Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/2059 E. 2023/242 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/2059
KARAR NO : 2023/242

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/09/2014 (Dava) – 26/12/2018 (Karar)
NUMARASI : 2014/421 Esas – 2018/1425 Karar
ASIL DAVADA
DAVA TARİHİ : 19/04/2013
BİRLEŞEN DAVADA (İzmir 1.ATM’nin 2015/933 E.-2016/1008 Karar sayılı dosyası)
DAVA TARİHİ :20/08/2015
ASIL VE BİRLEŞEN DAVA: Kooperatif Ortaklığından Çıkma Payı
BAM KARAR TARİHİ : 22/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/02/2023

İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/12/2018 tarih ve 2014/421 Esas – 2018/1425 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Asıl davada davacı … vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin, davalı kooperatifin kuruluşunda ortağı olduğu gibi davalı işletme kooperatifinin de ortağı olduğunu, müvekkilinin davalı kooperatifin 84 numaralı üyesi iken 04/01/2013 tarihinde üyelikten ayrıldığını, bu hususun yönetim tarafından da kabul edildiğini, müvekkiline 2,86-TL ödeme yapıldığını, ana sözleşmede bir pay karşılığı 100.000,00-TL olarak yer almasına karşın yapılan düşük miktarlı ödemenin, davalı kooperatifin sahibi olduğu bankadaki nakitler ve taşınmazların değerinin belirlenmesi ve hisselerinin belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek, yapılacak incelemeye göre belirlenecek hissenin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Birleşen İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/933 Esas sayılı davasında davacı … vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin, davalı kooperatifin inşaatı sırasında olduğu gibi işletme kooperatifi kurulduktan sonra 2015 yılı Mayıs ayına kadar ortağı olduğunu, daha sonra ortaklıktan ayrıldığını ileri sürerek, müvekkilinin taşınır ve taşınmaz mallardaki hissesinin tespitine ve tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Asıl davada ve birleşen davada davacılar vekili 03/07/2017 teslim alma tarihli ıslah dilekçesi ile; her iki davada her iki müvekkili için ayrı ayrı 35.283,29’ar TL’den toplam 70.566,58 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:
Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; müvekkili kooperatifin 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu çerçevesinde işler yaptığı için uyuşmazlığın bu kanun çerçevesinde görülmesi gerektiğini, müvekkilinin amacını gerçekleştirmesi sonucunda 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 81. maddesi gereğince genel kurulda alınan karar ile amacında değişiklik yapılarak ana sözleşmesinin değiştirildiğini, 2000 yılından bu yana müvekkilinin faaliyetlerine … Sitesi İşletme Kooperatifi olarak devam ettiğini, 175 üyesinin bulunduğunu, bu üyelerin site içinde ev sahibi olanlardan oluştuğunu, sitenin kat mülkiyetine geçmiş olması nedeniyle Kat Mülkiyeti Kanunu’na tabi olduğuna, ana sözleşmesinin 6. maddesinde amacının “ortakların sahibi bulunduğu konutlardan oluşan sitenin ve sakinlerinin ortak ihtiyaçlarını karşılamak, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’na göre yetki verildiğinde site yönetimini üstlenmek, siteyi geliştirmek ve güzelleştirmek” olarak belirlendiğini, davacının bu dava ile site ortak kullanım alanları olan taşınmazlar ile sitenin masraflarını karşılamak üzere her yıl genel kurul toplantılarında kararlaştırılarak sitede oturan taşınmaz sahiplerinden toplanan aidatların hissesine düşen miktarın tahsilini istediğini, bunun hukuki dayanağının bulunmadığını, davacının hala sitede bulunan taşınmazında oturduğunu ve site yönetiminin hizmetlerinden yararlandığını, istifa etmiş olduğundan kooperatifteki haklarını da kaybettiğini, davayı açmasında hukuki yararının bulunmadığını, müvekkilinin bilançoya göre yaptığı hesap sonunda davacı payına düşen miktarı belirlediğini ve ödemesini yaptığını, davacının müvekkilinden alacağının kalmadığını, kooperatifin halen devam ettiğini, tasfiyesinin söz konusu olmadığını, davacının sitenin ortak alanlarından ve hizmetlerden yararlandığını belirterek, öncelikle görevsizlik kararı verilmesini, bu olmadığı takdirde davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/933 Esas sayılı davasında davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacının istifa ettiğini, kooperatifteki tüm haklarını kaybettiğini, herhangi bir alacağının olmadığını, kooperatifin halen devam ettiğini, sitenin ortak yerlerinden ve taşınmazlardan hisse isteminin hukuki dayanağının olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…30/04/2000 tarihli toplantıda oy birliği ile “davalı kooperatifin mevcut sosyal tesisler, su kuyusu ve arıtma tesislerinin hizmetlerinin devamı amacıyla bu tesislerdeki her ortağın payının aynen korunmasına, 1163 sayılı KK’nın 81/2 maddesi ve ana sözleşmenin 85/2 maddesi gereğince kooperatif türünün değiştirilmesine, değişir ortaklı ve değişir sermayeli bir işletme kooperatifine dönüştürülmesine ve arsa konut yapı kooperatifinin tasfiye edilmeden bundan sonraki faaliyetlerin bu işletme kooperatifi bünyesinde devamına” ilişkin karar alınnuştır. Bu karar üzerine Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’na başvuru yapılmış ve kabulü sonucunda da işletme kooperatifinin ana sözleşmesi düzenlenerek onaylanmıştır. Bu karar ve Bakanlık onayı ile birlikte asıl davada ve birleşen davada davacılar işletme kooperatifinin de ortağı haline gelmişlerdir. Asıl davada davacı … 04/01/2013 tarihinde ortaklıktan ayrılmak istediğini bildirmiş, 04/02/2013 tarihli yönetim kurulu toplantısında istifa isteği kabul edilmiş ve kendisine sermaye payı olarak ödediği 2,86 TL iade edilmiştir. Yine birleşen davada davacı … ortaklıktan ayrılmak istediğini davalı kooperatife 27/05/2015 tarihinde tebliğ edilen 20/05/2015 tarihi noter ihtarnamesi ile bildirmiştir. Bu bildirimle birlikte birleşen davanın davacısı …’ın da ortaklığı sona ermiştir. Yargıtay’ın emsal kararlarında da işaret edildiği üzere kooperatif mal varlıklarındaki değer artışı veya kooperatif mal varlıklarının satışından elde edilecek miktarlar koperatif ortaklarının ancak tasfiye sonucu elde edebilecekleri kazanımlardır. Dolayısıyla ana sözleşmenin 6. maddesindeki tanımı ile amacı “ortakların sahibi bulunduğu konutlardan oluşan sitnin ve site sakinlerinin ortak ihtiyaçların karşılamak, 634 sayılı kanuna göre yetki verildiğinde site yönetimini üstlenmek, siteyi geliştirmek ve güzelleştirmek” olan davalı kooperatifn mal varlığı esas alınarak ayrılan ortaklara bu doğrultuda ödeme yapılması durumunda bunun davalı kooperafe getireceği maddi yük oldukça fazladır. Kaldı ki böyle bir ödeme şekli, öncesinde bir yapı kooperatifi olan davalı kooperatifin daha sonradan işletme kooperatifine dönüştürülmesindeki amaç ile bağdaşmayacak ve işletme kooperatifinin ruhuna da uygun düşmeyecektir. Diğer yandan, yukarıda da belirtildiği şekilde kooperatifin mal varlıklarının satışı ve asıl davada ve birleşen davada davacılara bu şekilde ortaklık payı verilmesi şeklindeki kooperatif mal varlığını eksiltecek nitelikteki işlem ya da yaklaşım, kooperatifin tasfiyesi sonucunu doğuracak olup, asıl davada ve birleşen davada davacı tarafın davasında böyle bir isteğinin ya da amacının olduğu da belirlenememiş, davacı tarafça ileri de sürülmemiştir. Kaldı ki; 1163 sayılı KK’nın 81/2 maddesinde de kooperatifin amacının değişmesi durumunda dağılmaya ilişkin hükümlerin uygulanamayacağı düzenlenmiştir. Sonuç olarak; kooperatif, hali hazırda faaliyeti devam eden bir işletme kooperatifidir. Asıl davada ve birleşen davada davacılar sadece koymuş oldukları sermayeden gider payı kesildikten sonra kalan kısmını isteyebileceklerdir. Davacı tarafın dairelerinin bulunduğu sitenin bakım ve onarım ile konut güvenliğinin sağlanması hizmeti davalı kooperatif tarafından verilmekte olup, ortaklardan alınan aidatlar da bu hizmetlerin yerine getirilmesi için alınan aidatlardır. Davacı taraf sadece kooperatifin ödenmiş sermayesinden pay alabilecek olduğundan, kooperatifin ödenmiş sermayesi ise 500,00 TL olup, ortak sayısı olan 175’e bölündüğünde ayrılma payı alacağı 2,88 TL olacaktır. Hesaplanan bu miktar ise davacı tarafa ödenmiş olduğundan, gerek asıl davada gerekse birleşen davada davalı kooperatiften herhangi bir alacağın kalmadığı anlaşıldığından…” gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Asıl davada davacı asil istinaf başvuru dilekçesinde özetle; … Sitesi Kooperatifi’nin mülk sahiplerine yapılmış ve taşınmaz mallar elde etmiş bir kooperatif olduğunu, daha sonra bu malların yeni kurulan kooperatife devredildiğini, bu nedenle mülk sahiplerinin bu mallarda inkar ve reddedilmez haklarının olduğunu, dolayısı ile payına düşen hakkını talep etme hakkının olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl ve birleşen dava, ortaklıktan çıkma payının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiş olup, hüküm asıl davada davacı asil tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Hükmün sadece asıl dava yönünden istinaf edildiği anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesinde;
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, alınan kooperatif bilirkişi raporunun somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, davalı kooperatifin … Sitesi’ni kuruluş amaçlı olduğu, inşaatlarınm tamamlanmasıyla 2000 yılında ferdi mülkiyete geçirlerek konutların mülkiyetinin ortaklara devredildiği, sitede yaşamın başlamasından sonra ortak yönetim oluşturulamadığından kooperatif ana sözleşmesinde değişiklik yapılarak kooperatifin türünün işletme kooperatifi olarak değiştirildiği, davacının kooperatiften istifa ettiği ve çıkma payını istediği ancak söz konusu sitede halen mülkiyet sahibi olduğu, davacının istediği malvarlığının siteye ait ortak alanlar olduğu, kooperatifin ise tasfiye durumunun bulunmadığı, bu durumda davacının sadece ödenmiş sermayeden pay alabileceği anlaşılmakla, asıl davada davacı asilin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl davada davacının İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/421 Esas – 2018/1425 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gerekli 179,90 TL TL istinaf karar harcından, peşin yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 135,50 TL harcın asıl davada davacı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına, (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Asıl davada davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın, temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 22/02/2023