Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1986 E. 2023/111 K. 25.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1986
KARAR NO : 2023/111

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/02/2017 (Dava) – 11/02/2020 (Karar)
NUMARASI : 2018/519 Esas – 2020/123 Karar
DAVA : Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 25/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/01/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 3 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/02/2020 tarihli 2018/519 Esas ve 2020/123 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … plakalı aracın davalı … adına kayıtlı olduğunu ve davalı … Sigorta A.Ş. tarafından 63897314 poliçe numarası ile zorunlu trafik sigortasının yapıldığını, söz konusu aracın 29.08.2013 tarihinde … yönetimindeyken müvekkilinin kurallara uygun şekilde park halinde bulunan … plakalı aracına ve müvekkiline çarptığını, söz konusu kazada …nun yüzde yüz kusurlu olduğunu, şahsın Seferihisar Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/620 esas 2015/442 sayılı ilamı ile cezalandırıldığını, söz konusu olay nedeniyle müvekkilinin yaralandığını, müvekkilinin tedavi giderleri ile ileride yapılacak ilaç vs.. harcamaları bakımından zararları bulunduğunu, bu nedenlerle kazanç kaybı, trafik kazası nedeniyle maruz kalınan iş gücü kaybı, ekonomik geleceğin kaybından ve kazaya bağlı ve müvekkilinin vücut bütünlüğünün bozulmasından kaynaklanan tüm zararlarının karşılanması bakımından fazlaya ilişkin ve mahkemece hesap bilirkişisinden rapor alındıktan sonra davayı ıslah etme hakkı saklı kalmak kaydı ile 5.000,00 TL toplam maddi tazminatın … Sigorta A.Ş.’ den tahsili ile müvekkile verilmesine, 10.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’ ndan tahsili ile müvekkile verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, 31.10.2018 tarihli açıklama dilekçesi ile 3500,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 500,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 500,00 TL geçici bakım gideri ve 500,00 TL tedavi sırasında harcanmak zorunda kalınan yol giderlerinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.

CEVAP :
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun, sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olacağını, sigortalı aracın sürücüsünün kusuru yoksa işletene düşen bir sorumluluğun da olmadığını, dava öncesinde dava konusu kaza nedeniyle müvekkili şirkete yapılan başvuru üzerine hasar doaysı açıldığını, davacıya 29/01/2016 tarihinde 10.015 TL ödeme yapıldığını beyan ile mahkemece bilirkişiler vasıtasıyla yapılacak hesaplamalar sonucundan müvekkili şirketçe yapılan ödemenin ve güncellenmiş faizinin mahsup edilmesini, bakiye tazminat hesaplanması halinde faiz başlangıç tarihinin hesap raporu tarihi olarak dikkate alınmasını ve yasal faize hükmedilmesini, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
İlk derece mahkemesince; “…tarafların iddia ve savunmaları, deliller, mahkememizce benimsenen bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; 29/08/2013 tarihinde, davalı sürücü … sevk ve idaresindeki, davalı sigorta şirketi nezdinde ZMM sigorta poliçesi ile sigortalı … plaka sayılı aracın ile park halindeki … plaka sayılı aracına binmek için sürücü kapısını açan davacı …’a çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında, davacı sürücüsü …’un %25 oranında kusurlu olduğu, davalı taraf sürücüsü …’nun %75 oranında kusurlu olduğu, davacı …’da davaya konu trafik kazasına bağlı olarak oluşan sakatlık oranının%6,3 olduğu, tıbbi iyileşme süresinin 3 ay, bakım süresinin ise 1 ay olduğu, buna göre kaza sonucu malul hale gelen davacı …’un 15.309,17 TL bakiye sürekli iş göremezlik tazminatının, 1.890,84 TL geçici iş göremezlik tazminatının, 766,14 TL geçici bakıcı giderine, 453,75 TL SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderinin olduğu, toplam maddi tazminat alacağının ise 18.419,80 TLye tekabül ettiği, bu tazminatın davalı … Sigorta AŞ tarafından düzenlenen ZMMS poliçesi teminat limitleri içinde bulunduğu, davacının davalı sigorta şirketinin ödeme yaptığı 29.01.2016 tarihinden itibaren faiz talebinde bulunabileceği, her ne kadar davacı ticari faiz talep etmiş ise de davalı sürücünün kullanımında olan aracın ticari amaçla kullanıldığının davacı tarafından ispat edilemediği anlaşıldığından yasal faiz işletilmesine karar verilmiştir. TBK. nun 56/1 maddesinde “Hakim bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini gözönünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir” yer alan düzenlemeye göre davacının manevi tazminat talep etme hakkı mevcuttur. TBK’nun 51.maddesinde ise “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.Buna göre somut olay değerlendirildiğinde, davaya konu trafik kazasında davalı sürücünün ve davacının kusur oranları, davacının kemik kırığı ve %6,3 oranında maluliyeti oluşacak şekilde yaralanması, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, davacının, yaralanması nedeniyle çektiği elem ve ızdırap, hakkaniyet ve manevi tazminat miktarının bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmaması ilkesi nazara alınarak…” davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile 15.309,17-TL bakiye sürekli işgöremezlik tazminatı, 1.890,84-TL geçici işgöremezlik tazminatı, 766,14 TL bakıcı gideri ve 453,75-TL SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri olmak üzere toplam 18.419,80-TL tazminatın 29/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta AŞ den alınarak davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 7.000,00-TL manevi tazminatın 29/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ndan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava öncesi dava konusu kaza sebebiyle müvekkili şirkete başvurulduğunu, müvekkili şirket tarafından hasar dosyası açıldığını, gerekli evrakların davacı müvekkili şirkete ibraz e dilmesini takiben davacı için 29/01/2016 tarihinde 10.015,00 TL ödeme yapıldığını, müvekkili şirketin ödeme yaparak poliçedeki tüm sorumluluğunu yerine getirdiğini, yerel mahkemece maluliyet oranındaki çelişkinin giderilmesi için Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Dairesinde yeni bir rapor alınması gerekirken bu hususun göz ardı edilerek hatalı maluliyet oranı üzerinden hüküm tesis edilmesinin yerinde olmadığını, yerel mahkemece tedavi giderlerine ilişkin tazminata hükmedilmesinin yerinde olmadığını, açıkça yasaya ve hukuka aykırılık teşkil ettiğini, tedavi giderinin tazminat poliçe kapsamında olmadığını, müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, tedavi giderlerinin tamamının yapılan kanun değişikliği ile Zorunlu Trafik Poliçesi kapsamından çıkarıldığını, davanın Sosyal Güvenlik Kurumuna yöneltilmesi gerektiğini, tedavi giderleri yönünden sorumluluğun SGK’ya geçtiğini, müvekkili şirketin bu davada herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkili şirket aleyhine hüküm kurulmasının yerinde olmadığını, geçici iş göremezlik tazminatının poliçe kapsamında olmadığını, yerel mahkemece geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin hüküm kurulmasının yerinde olmadığını, bakıcı gideri talebine ilişkin tazminatın sürekli sakatlık teminatı kapsamından ayrı değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, yerel mahkeme kararının bu yönüyle hatalı olduğunu, davacının meydana gelen trafik kazasında karşı araçta sürücü olduğunu, hiç bir koruyucu önlem almaması nedeniyle yaralanmasının derecesini kendi ihmal ve kusuru sebebiyle arttığını, yerel mahkemece müterafik kusur indirimi yapılmadan hesap raporunun tam kabulünün yerinde olmadığını, yerel mahkemenin davacının ıslah ettiği kısım için 29/01/2016 tarihinden itibaren faize hükmetmesinin haksız ve kabul edilemez olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasına dayalı olarak karşı araç işleten ve zorunlu trafik sigortacısından cismani zarara dayalı maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
1-) 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesinde, bedensel zarar kapsamına giren zarar türleri örnekseme yoluyla sayılmış olup, Yargıtay uygulamaları gereği geçici işgöremezlik, bakıcı gideri ve SGK sorumluluğunda olmayan (belgesiz) tedavi giderleri de anılan kanun hükmü kapsamında tazmini gereken zararlardandır.
Diğer yandan, 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nca karşılanacak sağlık hizmeti bedellerinin neler olduğu açıklanıp sınırlandırılmıştır. KTK’nın 98. maddesi gereği SGK Başkanlığı’nın sorumlu olduğu sağlık giderleri, trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarında yapılan tıbbi tedaviye ilişkin sağlık hizmet bedellerinden ibarettir. SGK’nın hangi sağlık giderlerinden sorumlu olduğu kanunla belirlenmiş olup, normlar hiyerarşisinde daha altta olan genel şartlar ile kanun kapsamının değiştirilip genişletilemeyeceği aşikardır.
Açıklanan maddi ve hukuki vakıalar karşısında; TBK’nın 54. maddesi ile KTK’nın 98. maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, kazadaki yaralanmadan kaynaklanan geçici işgöremezlik, tedavi ve bakıcı giderine ilişkin zarardan sorumluluk, zarara neden olanlar ile bu kişilerin sorumluluğunu poliçe ile üstlenen sigorta şirketine ait olduğundan, davacı için hesap edilen geçici işgöremezlik, tedavi ve bakıcı giderinin de hüküm altına alınması doğru görülmüş, davalının istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir ( Bknz. Yargıtay 4. HD 2022/4226-12736 E.- K.).
2-) Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde,zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir (Bu yönde bknz. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/3575 E.-2021/4193 K) Buna göre, somut uyuşmazlıkta kaza tarihinin 29.08.2013 olduğu, hükme esas alınan maluliyet raporunun da Ege Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı’ndan kaza tarihi uyarınca alınması gereken Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlendiğinden davalı vekilinin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
3-) Haksız fiil faili olan sürücünün eylemi sonucu oluşan zararla ilgili, araç işleteninin sorumluluğunu teminat altına alan trafik sigortacısı bakımından 2918 sayılı KTK’nun 99/1. maddesi ile ZMSS Genel Şartları’nın B.2. maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalı sigortacının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Davacı tarafın, davadan önce başvurusunun bulunmadığı durumda ise, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekir.
Somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Davalı sigorta şirketine davadan önce başvuru yapıldığı davalının 29.01.2016 tarihinde kısmi ödeme yaptığı dosyadan anlaşılmakla, davalı sigorta şirketi yönünden temerrütün bu tarihten itibaren başladığının kabulü gerekir. Buna göre davalı sigorta şirketi de dava dilekçesi ile talep edilen ve ıslaha konu edilen miktarlar yönünden zararın tamamı için kısmi ödeme tarihinde temerrüde düşmüş sayılır. O halde davalı sigorta şirketi yönünden faiz başlangıcının asıl ve ıslah edilen kısım yönünden temerrüt tarihi olan kısmi ödeme tarihi olarak kabulü gerekir. Bu sebeple davalının istinaf itirazları haklı görülmemiştir.
4-) Son olarak ise, alınan kusur bilirkişi raporunun somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu anlaşıldığından bu konudaki davalı vekilinin istinaf başvurusu da haklı görülmemiş, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/519 Esas ve 2020/123 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 1.258,26-TL istinaf karar harcından peşin alınan 315,00-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 943,26-TL’nin davalı … Sigorta A.Ş.’den alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 25/01/2023