Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/2035 E. 2021/240 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/2035
KARAR NO : 2021/240
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/01/2020
NUMARASI : 2019/24 Esas- 2020/39 Karar
ASIL DAVADA
BİRLEŞEN 1.ATM’NİN 2017/545 E.SAYILI DAVADA
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 25/03/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/03/2021
İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/24 Esas- 2020/39 Karar sayılı kararının dairemizce incelenmesi davacılar ve davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesi süresi içinde usulünce verilmiş olmakla; raportör hakim tarafından hazırlanan rapor, dosyadaki dilekçe, lahiyalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler incelendi.
ASIL DAVA
Davacılar vekili, 03.11.2015 tarihinde davalıların işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu çöp kamyonunun müvekkili …..’nin eşi, müvekkili …..’nin oğlu, diğer müvekkilleri ….. ve …..’ın babasına okul bahçe girişinde çocuğuna el sallarken geri manevra sırada ezerek ölümüne sebebiyet verdiğini, müvekkillerinin destekten yoksun kaldıklarını, manevi zarara uğradıklarını ileri sürerek, her bir müvekkili için şimdilik 5.000,00’er TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkili ….. ve ….. için 200.000,00’er TL diğer müvekkilleri için 100.000,00’er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı belediyeden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle maddi tazminat taleplerini müvekkili ….. için 139.894,98 TL’, müvekkili ….. için 46.746,15 TL, müvekkili ….. için 30.575,09 TL, müvekkili ….. için 14.404,06 TL’ye yükseltmiştir.
BİRLEŞEN DAVA
Davacı vekili, müvekkili …..’in müteveffanın kızı olup olay tarihinde henüz anne karnında iken dünyaya geldiğini, adı geçen müvekkilinin de desteğinden yoksun kaldığını, manevi zarara uğradığını ileri sürerek, şimdilik 1.000,00TL destek tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 100.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı belediyeden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle maddi tazminat talebini toplam 53.974,39 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP
Davalı …… vekili, tarafların kusur durumunun tespiti için Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesinden rapor alınması gerektiğini, faiz talebinin haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ….. vekili, savcılıkça alınan bilirkişi raporunda sürücünün tali kusurlu olduğunun belirtildiğini, ceza mahkemesi dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, müvekkilinin aracın tüm bakımlarını yaptırdığını, talep edilen tazminatın fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
MAHKEMENİN İSTİNAF BOZMA KARARINDAN ÖNCEKİ İLAMI
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacıların murisi ve desteği …..’in dava dışı sürücünün sevk ve idaresindeki davalı belediyeye ait çöp kamyonun çarpması sonucu vefat ettiği, kazada sürücünün % 70, desteğin % 10 oranında kusurlu olduğu, davacıların yoksun kaldığı destek tazminatı tutarının 285.594,67 TL olduğu, davacıların manevi zarara uğradıkları gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulü ile davacı ….. için 139.894,98 TL, davacı ….. için 46.746,15 TL, davacı ….. için 30.575,09 TL, davacı ….. için 14.406,06 TL, olmak üzere toplam 231.620,28 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı ….. için 30.000,00 TL, davacı ….. ve davacı ….. için 25.000,00’er TL, davacı ….. için 20.000,00 TL manevi tazminatın davalı …..’ndan tahsiline, birleşen davanın kısmen kabulü ile davacı ….. için 53.974,98 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı ….. için 25.000,00 TL manevi tazminatın davalı …..’ndan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı …… vekili, davalı ….. vekili ve davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ’NİN 14/12/2017 TARİH, 2015/1447 ESAS VE 2017/1129 KARAR SAYILI BOZMA İLAMI
“….Dava, trafik kazası nedeniyle vefat edenin yakınlarının kazaya sebebiyet veren araç işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısından destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Maddi tazminat yönünden kurulan hükümde her iki davalının da olay tarihinden itibaren faizle sorumlu tutuldukları belirtildikten sonra devam eden paragrafta davalı sigortanın dava tarihinden itibaren faizle sorumlu olduğunun belirtilmesi çelişkiye neden olup hükmün infazı kabil değildir.
Kabule göre de, dosyadaki zorunlu mali sorumluluk poliçesi 12.10.2015 tarihinde tanzim edilmiş olup somut uyuşmazlıkta poliçe tanzim tarihi itibariyle 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları uygulanması gerekmektedir. Mahkemece anılan yeni genel şartlarda belirtilen esaslar doğrultusunda TRH 2010 Yaşam Tablosuna göre davalı sigortanın destek tazminatı sorumluluğu belirlenmesi amacıyla aktüer bilirkişiden rapor alınması gerekirken, eski yargısal uygulamalarda kullanılan PMF 1931 Yaşam Tablosuna göre destek tazminatını belirleyen aktüerya raporuna göre karar verilmesi doğru olmamıştır. Yine davalılar vekillerinin kusur raporuna karşı itirazları karşısında işletenin sorumluluğunun tereddüte yer vermeyecek şekilde tespiti için yeniden rapor alınmaması da yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacılar vekilinin istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir. …” şeklindedir.
BOZMADAN SONRA YAPILAN YARGILAMA UYARINCA İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafça 03/11/2015 tarihinde meydana gelen kaza sonucu davacıların miras bırakanı …..’ın öldüğünden bahisle oluşan maddi ve manevi zararın giderilmesine yönelik olarak davalılar hakkında mahkememize dava açıldığı, davacıların destekçisi ….. ‘ın vefatından sonra 06/08/2016 tarihinde kızı …..’ın doğumu üzerine …..’ın maddi ve manevi zararının giderilmesine yönelik olarak dosyamız davalıları hakkında İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/545 Esas sayılı dosyasında maddi ve manevi tazminat davası açıldığı, her iki dava dosyasının birleştirilerek yargılamaya ana dava dosyası üzerinden devam edildiği, 03/11/2015 tarihinde dava dışı …..’nın sevk ve idaresindeki, davalı ….. ait ve davalı sigorta şirketi nezdinde 12/10/2015- 2016 tarihleri arasında geçerli 0001-0210-1301-8085 numaralı zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı …… plaka sayılı çöp kamyonu ile 712 sokaktan geri manevra ile ….. İlkokulu bahçe giriş kapısından içeri giriş yaptığı ve geri manevra ile seyrini sürdürdüğü sırada aracın arka kısmıyla olay yerinde yaya olarak bulunan davacıların miras bırakanı …..’a çarparak onun ölümüne sebebiyet verdiği, trafik kazasının oluşumunda dava dışı sürücü ….. ve kamyonu yönlendiren işçiler ….. ve …..’ın toplam %90 oranında, davacıların miras bırakanı …..’ın ise %10 oranında kusurlu oldukları, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. Maddesindeki, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”; 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”; 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” düzenlemesi göz önüne alındığında davalı işleten ….. ve dolayısıyla davalı sigorta şirketinin davacıların miras bırakanı …..’ın % 10 oranındaki kusuru dışındaki kalan kusur oranında sorumlu oldukları, …..’ın ölümü ile davacı eş ….., davacı çocuklar ….., ….. , ….. ve anne …..’ın destekten yoksun kaldıkları, davacıların talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminat miktarlarının istinaf öncesi alınan bilirkişi raporunda müteveffanın eşi ….. için 139.894,98-TL, kızları …..’ın 53.974,39 TL, ….. için 46.746,15 TL, …..’ın 30.575,09 TL ve annesi ….. için 14.404,06 TL olmak üzere toplam 285.594,67 TL olarak belirlendiği, istinaf ilamı doğrultusunda alınan ek raporda da talep edilebilecek destekten yoksun kalma tazminat miktarlarının sigorta şirketi yönünden 01/06/2015 tarihli poliçe genel şartlarına uygun olarak TRH 2010 Yaşam Tablosu – %1,8 teknik faiz ve devre başı ödemeli belirli süreli rant yöntemi ile eş ….. için 183.300,74 TL, kızı ….. için 64.012,97 TL kızı ….. için 58.250,63 TL, kızı ….. için 36.735,30 TL, annesi ….. için 28.125,38 TL olmak üzere toplam 370.425,02 TL, sigorta şirketinin teminat limitinin 290.000,00 TL olduğundan davacılar arasında garameten dağıtıma göre eş ….. için 143.503,30 TL, kızı ….. için 50.114,76 TL, kızı ….. için 45.603,51 TL, kızı ….. için 28.759,49 TL, annesi ….. için 22.018,93 TL olmak üzere toplam 290.000,00 TL, davalı işleten – araç sürücüsü ve diğer sorumlular bakımından ayrıca TBK madde 55 hükümleri gereği kök raporda yer alan hesaplamaların 2019 yılı verileri ile güncellenmesi sonrasında eş ….. için 196.952,95 TL, kızı ….. için 77.584,89 TL, kızı ….. için 64.787,18 TL, kızı ….. için 41.514,37 TL, annesi ….. için 18.241,60 TL olmak üzere toplam 399.080,99 TL olarak belirlendiği, istinaf ilamı sonrasında alınan raporda davacılar için önceki raporda belirtilen miktarlardan daha yüksek miktarda maddi tazminat hesaplandığı ancak HMK 26. Maddesi gereğince taleple bağlı kalınması ve ıslah dilekçesindeki rakamlar göz önüne alınarak hüküm kurulmasının gerektiği, oluşan maddi zarardan davalı araç işleteninin işleten ve adam çalıştıran sıfatıyla davalı sigorta şirketininde ZMMS poliçesi hükümleri doğrultusunda poliçedeki limitler ile sorumlu olduğu, davalı işleten yönünden olay tarihinden itibaren davalı sigorta şirketi yönünden de dava tarihinden itibaren davanın dayanağının haksız fiil olması ve sigortalı aracında ticari araç olmaması nedeniyle yasal faiz talep edilebileceği, tüm davacıların …..’ın trafik kazası sonucu ölümü sebebiyle manevi olarak da zarar gördüğü, bu zararında işleten ve adam çalıştıran sıfatıyla davalı ….. tarafından giderilmesinin gerektiği, olayın niteliği, kusur oranları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ve paranın satın alım gücü göz önüne alınarak davacılar lehine uygun miktarda manevi tazminata karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, manevi tazminat miktarlarının çok düşük olduğunu belirterek kararın bu yönden kaldırılarak dava dilekçesinde belirtilen manevi tazminat yönünden davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ….. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, kusur oranının netleştirilmediğini, kazanın oluşumuna müteveffanın sebebiyet verdiğini, maddi ve manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …… vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, kusur dağılımındaki çelişkinin giderilmediğini, sigortalı araç sürücüsünün kusuru dışında kalan üçüncü kişilerin kusurundan müvekkili sigorta şirketinin sorumlu olmadığını, birleşen dosyanın dava tarihi 17/05/2017 olmasına rağmen birleşen dosyada asıl davanın dava tarihi olan 23/12/2015 tarihinden itibaren faize karar verilmesinin hatalı olduğunu, heyet raporu ile kusur durumu %50 iken mahkemece %70 olarak belirtilerek hüküm kurulmasının hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, trafik kazası nedeniyle vefat edenin yakınlarının kazaya sebebiyet veren araç işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısından destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece bozmaya uyularak bilirkişi heyetinden rapor aldırılmış, alınan raporda bozmadan önce adli tıp kurumundan alınan rapordaki görüş ve kanaate iştirak edilerek davalı belediyeye ait çöp kamyonu sürücüsü …..’nın meydana gelen olayda %50, çöp kamyonu arkasında bulunan ve kamyonu yönlendiren işçiler ….. ve …..’ın olayda ayrı ayrı % 20 ve ölen yaya ……’ın ise olayda %10 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Bu raporda bozmadan önce alınan adli tıp kurumu başkanlığının görüşüne iştirak edildiği belirtilmiş olmasına rağmen adli tıp kurumundan alınan raporda sürücü …..’nın %70 oranında işçiler ….. ve …… ‘ın olayda ayrı ayrı %20 ve müteveffa yaya …..’ın %10 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, adli tıp kurumundaki oranların toplanması halinde %120 oranında bir kusur oranı ortaya çıktığı anlaşılmış, mahkemece bu sefer adli tıp kurumuna daha önceki raporda maddi hata olup olmadığı, varsa hatanın giderilerek düzeltilecek yeni raporun gönderilmesi talep edilmiş, 24/09/2019 tarihli adli tıp kurumu raporu uyarınca raporda sehven yazım hatasının bulunduğu anlaşılmakla ….. ve …..’ın müştereken % 20 oranında kusurlu oldukları, sürücü ….. % 70 oranında, ve müteveffa ……’ın % 10 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Bu haliyle bozma uyarınca rapordaki kusur oranları artık netleştirilmiştir. Bu sebeple usul ve yasa ve birbiriyle uyumlu raporlara itibar edilmesi kanaatine varılarak davalıların istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. Maddesindeki, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”
85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”
85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” şeklindeki düzenlemeler uyarınca davalı işleten ….. ve dolayısıyla davalı sigorta şirketi davacıların miras bırakanı …..’ın % 10 oranındaki kusuru dışındaki kalan kusur oranında sorumludurlar. Bu açıklamalar ve Adli Tıp Kurumundaki kusur oranları gözetilerek aktüer bilirkişi tarafından bozmaya uygun şekilde alınan bilirkişi raporunda, sigorta şirketi tarafından TRH-2010 yaşam tablosu, diğer davalılar yönünden ise PMF yaşam tablosu yöntemiyle yeniden hesaplama yapılmış, raporun incelenmesinde hesaplamaların doğru, raporun denetime elverişli, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edildiğinden davalı istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Mahkemece ilgili raporda destekten yoksun kalma tazminatının yerel mahkemece verilen ilk hükme göre daha yüksek bulunduğu, fakat HMK 26. madde gereğince taleple bağlılık ve ıslah dilekçesindeki rakamlar göz önüne alınarak hüküm kurmak gerektiğinden maddi tazminat yönünden ilk hüküm aynen korunmuştur.
Olayın oluş biçimi tarafların sosyo-ekonomik koşulları, kazadaki kusur durumu da nazara alındığında tespit edilen manevi tazminat bedellerinin hak ve nesafete uygun oldukları anlaşılmıştır.
Son olarak birleşen dosyada mahkemece davalı sigorta şirketi yönünden maddi tazminatın dava tarihinden itibaren faiziyle tahsiline karar verildiği belirtilmiş ise de birleşen dosyanın dava tarihi 17.05.2017 olmasına karşın asıl davanın dava tarihi olan 23.12.2015 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi hatalı olmuş ise de, mahkeme kararında faizin başlangıcının dava tarihi olarak belirtilmesi karşısında bu maddi hatanın her zaman mahallinde düzeltilebilir hata olduğu anlaşıldığından, bozma sebebi yapılmasına gerek görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranların dilekçesinde yer verdikleri itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/24 Esas – 2020/39 Karar sayılı kararına karşı davacılar ve davalılar vekililerinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından karşılıklı taraflar yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
3-a) İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken 59,30 TL harçtan başlangıçta alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 4,90 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
b) Davacı tarafın yatırmış olduğu istinaf kanun yoluna başvuru harcı olan 148,60 TL’nin hazineye gelir yazılmasına,
4-a) İstinaf kanun yoluna başvuran davalı …..’nden alınması gereken 22.620,28 TL istinaf nispi karar harcından, istinafa gelirken alınan 1.402,00 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 21.218,28 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
b)- Davalı ….. yatırmış olduğu istinaf kanun yoluna başvuru harcı olan 148,60 TL’nin hazineye gelir yazılmasına
5- a) İstinaf kanun yoluna başvuran davalı …..’den alınması gereken 15.821,96 TL istinaf nispi karar harcından, istinafa gelirken alınan 7.015,00 TL ‘nin mahsubu ile bakiye kalan 8.806,96 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
b)- Davalı ……nin yatırmış olduğu istinaf kanun yoluna başvuru harcı olan 148,60 TL’nin hazineye gelir yazılmasına, fazla yatırılan 148,60 TL’nin istek halinde kendisine iadesine,
6-İstinaf yoluna başvuran tarafların yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
7-Kullanılmayan istinaf gider avansının istek halinde HMK’nun 333. Maddesi gereğince yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 25/03/2021