Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/201 E. 2021/228 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/201
KARAR NO : 2021/228
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/01/2018
NUMARASI : 2016/1243 Esas- 2018/41 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ :18/03/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/03/2021
İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1243 Esas- 2018/41 Karar sayılı kararının dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesi süresi içinde usulünce verilmiş olmakla; raportör hakim tarafından hazırlanan rapor, dosyadaki dilekçe, lahiyalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler incelendi.
DAVA
Davacı vekili, davalının tasfiye halinde davacı kooperatifin üyesi olması sebebiyle genel kurulda belirlenen aidatları ödeme yükümü altında olduğu, takip tarihi itibariyle muaccel olmuş, 2016 yılı Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz aylarına ilişkin aidat borcunu ısrarla ödememesi üzerine aleyhine İzmir 25. İcra Müdürlüğünün 2016/11778 Esas sayılı icra takibine girişildiğini, davalının kötü niyetli borca itirazı üzerine takibin durduğunu, itiraz dilekçesinin içeriği itibariyle borcunu açıkça kabul eden davalının 13/06/2015 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında usulü dairesinde alınan kararla belirlenen aidatların eksiksiz ödemek zorunda olduğunu ileri sürerek davalının borca itirazının iptaline takibin devamına, ayrıca %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili, takibe konu borcun aslında eksik, hatalı iş ve işlemlerden dolayı üyelerin sorumlu tutulmasından kaynaklandığını, aidat alınmasına karar verilen genel kurul kararının iptali için koop üyesi … tarafından dava açıldığını, yine kendi durumunun kendisi gibi mağdur iki üye tarafından İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunulduğunu, haksız davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının davacı kooperatif ortağı olduğu, kooperatifin 13/06/2015 tarihli genel kurulunun 8 nolu gündem maddesiyle ortaklardan 2015 yılı Ağustos ayından başlamak üzere 12 ay süreyle her ay 2.600 TL aidat tahsil edilmesinin kararlaştırıldığı, davalının bu karara dayanarak 20.000,00 TL ödeme yaptığı, yaptığı ödemenin 18.200,00 TL sinin 2015 yılı Ağustos, Eylül, Ekim , Kasım, Aralık ve 2016 yılı Ocak Şubat aylarına ilişkin olduğu , 1.800 TL sinin ise faize ilişkin olduğu, genel kurul kararıyla kararlaştırılan 2016 yılı Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz aylarına ilişkin aidat borcunun ödenmediği, bu nedenle davacı tarafından davalı aleyhine İzmir 25. İcra Dairesinin 2016/11778 Esas sayıl takibine girişildiği, davalı tarafından söz konusu genel kurul kararının iptali için dava açılmadığı gibi diğer ortak … tarafından açılan davada genel kurul kararının iptali veya yürütmesinin durdurulması veya uygulanmasının durdurulması yönünde karar verilmediği, söz konusu genel kurul kararının takip tarihi ve halen geçerli olduğu tüm ortakları bağlayıcı nitelikte bulunduğu, bir kısım yönetim kurulu üyeleri hakkında görevi suistimal suçlamasıyla şikayette bulunmasının genel kurulda alınan kararın uygulanmasını durdurmayacağı, dolayısıyla davalının aidat borcunu ödememe yönünde ileri sürdüğü nedenlerin yerinde olmadığı, bilirkişi hesaplamasına göre takip tarihi itibariyle davalının davacıya 13.000,00 TL aidat borcu ile 462,87 TL işlemiş faiz borcunun bulunduğu, ancak takipte daha az tutarda 460 TL faiz talep edildiği belirlenmekle davalının İzmir 25. İcra Müdürlüğünün 2016/11778 Esas sayılı takibinde borca itirazın iptaline takibin aynen devamına, genel kurul kararıyla belirlenen aidat borcu davalı tarafından bilinebilir ve likit olduğundan faiz borcu da hesaplanabilir mahiyette olduğundan İİK 67 maddesi uyarınca şartları oluştuğundan hüküm altına alınan alacağın %20 si oranındaki 2.692,06 TL inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı asil istinaf başvuru dilekçesinde özetle, aylık 2.600 TL gibi hayatın olağan akışına uygun düşmeyen bir aidatı ödemenin mümkün olmadığını, kanuna ve ana sözleşmeye aykırı kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, kooperatif aidat borcunun tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın 13/06/2015 tarihinde yapılan GK’da alınan iki kararla başladığı, 2015 Ağustos ayında başlamak üzere 12 ay süre ile aylık aidatın 2600 TL olarak belirlendiği, davalının 2016 Ocak ayında bu aidatların bir kısmı için 20.000 TL peşin ödeme yaptığı, davacının da ödeme yapılmayan diğer aylara ait aidatın tahsilini talep ettiği anlaşılmıştır. Davalı her ne kadar genel kurul kararının iptali için dava açıldığını ve yöneticiler aleyhine suç duyurusunda bulunulduğunu belirtmiş ise de kararların iptali için açılan davanın halen derdest olduğu, bu kararın iptaline ya da uygulamasının tedbiren durdurulmasına yönelik herhangi bir karar alınmadığı anlaşıldığından davacının söz konusu aidatları ödeme yükümlülüğü halen devam etmektedir. Aynı zamanda yöneticiler aleyhine suç duyurusunda bulunulmasının parasal yükümlülüklerin yerine getirilmesini engellemeyeceği de açıktır. Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1243 Esas- 2018/41 Karar sayılı kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
3- İstinaf kanun yoluna başvuran davalı taraftan alınması gereken 919,45 TL istinaf nispi karar harcından, istinafa gelirken alınan 230,00 TL ‘nin mahsubu ile bakiye kalan 689,45 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4- Davalı tarafın yatırmış olduğu istinaf kanun yoluna başvuru harcı olan 98,10 TL’nin hazineye gelir yazılmasına
5- İstinaf yoluna başvuran davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6- Kullanılmayan gider avansının HMK 333. mad. gereğince istek halinde yatıran tarafa İADESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 18/03/2021