Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1938 E. 2022/2034 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1938
KARAR NO : 2022/2034

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/10/2018 (Dava) – 30/01/2020 (Karar)
NUMARASI : 2019/169 Esas – 2020/65 Karar
DAVA : Maddi Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 22/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/12/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/01/2020 tarihli 2019/169 Esas ve 2020/65 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 11.08.2018 tarihinde …’a ait ve … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın müvekkili …’e ait … plakalı araca çarpmasıyla trafik kazasının meydana geldiğini, davada husumetin ZMMS sigortacısı ve araç sahibi …’a yöneltildiğini, KTK m. 110 gereğince davalı sigorta şirketinin İzmir’de Şubesinin ve Bölge Müdürlüğünün bulunduğunu ve bu nedenle İzmir Mahkemelerinin yetkili olduğunu, müvekkilinin kaza neticesinde 4.885,99 Euro araç hasarının 21.08.2018 tarihindeki karşılığının olduğunu, aynı zamanda araçta yapılan tespit için 763,50 Euro ödeme yapıldığını, davalı sigorta şirketinin KTK m. 97’e göre başvuru yapılmış olmasına rağmen 15 gün içerisinde cevap vermediğini ve temerrüdünün 21.09.2018 tarihinde gerçekleştiğini belirterek 6.419,30 Euro hasar bedeli ve 1.000,00 Euro değer kaybı olmak üzere şimdilik 7.419,30 Euro’nun davalı sigorta şirketinden temerrüde düştüğü 21.09.2018 tarihinden, davalı …’tan ise 11.08.2018 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun m. 4 /a’da ki faiz oranıyla müteselsilen tahsiliyle yine 763,50 Euro bilirkişi ücretinin de yargılama giderine dahil edilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkili mahkemede açılmadığını, müvekkilini yerleşim yerinin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, yine müvekkilinin zarar miktarı ve değer kaybı konusunda KTK, ZMMS genel şartları kapsamında sorumlu olduğunu, davacının almış olduğu ekspertiz raporunu kabul etmediklerini, sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunu kabul etmediklerini, asli kusurlunun davacının olduğunu, yine ekspertiz ücretinin başvurana ait olması nedeniyle müvekkilinin sorumlu tutulamayacağının, faiz taleplerinin de yasal faiz olması gerektiğini belirterek yetki ve diğer itirazları gözetilerek reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkili mahkemede açılmadığını, kazanın meydana geldiği yerin Bodrum olduğunu, yine müvekkilinin ve sigorta şirketinin yetkili acentesinin de Bodrum’da bulunduğunu, HMK m. 7 gereğince birden fazla davalı hakkında açılan davalarda ortak yetkili mahkemenin yetkili olduğunu, haksız fiilin HMK m. 16’a göre zararın meydana geldiği yerde görülmesi gerektiğini, davacı yurtdışında yaşadığını, davalı sigorta şirketinin genel merkezi İstanbul’da yada müvekkilinin yerleşim yeri olan ve haksız fiilin işlendiği yerde Bodrum’da dava açmadığını, davanın ilgisiz İzmir’de açıldığını, bu nedenle yetki nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca davacının KTK m. 97’e göre öncelikle sigorta şirketine başvurması gerektiğini, davacının yurt dışındaki sigortacı adına Türkiye Motorlu Taşıt Bürosuna başvurabileceğini, kazanın oluşumunda müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davacının aracının hafif bir şekilde zarar gördüğünü, ancak fahiş tazminat istendiğini belirterek davanın yetki ve esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece, ”…Davacının davasının KABULÜ ile, Davacının maddi hasar ilişkin talebinin kabulü ile, 7.419,30 EURO maddi zararın, davalı … Sigorta A.Ş. (36.000 TL ile sınırlı kalmak kaydıyla) temerrüde düştüğü 21.09.2018 tarihinden, davalı … yönünden ise kaza tarihi olan 11.08.2018 tarihinden itibaren 3095 S.K. m. 4/a’ya göre devlet Bankalarının Euro cinsinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanarak fiili ödeme gününde ki döviz satış kuru üzerinden TL karşılığının davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu yönündeki tespitin hatalı olduğunu, KTK.’nın “Park etmenin yasak olduğu yerler ve haller” başlıklı 61. maddesi; ayrıca KTK.’nın “Duraklamanın yasak olduğu yerler” başlıklı 60. maddesi uyarınca, … plakalı aracını geçiş yolu üzerinde park eden davacı araç sürücüsünün; gerek KTK’ nın 61. maddesinin c bendi gerekse KTK’ nın 61. maddesinin a bendi atfı ile KTK. Md. 60/d bendini ihlal ettiğini ve asli kusurlu olduğunu, asli kusurlu olan … plakalı araç sürücüsünün, sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu yönündeki iddiasının yersiz olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu araçta meydana gelen hasar tutarına ilişkin değerlendirmeler denetime elverişli olmaması sebebiyle hükme esas alınmasının mümkün olmadığını, hasar gören parçanın onarımının mümkün olup olmadığının, mümkün ise onarılması, değil ise eşdeğer parça veya ömrünü tamamlamış araçlar mevzuatı kapsamındaki araçlardan elde edilen orijinal parça ile değiştirilmesi, bu da mümkün değilse ancak yenisi ile değiştirilmesi durumlarının değerlendirilerek hasar miktarının tespiti gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda uygulanması gereken iskontonun hesaplamaya dahil edilmediğini, iskonto uygulanması için parça tedariki yapılması gerekmediğini, zira burada başvuranın yetkisiz ve anlaşmasız serviste aracın onarımını gerçekleştirerek sigorta şirketinin iskonto uygulanmasına ilişkin hakkını elinden almakta ve gerçek zarardan değil, kendi fiili ile artırmış olduğu fiili zarardan sorumlu tutulmasını sağlamaya çalıştığını, dosyada herhangi bir onarım faturası bulunmadığını, müvekkili şirketin KDV’den sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, raporda başvuranın aracında meydana gelen hasar tutarının KDV dahil 6.419,30-Euro olarak belirlendiğini, gerçek zararın giderilmesi ilkesi uyarınca, müvekkili sigorta şirketinin KDV’den sorumlu tutulabilmesi için, zarar görenin aracını onarırken KDV ödediğini ispatlaması ve yansıtma faturası kesmesi gerektiğini bu nedenlerle sigorta şirketinin, hesaplanan hasar tutarıyla birlikte KDV’den sorumlu tutulmasının kabulünün mümkün olmadığını, haksız fiilden kaynaklanan zararın ancak haksız fiil tarihinde ve memleket parası üzerinden gerçekleştiğinin kabul edilmesi gerektiğini, talep edilen maddi zararın yabancı para üzerinden gerçekleşmesinin mümkün olmadığını, kaza tarihi itibariyle Türkiye’deki piyasa rayicine göre hasarın hesaplanması gerektiğini, araçta meydana gelen hasar tutarının poliçe genel şartlarına göre belirlenmesi gerekmekte olup, hesaplanan tutarın araçta oluşan hasara göre oldukça fahiş olduğunu,hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu araçta değer kaybının tespiti yapılırken hatalı ve yasal mevzuata aykırı rapor hazırlandığını, tamamen keyfi bir şekilde ve kanuna aykırı olarak, reel piyasa dikkate alınarak bulunan değer kaybı tespitinin hükme esas alınamayacağını belirterek istinafa konu ilama dayalı yapılan icra takibinin, istinaf incelemesi sonuna kadar teminat karşılığında durdurulmasına, kararın kaldırılarak, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta vekili ek istinaf dilekçesinde özetle; hükümde 763,50-Euro ekspertiz ücretinin de yargılama giderleri ile hüküm altına alındığı belirtilmiş olup, davada delil olarak ileri sürülen davacının eksper raporunun hükme esas alınmaması ve ekspertiz ücretine hükmedilmemesi gerektiğini, sigorta ettiren, sigortalı ve lehtar tarafından ödenen ekspertiz ücretinin makul giderler arasında yer alabilmesi için eksper veyahut bilirkişi atamasına ilişkin bilgilerin atama yapılmadan önce sigorta kuruluşu ile paylaşılması gerektiğini, tüm bu hususlara istinaden herhangi bir bildirimde bulunmaksızın doğrudan eksper raporu aldıran ve sigortacılığın temel ilkesi olan iyi niyet kurallarını ihlal etiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılarak, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;
öncelikli olarak yerel mahkeme dosyasına konu kazanın oluş şeklinin mahallinde yapılacak keşif ile tespit edilmesi ve tanıkların dinlenmesi gerekirken keşif yapılmadan harita ve hava fotoğrafaları esas alınarak düzenelen raporun hükme esas alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının aracında meydana gelen kazanın aslında kendi kusuru ile meydana geldiğini, tazminat hesaplarında değer ölçüsü “kusur oranı” olup bu kusur oranının tespitinin de olay yerinde yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkacağını, dava konusu zararın oluştuğu iddia edilen araçta da bilirkişi incelemesi yapılmadan, kaza ile araçtaki hasarın illiyet bağı değerlendirilmeden rapor tanzim edilmesinin hatalı olduğunu, hükme esas alınan raporlarda, değer kaybı ve ekspertiz masrafı hesabının neye göre yapıldığı açıklanmış olmayıp davacının talebinin yerinde olduğunun beyan edilmesinin taraflı ve dayanaksız bir rapor olduğunu, rapor içeriğinde yapılan değerlendirmelerde davacı tarafın %30, müvekkiline ait aracı kullanan kişinin ise kaza anında %70 kusurlu olduğu belirtilmiş iken raporun sonuç ve kanaat kısmında davalıya ait araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu yönündeki çelişkili rapora dayanarak verilen hükmün bu sebeple de kaldırlması gerektiğini belirterek öncelikli olarak davanın reddine ve haklı istinaf taleplerinin kabulü ile yerel mahkeme hükmünün kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir .
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Dava; trafik kazasından kaynaklı davacı aracında meydana gelen hasar ve değer kaybı nedeniyle maddi tazminat davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.

Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup; hüküm davalılar vekillerince istinaf edilmiştir.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı; davalı … Sigorta Anonim Şirketinin dosyada alınan 29.10.2019 tarihli bilirkişi raporuna süresi içerisinde itirazda bulunmadığı, bu hususun hesaplanan hasar bedeli ve değer kaybı tazminatı yönünden davacı lehine usuli kazanılmış hak teşkil ettiği; Kaldı ki, davacı ve davalı …’ın ilk rapora itirazı üzerine itirazları karşılanmak üzere ATK’ dan alınan kusur ve hasar raporunun hükme esas alındığı, kusurun ve hasarın tespitine yönelik alınan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin 30.12.2019 tarihli raporunun somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, otomotiv bilirkişisi tarafından düzenlenen 29.10.2019 tarihli raporda tespit edilen hasar ve değer kaybı tazminatının da, adli tıp raporunda belirlenen tazminat ile aynı olduğu, ekspertiz ücretinin yargılama gideri olarak talep edilebileceği anlaşılmakla, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalılar vekillerinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalılar vekillerinin İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/01/2020 tarihli 2019/169 Esas ve 2020/65 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA;
Davalı … Sigorta Anonim Şirket sigortadan alınması gereken 2.459,16 TL istinaf karar harcından peşin alınan 842,00 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 1.617,16 TL’nin davalı sigortadan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
Davalı …’tan alınması gereken 3.320,12 TL istinaf karar harcından peşin alınan 842,00 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 2.478,12 TL’nin davalı …’tan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/12/2022