Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/2020 E. 2023/113 K. 25.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/2020
KARAR NO : 2023/113

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/05/2017 (Dava) – 14/01/2020 (Karar)
NUMARASI : 2017/569 Esas – 2020/26 Karar
DAVA : Tazminat (Trafik Sigortasından Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 25/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/01/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/01/2020 tarihli 2017/569 Esas ve 2020/26 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …’ın … plaka sayılı aracın maliki olduğunu, davalı sigorta şirketi ise … plaka sayılı aracın hasarlanmasına neden olan … plaka sayılı aracın 311000033204254 poliçe no’lu ZMMS sigortacısı olduğunu, 01/12/2016 tarihinde … plaka sayılı araç İzmir Konak Ballı kuyu Caddesin’den Yeşildere’ye dönmek isterken aracını kaydırması sonucunda park halinde bulunan … plaka sayılı araca çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiş olduğunu, kaza sonrasında anlaşmalı kaza tutanağı tramere yüklenmiş olup asli ve tam kusur … plaka sayılı araca verildiğini, davalı sigorta şirketinden iş bu kaza ile ilgili olan alacaklar, … tarafından verilen vekaletnamedeki yetkiye istinaden … tarafından müvekkili …’a temlik edilmiş olduğunu, bu temlik belgesi ile bakiye hasar, değer kaybı, çekici ücreti ve eksper ücreti alacağı temlik alındığını, kaza sonrası hasar davalı sigorta şirketine ihbar edildiğini ve sigorta şirketi nezdinde aracın hasarı için 2016311188571/1 numaralı hasar dosyası açılmış olduğunu, araç hasara uğraması dolayısıyla eksper ataması yapılmış olduğunu, toplam hasar miktarı olarak yedek parça ve işçilik olmak üzere KDV hariç 4,266.42 TL tespit edilmiş olduğunu, araç servis tarafından eksper raporuna uygun olarak tamir edilmiş olduğunu, KDV dahil 4,798.38 TL fatura kesilmiş olduğunu, iş bu açılmış olan davada hasar miktarının bilirkişi marifetiyle tespitini ve gerçek zararın tam olarak karşılanmasını talep edildiğini, ayrıca araçtaki hasar miktarının belirlenmesi için 236,00 TL eksper ücreti de ödenmiş olduğunu, ayrıca aracın bu kazadan başka bir kazası da mevcut olmadığını, söz konusu araçta meydana gelen değer kaybı için 50,00 TL talep ettiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere; dava konusu aracın hasar bedeli için şimdilik 500,00 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile ve değer kaybı bedeli için 50TL’nin dava tarihinden itibaren hüküm altına alınmasını, 236,00 TL eksper ücretinin yargılama gideri olarak değerlendirilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 01/12/2016 tarihli kazaya karıştığı belirtilmiş olan … plakalı araç, … Sigorta A.Ş. nezdinde 311000033204254 numaralı 19/09/2016 – 2017 vadeli Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunmakta olup kaza tarihi itibariyle teminat limiti 31.000-TL olduğunu, müvekkil şirketin sorumluluğu sigortalısın sorumluluğu ve nihayetinde poliçe teminatı ile sınırlı olduğunu, diğer yandan yapılacak değer kaybı tazminatı hesaplamasında aracın güncel kilometresi olan 128.115 km ve 2. el rayiç rakamı dikkate alınmış olduğunu, davacı tarafın aracında meydana gelen hasara ilişkin olarak yapılan incelemede de dosya ilgili ekspere gönderilmiş fakat hasar ile ilgili evraklar eksik olduğundan herhangi bir değerlendirme yapılmamış olduğunu, bu nedenle hasar bedeli davacı tarafından ödenmediğini, davayı kabul manasında olmamak üzere, faizin dava tarihinden yasal faiz olması gerektiğini, kusur oranın tespiti gerektiğini, davacı tarafın aracında meydana gelen “DEĞER KAYBI” miktarının tespit edilebilmesi için Trafik Sigortası Genel Şartlarında yer alan hesaplama yönteminin esas alınması gerektiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
İlk derece mahkemesince; “…01.12.2016 tarihinde meydana gelen kazada dosya içerisine alınan denetime elverişli bilirkişi raporunda ayrıntılı şekilde açıklanan gerekçelerle kazanın oluşumunda davalı sigortalısına ait … plakalı aracın %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, kaza nedeniyle davacı aracında yedek parça, işçilik ve KDV dahil 4.798,37 TL’lik hasar meydana geldiği, değer kaybı yönünden bilirkişi raporunda yeni genel şartların Ek-1 Değer kaybı hesaplama formülasyonu esas alınarak belirlenen 761,55 TL değer kaybının, davacının gerçek değer kaybı zararı olarak kabul edilmesi gerektiği, kazanın poliçe süresi içerisinde gerçekleştiği, zarar miktarının poliçe limiti dahilinde kaldığı, dava konusu alacağın temlik alındığı, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı, dava dilekçesinde hasara ilişkin maddi tazminatın yasal faiziyle talep edilmesine rağmen değer kaybına ilişkin tazminatın faizle talep edilmediği, davanın belirsiz alacak davası olması nedeniyle dava dilekçesindeki faiz talebiyle bağlı kalınması gerektiği…” gerekçesiyle davanın KABULÜ ile; 4.798,37 TL hasara ilişkin maddi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, 761,55 TL değer kaybına ilişkin maddi tazminatın davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, ekspertiz ücretinin yargılama gideri içerisinde değerlendirilmesine karar verilmiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, sigortalı araç ile davacının aracının hasar yükseklikleri ve hasarlı kısımların uyuşmadığını, mağdur aracın arka tampon orta parçasında som tarafından yanlamasına siyah izli eski hasar olduğunu, bagaj kapağının alt kısmından darbe alarak yukarı doğru bombe yaptığı ve hasarlandığını, her iki aracında geçmişte sahiplerinin aynı olduğunu, bu nedenle araç sahiplerinin birbirlerini tanıdığını, davaya konu araçta meydana gelen hasarın belirtilen yerde ve şekilde meydana gelmediğinin keşif ve bilirkişi incelemesi ile tespit edilmesi gerektiğini, davaya konu kazada mağdur ve sigortalının açıkça kazayı kasten doğru olarak beyan etmediğinden sigortacının tazminatı ödememede haklı olduğunu, bu nedenle davacının taleplerinin reddedildiğini, araçtaki hasarın belirtilen şekilde gerçekleşeceği iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, sigortanın zenginleşme aracı olmadığını, yerel mahkemece hem cevap dilekçesinde hem de rapora itirazlarında yaptıkları hasar uyumsuzluğu itirazlarının dikkate alınmadığını, bilirkişi raporunda kaza ile nedensellik bağı kurulmayana hasarlı parçaların tazminata dahil edilmesinin hatalı olduğunu, bilirkişi raporunda hasarlı parçaları dikkate alarak hesaplama yaptığını, ancak mağdur aracın arka tampon orta parçasında sol tarafından yanlamasına siyah izli eski hasar olduğunu, 01/12/2016 tarihli kazada sigortalının sebebiyet vermediği parçaların bilirkişi raporunda hesaplamaya dahil edildiğini, bu hususun açıkça haksızlık teşkil ettiğini, kazada zarar görmeyen parçaların hesaplamaya dahil edilmesinin, mağdurun haksız kazanç elde etmesi ve sebepsiz zenginleşmesine neden olacağını, yalnızca kazada zarar gören parçaların hesaplamaya dahil edilerek yeni bir bilirkişi raporu alınması gerektiğini, davaya konu kazada, kazanın uyumsuz olduğu yönünde itiraz olmasına rağmen mahkeme tarafın dan herhangi bir inceleme yapılmadan karar verilmesinin hukuka aykırılık teşkil ettiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasına dayalı olarak karşı araç zorunlu trafik sigortacısından araç hasar bedeli ve değer kaybının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, alınan bilirkişi raporunun somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, ayrıca kaza hasar uyumu ve değişmesi gereken parçaların neler olduğunu ayrıntılı şekilde değerlendiği, sonuç olarak kaza ile hasarın uyumlu olduğunun tespit edildiğinin anlaşılması karşısında mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulmasının yerinde olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/569 Esas ve 2020/26 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 379,80-TL istinaf karar harcından peşin alınan 94,95-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 284,85-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 25/01/2023