Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1944 E. 2022/2107 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1944
KARAR NO : 2022/2107

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/12/2018 (Dava) – 28/01/2020 (Karar)
NUMARASI : 2018/1469 Esas – 2020/66 Karar
DAVA : Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 29/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/12/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/01/2020 tarihli 2018/1469 Esas ve 2020/66 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21/01/2017 günü saat 19:20 sıralarında davalının sigortalısı … Şti. adına kayıtlı sürücüsü … olan … plakalı aracın İzmir-Çanakkale yolu üzerinde Menemen istikametine ilerlemekte iken yaya olarak karşıdan karşıya geçmekte olan davacıya çarparak vücudunda iç organ yaralanması ve hayat fonksiyonlarını ağır derece etkileyecek kemik kırıkları oluşacak şekilde yaralanmasına neden olduğunu, KTK 52/1-c maddesi gereğince davalının kusurlu bulunduğunu, sürücü hakkında ceza davasının Menemen 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/230 Esas sayılı dosyasından devam ettiğini, kaza sonrasında davacının %76 engelli durumuna geldiğini, çeşitli ameliyatlar geçirdiğini, ev hanımı olan davacının aylarca bakıma muhtaç yaşamsal tehlike altında kaldığını, uzun süre fizik tedavisi gördüğünü, belirsiz alacağın poliçe kapsamında tahsili için davalı şirkete müracaat edildiğini, sonuç alınamadığını, TBK 54. maddesi gereğince bedensel zararların tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücü azalması veya yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak belirlendiğini, buna göre davacının trafik kazası sebebi ile geçici işgöremezlik, kalıcı işgöremezlik, bakıcı gideri, hastane ulaşım gideri, kaza esnasında kırılan takma dişin tedavisi, SGK kapsamı dışında kalan ve tedavi gideri olarak ödenen medikal malzemeler için yapılan harcamalar bulunmakta olup poliçe kapsamında davalı sorumlu olduğundan fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL ‘nin davalıdan başvuru tarihinin davalıya ulaştığı tarihten 8 iş günü sonrasında ulaşan temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
Davalı vekili cevap dilekçesi sunmamış ancak; sigorta hasar dosyası ile birlikte delillerini ibraz ederek 12/12/2018 tarihli protokol ve ibraname başlıklı yazıyı ibraz ederek ödemenin yapıldığını bildirmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
Mahkemece; “…Davacı delillerinin toplanması bakımından Çiğli Bölge Eğitim Hastanesi kayıtları, araç ruhsatları, kaza tespit tutanağı, Sigorta hasar dosyası, SGK kayıtları ve mobese kamera görüntülerinin celbine dair yazı cevapları dosya içerisine alınmıştır. Menemen 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/230 Esas sayılı dosyası celbedilmiş, incelenmesinde müştekisinin …, sanığının … olduğu, taksirle bir kişinin yaralanmasına sebep olma suçundan dava açıldığı, davanın derdest olduğu, kusura yönelik alınan bilirkişi raporunda davacı …’in olayda asli kusurlu olduğu, sanık …’ın ise tali kusurlu olduğunun rapor edildiği belirlenmiştir. Hastane kayıtları ve 9 Eylül Üniversitesi tedavi belgeleri incelenmiştir. Sigortaya yapılan başvuru neticesinde taraflar arasında mahkemenin iş bu dosya numarası belirlenmek sureti ile gayrikabile rücu kaydı ile davacı vekilinin imzası bulunan ibranamenin düzenlendiği, davanın bu tarihten önce açıldığı, ibraname gereğince ödemenin yapıldığı hususunun davacı vekilinin imzası ile ve duruşmada alınan beyan ile sabit olduğu, davacı vekilinin ödeme belgesinin KTK 111. maddesi gereğince aktüer inceleme yapılmadan alınan belge niteliğinde olduğu ve delillerin toplanması gerektiği yolunda beyanı değerlendirilmekle dosyada alınan ibra belgesinin dava açıldıktan sonra alındığı, tarafların ödemeden sonra üç gün içinde feragat etmeyi taahhüt ettiği anlaşıldığından ve ödemenin yapılmadığı hususunda bir ithilafta söz konusu olmadığından ibraname gereğince davanın reddi uygun görülmüş…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı … 21/01/2017 günü saat 19.20 sıralarında İzmir-Çanakkale yolu üzerinde indiği otobüs durağından karşıda bulunan evine gitmek üzere karşıdan karşıya geçmek isterken, Menemen istikametine ilerlemekte olan sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç davacıya çarparak, vücudunda iç organları ve hayat fonksiyonlarını ağır derecede etkileyecek ve kemik kırığı oluşacak şekilde yaralanmasına sebep olduğunu, sürücü hakkında ceza davası da açılmış olup Menemen 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/230 Esas sayılı dosyasından devam ettiğini, kaza sonrası davacı iç organlarındaki yaralanma ve kolundaki kemik kırılması sebebiyle %76 engelli durumuna geldiğini, KTK’nın 97. Maddesi anlamında usulüne uygun şekilde davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığını, yapılan başvuru neticesinde ancak dava açılmak ve sonradan feragat edilmek şartıyla bir kısım ödemenin yapılacağı sigorta şirketi tarafından belirtildiğinden ödeme alabilmek için davanın açıldığını, yapılan ödeme ile davacının kaza nedeniyle uğradığı maddi zararının tümünün tazmin edilmemesi sebebiyle davaya devam olunduğunu, İlk Derece Mahkemesi dava tarihinden sadece 1 gün sonrası olan 12/12/2018 tarihli “Protokol-İbraname” başlıklı yazı uyarınca davanın esastan reddine karar verdiğini, işbu karar Karayolları Trafik Kanunu, Türk Borçlar Kanunu ve yerleşik yargı kararlarına aykırı olup bozulmasının gerektiğini beyanla, kararının kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarara ilişkin maddi tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden, eldeki davanın 11/12/2018 tarihinde açıldığı, davacı vekili ile davalı sigorta şirketi arasında dava tarihinden sonra 12/12/2018 tarihinde protokol düzenlediği, düzenlenen protokole göre davacıya 40.000 TL tazminatın ödenmesi halinde eldeki davadan üç iş günü içinde feragat edileceğinin belirlendiği ve davacı vekilinin vekaletnamesinde ibra ve feragat yetkisinin yer aldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık yargılama sırasında taraflar arasındaki sulh anlaşması gereğince ödenen tazminat ve buna bağlı olarak düzenlenen ibranamenin borcu ortadan kaldırıp kaldırmayacağı noktasındadır.
2918 sayılı Yasanın Sorumluluğa ilişkin anlaşmalar, başlıklı düzenlemesine göre;“Madde 111 – Bu Kanunla öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir. Tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir.” Yasanın 1. fıkrasındaki geçersizlik yaptırımı, trafik kazasından doğan zararlar nedeniyle, zarar görenin kazadan hemen sonra içinde bulunduğu zor durumdan kurtulabilmesi amacıyla yetersiz ödeme yapılmasına rağmen zarar sorumlusunu ibra etmesi durumunda TBK’nın 28. maddesinde aşırı yararlanma madde başlığı altında düzenlenen 818 sayılı BK’da gabin olarak karşılığını bulan ve sözleşmenin iptalini talep edebileceği hukuki bir durum olarak düzenlemiştir. 2. fıkrada ise kısmi ödemenin varlığı durumunda zarar gören ödemenin açıkça yetersiz olduğunu ileri sürerek 2 yıllık hak düşürücü süre içinde ibranamenin geçersiz olduğunu ileri sürerek eksik ödendiğini ileri sürdüğü tazminat tutarını talep edebilecektir.
Somut uyuşmazlıkta, davalı sigorta şirketi ile davacı vekili arasında dava açıldıktan sonra yapılan ödemeye bağlı olarak ibraname düzenlenmiştir. Davacı vekili, ödemenin yetersiz olduğunu ileri sürerek ödenmeyen kısım yönünden tazminat isteminde bulunmaktadır. İbraname içeriğinde ödenmesi kararlaştırılan tazminat tutarının ödendiği davacı tarafın kabulündedir. Sunulan ibraname görülmekte olan dava konusuna ilişkin olup, soyut bir ibra niteliğinde değildir. Davacı 2918 sayılı KTK 111/2. fıkrası kapsamında kısmi ödemeye ilişkin geçersizlik iddiasında bulunmaktadır.
Dairemizce yapılan değerlendirmede davacı talebinin KTK’nın 111/2 maddesi kapsamında kabul edilemeyeceği, yargılama sırasında taraf vekillerinin anlaşması ile borcun sona erdiği, TBK’nın 28. maddesi uyarınca iradede yanılma halinden de söz edilemeyeceği kabul edilerek, davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmıştır. (Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesinin 2020/819 Esas, 2021/3050 Karar sayılı ilamı aynı doğrultudadır.)
Bu itibarla, davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/01/2020 tarihli 2018/1469 Esas ve 2020/66 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 26,30 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile 29/12/2022 tarihinde karar verildi.