′ da toplantıdan haricen haberdar olduklarını ve Ankara 44. Noterliği’ nin 12/10/2016 tarih 13251 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile toplantıya davet edilmediklerini, toplantının geçerli olmadığını, bilgi alma ve inceleme haklarına istinaden toplantı tutanağı, hazirun cetveli ve finansal tabloların gönderilmesini, tüm işlemlerin olağanüstü toplanacak yeni toplantıda değerlendirilmesini talep ettiklerini, şirket yönetim kurulu başkanı …’ın Karşıyaka 3. Noterliği’ nin 19/10/2016 tarih 24981 yevmiye numaralı cevabı ihtarnamesinde: Yeni TTK hükümlerine göre iadeli taahhütlü mektupla yapılan genel kurul çağrılarında değişiklik yapıldığı, TTSG ile yapılması zorunluluğu getirildiği, gazeteye verilen çağrı ilanlarının ticaret odası tarafından üyelerin adresine gönderilmekte olduğu ve çağrının usulüne uygun olarak yapıldığını belirttiğini, ardından Karşıyaka 6. Noterliği’ nin 04/11/2016 tarih 20116 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile toplantıya ilişkin toplantı tutanağı ve hazirun cetvelini gönderdiğini, gelir gider ve kar zarar tabloları ile bilançoların 22/10/2016 tarihinde … Kargo ile davacılara teslim edildiğini bildirdiğini ancak davacılara kargo şirketi eli ile her hangi bir evrak teslim olmadığını, toplantı tutanağında ” Pay sahiplerinin adreslerine 02/12/2015 tarihinde … Postanesi’ nden taahhütlü mektupla toplantı gün ve gündemi bildirilmiştir. ” şeklinde bir tespite yer verildiğini ancak müvekkillerine böyle bir mektup gönderilmediğini, yapılan toplantıdan haberdar edilmediğini, genel kurul toplantısına davetin bütün pay sahiplerine veya temsilcilerine yapılmasının davetin geçerlilik koşulu olduğunu, davet olmaksızın yapılan toplantıda alınan kararların yoklukla malul olduğunu, genel kurul kararlarının yokluğunun hukuki yararı bulunan herkes tarafından ve bir süreye bağlı olmaksızın itiraz şeklinde veya dava yolu ile ileri sürülebileceğini belirtmiş davalı …’nin 22/12/2015 tarihinde yapmış olduğu genel kurul toplantısının ve toplantıda alınan tüm kararların butlanının ( yokluğunun ) tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili, davalı şirketin 22/12/2015 tarihinde yapılan genel kurul toplantısının usulüne uygun olarak yapılan davet sonrasında yapıldığını ve toplantıda alınan kararların ekseriyetle alındığını, toplantıda Kanunen oy birliğinin arandığı herhangi bir kararda alınmadığı gibi Kanun ve mukavele hükümlerine ve objektif iyi niyet esaslarına aykırı her hangi bir kararda alınmadığını, TTK’ nın 445. Maddesinde ” 446. Maddede belirtilen kişiler Kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine karar tarihinden itibaren 3 ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler ” hükmünü içerdiğini, davacıların toplantının üzerinden çok uzun bir zaman geçtikten sonra davayı açtıklarını, 3 aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra açılan davanın dinlenmesinin mümkün olmadığını belirtmiş davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre “Davacı tarafça, davalı …’ nin 22/12/2015 tarihli genel kurul toplantısının ve toplantıda alınan tüm kararların butlanının tespitine karar verilmesine yönelik olarak mahkememize dava açıldığı, davacı tarafça; davalı şirketin 22/12/2015 tarihinde yapılan genel kurul toplantısına çağrı işleminin usulüne uygun olmadığı, toplantıya davet edilmedikleri ve toplantı tarihinden çok sonra haberdar olduklarından bahisle genel kurul toplantısının ve toplantıda alınan kararlarının butlanının tespitinin talep edildiği , davacıların genel kurul toplantısına usulüne uygun olarak davet edilmedikleri ancak genel kurulun toplantıya çağrılmasına ilişkin usullere uyulmamasının tek başına genel kurul toplantısının ve toplantıda alınan kararların butlanını ve iptalini gerektirmeyeceği ,ayrıca alınan kararların Kanun’a, ana sözleşmeye ve iyi niyet esaslarına aykırı bulunduğunun kanıtlanmasının gerektiği, çağrı usulsüzlüğünün müeyyidesinin genel kurula katılmayan ortağa kararlara muhalefet şerhi yazdırmadan süresinde dava açma hakkı vermek olduğu, dava konusu edilen genel kurul toplantısında alınan kararların Kanun’ a, ana sözleşmeye ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğuna yönelik davacı tarafça her hangi bir iddianın ileri sürülmediği, bu hususta her hangi bir delil de gösterilmediği …” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, pay sahiplerinin genel kurul toplantısına ne şekilde davet edilebileceklerinin TTK’nun 414. md.’sinde “Genel kurul toplantıya, esas sözleşmede gösterilen şekilde, şirketin internet sitesinde ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlanan ilanla çağrılır. Bu çağrı, toplantı günleri hariç olmak üzere, toplantı tarihinden en az iki hafta önce yapılır. Pay defterinde yazılı pay sahipleriyle önceden şirkete pay senedi veya pay sahipliğini ispatlayıcı belge vererek adreslerini bildiren pay sahiplerine, toplantı günü ile gündem ve ilanın çıktığı veya çıkacağı gazeteler, iadeli taahhütlü mektupla bildirilir.” şeklinde düzenlendiğini, davalı şirketin yukarıdaki maddede yazılı iş ve işlemleri yerine getirdiğini kanıtlamak zorunda olduğunu, oysa davalı vekilinin 19.10.2017 tarihli duruşmada toplantıya davet ile ilgili belgelere ulaşamadıklarını bu sebeple sunamadıklarını beyan ettiğini, bunun müeyyidesi olarak genel kurul toplantısında alınan kararların yok hükmünde sayılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, 22.12.2015 tarihli genel kurul toplantısı ve toplantıda alınan kararların yok hükmünde olduğunun tespiti davasıdır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, çağrı usulsüzlüğü yaptırımının yokluk değil iptal edilebilirlik olduğu anlaşılmakla, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/363 Esas- 2017/928 Karar sayılı kararına karşı davacılar vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
3-a) İstinaf kanun yoluna başvuran davacılardan alınması gereken 59,30 TL harçtan başlangıçta alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 23,40 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
b) Davacıların yatırmış olduğu istinaf kanun yoluna başvuru harcı olan 98,10 TL’nin hazineye gelir yazılmasına,
4-İstinaf yoluna başvuran davacıların yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendileri üzerilerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan istinaf gider avansının istek halinde HMK’nun 333. Maddesi gereğince yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 27/05/2021