Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1988 E. 2022/2114 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1988
KARAR NO : 2022/2114

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/05/2019 (Dava) – 27/02/2020 (Karar)
NUMARASI : 2019/152 Esas – 2020/191 Karar
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı)
BAM KARAR TARİHİ : 29/12/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ: 29/12/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/02/2020 tarihli 2019/152 Esas ve 2020/191 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 20/08/2018 tarihinde … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın müvekkilinin maliki olduğu sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araca çarparak aracın hasarlanmasına neden olduğunu, davalı sigorta şirketinin … plakalı aracın ZMMS sigortacısı olduğunu, kaza sonrasında hasarlanan müvekkili aracının Almanya’da bulunan … bilirkişilik bürosu tarafından düzenlenmiş olan maliyet raporu ile 3.086,99-Euro hasar oluştuğunun tespit edildiğini belirterek, müvekkili aracında meydana gelen 3.086,99-Euro hasar bedeli tazminatının, davalı sigortanın temerrüde düştüğü 03/05/2019 tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi uyarınca işletilecek faizi ile birlikte, ödeme tarihindeki TL karşılığının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu kazaya karışan … plaka sayılı aracın müvekkili sigorta şirketi nezdinde ZMMS ile 05.08.2018-04.07.2019 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, kazanın müvekkili sigorta şirketine ihbar edilmesinin ardından hasar dosyasının açıldığını, davacının talep ettiği hasar bedelinin fahiş olduğunu, davacı tarafından müvekkili şirkete ibraz edilmesi gereken belgelerin ibraz edilmediğini, başvurunun eksik kaldığını beyanla, öncelikle davanın usulden reddine, aksi halde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI:
Mahkemece, “…Aldırılan 04/10/2019 havale tarihli ve 10/01/2020 havale tarihli bilirkişi kök ve ek raporlarının denetime elverişli ve açık olması nedeniyle mahkemece itibar edildiği, buna göre; davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS ile sigortalı … plaka sayılı araç sürücüsü …’ un kazanın oluşumunda %100 oranında tam ve asli kusurlu olduğu, davacı tarafa ait … plaka sayılı araç sürücüsü davacının kazanın oluşumunda kusursuz olduğu, davacı aracında yedek parça ve işçilik olmak üzere toplam 3.086,99-Euro hasar meydana geldiği anlaşıldığından, davalı da meydana gelen hasardan ZMMS kapsamında sorumlu olduğundan, sonuç olarak; DAVANIN KABULÜ İLE, 3.086,99 EURO hasar tazminatının davalıdan 03/05/2019 tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faizi ile birlikte ve fiili ödeme tarihindeki Merkez bankası efektif satış kuru üzerinden TL cinsinden hesaplanarak tahsili ile davacıya verilmesine (davalı sigorta poliçe limitiyle sınırlı sorumlu olmak kaydıyla)….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davalı vekili tarafından sunulan istinaf dilekçesinde özetle, “….Yerel mahkemenin eksik inceleme ile tesis edilen bilirkişi raporuna dayanarak hüküm kurduğunu, kararın usul ve yasaya aykırılığının açık olduğunu, bilirkişi heyeti oluşturulmadığını, tek bir bilirkişiden rapor alındığını, raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, bilirkişi raporunda hakkaniyetli bir inceleme yapılmadığını, Alman bilirkişi incelemesi doğrultusunda hasar bedelinin tespit edildiğini ve hükmün bu rapora istinaden kurulduğunu, yargılamanın tüm aşamalarında Alman bilirkişi tarafından yapılan incelemenin müvekkilin yokluğunda ve tek taraflı değerlendirme ile yapıldığı ve bu sebeple objektiflikten uzak olduğunun belirtildiğini, rapora itiraz edildiğini, ancak dosyada yapılan bilirkişi incelemesinde yeni bir değerlendirme yapılmadığını, mahkemenin gerçek zararı tespit etmeksizin hüküm kurmasının usule, yasaya ve hakkaniyete aykırılık oluşturduğunu…..” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
Davacı vekili tarafından sunulan katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle, “….Mahkeme kararının düzeltilmesi gerektiğini, ilk derece mahkemesince verilen kararda arabuluculuk ücretine yer verilmediğini, bu eksikliğin giderilmesi gerektiğini, 17/04/2019 tarihinde arabuluculuk kurumuna başvurulduğunu ve anlaşma sağlanamadığını, anlaşamadıklarının kayıt altına alındığını, arabuluculuk aşaması dikkate alınarak lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, 02/01/2020 tarihli RG’de yayınlanan ‘Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümleri’ madde 16′ da; arabuluculuk, uzlaşma ve her türlü sulh anlaşmasında ücretin, arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde avukatın 900,00-TL maktu ücrete hak kazanacağını, ancak bu ücretin asıl alacağı geçemeyeceğinin düzenlendiğini, buna göre lehlerine karar tarihinde geçerli olan 900,00-TL maktu vekalet ücretine (ilaveten) hükmedilmesi gerektiğini….” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle hasar tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu, davacı vekili tarafından da katılma yoluyla istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.
1-Davalı vekilinin istinaf itirazlarının hasar bedeline ve gerçek zararın tespit edilmediğine yönelik olduğu görülmekle; davacı taraf aracı yabancı plakalı araç olmakla, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere, Almanya’da yapılan tespitlerin yanısıra mahkemece alınan bilirkişi raporunun ayrıntılı ve denetlenebilir nitelikte olmasına, gerçek zararın usulünce belirlenmiş bulunmasına göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırı bir yön görülmemiş olup, davalı vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddi gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının ise arabuluculuk ücretine ve arabuluculuk vekalet ücretine yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafından dava açılmadan önce arabuluculuğa müracaat edilmiş ve anlaşamama yönünde arabuluculuk son tutanağı tanzim edilmiştir. Bilindiği üzere, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13, 18/14 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326. maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. Bakanlık bütçesinden ödenen arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden sayılır. Bu nedenle eldeki dava yönünden arabuluculuk ücreti olan 1.320,00-TL’nin, davada haksız bulunan davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına dair karar verilmesi gerekirken, bu konuda bir karar verilmemesi doğru olmamış, kamu düzenine de ilişkin olan bu husus bakımından davacı vekilinin istinaf itirazının kabulü gerekmiştir.
Davacı vekilinin arabuluculuk vekalet ücretine dair istinafı bakımından ise, bilindiği üzere; 2020 yılı AAÜT 16. maddesinde; “….(1) 1136 sayılı Kanunun 35/A maddesinde uzlaşma sağlama, arabuluculuk, uzlaştırma ve her türlü sulh anlaşmalarından doğacak avukatlık ücreti uyuşmazlıklarında bu Tarifede yer alan hükümler uyarınca hesaplanacak miktarlar, akdi avukatlık ücretinin asgari değerlerini oluşturur. (2) Ancak, arabuluculuğun dava şartı olması halinde, arabuluculuk aşamasında avukat aracılığı ile takip edilen işlerde aşağıdaki hükümler uygulanır: a) Konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen işlerde avukatlık ücreti; arabuluculuk sonucunda arabuluculuk anlaşma belgesinin imzalanması halinde, bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hesaplanır. Şu kadar ki miktarı 6.000,00 TL’ye kadar olan arabuluculuk faaliyetlerinde avukatlık ücreti, 900,00 TL. maktu ücrettir. Ancak, bu ücret asıl alacağı geçemez. b) Konusu para olmayan veya para ile değerlendirilemeyen işlerde avukatlık ücreti; arabuluculuk sonucunda arabuluculuk anlaşma belgesinin imzalanması halinde, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde davanın görüldüğü mahkemeye göre öngörülen maktu ücrettir. c) Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, avukat, 900,00 TL. maktu ücrete hak kazanır. Ancak, bu ücret asıl alacağı geçemez. ç) Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, tarafın aynı vekille dava yoluna gitmesi durumunda müvekkilin avukatına ödeyeceği asgari ücret, (c) bendine göre ödediği maktu ücret mahsup edilerek, bu Tarifeye göre belirlenir….” düzenlemesi mevcuttur. Sözkonusu maddenin (ç) bendindeki; “…aynı vekille dava yoluna gidilmesi durumunda müvekkilin avukatına ödeyeceği asgari ücret, (c) bendine göre ödediği maktu ücret mahsup edilerek, bu tarifeye göre belirlenir…” hükmü nazara alındığında ise, aynı vekille dava açılıp, temsil edilme halinde eldeki davada olduğu gibi davacı taraf lehine hükmolunan vekalet ücreti içerisinde bu miktarın da olduğu kabul edilmelidir. Davacı arabuluculuk sürecinde aynı vekille temsil edildiğinden hak kazanılan avukatlık ücreti yargılama gideri olan 3.400,00 TL’dir. İlk Derece Mahkemesince bu miktar hüküm altına alınmış olmakla ayrıca vekalet ücretine hükmedilemeyeceğinden davacının bu istinaf nedeni yerinde görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-1.madde uyarınca esastan reddine ve davacı vekilinin katılma yoluyla istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-2.madde uyarınca kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davalı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜ ile, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/152 Esas – 2020/191 Karar sayılı kararının HMK 353/1-b-2.maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
“a-Davanın KABULÜ ile; 3.086,99 Euro hasar tazminatının davalıdan 03/05/2019 tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faizi ile birlikte ve fiili ödeme tarihindeki Merkez bankası efektif satış kuru üzerinden TL cinsinden hesaplanarak tahsili ile davacıya verilmesine (davalı sigorta poliçe limitiyle sınırlı sorumlu olmak kaydıyla),
b-Alınması gereken 1.418,72-TL harçtan peşin alınan 361,39-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.057,33-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
c-Peşin harç ve başvuru harcı için yapılan 405,79-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
d-Davacı tarafından dosyamızda yapılan 660,30-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
e-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki AAÜT gereğince 3.400,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
f-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
g-Karar kesinleştiğinde artan avansın taraflara iadesine”
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
3-Davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının REDDİNE,
4-İSTİNAF AŞAMASINDA;
a-Davalı taraftan alınması gereken 1.418,72-TL istinaf karar harcından peşin alınan 318,65-TL’nin mahsubu ile bakiye 1.100,07-TL’nin davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
b-Davacı tarafça yatırılan 54,40-TL istinaf karar harcının istek halinde davacı tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi esnasında;
a-Davacı tarafça yapılan 148,60-TL istinaf kanun yolu başvuru harcı, 33,00-TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 181,60-TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 29/12/2022