Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/2078 E. 2023/182 K. 08.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/2078
KARAR NO : 2023/182

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/11/2019 (Dava) – 15/01/2020 (Karar)
NUMARASI : 2019/1205 Esas – 2020/24 Karar
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali İstemli
BAM KARAR TARİHİ : 08/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/02/2023

İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/01/2020 tarih ve 2019/1205 Esas – 2020/24 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin ortağı ve eski yönetim kurulu üyesi olduğunu, davalı şirketin 10/10/2019 tarihinde yapılan Genel Kurul Toplantısına katıldığını, gündem maddeleri içinde yer alan ” Kar Dağıtımı” konusunda olumsuz yönde oy kullanıp muhalefet şerhi koyduğunu, toplantı tutanağının sözlü olarak talep edildiğini, gönderilmemesi üzerine ihtarname ile talepte bulunulduğunu, bunun üzerine tutanağın gönderildiğini, tutanak üzerinde yaptıkları incelemede müvekkilinin kâr payı dağıtılmasını talep edip bu yönde oy kullandığını, ancak ortakların kâr payı dağıtımını kabul etmediklerinin ve bu yönde karar alındığını, belirlediklerini bu kararın kanuna, dürüstlük kuralına ve şirket ana sözleşmesinin 13. Maddesinin “a” bendine açıkça aykırı olup, sözleşme gereği kâr payı dağıtımının zorunlu olduğunu ileri sürerek, 10/10/2019 tarihli şirket genel kurul toplantı tutanağının 5 nolu bendinde yer alan kâr payı dağıtılmamasına yönelik kararın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; şirket ana sözleşmesinde, yedek akçe ayrıldıktan sonra % 5 olarak kar payı dağıtılmasına ilişkin hüküm bulunduğunu, şirket genel kurulunda alınan karar uyarınca söz konusu kâr payının dağıtılmamasına ve şirket bünyesinde tutulmasına karar verildiğini, şirket kuruluş kayıtları ile sabit olduğu üzere müvekkili şirketin yeni kurulmuş bir şirket olması nedeniyle çok sayıda yatırım ve işletme sermayesine ihtiyacı bulunduğunu, bu konuda somut plan ve projelerinin var olduğunu, şirketin faaliyetlerinin devamı ve planların icrası ve işletmesi için, kısa, orta ve uzun vadede kaynak ihtiyacının bulunması ve mevcut sermayesinin yeterli olmaması nedeniyle kaynağın şirket öz kaynaklarından karşılanacağını, mevcut şirket öz kaynaklarının yetmemesi durumunda ise şirketin sermaye artırımına gitmeyi planladığını, kararın yasaya uygun çoğunlukla alınıp mahkeme kararı ile kaldırılmasının usule uygun olmadığını, şirket genel kurul iradesine üstünlük tanınması prensibine uygun olarak huzurdaki davanın reddedilmesi gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…Yasal düzenlemeler ve yerleşmiş Yargıtay kararları ile; olağan ya da olağanüstü genel kurul toplantılarında alınan kararların iptalini talep edebilmek için davacı veya vekili huzurunda yapılan toplantıda davacının dava konusu kararlara ret oyu vermesinin yanında muhalefet şerhini iptali talep edilen maddeden sonra tutanağa yazdırmasının zorunlu olduğu, görüşülecek gündem maddelerinden önce yapılan açıklamalar, itirazlar ve muhalefet şerhi beyanlarının peşin muhalefet niteliğinde olup dava hakkı vermediği, somut olayda tüm dosya kapsamı, dava dilekçelerinde dile getirilen iddialar, dosyada toplanan deliller, ticaret sicil kayıt örnekleri, özellikle davaya konu 10/10/2019 tarihli olağan genel kurul toplantı tutanağı örneği dikkate alınarak açıklanan yasal düzenlemeler ve Yargıtay kararlarına aykırı olarak dava konusu edilen karar yönünden davacı tarafın usulüne uygun şekilde oylamadan sonra muhalefet şerhini toplantı tutanağına yazdırmadığı…” gerekçesiyle özel dava şartı yokluğu nedeniyle HMK’nun 114(2) ve 115.maddeleri uyarınca davanın usulden REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının eksik araştırmaya dayalı olduğunu, müvekkilinin, davalı şirketin ortağı ve eski yönetim kurulu üyesi olduğunu, davalı şirketin 10/10/2019 tarihinde genel kurul toplantısı yapıldığını, müvekkilinin de bu toplantıya katıldığını, toplantıda müvekkiline gönderilen gündem maddelerinin görüşüldüğünü ve yeni yönetim kurulu seçildiğini, ancak müvekkili tarafından toplantı gündem maddeleri arasında yer alan “Kâr Dağıtımı” konusunda olumsuz yönde oy kullandığını, kâr dağıtımı yapılmamasına yönelik alınan karara olumsuz oy kullanan müvekkilinin aynı zamanda bu konuda muhalefetinin yazılmasını istediğini, divan başkanı tarafından muhalefetin tutanağa geçirileceğini ve tutanağı sonradan şirketten alabileceğinin beyan edildiğini, müvekkili tarafından toplantı tutanağının sözlü olarak davalı şirketten talep edilmesine rağmen müvekkiline gönderilmediğini ve müvekkilinin oyalandığını, bunun üzerine davalı şirkete ihtarname göndererek genel kurul toplantı tutanağının talep edildiğini, ihtarnamenin ardından davalı şirket tarafından genel kurul toplantı tutanağının gönderildiğini, yapılan incelemede, müvekkilinin kâr payının dağıtılmasını talep ettiği ve bu yönde oy kullandığının toplantı tutanağına yazıldığını, ancak diğer ortakların kâr payı dağıtımını kabul etmedikleri ve bu yönde karar alındığını tespit ettiklerini, davalının kötü niyetli olarak toplantı tutanağını müvekkiline vermediğini, toplantıda belirtilen muhalefetin tutanağa geçirmediğini, mahkeme tarafından verilen usul ve yasaya aykırı kararla kimse kendi kötü niyetinden yararlanamaz ilkesinin açıkça zedelendiğini, iptal davası açılabilmesi için gerekli olan şartlardan birinin ilgili teklife olumsuz oy vermek olduğunu, çekimser oy kullanan kimsenin iptal davası açamayacağını, iptal davası açılabilmesi için karara karşı olumsuz oy verilmesinin asli şart niteliğinde olduğunu, pay sahibinin olumsuz oy verdiği toplantı tutanağından anlaşılıyor ise ayrıca muhalefetin toplantı tutanağına geçirtilmesine gerek olmadığını, yapılan toplantının oldu bittiye getirilerek toplantının bitirildiğini ve muhalefet şerhinin yazılacağının bildirildiğini, davalı tarafın ve divan başkanının kötü niyetli davranışlarının pay sahibi müvekkilinin dava açma hakkının kaybına neden olmaması gerektiğini, aksi durumda dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, iptali istenilen genel kurul kararında davacının herhangi bir muhalefet şerhinin bulunmadığı, davacı vekili tarafından bu hususla ilgili olarak muhalefet şerhinin bilinçli olarak tutanağa geçirilmediği ileri sürülmüş ise de bilinçili olarak tutanağa geçirilmeme ile ilgili olarak dosyaya sunulmuş herhangi bir delil bulunmadığı gibi davacının sunmuş olduğu 11.11.2019 tarihli ihtarnamenin karara muhalif kalındığına dair daha sonra sunulmuş yazılı beyan anlamına da gelemeyeceği, söz konusu ihtarın genel kurul toplantısından 1 ay kadar sonra çekildiği, bu sürenin gereğinden fazlaca uzun olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/1205 Esas – 2020/24 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gerekli 179,90 TL istinaf karar harcından, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın, temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemiz tarafından taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 08/02/2023