Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/203 E. 2021/186 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/203
KARAR NO : 2021/186
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/11/2017
NUMARASI : 2015/1019 Esas- 2017/1175 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 04/03/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/03/2021
İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1019 Esas- 2017/1175 Karar sayılı kararının dairemizce incelenmesi davalılardan … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesi süresi içinde usulünce verilmiş olmakla; raportör hakim tarafından hazırlanan rapor, dosyadaki dilekçe, lahiyalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler incelendi.
DAVA
Davacı vekili, 15.12.2012 tarihinde … plaka sayılı otobüsün sürücüsü ve maliki davalı …’un seyir halinde iken, … köyü girişindeki viraja sert ve kontrolsüz girmesi sebebiyle kaldırımda yaya olarak bulunan müvekkiline çarparak yaralanmasına neden olduğunu, davalı sürücünün aynı zamanda maliki olduğu … plakalı otobüs’ün davalı sigorta şirketine sigortalı olduğunu, otobüsün çarpması sebebiyle müvekkilinin sol dizinde, sol ayak bilğinde ve tibiada kırıkların meydana geldiğini, tedavisinin yapıldığını ancak halen iyileşemediğini, maluliyetinin söz konusu olduğunu, kazadan bugüne kadar iki buçuk yıla yakın bir süre geçtiği halde müvekkilinin koltuk değneklerini atamadığını, kazanın ağır bir mağduriyet yarattığını bu nedenlerle davalı sürücünün neden olduğu trafik kazası sebebiyle yaralanan ve sakat kalan müvekkili için 50.000.-TL manevi tazminat ve çalışamadığı günler ile maluliyeti sebebiyle oluşan gelir kaybı için fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 10.000.-TL maddi tazminatın olay tarihi olan 15.12.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi le davalılardan tahsiline (davalı sigorta şirketinin poliçe limitiyle sadece maddi tazminattan sorumlu tutularak) karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı … vekili, olay günü müvekkilinin … plakalı otobüs ile gayet nizami bir şekilde seyir halinde iken otobüsün sağ arka lastiğinin patlaması sonucu direksiyon hakimiyetini kaybederek kaza yaptığını, bu sırada kaldırım yerine her nedense yoldan yürümeyi tercih eden davacıya da tamamen kontrolü ve kusuru dışında çarptığını, davacıya çarpıp çarpmadığını anlayamayan ve kazanın şoku etkisinde bulunan müvekkilinin ,ortalama her insanın yapacağı gibi panikleyerek olay yerinden uzaklaştığını, ancak olayın şokunu ve paniğini atlattıktan sonra davacının hastane masraflarını ödemek ve istemeden de olsa yaralanmasına sebep olduğu davacıya elinden gelen maddi manevi yardımları sunmak üzere hastaneye gittiğini, davacının yeşil kartlı olması sebebiyle masraflarının devlet tarafından karşılandığını, müvekkilinin olaydan sonra davacıya koltuk değneği aldığını, davacının tedavisi sonrasında olması gereken pansuman işlemleri için , müvekkilinin kendi aracıyla davacıyı defalarca kez … Devlet Hastanesine, ve … Sağlık Ocağı’na götürdüğünü, davacı tarafça talep edilen tazminat miktarlarının çok yüksek olduğunu ve gerçeği yansıtmadığını, davacının yeşil kart sahibi olduğundan herhangi bir maddi zararının olmadığını, manevi tazminat talebinin ise yüksek oranda fahiş olduğunu ve miktarı ne olursa olsun hiçbir manevi tazminat talebinin kabul edilemeyeceğini, davacının koltuk değneği olmadan da gayet rahat bir şekilde yürüdüğünü, günlük işlerini hallettiğini ve yaşamına olağan şekilde devam ettiğini bu nedenlerle haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili şirketin faaliyet adresinin İstanbul olduğunu, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğundan dosyanın yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmesini, 15.12.2012 tarihli trafik kazasına karışan … plakalı aracın müvekkili şirketin sigortalısı olduğunu, söz konusu poliçeye göre teminatın, sakatlanma halinde kişi başı 225.000,00.-TL ile sınırlı olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusurlu olmadığını, sigortalı araç kusursuzluğu nedeniyle poliçe sorumluluklarının bulunmadığını, isnat edilen kusuru kabul etmediklerini, tazminat hesaplaması yapılırken teknik faiz -iskonto % 3 ile “devre başı ödemeli belirli rant” hesaplamasının kullanılmasının gerektiğini, davacının gelirinin Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre tespit edilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin tüm bilgi ve belgelerle ihbar yapılarak temerrüde düşürülmediğini, kaza tarihinden itibaren faiz talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, olayın haksız fiilden kaynaklandığını bu sebeple yasal faize hükmedilmesi gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, olay tarihi olan 15.12.2012 tarihinde davalı …’ye ait, davalı … tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalı araç ile davalı … seyir halinde iken, davacı yayaya çarpması sonucunda davaya konu kazanın meydana geldiği, kazanın meydana gelmesinde davalı …’nin %100 kusurlu, davacının ise kusursuz olduğu, aktüer bilirkişi raporuna göre davacının söz konusu kaza nedeniyle yaralanması neticesinde tıbbi iyileşme süreci 6 ay olmasından ötürü davacı için 4.184,50.-TL geçici iş göremezlik (iyileşme evresi kazanç kaybı) zararı, sürekli iş göremezlik tazminatının 91.640,41 TL olduğu anlaşılmakla, bu zarardan davalıların sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalılardan … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, raporlara itirazın mahkemece dikkate alınmadığını ve manevi tazminat miktarının da aşırı derecede yüksek olduğunu, bunun yanı sıra ıslah harcının eksik yatırıldığını, eksik yatırılan ıslahın da daha sonra davacı tarafça tamamlandığını, ancak davada bir kez ıslah yoluna başvurulabileceğinden kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının ilk yatırdığı ıslah harcı üzerinden ıslah yapmış sayılması gerektiğini, bunun yanı sıra bilirkişi raporlarının yetersiz olduğunu ve yeniden rapor alınması gerektiğini, davacının ıslahı ile arttırdığı miktar yönünden de dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesinin doğru olmadığını, ıslah edilen alacağın da zaman aşımına uğradığını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminatın tahsili istemlidir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davalı …’un sürücülüğünü yaptığı araç ile yaya halde giden davacıya çarparak trafik kazasına sebebiyet verdiği, taksirle yaralama suçundan dolayı Kemalpaşa 1. Sulh Ceza Mahkemesinde yapılan yargılamada kaza sebebiyle asli kusurlu olduğu gerekçesiyle cezalandırılmasına karar verildiği, bunun yanı sıra dava dosyasında alınan bilirkişi raporuna göre davacının kusursuz, davalının ise %100 kusurlu olduğunun tespit edildiği, davacının alınan adli sağlık kurulu raporunda maluliyetinin %43,2 ve iyileşme süresinin de 6 ay olarak tespit edildiği, alınan aktüer bilirkişi raporunda ise geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının toplam 95.824,91 TL olarak hesaplandığı anlaşılmıştır.
Mahkemece, 20.000 TL manevi tazminatın ve ıslah edilen toplam bedel olan 95.824,91 TL üzerinden maddi tazminatın olay tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalı …’dan tahsiline karar verilmiştir.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri incelendiğinde;
Davacının maluliyet oranının belirlenmesi açısından düzenlenen ve hükme esas alınan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Sağlık Kurulu Raporunda davacının maluliyet oranı %43,2 olarak tespit edilmiş, davalı söz konusu sonuçlara nasıl varıldığının rapordan anlaşılmadığını, raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığını belirterek itiraz etmesine karşın mahkemece itirazlar karşılanmadan hüküm kurulmuştur. Mahkemece, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nden, davacının maluliyet durumuna ilişkin davalı itirazlarını da karşılar şekilde kati rapor aldırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜNE,
2- İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1019 Esas- 2017/1175 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Yukarıda yapılan açıklamalara göre davanın yeniden görülüp istinaf denetimine uygun bir Yargılama yapılarak varılacak sonuca göre bir karar vermek üzere Mahkemesine İADESİNE,
4 – Davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
5 – İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı … yararına istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6- İstinaf yoluna başvuran davalıdan başlangıçta alınan 1.978,00 TL istinaf nispi karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,
7- İstinaf yoluna başvuran davalıdan başlangıçta alınan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcının ilk derece mahkemesince yargılama giderlerinde değerlendirilmesine,
8- Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 04/03/2021