Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1970 E. 2022/2057 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1970
KARAR NO : 2022/2057

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/03/2018 (Dava) – 28/01/2020 (Karar)
NUMARASI : 2018/406 Esas – 2020/60 Karar
DAVA : Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 28/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/12/2022
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/01/2020 tarihli ve 2018/406 Esas – 2020/60 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 01.11.2014 tarihinde İzmir ilinde …sevk ve idaresindeki … plakalı araç, müvekkiline ait … plakalı motosiklete çarpması sonucu maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiği, kaza sonrası müvekkili …’ın Çiğli Bölge Eğitim Hastanesi ile Karşıyaka Devlet Hastanesi’nde tedavi gördüğü, iş bu kaza ile ilgili olarak Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma dosyası açıldığı, kaza sırasında … plakalı araç ile davalı şirket arasında kaza tarihini de kapsar şekilde ZMMS poliçesi bulunduğu, davalı sigorta şirketine başvuru yapılmasına rağmen davalı sigorta şirketince herhangi bir ödeme yapılmadığı ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin de davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 22.01.2020 tarihinde sunmuş olduğu dava değerinin arttırılmasına ilişkin dilekçe ile dava dilekçesinde 100,00 TL olarak talep edilen iş göremezlik tazminat miktarını arttırdıklarını belirterek toplamda 37.397,28 TL iş göremezlik tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili şirketin sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı olduğu, davacı tarafın sigortalının kusurunu ve zararını usulen ispat etmesinin gerektiği, yine davacı tarafın maddi tazminat taleplerine konu kalemler net olmamakla birlikte tedavi ve geçici iş göremezlik gibi taleplerinin 6111 Sayılı Yasa uyarınca reddinin gerektiği, yasa gereği davacının talep hakkının bulunmadığı, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerektiği, zira SGK tarafından ödenen meblağın müvekkili şirkete rücu edildiği, müvekkili şirketin faizden dava tarihi itibariyle sorumlu olduğu, bu nedenle açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “…dava konusu trafik kazası nedeniyle davacının maluliyetine ilişkin olarak Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden alınan maluliyet raporuna göre dava konusu trafik kazası nedeniyle davacının %3,3 oranında daimi maluliyetinin oluştuğu ve iyileşme süresinin de yaralanma durumu dikkate alındığında 45 gün olarak belirlendiği anlaşılmakla, mahkememizce yapılan yargılama sırasında alınan bu rapor aynen benimsenerek hükme esas alınmıştır. Yine mahkememizce yapılan yargılama sırasında tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilebilmesi açısından tazminat hesabı yönünden aktüer ve kusur oranının belirlenmesi açısından da trafik uzmanı bilirkişi vasıtasıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, alınan raporda sonuç olarak dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde davalı sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, davacı sürücü …’ın kusurunun bulunmadığı, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından düzenlenen maluliyet oranı dikkate alınarak yapılan hesaplama neticesinde davacının 1.336,54 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 36.060,74 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 37.394,28 TL maddi tazminat talep edebileceği, bu tazminatın kaza tarihi itibariyle ZMMS sigorta poliçesi limitinin kişi başı ölüm/sakatlık halinde 268.000,00 TL olması nedeniyle poliçe limiti dahilinde kaldığı anlaşıldığından davacı tarafça davalıdan talep edilebileceği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiş olmakla, aynen benimsenip hüküm kurmaya elverişli bulunan bilirkişi raporu gereğince…” gerekçesiyle davanın KABULÜNE, 1.336,54 TL geçici iş göremezlik, 36.060,74 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 37.397,28 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının kabul etmediklerini, kusur raporunda dava konusu kazanın meydana gelişinde müvekkili sigorta şirketine sigortalı sürücünün %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu kanaatine varıldığını, kusur oranını kabul etmelerinin mümkün olmadığını, söz konusu kazanın gerçekleşmesindeki tüm kusur oranının müvekkili şirkete sigortalı araç sürücüsüne izafe edilmesinin hakkaniyete ve hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda kazanın gerçekleşmesine ilişkin olarak hava durumu, yol şartları ve kazanın oluşumunu etkileyebilecek diğer hususların dikkate alınmadığını, raporun tek bir trafik uzmanı bilirkişi tarafından hazırlanmış denetime elverişli olmayan bir rapor olduğunu, kusur oranının uzman bilirkişilerden oluşan bir heyet tarafından incelenmesi gerektiğini, denetime elverişli yeniden kusur raporu alınması için dosyanın İstanbul Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesi gerektiğini, davacının 01/11/2014 tarihinde geçirdiği trafik kazası nedeniyle husule gelmiş bulunan yaralanmaları ile maluliyetine ilişkin olarak Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinden alınan maluliyet raporuna göre davacının %3,3 oranında daimi maluliyetinin oluştuğunu ve iyileşme süresinin da yaralanma durumu dikkate alındığında 45 gün olarak tespit edildiğini, davacının durumu, tedavi evrakları, yaşı, meslek grubu gerekçeleri dikkatli irdelenerek rapor tanzim edilmesi gerektiğini, Yargıtay yerleşik içtihatları gereğince tazminata temel teşkil edecek olan maluliyetin, bu maluliyetin ne kadarının iddia edilen kaza sebebiyle oluştuğunun ve özürlülük oranının tespiti için Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi Başkanlığı’ndan rapor alınması gerektiğini, geçici iş göremezlik taleplerinden müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, geçici işgöremezlik taleplerinin tedavi giderleri kapsamında olduğunu, 6111 sayılı yasa uyarınca müvekkili şirketin tedavi giderleri nedeniyle herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, tedavi giderleri nedeniyle tüm sorumluluğun SGK’da olduğunu, müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğu kalmadığını, maluliyet zararının aktüerya bilim dalı ile uğraşan aktüerler tarafından yapılması gerektiğini, ayrıca geçici iş göremezlik tazminatı miktarından müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, bilirkişi raporunda yapılan hesaplamanın, T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı’nın 05.02.2010 tarih ve 2010/4 sayılı ve 14.02.2011 tarih ve 2011/4 sayılı genelgelerinde belirlenen kurallara aykırı olduğunu, T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı’nın 05.02.2010 tarih ve 2010/4 sayılı “Zorunlu Sigortalar (…Kapsamındaki Sigortalar) Çerçevesinde Aktüeryal Hesaplamayı Gerektiren tazminat Ödemelerinde Uygulamaya İlişkin Genelgesi” ile söz konusu sigortalarda uygulama birliğinin sağlanması bakımından ödemelerde esas alınan mortalite tablosu ve teknik faiz kurallara bağlandığını, bilirkişi raporunda bu yöntem ve kurallara uyulmaksızın hesaplama yaptığını, yapılan hesaplamanın Müsteşarlık Genelgelerine ve hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle raporun hükme esas alınmaya elverişli olmadığını, her ne kadar yerel mahkeme tarafından geçici işgöremezlik zararı giderlerinden müvekkili sigorta şirketinin sorumlu olduğuna hükmedilmiş ise de, geçici iş göremezlik taleplerinden müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunmadığını, geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin taleplerin trafik sigortası genel şartları gereği teminat dışı kaldığını, geçici iş göremezlik taleplerinin tedavi giderleri kapsamında olduğunu, 6111 sayılı yasa uyarınca müvekkilinin şirketin tedavi giderleri nedeniyle herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte her durumda, müvekkilinin sorumluluğunun poliçede belirtilen limit ile sınırlı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacı …’ın kask, dizlik ve gerekli koruyucu ekipmanları takmadan motorsiklete bindiğinden tazminatta müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesine dayalı olarak trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle işgöremezlik tazminatının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
1-) Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, kazaya dair kolluk tarafından düzenlenen maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı ve mahkemece alınan kusur bilirkişi raporundaki tespitler uyarınca davalı sürücüsünün kazada asli ve tam kusurlu olduğunun tespit edildiği, her iki tespitin de birbirini teyit etmesi karşısında mahkemece kusura yönelik yapılan tespitin yerinde olduğu, davacının maluliyete ilişkin raporunun yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına göre Adli Tıp Kurumu veya üniversitelerin Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlıkları’ndan kaza tarihinde yürürlükte yönetmeliğe göre tespit edilmesi gerektiği, dosyada maluliyetin tespitine yönelik alınmış raporun da bu ölçütlere göre düzenlendiği ve hükme esas alınmasının yerinde olduğu, 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nca karşılanacak sağlık hizmeti bedellerinin neler olduğu açıklanıp sınırlandırıldığı, KTK’nın 98.maddesi gereği SGK Başkanlığı’nın sorumlu olduğu sağlık giderleri, trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarında yapılan tıbbi tedaviye ilişkin sağlık hizmet bedellerinden ibaret olduğu, SGK’nın hangi sağlık giderlerinden sorumlu olduğu kanunla belirlenmiş olup, normlar hiyerarşisinde daha altta olan genel şartlar ile kanun kapsamının değiştirilip genişletilemeyeceği, açıklanan maddi ve hukuki vakıalar karşısında; Anayasa Mahkemesinin KTK 90/İ maddesinin iptali de göz önüne alındığında TBK’nın 54. maddesi ile KTK’nın 98. maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, kazadaki yaralanmadan kaynaklanan geçici işgöremezlik zararından sorumluluğun, zarara neden olanlar ile bu kişilerin sorumluluğunu poliçe ile üstlenen sigorta şirketine ait olduğundan, davacı için hesap edilen geçici işgöremezlik tazminatının sigorta şirketi aleyhine de hüküm altına alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığı (Bu yönde bknz. Yargıtay 4. HD 2021/2511 E.- 2021/2452 K), alınan aktüer raporun da somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğunda hükme esas alınmasının yerinde olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-) Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur, 6098 sayılı TBK 52. maddesinde düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir.
Somut olayda davacının yaralanma şekline göre dosya kapsamından motosiklete koruyucu ekipman olan dizlik kullanmaksızın bindiği sonucuna ulaşılmakla, hesaplanan tazminattan Yargıtay yerleşik uygulamalarına göre TBK. 52. maddesi gereğince %20 oranında müterafık kusur indirimi yapılması gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-) Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin, zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir sorumluluk sigortası türüdür. Bu sebepledir ki, sigorta şirketinin sorumluluğu, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlıdır.
Buna göre; davalı sigorta şirketinin kaza tarihi itibariyle sorumluluğuna esas poliçe teminat limitinin 268.000,00 TL olmasına göre, davalının sorumluluğunun poliçe teminat ile sınırlı olduğunun hükümde belirtilmemesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Bu nedenlerle; yerel mahkeme kararının davalı lehine kaldırılmasına, hakimin takdir hakkını kullanarak yapmış olduğu indirim nedeniyle mahkemece davacının istediği miktardan daha az bir miktara hükmedilmesi halinde davalı yararına vekalet ücretine hükmedilemeyeğinin ve istinaf edenlerin sıfatına göre vekalet ücretinin aleyhe arttırılamayacağının hükümde gözetilmesine, dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus da bulunmadığından dairemizce davanın esası hakkında HMK’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca aşağıda yazılı şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜNE; İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/406 Esas – 2020/60 Karar sayılı kararının HMK’nın 353-1-b-2 maddesi gereğince, KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE,
a-Davanın KABULÜNE, 1.069,24 TL geçici iş göremezlik, 28.848,16 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 29.917,40 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden (sigorta şirketi yönünden; poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere) tahsiliyle davacıya verilmesine,
b-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 2.043,65 TL nispi karar ve ilam harcından başlangıçta ve ıslah aşamasında yatırılan toplam 163,90 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.880,65 TL nispi karar ve ilam harcının davalı sigorta şirketinden tahsili ile hazineye gelir kaydına,
c-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan peşin harç ve ıslah harcının toplamı 205,00 TL ile, tebligat gideri 76,50 TL, müzekkere gideri 77,63 TL ve bilirkişi ücreti 800,00 TL olmak üzere toplam 954,13 TL’nin davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine,
d-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.609,59 TL nispi vekalet ücretinin davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine,
e-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan bulunması halinde karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-İstinaf İncelemesi Yönünden Harç ve Yargılama Masrafları;
a-Davalı tarafından yatırılan 597,67 TL istinaf karar harcının talep halinde ve karar kesinleştiğinde ilk derece mahkemesince davalıya iadesine,
b-Davalı tarafından yapılan istinaf başvuru harcı 148,60 TL, tebligat gideri 22,00 TL olmak üzere toplam 170,60 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
c-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
d-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(3) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 28/12/2022