Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/2000 E. 2022/2115 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/2000
KARAR NO : 2022/2115

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/12/2018 (Dava) – 21/02/2020 (Karar)
NUMARASI : 2018/275 Esas – 2020/176 Karar
DAVA : Rücuen Tazminat (İşyeri Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı)
BAM KARAR TARİHİ : 29/12/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ: 29/12/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/02/2020 tarihli 2018/275 Esas ve 2020/176 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; sigortalı … A.Ş. tarafından … Alışveriş Merkezinin müvekkili şirkete kobi paket sigorta poliçesi ile sigortalatıldığını, 07.03.2018 tarihinde AVM B Blok’da bulunan davalı şirketin banko değişimi çalışması sırasında mobilyalarını PVC zemin üzerine sürterek çıkarmaları nedeni ile sigortalı AVM zemininde hasara neden olduğunu, yapılan ekspertiz çalışmasında 68 m2 yüzey alanının hasarlandığının tespit edildiğini, hasara davalı şirketin neden olduğunun kamera kayıtları ile sabit olduğunu, hasar dosyası kapsamında 3.192,37-USD hasar tespit edildiğini, müvekkili şirket tarafından anılan hasar bedeli olarak 19.796,52-TL’nin 31.08.2018 tarihinde sigortalıya ödendiğini, müvekkili şirketin halef olduğunu, dolayısı ile anılan alışveriş merkezinde meydana gelen zararın tazmini için zarara sebep olan davalı şirket aleyhine işbu davanın açılması zaruretinin hasıl olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; 19.796,52-TL tazminat alacağının ödeme günü olan 31.08. 2018 tarihinden itibaren Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı üzerinden işleyecek faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … Alışveriş Merkezi giriş katında faaliyet gösteren müvekkili şirkete ait iş yerinde, 07.03.2018 tarihinde saat 22:15’te mağazanın içine yerleştirilmek üzere gelen monoblok üzeri cam kaplı polyester boyalı teşhir standının, yeni bina olarak adlandırılan kısmın, misafir veya AVM müşterilerinin kullanımına kapalı olan giriş kapısından sokularak mağazaya yerleştirildiğini, davacının iddialarının kabulüne imkan bulunmamakla haksız davanın reddinin gerektiğini, öncelikle öne sürülen hasara müvekkili şirketin neden olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını, hasara müvekkili şirket tarafından sebebiyet verildiğine ilişkin herhangi bir somut delil ortaya konulmadığını, mesnetsiz iddiaların ispata muhtaç olduğunu, nitekim hasarın meydana geldiği iddia edilen koridorun, genel kullanım ve yaya kullanımına açık olduğunu, yoğun olarak kullanılan koridorda bu genel kullanım sebebiyle yüzden fazla çizik mevcut olduğunu, kaldı ki 3.192,37 USD gibi fahiş bir değer tespit edilmesi ve çiziklerden yalnız müvekkili şirketin sorumlu tutulmasının hayatın olağan akışına da aykırı olduğunu, 24.09.2018 tarihinde yapılan ekspertiz raporunda elde edilen gözlem ve tespitlere istinaden herhangi bir hasar sebep/sonuç ilişkisi içinde zarar olmadığı kanaati elde edildiğini, buna göre hadisenin hasarsız olarak değerlendirildiğinin açıkça ifade edildiğini, müvekkili şirkete hasarın ödenmesine ilişkin herhangi bir bildirim yapılmadığını, bu aradaki sürenin de, iddia edilen hasarın müvekkili şirket tarafından meydana gelmediğinin bir göstergesi olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI:
Mahkemece, “……Toplanan deliller ve bilirkişinin hükme esas alınacak nitelikte kabul edilen raporu, tanık beyanı, dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; olay tarihinde davalının işyerinde banko değişimi yapıldığı konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, … Alışveriş Merkezi’nin davacı şirkete Kobi Paket Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, dosya kapsamına göre 07/03/2018 tarihinde AVM B Blok’ta bulunan davalı şirketin banko değişimi çalışması sırasında mobilyanın önlem alınmadan PVC zemin üzerine sürterek çıkarılması nedeniyle sigortalı AVM zemininde hasara neden olduğu, 3.192,37 USD hasar tespit edildiği ve davacı şirket tarafından anılan hasar bedelinin hesaplama tarihindeki TCMB efektif satış kuru üzerinden 19.796,52 TL olarak hesaplanarak sigortalı adına yatırıldığı, dosyadaki dekont suretinden ödemenin 31/08/2018 tarihinde gerçekleştiğinin anlaşıldığı ( fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden 6,43×3.192,37 USD=20.526,94 TL olması gerekirken hesaplama tarihi olan 28/08/2018 tarihindeki efektif satış kurunun esas alındığı) davacının sigortalısı olan şirkete tazminatın ödendiği anlaşılmakla, ödemeyi yapan davacı şirketin sigortalısına ödediği parayı hasara neden olan davalıya rücu edebileceği kanaatine varıldığından, DAVANIN KABULÜ İLE, 19.796,52 TL tazminat alacağının ödeme günü olan 31/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davalı vekili tarafından, “….Dosyada alınan bilirkişi raporunun hükme esas alınacak nitelikte bir rapor olmadığını, bilirkişi raporunda, hasar gören yer için şap yapıştırıcı ve işçilik ücretinin döviz bazında istendiği ve neden bunun yapıldığının anlaşılmadığı belirtilerek, davacı iddiaları ve davacının oluşturduğu deliller esas alınarak, hasar ve kusur dahil bir çok hususun tespit edilemediği bir rapor düzenlendiğini, itiraz dilekçesinde, bilirkişinin hasar ve kusur hususunda bizzat tespitinin olmadığı, davacı tarafın beyan ve iddialarının bilirkişi için tespit olarak değerlendirildiğinin bildirildiğini, fahiş bedellerin talep edildiği davada, bilirkişinin bile özellikle şap yapıştırıcı ve işçilik bedelinin dövizle hesaplanmasına anlam veremediğini, ancak nihayetinde buna göre bir hesaplama yaptığını, bunun kabul edilmesinin mümkün olamayacağını, dosyanın konusunda uzman bir bilirkişiye verilmesi gerektiğinin belirtildiğini, mahkeme tarafından ek rapor alınmasına karar verildiğini, bilirkişi tarafından 30.09.2019 tarihli, ‘…Uyuşmazlık konularında mahallen yapılan keşifte, hasarın giderilmiş olması nedeniyle teknik olarak hasar tespiti yapılamayacağı açık iken davalının bu noktadaki beyanı anlaşılamamıştır…’ şeklinde, kusura yönelik hiçbir tespiti olmayan, tamamen yetersiz ve hükme esas alınamayacak ek raporla toplam hasarın 12.964,29-TL olarak hesaplandığını, mahkemenin ise bilirkişi raporundaki miktara dahi itibar etmeyerek şap yapıştırma dahil, işçilik dahil döviz karşılığı davacının tüm talebini kabul ettiğini, 19.796,52-TL’lik tazminatın hangi dayanağa göre verildiğinin anlaşılamadığını, mahkeme hesaplamayı kendisi yapacak idiyse o halde dosyayı bilirkişiye de tevdi etmesine gerek olmadığını, kusur ve hasarın tesbit edilmediği bir bilirkişi raporunun hükme esas alınarak karar verildiğini, ancak bilirkişi hesaplamasının da hükme esas alınmadığını, Türkiye’de dövizle işçilik varmış gibi bilirkişi raporunda dahi kabul edilmeyen hasar miktarı olan 19.796,52-TL’lik tazminatın mahkeme tarafından kabul edildiğini, davada dinlenen tanıkların, sigorta şirketinden hasar iddiası ile tazminat alan Avm yönetiminin çalışanları olduğunu, ifadelerinin hükme esas alınmasının kabul edilecek bir husus olmadığını, mahkemenin eksik inceleme yaptığını, davasını ve iddiasını ispatla yükümlü davacının, hasarı ispat edecek delil sunamaması ve buna bağlı olarak kusurun tespiti yapılamamasının davacının sorumluluğunda olduğunu, hasar giderilmeden tespit yapılmaması ve bunu dosyaya sunması gereken davacının bunu yapmamasına rağmen hasar tespit edilemiyor diye mahkeme tarafından davanın kabul edilmesinin kabul edilecek bir durum olmadığını, hasarın müvekkili tarafından meydana getirildiği iddiasının varsayımdan ibaret olduğunu, kaldı ki avm yönetiminin zararın artmasını önleyici müdahalelerde bulunması, gerekli tedbirleri alması gerektiğini, Türk Ticaret Kanunu 1448.maddesine göre bir değerlendirmenin mahkemece yapılmadığı, AVM yönetiminin aldığı aidatlara rağmen onlarca çalışana istihdam sağlamalarına rağmen hasarın meydana geldiğini iddia ettiği zamanlarda ortada olmadıklarını, video görüntüleri ile hasarı anladıklarını beyan ettiklerini, oysa olması gerekenin bir taşınma ve yer değiştirme anında bizzat taşıyana eşlik etmek olduğunu, bilirkişi raporunda kabul edilmeyip Türk Lirası üzerinden hesaplanan işçilik ücretinin mahkeme tarafından dövize endeksli olarak hesaplanmasının hem yasa hem hukuk ve hem de hakkaniyet yönünden kabul edilemeyeceğini….” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, işyeri sigorta poliçesi uyarınca ödenen maddi tazminatın rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; dosya kapsamında AVM yönetimi tarafından düzenlenen tutanağa, davalı tarafça olay günü belirtilen saatlerde davalı işyerine belirtilen yerde mobilya taşındığı hususunun doğrulanmış olmasına ve tüm dosya kapsamına göre, davalı vekilinin hasarın müvekkili tarafından yapılmadığı yönündeki istinaf itirazının reddi gerekmiştir.
Bununla birlikte, her ne kadar mahkemece hükme esas alınan raporda, davacı tarafın ekspertiz tarihi itibariyle belirlenen kur üzerinden davacının dolar olarak ödeme yaptığı gerekçesiyle birtakım hesaplamalar yapılmış ise de, bu kabul doğru olmadığı gibi, mahkemece alınan kök ve ek raporda belirtilen tutarlardan da farklı bir rakama hükmedildiği görülmüş olup, itiraza uğrayan rapor sonrasında yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
Somut uyuşmazlıkta hasara neden olan olayın Türkiye’de gerçekleşmiş olması, davacıya sigortalı şirketin yabancı bir şirket olmayıp Türkiye’de yerleşim yeri bulunan ve Türkiye’de faaliyet gösteren bir şirket olması, gerekli tamirat/yenilemelerin Türkiye rayiçleriyle yapılmış olması, yabancı para biriminin uygulanması için somut olayda hiçbir dayanak bulunmaması ve gerçek zararın ödenmesi ilkesi dikkate alındığında, davacı ile davadışı sigortalısı arasındaki poliçenin dövizli olarak kararlaştırılmış olması, davacıya, rücuen tazmin istemli eldeki davada 3.kişi konumundaki davalıdan döviz cinsinden talepte bulunma hakkı vermez. Davalı, bahse konu poliçenin tarafı olmayıp, meydana gelen hasardan “hasar tarihi” ndeki tazminat tutarı uyarınca sorumludur. Bu nedenle mahkemece yapılması gereken iş; konusunda uzman farklı bir bilirkişiden rapor alınarak, dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler, fotoğraflar uyarınca değerlendirme yapılıp, hasara uğrayan AVM zemininin onarımı/yenilenmesi için kullanılacak malzeme ve işçilik tutarlarının ve ödenmesi gereken tazminat tutarının “hasar tarihi” ndeki verilere göre belirlenmesinden ibarettir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf itirazlarının kısmen kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a-6. madde uyarınca kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜNE; İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/275 Esas – 2020/176 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-Davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının REDDİNE,
4-İSTİNAF AŞAMASINDA; davalı tarafından yatırılan 338,07-TL istinaf karar harcının istek halinde davalı tarafa iadesine,
5-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda ele alınmasına,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 29/12/2022