Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1963 E. 2022/2030 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1963
KARAR NO : 2022/2030

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/06/2019 (Dava) – 11/03/2020 (Karar)
NUMARASI : 2019/966 Esas – 2020/259 Karar
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı)
BAM KARAR TARİHİ : 22/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/12/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/03/2020 tarihli 2019/966 Esas ve 2020/259 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket tarafından sigortalı bulunan maliki …, kaza tarihinde sürücüsü … olan … plakalı aracın şerit ihlali yaparak maliki müvekkili olan kaza anındaki sürücüsü … sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarpması sonucu müvekkilinin maliki olduğu araçta yüksek maddi hasar meydana geldiğini, davalı yana gerçek zararın tazmini için başvuruda bulunulduğunu ancak açılan hasar dosyası kapsamında bir miktar hasara ilişkin ödeme yapıldığını, yapılan ödemenin gerçek zararı karşılamadığını, davalı sigorta şirketinin oluşan zarar nedeniyle gerçek zararı tazmin etmekle yükümlü olduğunu belirtip fazlaya ilişkin hak ve alacaklar saklı kalmak kaydıyla 50 TL bakiye hasarın davalıdan temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 15/01/2020 havale tarihli dilekçesi ile şimdilik 16.114,00 TL maddi tazminatın davalıdan eksik ödemenin yapıldığı 21/11/2018 olan temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiş, tamamlama harcını yatırmıştır.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının maluliyet sebebiyle uğradığı zararı ispat etmesi gerektiğini, müvekkil şirketin sorumluluğunun poliçede yazılı limitle sınırlı olduğunu, kaza nedeniyle davacı tarafa 21/11/2018 tarihinde 16.866,00-2.324,28 TL hasar ödemesi yapıldığını, hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminatları teminat dışında kalan hallerden olup müvekkil şirketin sigorta poliçesinden kaynaklanan bir sorumluluğu bulunmadığını, davayı kabul anlamına gelmemek üzere faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olması gerektiğini belirtip davanın usulden ve esastan reddi gerektiğini beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece, ”…Açılan davanın KABULÜ İLE 16.114,00 TL tazminatın 21/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkeme kararda davacı lehine 16.114,00 TL maddi tazminata hükmetmesine rağmen, davacı lehine AAÜT’ye aykırı olarak eksik vekalet ücretine hükmedildiğini, gerekçeli karardan anlaşılacağı üzere 16.114,00 TL üzerinden davanın kabul edildiğini ve Asliye Mahkemelerinde azami AAÜT hükümleri uyarınca 2020 vekalet ücretinin bu dava değerine göre 3.400,00 TL olduğunu, bu bedelin altında bir bedelin takdirinin mümkün olmadığını, kararda takdir edilen 2.417,00 TL vekelat ücretinin ‘Asliye’ sıfatında olmayan örneğin icra mahkemelerinin ücret tarifesi olduğunu belirterek davacı lehine hükmedilen vekalet ücretine ilişkin 4. Maddesi 2020 yılı AAÜT hükümlerine aykırı olduğundan, anılı ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; bilirkişi raporuna itirazlarının incelenmediğini ve savunmaları değerlendirilmeden dosyanın karara çıkartıldığını, davacının maliki olduğu söz konusu aracın onarımı yapıldıktan sonra satıldığını, dosyaya sunulan ilgili satış sözleşmesinde; aracın onarımının yapılarak 01.11.2018 günü 46.000 TL bedel üzerinden satıldığının görüldüğünü, bu nedenle müvekkili şirket tarafından davacı tarafa ödenecek hasar onarım bedeli hesaplanırken bu hususun göz önünde bulundurulduğunu ve onarım görerek tamir edilen araca pert işlemi uygulanmadığını, davacı tarafa meydana gelen hasar için 21/11/2018 tarihinde 16,886.00 TL hasar ödemesi yapıldığını, aracın onarımı yapılarak satılmış olması göz önünde bulundurulduğunda, araca pert işlemi uygulanarak bakiye hasar tazminatına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup sebepsiz zenginleşmeye neden olacağından kararın kaldırılması ve davanın reddi gerektiğini, fazlaya ilişkin talepler işçilik bedellerinin piyasa gerçeklerinden oldukça uzak, fahiş olarak belirlenmesinden kaynaklanmakta olup, müvekkili şirketin sorumluluğu dâhilinde olmadığından reddi gerektiğini belirterek usul ve yasaya aykırı yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklı davacı aracında oluşan bakiye araç hasar bedelinin tahsili istemine ilişkin tazminat davasıdır.

İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olup, karar davacı vekili ve davalı vekilince istinaf edilmiştir.
1-Mahkemece kabul edilen tutar üzerinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT hükümleri nazara alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine takdir edilen vekalet ücretinin düşük olarak belirlendiği, davacı vekilinin bu yöne ilişkin itirazının yerinde olduğu anlaşıldığından; Dairemizce HMK 353/1-b-2.madde uyarınca kararın bu yön itibariyle kaldırılıp davacı lehine takdir edilen tazminat miktarı 3.400,00-TL olarak belirlenmek suretiyle yeniden karar tesis edilmesine karar verilmiştir.
2-Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, uyuşmazlık konusunda uzman bilirkişiden alınan 09/01/2020 tarihli raporunda bilirkişi raporunun somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, ekspertiz raporunun da incelenerek düzenlendiği, tespit edilen hasarın ekspertiz raporu ile uyumlu olduğu, ekspertiz raporunda da aynı şekilde aracın perte ayrılması gerektiği yönünde tespit yapıldığı, bilirkişi raporunda tespit edilen hasar bedelinin yeterli araştırmayı içerdiği ve ekspertiz raporu ile uyumlu oldukları anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine, davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-2. maddesi uyarınca kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 11/03/2020 tarihli 2019/966 Esas ve 2020/259 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf itirazının KABULÜ ile, İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 11/03/2020 tarihli 2019/966 Esas ve 2020/259 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
a-Açılan davanın KABULÜ İLE; 16.114,00 TL tazminatın 21/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine,
b-Alınması lazım gelen 1.100,75 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL ile ıslah harcı olarak yatırılan 274,33 TL’ nin mahsubu ile kalan 782,02 TL’ nin davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
c-Davacı tarafça yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 44,40 TL peşin harç, 274,33 TL tamamlama harcı ile posta-tebligat ve bilirkişi ücreti 525,40 TL olmak üzere toplam 883,53 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
ç-Davacının kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca, takdir ve tayin edilen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
d-1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6183 sayılı kanun hükümleri kapsamında davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
e-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya re’sen iadesine,
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA;
a-İstinaf başvurusu sırasında davacıdan alınan istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
b-Davalının istinafı yönünden alınması gereken 1.100,74-TL istinaf karar harcından peşin alınan 275,18-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 825,57-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
4-İstinaf incelemesi esnasında davacı tarafça yapılan 148,60-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 38,00-TL tebligat masrafı ve 22,00-TL e-tebligat masrafı olmak üzere toplam 208,60-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
8-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/12/2022