Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1960 E. 2022/2096 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1960
KARAR NO : 2022/2096

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/10/2015 (Dava) – 14/01/2020 (Karar)
NUMARASI : 2015/1303 Esas – 2020/18 Karar
DAVA : Maddi Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 29/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/12/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/01/2020 tarihli 2015/1303 Esas ve 2020/18 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; kaza tarihi olan 31/05/2015 günü dava dışı sürücünün sevk ve idaresindeki tescilsiz motorsikletin, müvekkili …’in sevk ve idaresindeki … plakalı motorsiklete çarpması neticesinde yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, bu kaza sonucu müvekkilinin sakat kaldığını ve çalışamaz hale geldiğini, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak üzere şimdilik, 1000 TL sürekli iş göremezlik, 100 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 1.100,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının talep etmiş olduğu zararın …nın sorumluluğuna girip girmediğinin tespitinin gerektiğini, davacının geçici iş görememezlik tazminatı talebi …’ndan karşılanacak zararlar arasında yer almadığından dolayı, davacı tarafın Geçici iş görememezlik tazminatını …’ndan talep edemeyeceğini, ayrıca davacı tarafın talep etmiş olduğu geçici iş görememezlik tazminatının Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarında Teminat Dışı Kalan Hallerin düzenlendiği A-3-m maddesinde belirtilen “Dolaylı Zararlar Nedeniyle Yöneltilecek Tazminat Talepleri” kapsamında bulunmadığını, …’nın sorumluluğunun olmadığını, geçici iş görememezlik tazminatı yönünden davanın reddinin gerektiğini, dava konusu trafik kazasına sebebiyet veren plakasız aracın tescilsiz olduğunun sabit olduğunu, tescilsiz bir aracın zorunlu mali mesuliyet sigortası yaptırma zorunluluğu olmadığı için …nın sorumluluğunun da bulunmadığını bu nedenle davanın reddinin gerektiğini, davacının maluliyeti ile sonuçlanan trafik kazasına plakasız bir aracın sebebiyet vermesi nedeniyle bu aracın tescilsiz olması sebebiyle Zorunlu Malî Mesuliyet Sigorta Poliçesi yaptırma zorunluluğu kanunen olmadığını, tescilsiz bir aracın Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi yaptıramayacağından dolayı davacı tarafın maluliyet tazminatını tescilsiz araçtan dolayı müvekkili kurumdan talep etmesinin hukuken mümkün olmadığını, davacının, kazaya karışan ve sürücüsü olduğu … plakalı aracı kasksız olarak kullandığının soruşturma dosyasından anlaşıldığını bu nedenle davacının, kasksız olarak kazaya karışan araçlardan birinin sürücüsü olması nedeniyle davacının müterafık kusurlu olduğunu kabul etmek gerektiğini, davacının maluliyet ile ilgili tazminat talebinde bulunabilmesi için davacının öncelikle maluliyet oranını ve malûl kaldığını tam teşekküllü hastane raporları ile belgelendirmesinin gerektiğini, …nın sorumluluğunun teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu bu nedenlerle davanın reddine, aksi durumda, kusur ve tazminat yönünden bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
Mahkemece; “….Davanın kısmen kabul kısmen reddiyle; 8.612,64 TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 136.578,32 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı toplamı olan 145.190,96 TL maddi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı taraftan tahsiliyle davacı tarafa verilmesine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; meydana gelen trafik kazasında davacının haklı olduğunu, kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun olmadığını, bu nedenle davacının tazminatından kusur indirimi yapılmasını kabul etmediklerini, kazada davacının dizinden sakatlandığını, ancak dizlik takmadığı hususunda herhangi bir tespitin olmadığını, davalının da bu iddiada bulunduğunu ancak bunu ispatlamadığını, bu nedenle davacının koruyucu dizlik takmadığı iddiasının ispatlanamadığından müterafik kusur indiriminin yapılamayacağını, bu nedenle yapılan müterafik kusur indirimini kabul etmediklerini, davacının dizlik takmadığı iddiasını kesinlikle kabul etmemekle birlikte bir an için davacının dizlik takmadığı kabul edilse bile, motorsiklet yaralanmalarında plastik bir parça olan dizliğin davacının hangi oranda koruyabileceğinin tartışmalı olduğunu, kemik kırığına sebep olan bu denli sert bir çarpışmada dizlik takılsa bile sonucun gerçekleşeceğini, davacının sakat kalacağını, yerel mahkemenin koruyucu dizlik takıp takmamasının kazada yaralanmaya engel olup olamayacağını araştırılmasının gerektiğini, zira koruyucu dizliğin takılmasının sonucu değiştirmesinin mümkün olmadığını, zaten dizlik taksa sakat kalmayacaktı iddiasının da ispatının gerektiğini, kask özelliği gereği önemli bir malzeme olup takılmasının şart olduğunu ve yaralanmaları azalttığının kesin olduğunu, aynı şeyin dizlik için mümkün olmadığının da açık olduğunu bu hususta dizlik takmamasının zararı arttırmadığını, bu konuda bilimsel bir görüş dahi alınmadan yapılan müterafik kusur indirimini de kabul etmediklerini, kararının kaldırılması gerektiğini belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası sonucu geçici ve sürekli iş göremezliğe uğrayan davacının maddi zararlarının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
1-6098 sayılı Borçlar Yasasının, “Tazminatın belirlenmesi” üst başlıklı 51/1 maddesi ile (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 43.maddesi); Hâkimin, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği hükme bağlanmıştır.
Tazminattan indirim sebeplerini düzenleyen, Türk Borçlar Kanununun 52.maddesinde (Borçlar Kanunu 44. madde) öngörülen sebepler, daha çok zarar görenle ilgilidir. “Hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı” yönündeki genel hukuk ilkesinin etkisiyle, maddede sayılan belirli hal ve durumlarda tazminattan indirim yapılması mümkün bulunmaktadır.
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurunda kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın 52.maddesinde düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir. Müterafik kusura ilişkin savunma bir defi olmadığından mahkemece bu yönde bir savunma olmasa dahi resen araştırılması ve tartışılması gerekmektedir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/21203 Esas, 2021/6808 Karar sayılı ilamı aynı doğrultudadır:)
Somut olayda; davacının motosiklet sürücüsü olduğu, kaza tespit tutanağında koruyucu tertibatının bulunup bulunmadığına ilişkin tespite rastlanmadığı ve davacının diz bölgesinden yaralandığı anlaşılmaktadır.
KTK’nun 78. maddesi ve Karayolları Trafik Yönetmeliği hükümlerine ve aracın özelliğine göre takılması gereken koruyucu ekipman olan dizlik takılıp takılmadığının araştırılması; kaza nedeniyle oluşan maluliyetin, koruyucu dizlik halinde de oluşup oluşmayacağı ve dizlik takılmayışı ile oluşan maluliyet arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı konusunda uzman doktor bilirkişi heyetinden rapor alınması; koruyucu ekipmanların takılmamış olması ve maluliyetle illiyeti bulunduğunun saptanması halinde, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin uygulamaları da dikkate alınarak TBK md. 52 uyarınca tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmak suretiyle karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olmuştur.
2-Kabule göre ise; hükme esas alınan hesap raporu PMF 1931 Ulusal Mortalite Tablosuna göre hazırlanmıştır.
Desteğin veya hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvelleri ile saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi de göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir.
Şu durumda; açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında destek için, TRH 2010 Tablosu’na göre muhtemel bakiye ömrün belirlenmesi ve %1,8 teknik faiz uygulanmadan tazminatın hesaplanması, bilinmeyen/işleyecek devre hesabı yapılırken, bilinen son gelirin her yıl için %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi yönteminin kullanılması, bilinen ve bilinmeyen dönem hesabının hangi tarihlerden başlayıp hangi tarihte bittiği açık ve denetime elverişli bir şekilde belirtilerek taraflar lehine oluşan usuli kazanılmış haklar da gözetilerek tazminat hesaplamasının yapılması için, daha önce rapor düzenleyen bilirkişilerden ek rapor alınıp, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir. (Yargıtay (kapatılan)17. Hukuk Dairesinin 14/01/2021 gün ve 2020/2598 Esas -2021/34 Karar sayılı ilamı aynı doğrultudadır.)
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına, davacı vekilinin esasa dair sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince KISMEN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince; İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/01/2020 tarihli 2015/1303 Esas ve 2020/18 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, esasa dair sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
3-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a-)-6) maddesi gereğince mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edene iadesine,
5-İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
6-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(4) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Kararın kaldırılması sebep ve şekline göre sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince kesin olmak üzere 29/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.