Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/2046 E. 2022/711 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/2046
KARAR NO : 2022/711

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/06/2018 (Dava) – 08/10/2019 (Karar)
NUMARASI : 2018/741 Esas – 2019/1068 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
BAM KARAR TARİHİ : 27/04/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 27/04/2022
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/10/2019 tarihli 2018/741 Esas ve 2019/1068 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 09.08.2010 tarihinde müvekkilinin oğlu …’un kullandığı … plakalı motosiklet ile … plakalı aracın çarpışması sonucu …’un öldüğünü, olayla ilgili olarak Muğla 1.Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/147 E-2011/385 K sayılı dosyasında alınan ATK kusur raporunda ölen …’un asli, diğer araç sürücüsünün tali, yine olayla ilgili Datça Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/8 Esas – 2015/364 Karar sayılı dosyasında alınan ATK kusur raporunda ölenin %75, diğer araç sürücüsünün %25 kusurlu olarak tespit edildiğini, … plakalı aracın ZMMS poliçesinin davalı tarafından düzenlendiğini, müvekkilinin sigortacı karşısında zarar gören 3.kişi konumunda olup, ölenin kusuru oranında zararı sigortacının karşılaması gerektiğini, Datça Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/8 Esas, 2015/364 Karar sayılı dosyasında, kazaya karışan diğer araç olan … plakalı aracın %25 kusuruna isabet eden DYK tazminatına hükmolunduğun, işbu dava ile %75 kusur karşılığı DYK tazminatının talep edildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak davacı için 17.400,00.TL, DYK tazminatının davalıdan tahsilini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkil şirkete, 16.11.2009- 16.11.2010 tarihleri arasında 28084774 numaralı KTK Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, bu poliçeden dolayı sorumluluklarının, sigortalısının kusuru oranında olmak üzere, ölüm/sakatlık halinde azami 175.000,00-TL. ile sınırlı olduğunu, teminat limitini bildirmelerinin davayı kabul anlamında gelmediğini, müteveffa sigortalının motosiklet sürücüsü kendi kusuruyla işbu kazaya sebebiyet verdiğinden dolayı davacının destekten yoksun kalma talebine ilişkin müvekkil sigorta şirketinin poliçe teminatı kapsamında herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, ikame edilen davada, meydana gelen trafik kazasında vefat eden müteveffanın yakını tarafından destekten yoksun kalma tazminatı talep edildiğini ancak bu talebin 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre poliçe teminat kapsamı dışında kaldığını, dava konusu talebin poliçe genel şartları gereği teminat dışı kalması sebebi ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece; yapılan yargılama, toplanan deliller, bilirkişi raporu davacı ve davalı şirket beyanları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; “… olay günü davacının desteği olan …’un kullandığı … plakalı motosikletin dava dışı … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpışması neticesinde davacının desteği …’un vefat ettiği, davalının müteveffanın kullandığı aracın ZMMS poliçesini düzenlediği kazanın oluşumunda Datça Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/8 Esas – 2015/364 Karar sayılı dosyasında alınan ATK Trafik İhtisas Dairesi’nin raporunda açıklanan gerekçelerle davalıya sigortalı … plakalı motosiklet sürücüsü müteveffa …’un %75 oranında, diğer araç sürücüsünün %25 kusurlu olduğunun tespit edildiği, davacıya desteği …’un ölümü nedeniyle SGK tarafından rücuya tabi gelir bağlanmadığı, davada müteveffanın %75 kusuru oranında tazminatın davalı sigorta şirketinden talep edildiği, kazanın teminat kapsamında kaldığı ve poliçe süresi içerisinde gerçekleştiği, bilirkişi … tarafından hazırlanan hüküm kurumaya elverişli ve yeterli görülen hesap raporuna göre, davacı …’un destek zararının 55.576,85 TL olduğu, zararların poliçe teminat limiti kapsamında kaldığı, davalı Sigorta şirketinin KTK 85 ve 91. maddeleri ve poliçe hükümleri uyarınca oluşan bu zarardan sorumlu olduğu, davalı sigorta şirketinin davacı tarafından tazminat ödemesi için yapılan başvurunun reddi tarihi olan 08.05.2018 tarihinde temerrüde düştüğü, davacının bu tarihten itibaren yasal faiz talep etme hakkı bulunduğu… ” gerekçesiyle; davanın KABULÜ ile, 55.576,85 TL tazminatın 08.05.2018 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiliyle davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu olayda sigortalı araç sürücüsünün kendi kusuru ile kendisinin vefatına neden olduğunu, bu durumda vefat eden sigortalının üçüncü kişi konumunda bulunmadığından trafik poliçesinin devreye girmeyeceğini, talep edilen destek zararının, ölenin değil üçüncü kişilerin üzerinde doğan dolaylı ve yansıma yolu ile meydana gelen zarar olduğunu, bu hâlde üzerinde durulması gereken en önemli hususun, araç şoförünün (desteğin) kazanın meydana gelmesinde tam veya kısmi kusurlu olmasının, üçüncü kişi durumunda bulunan desteğinden yoksun kalanlara karşı
ileri sürülüp sürülemeyeceği olduğunu, BK.nun 44. maddesi hükmüne göre ise zarar gören tarafın, zararın doğmasına veya zararın artmasına sebep olmuş ise hâkim zarar ve ziyan miktarını indirebileceği veya zarar ve ziyan konusunda hüküm kurmaktan sarfınazar edebileceğini, bir motorlu aracın işletilmesinin bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde araç işleteninin bu zarardan sorumlu olacağı düzenlendiğine göre, ilke olarak sürücünün (desteğin) ölümünden işletenin sorumlu olduğu, dolayısıyla davacıların işletenden talepte bulunma haklarının bulunduğunun kabul edilmesi gerektiğini, yansıma yoluyla zarar görmüş olan destek tazminatı isteyenlerin, kendisine destek sağlayan kişinin sahip olduğu haktan fazlasına sahip olmalarının mümkün olmadığını, nitekim BK’ nun 44/1I. maddesinin, hiç kimse kendi kusurundan yararlanamaz ilkesine dayandığını, zararın artmasına veya doğmasına sebep olan kişinin sonuçlarına da kendisi katlanması gerektiğini, hatta zararın meydana gelmesini isteyen kimsenin, bu hareket tarzının sonuçlarına katlanmalı ve bu davranışının zararın meydana gelmesinde oynadığı role, etkisine ve derecesine göre zararı kısmen veya tamamen üzerine alması gerektiğini beyan ederek istinaf taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı, ölüm nedeniyle doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacıya yansıtılamayacağı, davaya esas zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesinin yeni genel şartların yürürlüğe girdiği 01.06.2015 tarihinden önceki 06.11.2009-2010 tarihleri arasında düzenlenmiş olması gözetilerek 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve kaza tarihinde yürürlükte olan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan davalı sigorta şirketinin, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığı ve olayda sürücü tam kusurlu olsa bile, destekten yoksun kalan davacının da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğu, davalı sigorta şirketinin desteğin ölümü ile ortaya çıkan zarardan sorumlu olacağı (HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar, HGK’ nın 16.1.2013 gün ve 2013/17-1491 Esas 2013/74 Karar sayılı vs. ilamları uyarınca) nazara alındığında desteğin müterafik kusurunun tartışılmasına gerek olmadığı, dolayısıyla davalının dosyada ayrıca kusur rapor alınmadığına yönelik istinaf itirazının da bu sebeple yerinde olmadığı, 2918 sayılı KTK.’nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekletiği, sigortaya başvurulmadan dava açılması veya icra takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşeceği, bu maddede düzenlenen ihbar zarar miktarı olarak değil, kazanın ihbarı olarak düzenlenmiş bulunmasına göre, kazadan haberdar olan sigorta şirketinin temerrüdü, ıslah edilen miktar için dahi, yani zarar miktarının tamamı için aynı tarihte başlayacağından ( Yargıtay 17. HD’nin, 06.09.2018 tarih ve 2015/14436 E. – 2018/7468 K. Sayılı ilamı) mahkemece faizin başlangıç tarihinin davacının talebi doğrultusunda doğru olarak tespit edilmiş olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/10/2019 tarihli, 2018/741 Esas ve 2019/1068 Karar kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 3.040,00-TL istinaf karar harcından peşin alınan 760,00-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 2.280,00-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 27/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.