Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/208 E. 2021/189 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/208
KARAR NO : 2021/189

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/12/2017
NUMARASI : 2015/1145 Esas- 2017/1288 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ : 04/03/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/03/2021

İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1145 Esas- 2017/1288 Karar sayılı kararının dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesi süresi içinde usulünce verilmiş olmakla; raportör hakim tarafından hazırlanan rapor, dosyadaki dilekçe, lahiyalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler incelendi.
DAVA
Davacı vekili, davalının …’nın sürücüsü olduğu aracın 22/07/2012 tarihinde meydana gelen trafik kazasında dava dışı ….”ın yaralanarak %28 oranında malül kalmasına sebep olduğu kaza ile ilgili olarak söz konusu aracın zorunlu trafik poliçesinin olmaması nedeni ile anılan şahsın davacı tarafça ödenmek zorunda kalınan 74.819,00.-TL tazminatın rücu araç maliki ve sürücüsü olan borçlardan tahsili istemi ile başlatılan icra takibine karşı davalının itiraz etmesi sonucu itirazın iptali ile takibin devamı ve %20 icra inkar tazminatına karar verilmesi istemine ilişkindir.
CEVAP
Davalı vekili, açılan davanın zaman aşımı süresi içerisinde açılmadığını, esasa ilişkin olarak da davanın araç malikine karşı açılması gerektiğini, alacak talebini hukuki mahiyeti, alacağın doğum şekli ve davalının bu alacaktan hangi gerekçelerle sorumlu olduğunun belli olmadığını, maluliyet oranına ilişkin olarak düzenlenen raporun yerinde olmadığı ve kusur oranının yeniden tespiti gerektiğini savunarak davanın zaman aşımı ve esastan reddine karar verilmesi istenmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davalının sürücüsü olduğu … plakalı aracın olayın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olduğu, aracın kaza tarihi itibari ile ZMM Sigortasının bulunmadığı, bu nedenle Sigortacılık Kanunu hükümleri doğrultusunda davacı … tarafından dava dışı … ’a 21.05.2015 tarihinde toplam 74.819,00 TL sürekli iş göremezlik ödemesi yapıldığı, ödeme tarihine yapılan hesaplamada …’ın alması gereken iş göremezlik tazminatı alacağının 172.711,32 TL olduğu, bu duruma göre İzmir 24. İcra Müdürlüğü’nün 2015/8862 E. sayılı dosyası ile yaptığı takipte 74.819,00 TL asıl alacak ile 350,52 TL işlemiş faiz talebinin haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, …nın dava dışı …’a ait tedavi giderleri için ödemiş olduğu bedeli SGK’dan tahsil etmesi gerektiğini, hangi tedavi masraflarının da SGK kapsamında olduğunun belirlenmesi için bilirkişi heyetinden rapor alınmaması sebebiyle mahkemece eksik inceleme yapıldığını, maluliyet oranının hesaplanmasında bilirkişi raporunun yeterli incelemeyi yapmadığını, dava dışı …’ın da şu an maluliyet ile alakalı bir yaşam biçimi sürmediğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE

Dava, trafik kazasında yaralanan üçüncü şahsa … tarafından ödenen tazminatın rücuen tahsiline ilişkin icra takibine yapılan itirazın iptali istemlidir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davalının kullandığı motorsiklette dava dışı …’ın da yolcu olarak bulunduğu, söz konusu motorsikletin kaza tarihinde zorunlu mali mesuliyet sigortasının bulunmadığı, davalının kusurlu olarak dava dışı başka bir araçla çarpıştığı ve kaza neticesinde ….’ın %28 oranında malül kalmasına sebep olduğu, yasa gereği malül kalana davacının 21/05/2015 tarihinde toplam 74.819,00 TL ödediği, bu ödemenin tahsili için davalıya karşı yapılan takipteki itirazın iptalinin talep edildiği eldeki davada, davalı davanın süresinde açılmadığını, araç malikine karşı dava açılması gerektiğini, kusur ve maluliyet oranları için rapor alınması gerektiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar ticari davalardır. TTK 5/1 maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme asliye ticaret mahkemeleridir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden itibaren yasanın 5/3 maddesi gereği asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.
Somut olayda, davacı …, Yönetmeliğin 16. maddesinde sayılan hallerde ödediği tazminatı sorumlu davalıya rücu etmektedir. Davalı gerçek kişi olup uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır.
Bu durumda uyuşmazlığın genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girerek karar vermesi doğru görülmemiştir.
Kabule göre ise,
Mahkemece maluliyetin tespiti için alınan Adli Tıp Kurulu raporunda …’ın maluliyet oranı %31,3 olarak tespit edilmiştir. … tarafından yapılan ödemeye esas olarak alınmış olan raporda ise maluliyet oranı % 28 olarak gözükmektedir. Bunun yanı sıra mahkemece alınan Adli Tıp Kurulu raporuna davalı itiraz etmiş fakat bu itiraz mahkemece karşılanmamıştır. Bu durumda mahkemece itirazların karşılanması ve raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden maluliyet oranının kati olarak tespiti için rapor alınıp tespit edilen maluliyet oranına göre aktüer raporu alındıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin yukarıda açıklanan nedenle KABULÜNE,
2- İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1145 Esas- 2017/1288 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Yukarıda yapılan açıklamalara göre davanın yeniden görülüp istinaf denetimine uygun bir Yargılama yapılarak varılacak sonuca göre bir karar vermek üzere Mahkemesine İADESİNE,
4- Davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6- İstinaf yoluna başvuran davalıdan başlangıçta alınan 1.278,00 TL istinaf nispi karar harcı ile 35,90 TL maktu karar harcından oluşan toplam 1.313,90 TL’nin istek halinde kendisine İADESİNE,
7- İstinaf yoluna başvuran davalıdan başlangıçta alınan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcının ilk derece mahkemesince yargılama giderlerinde değerlendirilmesine,
8- Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6. bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 04/03/2021