Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/2036 E. 2021/231 K. 23.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/2036
KARAR NO : 2021/231
KARAR TARİHİ : 23/03/2021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/02/2020
NUMARASI : 2019/974 Esas ve 2020/174 Karar
DAVANIN KONUSU : Tespit
KARAR TARİHİ : 25/03/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/03/2021
İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 20/02/2020 tarihli, 2019/974 esas ve 2020/174 karar sayılı dosyası dairemize gönderilmiş olmakla, yapılan inceleme sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacılar dava dilekçesinde özetle: …nin 2015 yılında kurulduğunu, her iki davacının da şirketin 3 er pay ortaklı kurucu ortakları olduğunu, ve şirketin bağımsız denetim şirketi olduğunu, 2018 yılına ait şirket yönetim kurulundan defter ve belgeleri inceleme taleplerinin olduğunu, şirketin web sayfasından resmi olarak talep etmelerine rağmen 15 gün süre ile hiçbir olumlu olumsuz yanıt verilmediğini, genel kurula son gün kala şirket merkezine gidildiğinde sadece yönetim kurulu başkan yardımcısı …’nin bulunduğunu, defter ve belgelerini incelemeye geldiklerini bildirdiklerinde ise sadece telefon faturalarının ve kira dekontlarının bulunduğu klasörü göstererek defterlerin basılmadığını, sadece klasöre bakabileceklerinin söylendiğini, bu durumda defterlerin inceleme hakkı ellerinden alınması ve inceleme imkanının bulunmaması sebebiyle durumun tutanağa bağlanarak şirket merkezinden defterleri inceleyemeden ayrıldıklarını, 2018 yılı genel kurulunun butlan duruma düştüğünü, 17/04/2019 tarihinde 2018 yılı genel kurula katıldıklarında defterleri yine görmek istediklerini, defterlerin basılmadığı ve Haziran sonuna kadar basmak zorunda olmadıkları ifadesinin verildiğini, genel kurulda şirket kaşeli ve imzalı bilanço, gelir tablosu ve kesin mizamı incelendiğinde hesapların kapalı olarak verildiği, 689 hesaplarından sonraki 690-590 kar zarar hesaplarının, genel gider hesaplarının olmadığı, 600 hesap hasılatı ve 622 hesap hizmet maliyeti ile sıfırlandığının görüldüğünü, genel kurulda TTK 392,437. Maddelerde hükümlere aykırı davranılarak kasıtlı olarak inceleme hak ve bilgi edinme haklarının ellerinden alındığını, bu sebeple genel kurulda şerh düşülen 2018 yılına ait defter ve belgelerin kasa ve banka hareketlerinin girişi , çıkışı yönünden detaylı olarak rapor edilmesi, ayrıca gelir ve gider kalemleri yönünden incelenerek kalem bazında yapılan harcamaların detaylandırılmasını buna göre hizmet maliyetine ait 622 hesabın genel kurulda ibraz edilen hatalı mali tablo ve mizanın denetim faaliyeti sonucu şirket alacağının tahsiline ilişkin olarak konusunda uzman özel denetim için bağımsız denetçi bir bilirkişi tarafından incelenerek defter ve belgelerin yasalara uygun tutulup tutulmadığı, kayıtların doğruluğu, kasa ve banka hesaplarındaki giriş-çıkışların uygun olup olmadığı, 622 hesaba atılan maliyet kaleminin kimlere ödendiği, bağımsız denetim yönetmeliği, TTK, gelir vergisi ve VUK hükümlerine uygun düzenlenip düzenlenmediği, genel faaliyet giderleri ile hasılat ve maliyet kalemleri dahil tüm hesapların mevzuata ve yasalara uygun yapılıp yapılmadığı, yapılmadıysa hangi hesaplarda usulsüzlük bulunduğu hususunda bir inceleme yapılmasını ve TTK 447 madde hükümlerine göre işlem yapılmasını talep etmişlerdir.
CEVAP :
Davalı taraf dosyaya verdiği 20/11/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; şirket yönetim kurulu başkanlığı tarafından 2018 yılı ticari belgelere ait kayıtları içeren mali tabloların yasal süresinde düzenlenerek 17/04/2019 genel kurul tarihinden en az bir buçuk ay önce 06/02/2019 tarihinde her ortağın mail adresine ayrı ayrı gönderilerek şirket ortaklarının incelemesine sunulduğunu, davacıların halen görevde bulunan şirket yönetim kurulunun hatasını bulmayı ve yönetim kurulunun görev yapmasının engellemeyi kendilerine görev edindiklerini, şirketin müşterek kullandığı whatsapp sayfasında 2018 yılına ait tutulması zorunlu bütün ticari defter ve kayıtların kendileri tarafından bizzat inceleneceğini, yönetim kurulunca her iki şirket ortağının sınırlı olarak şirket kayıtlarını inceleme hakkı olduğu ve istenildiği takdirde şirket merkezinde yönetim kurulu üyelerinden herhangi birisinin kontrol ve gözetiminde olmak şartıyla talep edilen incelemenin yapılabileceği şeklinde cevap verildiğini, davacıların inceleme talebinin 17/04/2019 genel kurul tarihinden önce karşılandığını ve şirket merkezinde yönetim kurulu üyesi …’nin refakatinde ortak …’ın da katılımıyla mevcut şirket evraklarının davacı ortakların incelemesine açıldığını, yönetim kurulunu suçlayıcı mahiyette usule aykırı olarak düzenlenmiş tutanağın şirketi temsil yönünden hukuki geçerliliğinin bulunmadığını, Haziran 2019 ay sonuna kadar ticari defterlerinin basımı için yasal süre mevcut olduğundan iş yoğunluğu nedeniyle defter basımı işleminin 17/04/2019 tarihli genel kurulun yapıldığı tarihte bilgisayardan yasal defterlerin aktarılmadığını, davacıların iddia ettikleri gibi şirket ortaklarının bilgi alma hakkını sınırlandıran herhangi bir uygulamanın yönetim kurulunca yapılmadığını, yeterli bilgilendirmenin 17/04/2019 tarihli genel kurulda tüm ortaklara yapıldığını, davacılardan … hakkında şirket yönetim kurulu başkanı olduğu dönemde işlediği iddia edilen güveni kötüye kullanma ve dolandırıcılık suçlarıyla ilgili İzmir CBS’nin 2018/131793 sayılı hazırlık soruşturmasının halen devam ettiğini, davacı …’un dava dilekçesinde şirketin 22 adet hissesi olduğunu belirttiği, 3 adet şahsına ait hisseden iki hissenin yasal mevzuata aykırı yollardan elde edilmesi şüphesi ile kendisine ait 2 adet hissenin muvaazalı durumu düştüğünün sanıldığını, savcılık soruşturması durumuna göre 3 adet hisseden 2 adet hissenin hukuksal işlemlerde kullanılması ile bu işlemlerin sorgulanabilir hale geleceğini, davacı ortaklar bakımından kamu gözetim kurumuna şirketin yapmış olduğu denetimin mevzuata uygun yapılmadığı ve eksik yapıldığı savı ile yaptıkları şikayet sonucu kamu gözetim kurumu uzmanları tarafından inceleme sonuç raporu düzenlendiğini, davacıların yönetim kurulunun talep ettiği sermaye artışına katılmadıkları, ortaklık sorumluluklarını yerine getirmediklerini, yönetimi zor durumda bıraktıklarını bildirerek …’un hakkında yürütülen savcılık soruşturması sonucuna göre halen elinde mevcut 3 adet hisseden 2 adet hisse ile ilgili hukuksal işlemlerin sorgulanabilir hale geleceğini bildirerek 2 adet şirket hissesinin soruşturma ve yargılama sonuçlanıncaya kadar hukuksal işlemlerde kullanılıp kullanılmaması hakkında tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde davacıların dava dilekçesi ile ortağı oldukları davalı şirketin 2018 yılına ait defter ve belgeleri özel denetim için bağımsız bir denetçi bilirkişi tarafından incelenmesini ve TTK 447. Hükümlerine göre işlem yapılmasını talep ettikleri, 27/11/2019 tarihli dilekçeleri ve 20/02/2020 tarihli duruşmadaki beyanları ile dava dilekçesindeki taleplerini açıkladıkları ve taleplerinin delil tespitine ilişkin olduğunu bildirdikleri nazara alındığında delil tespitine ilişkin taleplerin değişik iş esasına kaydedilerek incelenmesi gerektiğinden dosyanın değişik iş esasına kaydedilmek üzere tevzi edilmesi yönünden İzmir Hukuk Mahkemeleri tevzi bürosuna gönderilmesine ilişkin aşağıdaki karar verilmiş, kararın niteliğine göre İstinaf yolu açık olmak üzere verilmesi gerektiği belirlenerek kısa kararda belirtilmeyen bu husus düzeltilmiştir…. Şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;İstinaf başvurumuzun kabulüne, İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/974 E.-2020/174 K. sayılı kararın istinaf incelemesi ile ortadan kaldırılmasına, davanın usulden reddine, Şayet Sayın Mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddine, karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
Davacılar istinaf dilekçesinde özetle; İzmir 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/974 E ve 2020/174 K sayılı gerekçeli kararının usul ve yasaya uygun olduğu açık olduğundan kararının onanmasına, davalı taraf vekilinin yanın yaptığı hukuka aykırı ve mesnetsiz istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
HUKUKİ NİTELENDİRME,
DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dairemizce HMK’nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Davacıların 20/02/2020 tarihli duruşmadaki beyanlarına göre; taleplerinin ortağı oldukları davalı şirketin 2018 yılına ait defter ve mali tabloları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması suretiyle delil tespiti istemine ilişkindir.
Delil tespiti, ileride açılacak veya açılmış olan bir dava ile ilgili delillerin, bazı şartlar altında zamanından önce toplanıp güvence altına alınmasını sağlamak için kabul edilmiş, geçici hukuki korumadır. Delil tespiti istenebilmesi için hukuki yararın varlığı gerekir, delilin hemen tespit edilmemesi halinde kaybolacağı yahut ileri sürülmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı, ihtimal dahilinde bulunuyorsa hukuki yarar var sayılır.
Somut olayda; davalının şirket olduğu, şirketlerin yasa gereği tutmakla zorunlu bulunduğu defterleri olduğu, defterlerin kaybolma ihtimalinin bulunmadığı, kaldı ki; davacıların ortağı bulundukları şirketin mali yapısı ile ilgili TTK 437. maddesi uyarınca bilgi alma ve inceleme hakkının bulunduğu da gözden uzak tutulmamalıdır.
Mahkemece delil tespiti talebinin Değişik İş’ten görülmesi gerektiğinden bahisle esasın kapatılarak tevzii edilmek üzere İzmir Hukuk Mahkemeleri tevzi bürosuna gönderilmesine karar verildiği, kararında istinaf yolunun açık olarak belirtildiği, oysa hangi kararların istinaf edileceğinin HMK 341. maddede açıkça sayıldığı, eldeki talep sonucunda verilen kararın bunların kapsamına girmediği, kaldı ki mahkemenin kısa kararında yasa yolunu belirtmemesine rağmen gerekçeli kararda istinaf yolu açık olmak üzere belirttiği, zira; kararın istinaf tabi olmayan kararlardan olduğu, başka bir ifadeyle; kararın kesin nitelikte olduğu anlaşılmakla; istinaf başvurularının usulden reddine HMK 352 maddesi uyarınca kesin olarak karar verilmesi cihetine gidilmiştir.
Öte yandan; mahkemece verilen kararlara karşı tarafların hangi kanun yoluna ve hangi sürede başvuracağının tereddüde mahal vermeyecek şekilde belirtilmesi, bu belirlemenin tarafların iradesini yanıltmayacak bir şekilde doğru olarak yapılması gerekeceği, başka bir deyişle, verilen karar ara ve ek kararlarda, yargı mercii tarafından hem kanun yolunun hem de kanun yoluna ilişkin başvuru süresinin tarafları hataya düşürmeyecek şekilde doğru olarak gösterilmesi gerekecektir. Aksi takdirde, bu durumun tarafların haklarını arayabilmelerini zorlaştıracağı, dolayısıyla mahkemece verilen kararda kanun yolunun hatalı belirlenmesi durumunda, hatalı belirlemenin sonuçlarının taraflara yükletilmeyeceğinden gerek istinaf başvuru harcı ve gerekse istinaf karar harcının davacılara ve davalıya iadesi cihetine gidilmiştir.
Davacılardan …’un dairemize hitaben 11/03/2021 tarihli beyan dilekçesi ile, delil tespiti talebinde bulunmuş ise de; davacılar arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunduğu, diğer davacı …’un dilekçede isminin bulunmaması nedeniyle talebinin usule uygun olmamasından dolayı ayrıca işlem yapılmasına gerek görülmemiştir.
HÜKÜM :
1-İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 20/02/2020 tarihli, 2019/974 esas ve 2020/174 karar sayılı kararının kesin olması sebebi ile tarafların istinaf talebinin HMK 352. maddesi uyarınca usulden REDDİNE,
2-Davacıların yatırmış olduğu 148,60 TL istinaf başvuru harcı ve 54,40 TL istinaf karar harcı olmak üzere toplam 203,00 TL harcın davacı tarafa iadesine,
3-Davalı vekilinin yatırmış olduğu 148,60 TL istinaf başvuru harcı ve 54,40 TL istinaf karar harcı olmak üzere toplam 203,00 TL harcın davalı tarafa iadesine,
3-Tarafların yaptığı istinaf masraflarının üzerilerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kesin olarak oy birliği ile karar verildi.25/03/2021