Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/2068 E. 2023/147 K. 01.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/2068
KARAR NO : 2023/147

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/09/2016 (Dava) – 30/01/2020 (Karar)
NUMARASI : 2016/1089 Esas – 2020/72 Karar
DAVA : Maddi Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 01/02/2023
KARARIN YAZIM TARİHİ : 01/02/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/01/2020 tarihli 2016/1089 Esas ve 2020/72 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 25/09/2012 tarihinde davadışı sürücü …’un … plakalı aracı ile seyir halinde iken davadışı …’nın kullanmış olduğu ve müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu tescilsiz motosiklete çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin ağır derecede yaralandığını, rapor alındığında müvekkilinin maluliyet oranının açığa kavuşacağını, kusur durumunun da alınacak bilirkişi raporu ile işbu davada netlik kazanacağını, … plakalı aracın kaza tarihini kapsar ZMMS’nin davalı … Sigorta Şirketince yapılmış olduğunu, müvekkili tescilsiz motosiklette yolcu olduğundan davayı diğer davalı …na da yönelttiklerini, müvekkilinin her iki davalıya da başvuru yaptığını ve davalılardan bir kısım ödeme aldığını, ancak yapılan ödemenin meydana gelen maluliyeti karşılamayıp yetersiz olduğunun yargılama safahatında alınacak hesap bilirkişi raporu ile ortaya çıkacağını belirterek, fazlaya dair tüm dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, yapılacak tüm indirimden sonra 100,00-TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan kusurları oranında tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, talep açıklama beyanı ile 50-TL geçici, 50-TL kalıcı işgöremezlik tazminatı talep ettiğini belirttiği anlaşılmıştır.
CEVAP:
Davalı … Sigorta AŞ. vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın öncelikle davaya konu tazminat bedelinin ödenmiş olması sebebiyle reddinin gerektiğini, 15.133,64-TL’nin 31.12.2015 günü davacıya ödendiğini, davacının müvekkili şirketi ibra etmesi neticesinde poliçeden doğan sorumluluğunun sona erdiğini ve bu davanın reddi gerektiğini, dosyanın kusur tespiti için Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesini, maluliyet oranının belirlenebilmesi amacıyla davacının Adli Tıp İhtisas Kurumu 3. İhtisas Dairesi’ne sevkine karar verilmesini, aktüer sıfatına sahip bir bilirkişinin görevlendirilmesini, hesaplamada, müvekkili şirketin davacıya yaptığı ödemenin de asıl alacak ve faiz yönünden hesaba katılmasını, ayrıca olayda hatır taşımacılığı kuvvetle muhtemel olduğundan uygun bir indirim yapılması gerektiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın 25/09/2012 tarihinde meydana geldiğini, davacı tarafın davasını 02/09/2016 tarihinde açtığını ve alacağın zamanaşımına uğradığını, trafik kazasından kaynaklanan tazminat davalarının kaza tarihinden itibaren 2 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, işbu davada kaza tarihinden itibaren 2 yıllık zamanaşımı süresi geçtiğinden davanın reddini talep ettiklerini, öncelikle kazaya karışan tescilsiz motosikletin kaza tarihi itibariyle geçerli bir zorunlu trafik poliçesinin bulunup bulunmadığının motor ve şase numarası da belirtilmek suretiyle Sigorta Bilgi Merkezinden sorularak araştırılmasını, geçerli bir zorunlu trafik poliçesi yok ise, müvekkili kurumun sorumluluğunun kaza tarihi itibariyle geçerli poliçe limiti olan 225.000-TL ile sınırlı olduğunu, müvekkilinin ödeme yapmak zorunda kalması halinde tescilsiz motosikletin kaza anındaki sürücüsüne ve işletenine rücu edeceğini, bu nedenle davanın …’ya ihbarını talep ettiklerini, müvekkili tarafından 12/01/2015 tarihinde davacı …’a 8.534,00-TL ödeme yapıldığını ve ibraname alındığını, yapılan bu ödeme ile sorumluluğunu yerine getirdiğinden bu davanın reddine karar verilmesini, kusur durumunun bilirkişi incelemesi ile tespit edilmesi gerektiğini, maluliyet oranının da Adli Tıp Kurumundan alınacak rapor ile tespitini talep ettiklerini, davacının yolcu olarak bulunduğu aracın sürücüsü … ehliyetsiz olarak araç kullandığından tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, kazaya sebebiyet veren aracın silindir hacmi tespit edilerek motosiklet mi motorlu bisiklet mi olduğunun tespiti ile motor hacminin 50cc altında olması durumunda davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı kask, dizlik ve gerekli koruyucu ekipmanları takmadan motosiklete bindiğinden dolayı da müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, ayrıca davacının tescilsiz motosiklette yolcu olup hatır taşıması nedeniyle tazminattan indirim yapılması da gerektiğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI:
Mahkemece, “…..Sunulan ve toplanan deliller, benimsenen İstanbul ATK ve bilirkişi raporları ile tüm dosya içeriğine göre; davalı … Sigorta şirketine ZMMS (trafik) poliçesiyle sigortalı … plakalı aracı ile 25.09.2012 tarihinde müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu tescilsiz motosiklete çarpması sonucu maddi ve yaralamalı trafik kazasına sebebiyet verdiği, trafik sigortasız, tescilsiz motosiklet sürücüsü dava dışı …’nın kazanın oluşumunda %25 oranında tali kusurlu olduğu, davalı …’nın ödeme tarihi olan 01.12.2015 tarihi itibari ile davacının geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat alacağının 6.851,92 TL olduğu, sürekli maluliyetten kaynaklı maddi tazminat alacağının 23.421,52 TL olduğu, davalı …’nın %25 kusur ile zararın 7.568,36 TL’sinden sorumluluğunun olduğu, 1.12.2015 tarihinde …’nın sorumlu olduğu zarar miktarının karşılandığı, bu anlamda davacının dava tarihi itibari ile ödenmemiş zararı olmadığı anlaşıldığından bu davalı yönünden davanın reddine karar verildiği, davacı vekilinin, davalılardan … Sigorta AŞ yönünden ise davadan feragat ettiklerini bildirdiği, davacı vekilinin dosyaya sunduğu vekaletnamesinde davadan feragat yetkisi olduğu anlaşıldığından, … Sigorta AŞ’ ye yönelik açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar verilerek, SONUÇ OLARAK; … SİGORTA AŞ’ YE YÖNELİK AÇILAN DAVANIN FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE, …NA YÖNELİK AÇILAN DAVANIN REDDİNE….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davacı vekili tarafından, “….Davalı …nın poliçe teminat limiti dahilinde sorumluluğunun devam ettiğini, müvekkilinin başvurusu sonucu davalı yan tarafından kısmi tazminat ödemesi yapıldığını, ancak yapılan ödeme müvekkilinin gerçek zararını karşılamaktan uzak olduğu için işbu davayı açmak zorunda kaldıklarını, 2918 sayılı KTK madde 111’de; ‘Bu Kanunla öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir. Tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir.’ denildiğini, davalı yan tarafından yapılan ödeme müvekkilinin gerçek zararının altında olduğundan, poliçe üst limiti ile sınırlı olmak kaydıyla davalı …nın sorumluluğunun devam ettiğini, yargılama aşamasında müvekkilinin gerçek zararının tam olarak ortaya çıkmadığını, alınan maluliyet raporunun da yargılamaya esas teşkil etmeyeceğini, başka bir anlatımla eksik inceleme ile yargılama yapıldığını, bakiye sorumluluğunun kalmadığına dair alınan bilirkişi raporunu ve bu yöndeki mahkeme kararını kabul etmediklerini….” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasına dayalı cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; yukarıda yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; kusura yönelik bir istinaf itirazı bulunmadığından kazaya ilişkin kusur durumunun kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu kaza tarihi 25.09.2012 olup, bilindiği üzere; maluliyete ilişkin raporların 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre alınması gerekmektedir. Mahkemece ATK 2. İhtisas Dairesinden alınan maluliyet raporunun da bu yönetmelik hükümleri uyarınca usul ve yasaya uygun bir şekilde düzenlendiği anlaşılmakla, maluliyet raporuna yönelik istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
Kazaya neden olan iki araç sözkonusu olup, davacının ise bu araçlardan tescilsiz olan motosiklette yolcu konumunda olduğu, sözkonusu tescilsiz ve ZMM’siz motosiklet sürücüsünün %25 tali kusurlu bulunduğu, sigortası bulunmadığından bu konuda …na davanın yöneltildiği, davadan önce 12.01.2015 tarihinde … tarafından davacıya 8.534-TL ödeme yapılmış olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece alınan aktüer raporunda ödeme tarihi itibariyle geçici/sürekli işgöremezlik tazminatları hesaplanıp, …nın %25 kusura tekabül eden sorumlu olduğu miktarın, daha önceden yapılmış ödemeden daha az olduğunun belirlendiği, yine ödemenin güncellenmiş halinin de, anılan davalının güncel tazminat borcuna göre daha fazla olduğunun belirlendiği, bu nedenle davanın … bakımından esastan reddine karar verildiği görülmektedir. Dosya kapsamı itibariyle, hesaplanan tazminat tutarı üzerinden henüz müterafik kusur (ayak bileğinde ve bacağında kırık nedeniyle koruyucu dizlik kullanılmaması nedeniyle) ve hatır taşıması indirimi (arkadaşının motosikletine bindiğine dair kabul beyanları) yapılmaksızın belirlenmiş olan tutara göre dahi, ödenen miktarın yetersiz olmadığı anlaşılmış olduğundan, aleyhe bozma yasağı da gözetilerek zarar miktarına yönelik davacı vekilinin istinaf itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacı vekilinin İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1089 Esas – 2020/72 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 125,50-TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan avansdan kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 01/02/2023