Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1987 E. 2023/105 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1987
KARAR NO : 2023/105

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/08/2018 (Dava) – 11/02/2020 (Karar)
NUMARASI : 2018/931 Esas – 2020/119 Karar
DAVA : Trafik Kazasından Kaynaklanan Maddi Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 19/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/01/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/02/2020 tarihli 2018/931 Esas ve 2020/119 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete ait … plakalı aracın 24.05.2018 tarihinde …’in sevk ve idaresinde seyir halindeyken, … plakalı aracın müvekkilinin aracına çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, … plakalı aracın sürücüsü bulunan …’un kazanın oluşumunda asli ve tam (%100) kusurlu olduğunu, müvekkili araç sürücüsü …’in ise kazada bir kusurunun bulunmadığını, Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/72 D. İş numaralı dosyasıyla yapılan tespitte araçta 42.489,44 TL (KDV dahil) hasar, 10.000,00 TL değer kaybı ve 4.000,00 TL tutarında mahrumiyet zararı (ikame araç bedeli) oluştuğunun tespit edildiğini bildirerek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 42.489,44 TL hasar bedeli, 10.00,00 TL değer kaybı, 1.104,00 TL tespit yargılama gideri olmak üzere toplam 53.593,44 TL nin tüm davalılardan, 4.000,00 TL ikame araç bedelinin ise davalılardan … ve …’ tan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili …’ a ait ve … yönetimindeki … plakalı aracın davacıya ait … plakalı araç ile birlikte maddi hasarlı kazaya karıştığını, diğer davalı sigorta firmasınca olay akabinde rapor düzenlendiğini ve aracın hasarının tamir için gerekli malzeme listesi ve her bir parçaya ilişkin fiyat belirtildiğini, davalı Sigorta firmasının düzenlediği ekspertiz raporunda aracın tamiri için gerekli parça listesi ile tamirat esnasında kullanılan parçalar ve yapılan tamirat kalemleri arasında ciddi fark olduğunu, diğer davalı sigorta firmasınca düzenlenen raporda aracın parçalar ve işçilik dahil tamir bedelinin 55.425,00 TL olarak belirlendiğini ve bu bedelle %52 iskonto yapılmak suretiyle fiyat işçilik dahil 30.420,00 TL olarak tespit edildiğini, taraflar arasında düzenlenen poliçeye göre araç başına 36.000 TL bedel ile sorumlu olan sigorta firmasının bu iskontoyu neye göre yaptığının anlaşılamadığını, sigorta firmasının sorumluluğunu yerine getirmediğini, davacının aracının tamiri esnasında kullanılan parçalar ile ekspertiz raporunda tespit edilen parçalar arasında ciddi fark olduğunu, parçaların yanı sıra işçilik bedelleri arasında da ciddi farkın olduğunu, reel rakamın tespitinin mahkemece yapılacak inceleme ile sonucunun görüleceğini, davacıya ait … plakalı aracın trafik kayıtları incelendiğinde bugüne dek işbu dosya da dahil toplam 4 kazaya karıştığını ve neredeyse 2 sene bir kazası olduğunun dikkate alındığında aracın sürekli yenilenmekte olduğunu, davacıya ait aracın yalnızca sol tarafından ve dıştan gelişen hasara karşılık asli ve değişmesi gereken parçalar dışında başta emniyet kemeri olmak üzere konuyla ilgisiz pek çok parçanın tamirata konu edildiğini ve aracın bu kazalar sayesinde yenilendiğini, ekspertiz raporunda aracın 7 gün içinde tamir edileceği öngörüldüğü ancak tespitte 20 gün olarak belirlendiğini ve günlük olarak 200 TL bedel öngörüldüğünü, kaldı ki davacı tarafın bu hususta dosyaya ne makbuz ne de kiralama sözleşmesi fatura ibraz etmediğini, 2009 model ve 131.797 kilometredeki bir araç için 10.000 TL değer kaybının oldukça yüksek olduğunu beyanla davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu davacıya ait araca 97.000 TL rayiç belirlendiğini, 69.200,00- TL sovtaj taktir edilip bakiye 27.800 TL’nin 28.06.2018 tarihinde davacıya ödendiğini, araca hurda işlemi yapıldığı için değer kaybı olmayacağını, kusur bakımından itirazları olduğunu, davacı tarafın bilirkişi aracılığıyla yapılan tespit raporunun kabul edilmesi mümkün olmadığını, her halükarda müvekkili sigorta şirketinin ancak ZMMS Sigortası Genel Şartları B.2. maddesinde öngörülen şekilde belirlenecek gerçek zarar miktarından sorumlu tutulabileceğini, araca hurda işlemi yapıldığından değer kaybı talebinin reddedilmesi gerektiğini, geçerli olan teminatın her halükarda verilecek bir teminat olmadığı KZMMS sigortası kapsamında müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalısının kusuru oranında olduğunu, davacının delil tespiti giderlerine ilişkin tazminat talebinin asıl alacak miktarına dahil edilemeyeceğini, davacının avans faizi istemlerinin de yerinde olmadığını, uyuşmazlık konusu olayda ancak yasal faizin talep edilebileceğini beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
Mahkemece; “…Davanın kısmen kabulü ile; 14.950,00 TL hasar tazminatının davalılar … ve …’ dan 24/05/2018 tarihinden itibaren, davalı sigortadan 28/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, (davalı sigorta poliçe limitinden bakiye kalan 8.200,00-TL ile sınırlı sorumlu olmak kaydıyla), fazlaya ilişkin istemin reddine, 4.375,00-TL ikame araç bedelinin 4.000,00-TL sının 24/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 375-TL sının ıslah tarihi olan 24/12/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’ dan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının değer kaybı talebinin reddine, delil tespit giderlerinin yargılama giderleri bölümünde hüküm altına alınmasına…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı davacı vekili ve davalılardan … Sigorta Anonim Şti. vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece tespit edilen hasar miktarının, davacı tarafın değer kaybı zararı oluşmadığına yönelik değerlendirmesi ve davalılar lehine hükmedilen vekalet ücretinin hatalı olduğunu, mahkemece dosyada mevcut kök ve ek bilirkişi raporlarına ilişkin davacı tarafın itirazlarının ayrıntılı olarak değerlendirilmeden, davacı tarafın itirazları doğrultusunda yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılmadan hüküm kurulmuş olmasının kabul edilir bulunmadığını, dosyada ayrıntılı bir inceleme ve araştırma yapılmadan eksik inceleme neticesinde hüküm kurulduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının aracında meydana gelen hasar bedelinin KDV bedeli ile birlikte 65.405,81 TL olduğunu, aracın rayiç değerinin 97.000,00 TL ve sovtaj değerinin 54.250,00 TL olmasını, araç onarım bedelinin rayiç değerin %50′ sini geçmesi ve de onarım ve sovtaj bedeli toplamının aracın rayiç değerinin üzerine çıkması sebebiyle aracın onarımının ekonomik olmayacağını ve pert total işlemine tabi tutulması gerektiğinin belirtildiğini, bu doğrultuda davacının aracında oluşan hasar miktarının 42.750,00 TL olacağı yönünde kanaat bildirildiğini, mahkeme tarafından da söz konusu rapor doğrultusunda hüküm kurulduğunu, meydana gelen kazada davacıya ait araç sürücüsünün hiçbir kusurunun bulunmadığını, buna rağmen araçta oluşan gerçek zararın tamamının tazmin edilmemiş olması neticesinde davacının zarara uğradığını, ayrıca gerekçeli kararda aracın pert-total işlemine tabi tutulmuş olması nedeniyle araçta değer kaybı oluşmayacağı yönünde bir belirlemenin yapıldığını, söz konusu belirlemenin davacı tarafça kabul edilebilmesinin mümkün olmadığını, davacının aracı onarılabilir bir araç olmakla tamir edildiğini ve kullanılmaya devam etmekte olduğunu, araç oldukça yüksek miktarda hasar aldığını ancak pert-total işlemi uygulanacak hale kesinlikle gelmediğini, bu sebeple hükme esas alınmış olan raporda bilirkişi tarafından araçta oluşan değer kaybı miktarının belirlenmesi gerekmekteyken araçta değer kaybı oluşmayacağı yönünde bir belirleme yapılmış olmasını, mahkeme tarafından da söz konusu rapora ilişkin davacı tarafın itirazlarının değerlendirilmeden ve yeni bir bilirkişi raporu alınmadan hüküm kurulmuş olmasını kabul etmediklerini, aracın piyasada onarıldığını ve kullanılabilir olarak alınıp satılmaya devam edeceğinin açık olduğunu, bu doğrultuda aracı satın almak isteyenlerin aracın aldığı hasar sebebiyle aracın ederinden çok daha düşük miktarlar teklif edeceğini ve aracın rayiç değerinde çok büyük bir düşüş yaşanacağının izahtan vareste olduğunu, davacının aracı piyasa değerinin çok yüksek araçlardan olduğunu, araçta meydana gelen hasarın davacının aracında çok yüksek miktarda değer kaybı meydana getirdiğini, araç oldukça iyi özelliklere sahip olmakla yaşı ve kilometresinin de düşük olduğunu, davacının hiç bir kusuru olmadığı halde aracının çok büyük bir zarar gördüğünü ve bu doğrultuda aynı büyüklükte değer kaybının meydana geldiğini, davacı tarafça Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/72 D.İş. numaralı dosyasında yapılan tespitte aracın hasarsız değerinin 110.000,00 TL ve kaza sonrası hasarlı değerinin 100.000,00 TL olduğu bu doğrultuda araçta meydana gelen değer kaybı miktarının 10.000,00 TL olduğunun belirlendiğini, mahkeme tarafından da aracın pert- total olmadığını ve onarıldığı göz önünde bulundurularak değer kaybı miktarının tespit edilmesi gerekmekteyken, davacı tarafın talebinin reddine karar verilmiş olmasının kabul edilir yanının bulunmadığını, mahkemece somut duruma göre değerlendirmenin yapılmadığını, zira belirtildiği üzere aracın onarıldığını ve kullanılabilir olmakla piyasada kullanılmak üzere alınıp satılmaya devam edeceğini, bu doğrultuda almış olduğu bu yüksek hasar miktarının aracın rayiç değerini çok fazla etkileyeceğini ve davacının zarara uğrayacağının açık olduğunu, oluşan bu zararın da tazmini gerekirken eksik inceleme ve hatalı belirlemeler neticesinde davacı tarafın değer kaybı talebinin reddedilmiş olmasının hatalı olduğunu, ayrıca tespit edilen hasar bedeli ve ikame araç bedelinin yasal faiziyle tahsiline karar verildiğini, tüm bu hususların yanısıra gerekçeli kararda davalı taraflar lehine hükmedilen vekalet ücretleri usul ve yasalara tamamen aykırı olduğunu, zira gerekçeli kararda davalı sigorta şirketi lehine 6.591,50 TL, diğer davalılar … ve … lehine ise 5.670,00 TL vekalet ücretine hükmedildiğini, davalı taraflar lehine ayrı ayrı ve bu derece fahiş miktarda vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının kabul edilemeyeceğini, benzer bir çok dosyada da davalı taraflar lehine tek bir vekalet ücretine hükmedilmiş olduğu halde iş bu dosyada aksi yönde hüküm kurulamayacağını, söz konusu yargıtay kararları ve avukatlık asgari ücret tarifesi doğrultusunda davacı tarafın talebinin kısmen red sebebinin tüm davalılar açısından aynı olduğu göz önünde bulundurularak davalı taraflar lehine tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken ayrı ayrı ve fahiş miktarda vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının hatalı olduğunu, belirtilen sebeplerle davalı taraflar lehine, davacı lehine hükmedilen vekalet ücreti miktarını aşmayacak şekilde ve tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini bu hususun da düzeltilmesine karar verilmesini istediklerini, ilk derece mahkemesi kararının davacı lehine kaldırılmasına karar verilmesini istediklerini beyan ederek belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı … Sigorta Anonim Şti. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı şirket tarafından yaptırılan … Ltd. Şti. ekspertiz raporu ile … plakalı aracın ön ve arka kısımlarından ağır hasarlı olduğunu ve onarım maliyetinin piyasa değerine ulaştığının tespit edildiğini, tamir ve bakımının yapılmasının ekonomik olmayacağı ve aracın bu sebeple pert total olarak kabul edilmesinin gerektiği görüşüne varıldığını, … plakalı sovtaj çalışması yapıldığını ve en yüksek 69.200,00 TL teklif alındığını aynı zamanda aracın piyasa rayiç bedelinin 97.000,00 TL olduğunun tespit edildiğini, aracın piyasa rayiç bedeli olan 97.000,00 TL’ den aracın hasarlı vaziyetteki değeri olan 69.200,00 TL’nin düşülmesi sonucu kalan 27.800,00 TL davacı tarafa 28/06/2018 tarihinde ödendiğini, görüleceği üzere davacının zararı karşılanmış olup, bakiye taleplerin reddi gerekirken 14.950,00 TL hasar bedeline hüküm kurulmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, dolayısıyla hükmün kaldırılarak ödenen tutarın uygun bulunmasını ve davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda sovtaj bedelinin düşük hesaplandığını, bilirkişi raporunda bakiye hasar bedelinin sovtaj bedelinden kaynaklandığının görüldüğünü, hükme esas alınan bilirkişi raporunda aracın sovtaj değerinin 54.200,00 TL olduğu tespit edilmiş ise de sovtaj değerinin çok daha yüksek olması gerektiğini, davalı sigorta şirketince aldırılan ekspertiz raporunda sovtaj bedeli 69.200,00 TL olarak tespit edildiğini, sovtaj değerinin piyasa koşullarına göre belirlenmesi gerektiğini, bilirkişi raporunda sovtaj bedelinin hangi veriler esas alınarak hesaplandığı belirsiz olup, bilirkişi araştırma sonuçlarına ilişkin hiçbir veri sunmadığını, belirlenen sovtaj tutarının hiçbir inceleme yapılmadan tespit edildiğinden ve bu tutar çok düşük olduğundan, gerçek zararın giderilmesi ilkesine aykırı ve hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporunun kabulünün mümkün olmadığını, uyuşmazlığa konu kazaya ilişkin başvuran araç sürücüsünün işbu maddeyi ihlal ettiğini, seyir esnasında gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek kazanın oluşumuna sebebiyet verdiği izahtan vareste olduğunu, açıklanan nedenlerle sorumluluğa esas kusur oranlarının tespit edilebilmesi için konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılması talep edilmiş olup, işbu dava kapsamında kusur bilirkişi raporu aldırılmadan eksik inceleme neticesinde hüküm kurulduğunu, dolayısıyla hükmün kaldırılmasını ve yapılan ödemenin uygun bulunarak işbu davanın reddedilmesine karar verilmesini istediklerini beyan ederek belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan hasar bedeli, değer kaybı ve ikame araç zararının karşı araç sürücüsü, işleteni ve zorunlu trafik sigortacısından tahsili sitemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davacı vekili ve davalılardan … Şti. vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
1-Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden, Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/72 Değişik iş sayılı dosyasında bilirkişi …’den alınan 18/07/2018 tarihli tespit raporunda, davacıya ait … plakalı araçta kaza nedeniyle yedek parça ve işçilik dahil olmak üzere toplam 42.489,44 TL KDV dahil hasar, 10.000 TL değer kaybı meydana geldiği, aracın onarımının 20 iş gününde mümkün olacağı, aynı donanım ve teknik özelliklere sahip bir aracın günlük kiralama bedelinin 200,00 TL olacağı, buna göre aracın onarım süresince kullanılamaması nedeniyle uğranılan zararın 4000 TL olduğu kanaatine varıldığının belirtildiği; mahkemece hükme esas alınan ve bilirkişi …. tarafından hazırlanan 06/05/2019 tarihli kök raporda ise; sürücü … sevk ve idaresindeki (davalıya trafik sigortalı) … plakalı aracı ile 2018 s. KTK’nun m.52/B maddesi, m.57/A maddesi, m.57/C-2 maddesi ile asli kusurlardan m.84/H “Kavşaklarda geçiş önceliğine uymama,” maddelerini ihlali neticesinde kazanın oluşumunda %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, davacı araç sürücüsü … idaresindeki … plakalı aracı ile, 6501 sokak üzerinde kurallara uygun şekilde yolda seyri ve geçiş hakkının kendisinde olması nedeniyle geçişi esnasında, sol tarafında kalıp kavşağa kontrolsüz giren ve geçiş hakkına uymayan diğer … plakalı araç tarafından çarpılmaya maruz kaldığı olayda oluş biçimi göz önüne alındığında kazayı önlemek adına alabileceği herhangi bir önlem bulunmadığı gibi kurallara aykırı olumsuz davranış faktörü de görülmediğinden kazanın oluşumunda kusursuz olduğu, davaya konu aracın hasar miktarının 52.493,18 TL yedek parça ve işçilik olarak 2.935,48 TL olmak üzere toplamda 55.428,66 TL KDV, KDV dahil 65.405,81 TL olduğu, ancak; Davaya konu aracın, rayiç değerinin 97.000,00 TL olduğu, Sovtaj değerinin 54.250,00 TL olması nedeniyle; aracın onarım bedelinin hem rayiç değerinin %50’sini geçmesi hem de, onarım bedeli sovtaj değeri ile toplandığında, bu toplamın aracın rayiç değerinin üzerine çıkması nedeniyle onarımının ekonomik olmayacağı, bu nedenle aracın pert total sayılması gerektiği. pert-total işlemine tabi tutulduğunda, gerçek zararının rayiç değeri (97.000 TL) ile sovtaj değeri (54.200 TL) farkı miktarı 42.750,00 TL olduğu, 4- Aracın Pert-Total işleme tabi tutulması nedeniyle, değer kaybı oluşmayacağı, davaya konu aracın normal onarımı için 10 iş günü yeterli olacağı, ancak bununla beraber aracın pert edilmesi durumunda bu işlemin prosedürü ve yeni bir araç temini için en az 25 gün gereksinim olduğu, davaya konu 2009 model aracın özelliğinde, segmentinde, marka ve modelde ve bu modelin özelliğinde mevsimsel şartlarda dikkate alındığında, ikame bir aracın günlük kira bedelinin yapılan araştırma neticesinde 175 TL/gün olduğu, onarım süresi 25 gün olarak kabul edildiğinde (pert-total işlemine tabi tutulduğu kabul edilerek), araç mahrumiyeti süresince oluşan, ikame araç bedeli ve araç mahrumiyet zararı toplamının (25 gün X 175 TL/gün) 4.375,00 TL olduğunun bildirildiği, taraf vekillerince anılan rapora itiraz edildiği ve aynı bilirkişi tarafından düzenlenen 16/09/2019 tarihli ek raporda kök raporda değişiklik yapılacak bir durumun olmadığının belirtildiği, ek rapora da taraf vekillerince itiraz edildiği 17/12/2019 tarihli celsede verilen ara karar ile bilirkişi kök ve ek raporunun denetime elverişli ve açık olduğu gerekçesiyle itirazın reddine ve yeniden ek rapor alınması talebinin reddine karar verildiği görülmüştür.
Bu haliyle; dosya arasında bulunan değişik iş dosyası kapsamında alınan rapor ile mahkemece alınan bilirkişi raporu arasında çelişki meydana geldiği, raporlar arasındaki çelişki giderilmeden davanın esası hakkında karar verildiği anlaşılmaktadır.
Şu durumda, mahkemece tespit raporu ile yargılama sırasında alınan rapor arasında uyumun sağlanması ve çelişkinin giderilmesi için dosyanın İTÜ’ den seçilecek bilirkişilerden kusur, hasar bedeli, aracın tamirinin ekonomik olup olmayacağı, değer kaybı oluşacaksa miktarı ve ikame araç bedeli hususunda taraf vekillerinin bilirkişi raporlarına itirazlarını karşılar nitelikte yeni bir rapor alınarak, sonucuna göre karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-Kabule göre ise, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 323. maddesi gereğince vekalet ücreti yargılama giderlerindendir. Aynı kanunun 326. maddesinde Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği, 332/1. maddesinde yargılama giderlerine resen hükmedileceği düzenlenmiştir. Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca red sebebi ortak davalılar lehine tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği halde, davalılar lehine ayrı ayrı vekalet ücreti takdiri doğru olmadığı gibi davalılar lehine hükmedilen vekalet ücretinin, davacı lehine hükmedilen vekalet ücretini geçemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde vekalet ücreti takdiri yerinde görülmemiştir.
Bu itibarla, davacı vekili ile davalı sigorta şirketi istinaf başvurularının kısmen kabulü ile kararın HMK nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca kaldırılmasına, kararın kaldırılma sebep ve şekline göre davacı vekili ile davalılardan sigorta şirketi vekilinin esasa dair diğer istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekili ile davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf kanun başvurularının kısmen kabulü ile; İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/02/2020 tarihli 2018/931 Esas ve 2020/119 Karar sayılı hükmünün HMK’nın 355. ve 353/(1).a.6 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın HMK 353/(1)-a maddesi gereğince Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurularının kabulü nedeniyle başvuru sırasında istinaf edenlerden alınan peşin harcın başvuru sahibine iadesine,
4-İstinaf başvurusu aşamasında başvuru sahipleri tarafından yapılan yargılama giderlerinin yerel mahkemece verilecek nihai hükümde değerlendirilmesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf kanun yoluna başvuranlar yararına vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın kaldırılma sebep ve şekline göre davacı vekili ile davalılardan sigorta şirketi vekilinin esasa dair diğer istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
7-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider/delil avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6. bendi gereğince 19/01/2023 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.