Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1933 E. 2022/2042 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1933
KARAR NO : 2022/2042

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ- : 09/05/2019 (Dava) – 11/02/2020 (Karar)
NUMARASI : 2019/159 Esas – 2020/114 Karar
DAVA : Maddi Tazminat (Kasko Poliçesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 28/12/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ: 28/12/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/02/2020 tarihli 2019/159 Esas ve 2020/114 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait … plakalı aracın davalı şirket nezdinde kasko poliçesi ile sigorta edildiğini, 01.02.2019 tarihinde seyrederken motor kısmında çıkan yangın sonucu hasar gördüğünü ve kullanılamaz hale geldiğini, hasarın, davalı … şirketine ihbar edildiğini, hasar dosyası açıldığını, yasal sürede hasar bedelinin ödenmediğini, arabuluculuk müracaatının da anlaşamama ile sonuçlandığını, işbu belirsiz alacak davasının açılmasının kaçınılmaz olduğunu, Kasko Poliçesi Genel Şartları 3.3, 4 maddesine göre tazminat ödemesi borcu hasarın ihbarından itibaren 45 gün geçmekle muaccel olduğundan davalı … şirketinin 16/03/2019 tarihinde temerrüde düştüğünü, davanın ticari dava olduğunu, davaya bakmaya görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, belirsiz alacak davasının kabulü ile 5.000,00-TL alacaklarının 16/03/2019 tarihinden itibaren davalıdan ticari avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, talep arttırım dilekçesi ile talebini 24.000-TL’ye çıkardığı anlaşılmıştır.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket nezdinde kasko poliçesi ile sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın zararının tazmini talebiyle işbu dava açılmış ise de talebin reddinin gerektiğini, davacının, müvekkili şirkete yönelttiği zarar tazmin talebinin, hasarın, “Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartları düzenlemelerinde; “Ek Sözleşme ile Teminat Kapsamına Dahil Edilebilecek Zarar” kapsamında olması ve taraflar arasında tanzim edilen poliçede söz konusu zarara ilişkin ek bir teminat verilmemiş olması nedeniyle reddedildiğini, müvekkili şirkete başvurulması üzerine tanzim edilen teknik raporda özetle; yanmanın, elektrik tesisatına ait kablolarda görülen kısa devreye bağlı kavrulmalardan dolayı meydana geldiğinin, aracın sağ tarafında orjinal donanımında olmayan birçok kablonun çekildiğinin tespit edildiğinin, bu kablolarda da kısa devreye bağlı kavrulmaların görüldüğünü, Kasko Genel Şartları A.4. maddesi ile, “Ek Sözleşme ile Teminat Kapsamına Dahil Edilebilecek Zararlar”ın düzenlendiğini; 4.14 alt bendinde; “yağsızlık, susuzluk, donma, bozukluk, eskime, çürüme, paslanma ve bakımsızlık nedeniyle” meydana gelen zararların, teminat dahilinde bulunmadığını, bu zararların, ancak ek sözleşme ile teminat altına alınabileceğinin belirlendiğini, müvekkili şirketin taraf olduğu kasko poliçesinde söz konusu haller nedeniyle meydana gelen zararlar için ek bir teminat verilmediğinin son derece açık olduğunu, özel bir kloz ile bu zararlar için teminat verilmediği belirlenmediğinden davacı talebinin, müvekkili şirket tarafından reddedildiğini, zararın, kavrulmaya ilişkin teminat bulunmaması nedeniyle müvekkili şirketin sorumluluğu dahilinde olmadığını, poliçe genel şartları kapsamında yalnızca alevli yangın sebebiyle ortaya çıkan hasarlara ilişkin teminat sağlandığını, bununla birlikte aracın orjnalinde bulunmayan, sonradan sigortalı tarafından takılan kablolar sebebi ile ortaya çıkan zararın da sigorta koruması altında tazmininin mümkün olmadığını, davacının, davaya konu talebine ilişkin olarak avans faizi talebinde bulunduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere davacının söz konusu talebinin haksız olduğunu, ticari iş olarak nitelendirilemeyeceğinden uygulanması gereken faizin yasal faiz olduğunu beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI:
Mahkemece, “…Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı itibariyle; davacıya ait … plaka sayılı aracın davalı … tarafından 25/03/2018- 25/03/2019 tarihleri arasında genişletilmiş kasko poliçesi ile sigortalandığı, sigortalı aracın 01/02/2019 tarihinde yandığı, her ne kadar bilirkişi incelemesi ile yangının kesin olarak çıkış sebebi belirlenememiş ise de; aracın yanması nedeniyle oluşan hasarın, kasko genel şartlarının A.1 bölümünde belirlenen risklerden olup, kasko teminatı kapsamında olduğu, aracın kullanılamayacak durumda olması nedeniyle pert-total işlemine tabi tutulmasının gerektiği ve hasar bedelinin 24.000,00 TL olduğu hükme esas alınan bilirkişi raporu ile belirlendiğinden DAVA VE ISLAH DİLEKÇESİNİN KABULÜ İLE, 24.000,00-TL’nin sigorta ekspertiz raporunun düzenlendiği (temerrüt) 19/03/2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davalı vekili tarafından, “….Kavrulma hasarının teminat dışı olduğunu, ek teminat ile teminat altına alınabilecek hasarlardan olduğunu, zarar tazmin talebinin, poliçede söz konusu zarara ilişkin ek bir teminat verilmemiş olması nedeniyle reddedildiğini, müvekkili şirkete başvurulması üzerine dosyanın tevdi edildiği uzman kişi tarafından tanzim edilen teknik raporda özetle; yanmanın aracın ön kısmında meydana geldiğini, ön sağ kısımda daha yoğun olduğunu, bu bölgede bulunan elektrik tesisatına ait kablolarda görülen kısa devreye bağlı kavrulmalardan dolayı meydana geldiğini, aracın ön tarafının önceki kullanımından kaynaklı olarak ciddi hasarlı olduğunu ve usulüne uygun olmayacak biçimde onarıldığını, elektrik tesisatına ait kablolarda kavrulma görüldüğünü, bu kavrulma sonucunda açığa çıkan yüksek ısının çevresinde bulunan bakalit ve izolasyon malzemelerini yakarak yanma olayını başlattığını, aracın sağ tarafında orjinal donanımında olmayan birçok kablonun çekildiğinin tespit edildiğini, bu kablolarda da kısa devreye bağlı kavrulmaların görüldüğünün tespit edildiğini, hasarın bakımsızlık nedeniyle meydana geldiğini, Kasko Genel Şartları A4. maddesi ile, 4.14 alt bendinde; ‘yağsızlık, susuzluk, donma, bozukluk, eskime, çürüme, paslanma ve bakımsızlık’ nedeniyle meydana gelen zararların, teminat dahilinde bulunmadığını, bu zararların, ancak ek sözleşme ile teminat altına alınabileceğinin belirlendiğini, poliçede söz konusu haller nedeniyle meydana gelen zararlar için ek bir teminat verilmediğinin açık olduğunu, aracın periyodik bakımlarının yaptırıldığına dair hiçbir belge ibraz edilmediğini, bilirkişinin de aracın periyodik bakımlarını yaptırıp yaptırmadığı konusunu irdelemediğini, aracın önceki onarımının orjinal olmayan ve eksik parçalarla yapıldığını, akü kutup başının tek kablo olması gerekirken 3 kablo bağlandığını ve bu durumun elektrik yükünün fazla gelmesine neden olarak yangına sebebiyet verdiğini, araçta eksik şalter olması hususunun bilirkişi tarafından değerlendirilmediğini, süresi içerisinde yaptıkları itiraz ile bunu belirttiklerini, ancak mahkemenin ciddiye almayarak bilirkişiye tevdi etmediğini, şalterin devreden bilerek ve isteyerek çıkartıldığını, (-) kutup başında bir adet olması gereken kablonun üçe çıkartıldığını, anlaşıldığı üzere aracın orjinal donanımında olan elektrik tesisatındaki şalterin kısa devre edilerek devreden çıkartıldığını, aracın orjinalinde olmayan parçalar nedeniyle yangın çıkmasının teminat harici olduğunu, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Esas 2016/6736-Karar 2017/9082, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Esas 2013/10390-Karar 2014/16848 sayılı emsal kararlarına uyularak ilave kabloların kim tarafından eklendiğinin davacı yana sorulmasını talep ettiklerini, ancak mahkemenin bu durumu da değerlendirme dışı bıraktığını, kararın gerekçesiz olduğunu, gerekçeli kararda yangının çıkış nedeninin belirlenemediğinin açıkça yazıldığını, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydıyla yangının çıkış nedeni belirlenemiyorsa TTK 1148 hükmü gereği tazminattan indirim yapılması gerektiğini, avans faizine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu, davacı ile müvekkili şirket ile arasındaki ilişkinin ticari bir nitelik arz etmediğini, haksız fiil sorumluluğunda uygulanacak faizin yasal faiz olduğunu….” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, aracın yanmasından dolayı kasko sigortacısından maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; davacıya ait ticari minibüsün 01.02.2019 tarihinde ön kısmından başlayan yangın nedeniyle yanarak kullanılamaz hale geldiği hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. İhtilaf, davalı tarafça bu hasarın teminat dışı olduğunun ileri sürülmesi noktasındadır. Her ne kadar davalı …, araçtaki yangının aracın daha önceki onarımlarında orjinal parça kullanılmaması nedeniyle kabloların kısa devre yapmasından kaynaklandığını ve aracın bakımsız bırakılması nedeniyle de hasarın teminat dışı olduğunu ileri sürmüş ve bu doğrultuda kendi yaptırdığı bir teknik inceleme raporunu da sunmuş ise de, mahkemece makine mühendisi bilirkişiden ayrıntılı rapor alınmış olduğu, bu raporda sözkonusu teknik rapordaki görüşlerin de irdelendiği, aracın da incelenmiş olduğu ve bu incelemeler sonucunda; aracın mevcut haline göre, ön kısmından başlayan yangının sebebinin kesin olarak tespitinin mümkün olmadığı yönünde görüş bildirilmiş olduğu, raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, TTK 1409/2.madde uyarınca “sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışına kaldığını ispat yükünün sigortacıya ait olduğu”, ancak davalı … tarafından, meydana gelen hasarın teminat dışı olduğuna yönelik iddiaların somut delillerle ispatlanamamış olduğu, mahkeme kararının gerekçeli olduğu, tazminattan indirim yapılmasını gerektirir bir durumun da davalı tarafça ispatlanamadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin bu yönlerdeki tüm istinaf itirazlarının esastan reddi gerekmiştir.
Yine, davalı vekilinin “avans faizi” ne yönelik istinaf itirazının da reddi gerekmiştir. Şöyle ki; davacıya ait aracın minibüs olup, ticari kullanımda olduğu, poliçede de bu hususun açıkça yazılı olduğu, ayrıca kasko sigortalarına ilişkin eldeki davanın mutlak ticari dava olduğu hususları gözetildiğinde, mahkemece verilen kararda bu yön itibariyle de hukuka aykırılık görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davalı vekilinin İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/159 Esas – 2020/114 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 1.639,44-TL istinaf karar harcından peşin alınan 410,00-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 1.229,44-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan avansdan kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 28/12/2022