Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/2132 E. 2023/194 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/2132
KARAR NO : 2023/194

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/07/2018 (Dava) – 21/01/2020 (Karar)
NUMARASI : 2018/798 Esas – 2020/43 Karar
DAVA : Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 09/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/02/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/01/2020 tarihli 2018/798 Esas ve 2020/43 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 23/11/2017 tarihinde maliki ve sürücüsü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı hususi otomobili ile E-96 Devlet karayolu istikametinden gelip Akhisar Caddesini takiben 547 Sokağa dönüş yapmak istediği esnada E-96 Devlet Karayolu istikametine seyir halinde olan sürücü …’un sevk ve idaresindeki … plaka sayılı hususi motosikletin sol yan muhtelif kısımlarına çarpması neticesinde çift taraflı yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, bu kazada davacı …’un yaralanarak sakat kaldığı, meydana gelen kazada … plakalı araç sürücüsünün kusurlu olduğu, … plakalı aracı sigortalayan davalı … şirketinin davacıya tazminat ödemekle sorumlu olduğu, kaza tarihini kapsayan zorunlu mali mesuliyet sigortası 23/03/2017 tarihinde 234677217 numaralı poliçe ile davalılardan … Sigorta tarafından yapıldığı, davalı … şirketine yazılı olarak müracaat edildiği, gerekli tüm evrakların gönderildiği, ancak herhangi bir ödemenin yapılmadığı, davacının kazadan sonra ayağı kalkamadığını, fazlaya ilişkin tüm dava ve talep hakları saklı kalmak ve şimdilik kaydıyla davacı için 50,00 TL bakıcı gideri tazminatı, 50,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı 900,00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 1.000,00 TL maddi tazminatın Davalı … Sigorta A.Ş’den poliçe limiti dahilinde olmak üzere müracaat tarihi olan 11/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsilini, davacı için 20.000,00 TL manevi tazminatın diğer davalı …’dan tahsili 23/11/2017 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı …’nın cevap dilekçesinde özetle; kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun olmadığını, kazanın oluşumunda kusurlunun davacı olduğunu, manevi tazminatın zenginleşme aracı olarak kullanılmayacağı ilkesi nazara alındığında istenilen manevi tazminat tutarının çok yüksek olduğunu, davacının maddi tazminat talep etme hakkı olduğu ortaya çıkarsa, diğer davalı … şirketinin bu yöndeki maddi tazminat taleplerini karşılamak zorunda olduğunu, bu konudaki sorumluluğun sigorta şirketinde olduğunu belirterek, davanın reddini talep ettiği görülmüştür.
Davalı … Sigorta Şirketi cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından 23.03.2017-2018 tarihleri arasında geçerli olmak üzere 234677217 no.lu Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, Müvekkili Şirketin Sorumluluğunun Trafik Poliçesindeki limitler ve sigortalı araca atfedilebilecek kusur ile sınırlı olduğunu, bunun için öncelikle kazada kusur durumunun tespiti gerektiğini, nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/17-72 E. 2013/1558 K. Sayılı ilamının bu yönde olduğunu, araştırmalara göre düzgün koruyucu ekipman giyen motosiklet sürücülerinin kazaya karıştıklarında çok nadir yara aldığını, hiçbir koruyucu teçhizat kullanmayan davacıların desteğinin zararın meydana gelmesi ve artmasında ağır müterafik kusurunun olduğunun kabulü gerektiğini, nitekim otopsi raporunda görüldüğü üzere ölüm sebebi olarak temelde kafa tramvasının yer aldığını, davacıların desteğinin kaza esnasında kask takmamış olmasının bu yönüyle özellikle dikkate alınması gerektiğini,dava konusu olayla ilgili olarak ceza soruşturma dosyasındaki tüm delillerin, ifade tutanaklarının, tanık beyanlarının ve nihayet bilirkişi raporunun temini gerektiğini, ceza dosyası ve varsa Kusur durumunu gösteren bilirkişi raporu celp edildikten sonra meydana gelen kazada kusur durumunun tespiti için dosyanın bu konuda uzman öğretim görevlilerinden oluşacak bir bilirkişi heyetine; yahut Adli Tıp Kurum Trafik İhtisas Kurulu’na sevk edilmesini talep ettiklerini, davacının Sosyal Güvenlik kuruluşlarından herhangi bir ödeme alıp almadığının tespitini talep ettiklerini, geçici iş görmezlik tazminatının Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğunda olduğunu, maluliyetin niteliği gereği bakıcıya muhtaç olup olmadığının araştırılması gerektiğini, fiilen bakıcı tutulduğunun da makbuz vb. ile ispatlanması gerektiğini, diğer yandan; 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Karayolu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.5.b maddesi gereği, “tedavi süresi içinde” bulunan bakıcı giderinin Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğunda olup anılan taleplerin bu yönüyle de reddi gerektiğini, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları B.2. Madde gereği müvekkili şirketin temerrüde düşürülmediğini, hesaplanması mümkün olmayan bir tazminat nedeniyle temerrüt söz konusu olamayacağından; temerrüt tarihi olarak Mahkemece hesaba esas tüm evrakların taraflarına tebliğ edileceği (maluliyet raporu ve kusur raporu dahil) tarihin belirlenmesi gerektiğini, bu durum karşısında müvekkilinin temerrüdünün gerçekleşmediğini belirterek dava konusu olayda tarafların kusur durumu ile davacının müterafik kusurunun ve tespitine; sigortalı araca atfı kabil bir kusur bulunmadığından davanın reddine, aksi halde davacı yanın sürekli maluliyet iddialarının değerlendirilmesi için dosyanın Adli Tıp İlgili İhtisas Dairesine gönderilmesine, aktüerya hesabı yapılırken belirtilen hususların dikkate alınarak hesap yapılmak üzere Aktüer Siciline kayıtlı aktüerya uzmanına hesap yaptırılmasına, herhalde haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
İlk derece mahkemesince; “….Davanın maddi tazminat istemi yönünden KABULÜNE, 9.373,20 TL geçici iş göremezlik zararı, 41.580,28 TL kalıcı iş göremezlik zararı, 2.808,00 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 53.761,48 TL maddi tazminatın davalı … şirketinin 11/05/2018 tarihinden itibaren, davalı …’nın 23/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden sorumlu oldukları dikkate alınarak, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, davanın manevi tazminat istemi yönünden KISMEN KABULÜNE, 7.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 23/11/2017 den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya ödenmesine….” şeklinde karar verilmiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacıya takdir edilen manevi tazminat miktarının çok düşük olduğunu, davalı tarafın kusurunun ağırlığı ve talep edilen manevi tazminat miktarları ortadayken, davacı lehine takdir edilen manevi tazminat miktarlarının pek düşük olduğunu, manevi tazminatın işlevini yerine getiremeyecek düzeyde olduğunu, müvekkili …’unda meydana gelen kaza sonucunda kalıcı olarak sakatlığın mevcut olduğunu, doktor raporları ile sabit olduğunu, asla eski sağlığına kavuşamayacağını belirterek, resen gözetilecek hususlar açısından yerel mahkemenin usul ve yasaya aykırı kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta Şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının, maluliyet oranının; 01.06.2015 yürürlük tarihli ZMM Genel Şartları A.5.C maddesi ile 2918 sayılı KTK md.90 gereği, “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporlarına ilişkin yönetmelik” hükümlerine göre belirlendiğini, 20.02.2019 tarihli “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” ile önceki yönetmelik yürürlükten kaldırılmış olduğundan güncel mevzuata göre rapor hazırlanması gerektiğini, mahkeme nezdinde alınan maluliyet raporuna göre davacı yanda 9 ay geçici iş görmezlik süresi belirlendiğini, ancak önemle 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren genel şartlar gereği geçici iş göremezlik zararı sağlık giderleri teminatına alındığını, ayrıca sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu ve sigorta şirketlerinin sorumluluğunun bulunmadığının açıkça belirlendiğini, ancak hesap raporunda geçici iş görmezlik tazminatı da hesaplanarak müvekkili şirketin sorumlu tutulduğunu, bununla birlikte geçici dönem bakıcı gideri taleplerinin de teminat dışında kaldığını, müvekkili şirketçe sigortalanmış aracın dava konusu olayda kusuru bulunmadığını, bilirkişi raporunda tespit edilen kusura da itiraz ettiklerini, ceza dosyası tüm belgelerinin celbi ile kazada üçüncü bir şahsın, yolun yahut mücbir sebebin etkili olup olmadığının incelenmesi, ayrıca başkaca bir sebep nedeniyle müterafik kusurunun bulunup bulunmadığının irdelenmesi gerektiğini, SGK tarafından ödemeler TBK md.55 gereği, rücuya tabi olduğu takdirde hesaplanan tazminattan indirilmesi gerektiğini, olay nedeniyle davacıya ödenen geçici iş göremezlik tazminatı ile bağlanan sürekli iş göremezlik gelirinin, 5510 sayılı kanun 21. maddesi gereği rücuya tabi olduğundan SGK’ya müzekkere yazılarak davacıya yapılan ödeme ile bağlanan gelirlerin Peşin Sermaye Değerinin sorulmasını talep ettiklerini, olayın iş kazası olduğu halde, henüz gelir bağlanmamış ise, davacıya gelir bağlanması için başvuru yapmak üzere süre verilmesini talep ettiklerini, aksi halde, davacıya PSD tutarını düşmeden ödeme yapan şirketin, SGK’ya karşı sorumluluktan kurtulamayacağını, ayrıca SGK gelir bağladığında yapılan rücu talebiyle mükerrer ödemenin söz konusu olacağını, bu nedenle Yargıtay 21. Hukuk Dairesi yerleşik içtihatları bu hususun bekletici mesele yapılması yönünde görüş bildirdiklerini, ayrıca kişi kamu görevlisi ise 2330 sayılı kanun gereği bağlanacak nakdi tazminatın da rücusunun mümkün olduğundan, bağlı olduğu personel daire başkanlığına da müzekkere yazılması gerektiğini, ceza soruşturma dosyası incelenerek CMK md. 253 kapsamında uzlaşma bulunup bulunmadığının incelenmesi gerektiğini, CMK md.253/19 uyarınca, uzlaştırma sağlanan dava konusu eylem hakkında tazminat davası açılamayacağı gibi, açık bir tazminat davası mevcut olması halinde dahi feragat edilmiş kabul edileceğini, davacının, kazaya karışan araç sürücüsü ile yapmış olduğu “uzlaşma” huzurdaki davanın da CMK md.253/19 uyarınca feragat nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettiklerini, bu hususun, dava şartı niteliği taşıdığını, Mahkemece ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı’na müzekkere yazılarak dava konusu kazaya ilişkin soruşturma dosyasının celbi ile davacı ile müşteki/şüpheli arasında uzlaşmaya ilişkin, uzlaştırma tutanağı, uzlaştırma raporu ve/soruşturma dosyasının celbini, uzlaşma hususu dava şartı teşkil ettiğinden bu husus dikkate alınarak esasa girilmeksizin davanın reddine karar verilmesini gerektiğini belirterek, kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklı bakıcı gideri, geçici iş göremezlik, sürekli maluliyet tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, davanın maddi tazminat yönünden kabulüne, manevi tazminat yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş olup; hüküm davacı vekili ve davalı … Sigorta Şirketi vekili tarafından istinaf edilmiştir.
1-Davacı vekilinin manevi tazminat yönünden istinaf itirazlarının incelenmesinde;
6098 sayılı TBK nın 56. maddesi gereğince, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Somut olay yönünden yapılan değerlendirmede; meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli,davalı sürücünün kazada tam ve asli kusurlu oluşu, davalıların sorumluluğunun niteliği, davacının yaralanmalarının niteliği ve iyileşme süresi, olay tarihindeki paranın alım gücü dikkate alındığında hak ve nefaset kuralları ve manevi tazminatın yukarıda ifade edilen amacı da göz önünde bulundurularak davacı için takdir edilen 7.000,00 TL manevi tazminatın hak ve nesafet kuralları çerçevesinde biraz az olarak belirlendiği görülmüş ve davacının istinaf itirazları bu sebeple kısmen yerinde görülmüştür.
2-Davalı … Sigorta Şirketi vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesinde;
a-Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı; dosya kapsamında alınan kusur raporunun dosya kapsamına ve oluşa uygun olduğu, yeterli değerlendirmeyi içerdiği, belirlenen kusur oranının Salihli 5. Asliye Ceza Mahkemesi 2018/425 esas sayılı dosyasında alınan kusur raporu ve kaza tutanağında izafe edilen kusur ile uyumlu olduğu; hükme esas alınan maluliyet ve aktüer bilirkişi raporlarının somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, maluliyet raporunun yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre ve Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümünden alındığı, Anayasa Mahkemesinin KTK 90/İ maddesinin iptali de göz önüne alındığında TBK’nın 54. maddesi ile KTK’nın 98. maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, kazadaki yaralanmadan kaynaklanan geçici iş göremezlik zararından ve bakıcı giderinden sorumluluk, zarara neden olanlar ile bu kişilerin sorumluluğunu poliçe ile üstlenen sigorta şirketine ait olduğundan, davacı için hesap edilen geçici işgöremezlik tazminatının sigorta şirketi aleyhine de hüküm altına alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Sosyal Güvenlik Kurumu yazısında kaza nedeniyle davacıya rücua tabi ödeme yapılmadığının bildirildiği, ayrıca davacının 2330 sayılı kanun kapsamında tazminata hak sahibi olabilecek şekilde kamu görevlisi olarak çalıştığına dair dosyaya yansıyan bir bilgi bulunmadığı gibi, davacı hakkında yapılan sosyal ekonomik durum araştırmasına göre davacı asgari ücretle tabakhanede çalıştığının tespit edildiği; yine dosya içerisinde bulunan soruşturma evrakının incelenmesinden CMK md. 253 kapsamında uzlaşma sağlanamadığı davacının uzlaşmayı kabul etmediği anlaşıldığından davalı … vekilinin belirtilen yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddi gerekmiştir.
b-Bununla birlikte, müterafik kusur yönünden de davalı … şirketi istinafa gelmiş olup, Mahkemece re’sen gözetilmesi gereken bu hususun -kaldı ki davalı tarafından ileri sürülmüş de olmasına rağmen- dikkate alınmaması ve bu hususta olumlu-olumsuz hiçbir değerlendirme yapılmaması hatalı olmuştur.
Zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde hakim BK’nın 43 ve 44. maddesi uyarınca tazminattan mutlaka indirme yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir. Davacı motosiklet sürücüsü olup kaza tespit tutanağında kask/koruyucu ekipman kullanıp kullanmadığının belirlenemediğinin yazılı olduğu, motosiklette yolcu ve sürücülerin kaskın yanısıra dizlik, kolluk gibi koruyucu ekipmanları kullanma gerekliliği de bulunmakta olup, davacının sol dizinin kırılması suretiyle yaralandığı kazada, davacının yaralanmasının niteliğine göre kaza anında dizlik gibi koruyucu ekipman kullanmayarak zararının artmasına neden olduğunun anlaşılmasına göre meydana gelen zararda müterafik kusuru bulunduğu açıktır. Davalı … vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazının kabulü ile hesaplanan maddi tazminat miktarı üzerinden HMK 353/1-b-2.madde uyarınca Dairemizce %20 müterafik kusur indirimi yapılması gerekmiş olup, istinafa gelmeyen davalı … aleyhine hükmedilen tutar bakımından davacı yararına usuli müktesep hak oluştuğu gözetilerek, hükmün yalnızca istinaf kanun yoluna başvuruda bulunmuş sigorta şirketi bakımından yeniden düzenlenmesi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekili ve davalı … vekilinin istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-2. maddesi uyarınca kısmen kabulü ile dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus da bulunmadığından yerel mahkeme kararının kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekili ve davalı … vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜ ile, İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 21/01/2020 tarihli 2018/798 Esas ve 2020/43 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
“A-Davanın maddi tazminat istemi yönünden KISMEN KABULÜNE ,
a-9.373,20 TL geçici iş göremezlik zararı, 41.580,28 TL kalıcı iş göremezlik zararı, 2.808,00 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 53.761,48 TL maddi tazminatın (davalı … şirketi % 20 müterafik kusur indirimi yapılması sonucu kalan 43.009,19 TL’ den sorumlu olması kaydıyla); davalı …’dan 23/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte; davalı … şirketi yönünden ise 11/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte; davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
b-Kabul edilen maddi tazminat tutarı üzerinden hesaplanan 3.672,44-TL harçtan, peşin alınan toplam 252,73 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.419,71-TL karar ve ilam harcının (davalı … şirketi 2.937,95 TL’ den sorumlu olmak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
c-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık yürürlükte bulunan AAÜT’ ne göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
d-Davacı tarafından yapılan 5,20-TL vekalet harcı, 35,90-TL başvurma harcı, 71,73-TL peşin harç ve 181,00 TL ıslah harcı toplamı 293,83-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
e-Davacı tarafından yapılan 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 457,00 TL adli rapor masrafı, 260,00 TL tebligat ve yazışma gideri olmak üzere toplam 1.717,00-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
B-Davanın manevi tazminat istemi yönünden KISMEN KABULÜNE,
a-Toplam 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 23/11/2017 den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya ödenmesine,
b-Kabul edilen bedel üzerinden hesaplanan 683,10 TL karar ve ilam harcının davalı …’dan alınarak hazineye gelir kaydına,
c-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekilin harcadığı emek ve mesaiye karşılık yürürlükte bulunan AAÜT’ ne göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacıya ödenmesine,
d-Davacı tarafından yapılan 30,00 TL müzekkere masrafından ibaret yargılama giderinin davalı …’dan alınarak davacıya ödenmesine, “
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-Davalı … şirketi vekilinin diğer istinaf itirazlarının yukarıda açıklanan gerekçelerle REDDİNE,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA;
a-İstinaf başvurusu sırasında davacıdan ve davalı … Sigorta Şirketinden alınan istinaf karar harcının talep halinde ve karar kesinleştiğinde kendilerine iadesine,
b-Davacı tarafça yapılan 148,60-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 22,00–TL e-tebligat masrafı ve 38,00-TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 208,60-TL yargılama giderinin davalı …’ dan alınarak davacıya verilmesine,
c-Davalı … Sigorta şirketi tarafından yapılan 148,60-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcından ibaret yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … Sigorta şirketine verilmesine,
d-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
e-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 09/02/2023