Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1992 E. 2022/2112 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1992
KARAR NO : 2022/2112

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/07/2017 (Dava) – 21/01/2020 (Karar)
NUMARASI : 2017/780 Esas – 2020/47 Karar
DAVA : Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
BAM KARAR TARİHİ : 29/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/12/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/01/2020 tarihli 2017/780 Esas ve 2020/47 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 06/07/2017 tarihinde sürücüsü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet ile otobüs durağı önünden karşıdan karşıya geçmekte olan yaya …’ya çarpması neticesinde …’nun ağır yaralanıp kaldırıldığı hastanede vefat etmesi neticesiyle sonuçlanan ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, söz konusu trafik kazasının İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 2016/962 numarasıyla soruşturmanın yürütüldüğünü, davacının destekten yoksun kalması nedeni ile iş bu davayı açmak zorunluluğu doğduğunu, … plaka sayılı aracın kaza tarihini kapsar trafik poliçesinin bulunmadığını, bu sebeple davalının oluşan zarardan sorumlu olduğunu, meydana gelen trafik kazasında hem yaya hem de sürücünün kusurlu bulunduğunu, davalıya 24/03/2017 tarihinde yazılı başvuruda bulunduklarını, davalı … tarafından davacıya 2.547,00 TL ödeme yapıldığını, ancak yapılan ödemenin davacının gerçek zararını karşılamaktan uzak olduğunu bildirerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ile şimdilik 100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatın davalıya başvuru tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava tarihinden önce başvuru yapmış olup davalı kurum tarafından ödeme yapıldığını ve davalı kurum davacı tarafından ibra edildiğini, bu sebeple ek tazminat başvurusu için davalı kuruma başvuru yapılmadığından, işbu davanın usulden reddini talep ettiklerini, davacı için 04/07/2017 tarihinde anne için 2.547,00 TL’lik destekten yoksun kalma tazminatı ödemesi kapsamında davacılar tarafından imzalanan ibraname ile kurumun sorumluluğunun ortadan kalkmış olduğunu bildirerek, davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
Mahkemece; “…15/10/2019 tarihli duruşmasında verilen ara karar ile tarafların kusur durumlarının yeniden değerlendirilmesi için dosyanın talep doğrultusunda Kara Yolları Fen Heyetinden oluşan bilirkişilere tevdi edilmesine karar verildiği ve bu tevdi işlemine yönelik bilirkişilerin her birine ücret takdir edildiği ve ücretin yatırılması için kesin süre verildiği ancak ücretin davacı tarafça kesin süreye rağmen tamamlanmadığı buna karşılık davacı tarafça bu sefer Kara Yolları Fen Heyetinin kapatılmış olması nedeniyle dosyanın kusur durumunun tayini ve tespiti açısından İTÜ’den seçilecek bilirkişi heyetine tevdini talep ettiği görülmüştür. Bu aşamada her ne kadar davacı tarafça başkaca yönde bir talepte bulunulmuş ise de kusur incelemesinin yeniden yapılmasına yönelik ara kararda hükmedilen bilirkişi ücretinin yasal ihtarata rağmen tamamlanmadığı anlaşılmakla eksik avansın yatırılmama halinin talebin yeniden değerlendirilmesine engel bir durum teşkil ettiği kanaatine varılarak dosyada bulunan bilgi ve belgeler üzerinden inceleme yapılmasına karar verilmiştir. Dolayısı ile davacı tarafın meydana gelen trafik kazası nedeniyle tam kusurlu, dava dışı tescilsiz araç sürücüsünün kusursuz olduğu dosya kapsamından sabit olması nedeniyle davacı tarafından sorumluluğa esas kusur ispatlanamadığı…” gerekçesiyle ” ….davanın reddine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükmün “miktar itibariyle kesin” olarak verilmesinin yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafın davasının kısmi dava olmayıp, belirsiz alacak davası olarak açıldığını, hükmün “miktar itibariyle kesin” olarak verilmesinin yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafın davasının kısmi dava olmayıp, belirsiz alacak davası olarak açıldığını, davanın; 06/07/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu destek …’nun vefatı nedeni ile fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak açılan 100 TL değerinde destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olduğunu, belirsiz alacak davası, alacak miktarının veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenemediği ya da imkansız olduğu hallerde açılabileceğini, somut olayda davacının davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceğini, talep edilen tazminatın miktarı dosyaya tarafların sunacağı deliller sonrasında mahkemece yaptırılması muhtemel bir bilirkişi incelemesi sonucunda teknik bir hesaplama sonrası ortaya çıkabileceğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olduğunu, böyle bir durumda tazminat miktarı belirlenmeden dava dilekçesinde gösterilen miktar yönünden davanın reddine karar verildiğinde başlangıçta gösterilen miktar baz alınarak istinaf dilekçesi kararının kesin olduğu gerekçesiyle reddedilmemesi gerektiğini, eksik ve hatalı incelemeye dayalı hüküm kurulduğunu, İlk derece mahkemesince ceza dosyasından alınan bilirkişi raporu ile mahkeme dosyasına sunulan bilirkişi raporu ile yetinilerek, Karayolları Fen Heyetinin kapatılmış olması nedeniyle davacı tarafın İTÜ’den yeniden kusur raporu alınması talebinin reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ilk derece mahkemesince eksik avansın yatırılmama halinin talebin yeniden değerlendirilmesine engel bir durum teşkil ettiği kanaatine varılarak dosyada bulunan bilgi ve belgeler doğrultusunda karar verilmişse de, Karayolları Fen Heyeti’nden rapor alınması yönünde kurulan ara kararın ifası fiili imkansızlıktan dolayı yerine getirilemeyeceğini, dolayısıyla ilk derece mahkemesince tarafımıza gerekli talimat ve bilirkişi masrafları için yeniden süre verilmesi gerekirken yeni ve farklı sonuç doğurabilecek davacı tarafın talebinin ilk derece mahkemesince kabul edilmeyip, eksik incelemeye dayalı olarak davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, kararının kaldırılması gerektiğini belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; destekten yoksun kalma tazminatının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından
istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davacı vekili fazlaya ilişkin haklarının saklı tutarak, belirsiz alacak davası ile, trafik kazası sonucu oluşan destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsili isteminde bulunmuş olup, mahkemece davanın reddine kesin olarak karar verilmiştir. Belirsiz alacak davasında kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Ancak, dosyada tazminat miktarının tespiti yönünden alınmış bir bilirkişi raporu olmadığından, alacak belirli hale gelmemiştir.
Bu açıklamalara göre; mahkemece verilen karar kesin nitelikte olmadığından kararda kanun yolunun yanlış gösterilmesi, kararın istinaf incelemesine tabi olmaması sonucunu doğurmayacağından ilk derece mahkemesinin 09/03/2020 tarihli istinaf başvurusunun kesinlik nedeniyle usulden reddine yönelik ek kararı kaldırılarak esastan istinaf incelemesine geçilmiştir.
Somut olayda; ceza dosyasında ATK Trafik İhtisas Dairesinden kazaya ilişkin alınan raporun dosya arasına alınmaması ve son celse davacı vekilince İTÜ den seçilecek bilirkişilerden rapor alınmasının talep edilmesine rağmen mahkemece bu hususta olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden, sözlü yargılama aşamasına geçildiği bildirilmeden, hukuki dinlenilme hakkını ihlal eder ve savunma hakkını kısıtlar nitelikte eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerden ötürü, davacı vekilinin istinaf isteminin kamu düzenine ilişkin sebeplerden ötürü kabulü ile kararın, kanun yolunun yanlış gösterilmesi sebebiyle kaldırılmasına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN KABULÜNE; İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/01/2020 tarihli 2017/780 Esas ve 2020/47 Karar sayılı hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle KALDIRILMASINA, kararın kaldırılma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına
2-Dosyanın HMK 353/(1)-a maddesi gereğince Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusunun kabulü nedeniyle başvuru sırasında alınan peşin harcın başvuru sahibi davacıya iadesine,
4-İstinaf başvurusu aşamasında başvuru sahibi davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai hükümde değerlendirilmesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf kanun yoluna başvuran davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider/delil avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 353/1-a. maddesi gereğince kesin olmak üzere 29/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.