Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/2085 E. 2023/190 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/2085
KARAR NO : 2023/190

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/12/2019 ( Dava) – 11/03/2020 (Karar)
NUMARASI : 2019/1261 Esas – 2020/153 Karar
DAVA : Şirketin İhyası
BAM KARAR TARİHİ : 09/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/02/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/03/2020 tarihli 2019/1261 Esas ve 2020/153 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava dışı … Şirketi aleyhinde İzmir 14. İş Mahkemesi’nin 2018/459 esas sayılı dosyasında açtığı davanın yargılaması sırasında şirketin tasfiye sonucu sicilden terkin edilmesi nedeniyle mahkeme tarafından taraf teşkilinin sağlanabilmesi için şirketin ihyası konusunda süre verildiğini bildirmiş, … Şirketinin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP :
Davalı … cevap dilekçesi sunmamış, duruşmalara da katılmamıştır.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; tasfiyenin usul ve yasaya uygun şekilde yapıldığını, ilanlar sonrası şirketin tasfiyesine engel teşkil edecek herhangi bir borcun bulunmadığının anlaşıldığını, davacının müvekkiline bir başvuruda bulunmaması nedeniyle herhangi bir alacak hakkının bulunmadığını, İş Mahkemesi’nde görülen davanın şirketin ihyası için tek başına yeterli olmadığını, tasfiyeye itirazda bulunmayan davacının ihya davasını açmakta hukuki yararı olmadığını bildirmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
İlk derece mahkemesince; “…Davanın KABULÜ ile …nün Merkez 74538 sicil numarasında kayıtlı iken TTK’nun 547. maddesi uyarınca sicil kaydı kapatılan tasfiye halinde … Şirketi’nin İzmir 14. İş Mahkemesi’nin 2018/459 esas sayılı dosyasının görülüp sonuçlandırılması ve infazı işlemleriyle ilgili ek tasfiye işlemleriyle sınırlı olmak kaydıyla …ine yeniden tescili ile ihyasına, Ek tasfiye işlemlerini yerine getirmesi için ihyasına karar verilen şirketin son tasfiye memuru olan davalı …’ün tasfiye memuru olarak atanmasına, şirketin son tasfiye memuru olması nedeniyle tasfiye memuruna takdiren ücret verilmesine yer olmadığına, Kararın …ine tescil ve ilanına…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının, … Şirketi aleyhine İzmir14. İş Mahkemesi’nin 2018/459 E. Sayılı dosyasında açtığı davanın yargılaması sırasında şirketin tasfiye sonucu terkin edildiği ve taraf teşkili için şirketin ihyası talebi ile müvekkil aleyhine hukuki dayanağı olmayan haksız bir dava açtığıını, ancak, dava konusu talebin reddi gerekirken, yerel mahkemece davacının ihya talebinin kabulüne karar verilmiş olmasının, hakkaniyete ve konuya ilişkin hukuki düzenlemelere aykırı olduğunu, müvekkilinin “ortağı” olduğu, adı geçen Limited Şirketin 27.12.2017 tarihinde yapılan, “2016 yılına ait Olağan Genel Kurulu”nda alınan 5 nolu karar ile; “ Şirketin kuruluş amacına ulaşamayacağı göz önünde bulundurularak şirketin fesih ve tasfiyesine” karar verildiğini, tasfiye memurluğuna da aynı madde nolu karar ile müvekkili …’ün getirildiğini, bu kararın alınmasında; şirket ortaklarının ilerleyen yaşları, İnşaat sektöründe gerek ülkemizde gerekse Avrupa’da yaşanan global ağır kriz koşulları, bu kriz ortamında yurt dışındaki Yabancı İnşaat Şirketlerinin projelerinde belirli işlerin yapımını üstlenerek varlığını sürmeye çalışan … Şti’nin de derinden etkilenmesi, banka veya finans kuruluşlarından bu koşullar altında kredi temin olanağını bulunmaması ve sonuçta şirket amaçlarının gerçekleşme olanağı kalmaması ve Şirket ana sözleşmesi hükümleri karşında tasfiyeye başvurmanın bir zorunluk haline gelmesinin etken olduğunu, tasfiye sırasında, ”Yasal Tasfiye Prosedürü”nün, yasanın aradığı tüm koşullara uyularak tam ve eksiksiz olarak uygulandığını, tasfiyeye giriş kararının … nün 05.01.2018 tarihli kararı ile sicile tescil edilerek kararın birer hafta ara ile 3 defa ilanına karar verildiğini, bu kararın 12 Ocak 2018, 19 Ocak 2018 ve 26 Ocak 2018 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilerek alacaklılara gerekli davetler gerçekleştirildiğini, karara karşı hiçbir alacak kaydı veya itiraz başvurusu gerçekleşmediğini, gerek tasfiye kararın alındığı tarihte gerek ilanlar sonrası Şirketin tasfiyesine engel teşkil edecek herhangi bir borcunun da bulunmadığını, davacı’nın da, ne tasfiye kararı öncesi, ne tasfiye süreci içerisinde müvekkilinin tasfiye memurluğunu yaptığı şirketten tahsil etmesi gereken kesinleşmiş herhangi bir alacak hakkının bulunmadığını, hukuki yarar bulunmayan bu dava da İzmir 14. İş Mahkemesindeki davanın varlığı, tasfiyesi tamamlanmış şirketin ihyası için tek başına yeterli bir neden olmadığını, ”davanın kabulüne dair” kararının ortadan kaldırılarak talepleri doğrultusunda davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; tasfiye sonucu ticaret sicilinden terkin edilerek tüzel kişiliği ortadan kalkmış bulunan dava dışı Tasfiye Halinde … Şti.’nin derdest dava nedeniyle yeniden ihyası istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı tasfiye memuru … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Şirketin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesi (terkini) ile sona erer. Bunun için de öncelikle tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanması gerekir. Şayet tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile, şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulü olanaksızdır. İşte bu gibi durumlarda, menfaati olanlar tarafından, şirket tüzel kişiliğinin ihyası için dava açılabilir.
6102 sayılı TTK’nın 547. maddesi, “ (1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” hükmünü içermektedir.
Ticaret sicilinden kaydı silinen şirketlerin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunan diğer kişi ve kuruluşların haklı sebeplere dayanarak sicilden silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirketin ihyasını isteyebilecektir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 11/02/2020 tarih, 2020/288 esas ve 2020/1181 karar sayılı ilamı da bu yöndedir.)
Somut olayda, davaya konu …nün Merkez 74538 sicil no’sunda kayıtlı iken Tasfiye Halinde … Şti.’ nin tasfiye sonucunda …nce sicil kaydı 30/04/2019 tarihinde terkin edilmiştir.
İzmir 14. İş Mahkemesi’nin 2018/459 esas sayılı dosyasında açılan hizmet tespit davasının 10/10/2018 tarihinde açıldığı; dava dışı ihyası istenen şirketin ise tasfiye sonucu 30/04/2019 tarihinde sicilden terkin edildiği; İzmir 14. İş Mahkemesi’nin 2018/459 esas sayılı dosyasında açılan davanın terkin tarihinden önce açılıp tasfiye sırasında derdest olduğu, bu davanın sonuçlandırılmadan tasfiyenin kapatılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, dolayısı ile davanın terkin tarihinden önce açılıp tasfiye sırasında derdest olduğu, bu nedenle davalı tasfiye memurunun kusurlu davranarak tasfiyeyi sonlandırdığı; 28/11/2019 tarihli duruşma ara kararı uyarınca davacıya şirketin ihyası için dava açmak üzere süre verildiği anlaşılmıştır.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, tasfiye memuru olarak son tasfiye memurunun atanmış olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak davalı tasfiye memurunun istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … vekilinin İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/03/2020 tarihli 2019/1261 Esas ve 2020/153 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 125,50-TL’nin davalı …’den alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın, Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.09/02/2023