Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1926 E. 2022/1957 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1926
KARAR NO : 2022/1957

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/12/2018 (Dava) – 03/02/2020 (Karar)
NUMARASI : 2018/282 Esas – 2020/95 Karar
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı)
BAM KARAR TARİHİ : 15/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/12/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/02/2020 tarihli 2018/282 Esas ve 2020/95 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 28/07/2018 tarihinde davalı …’a ait sevk ve idaresindeki … plakalı aracın müvekkili …’a ait … sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarpması sonucunda maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davalının KTK’nun 84. ve Yönetmeliğin 157. maddesi uyarınca asli kusurlu kabul edildiğini, davalı sigorta şirketinin 08/01/2018-08/01/2019 tarihleri arasında geçerli olan ZMMS poliçesi nedeniyle sigortalı araç sürücüsünün tam ve asli kusuru ile neden olduğu maddi hasardan sorumlu olduğunu bu nedenle davalılar açısından illiyet bağının mevcut olduğunu, müvekkiline ait Alman trafiğine kayıtlı aracın tamir masrafının 01/08/2018 tarihli rapor ile KDV dahil 99.346,03 TL olarak tespit edildiğini, aracın total pert olduğu ve kullanılamaz durumda olduğundan mevzuat gereği Adnan Menderes Gümrük Müdürlüğü’ne terk edildiğini, aracın kaza tarihindeki rayiç değerinin 10.500 Euro olduğunu bu nedenle uğranan zarara ilişkin talepte rayiç değerinin esas alınmasını ve araç millileştiğinden hurda değeri düşülmemesini, davalı tarafın hasar bedeline yansıyacak KDV miktarını da ödemek zorunda olduğunu, yabancı para üzerinden doğan tazminat borcu için sigorta limitinin temerrüd tarihi itibariyle yabancı para üzerinden karşılığı olduğunun kabulü gerektiğini, müvekkilinin aracının yabancı plakalı olup müvekkilinin daimi ikametgahının da Almanya olması nedeniyle araçtaki zararın Alman rayiç bedellerine göre belirlenmesini ve zararı gidermesi için yabancı para üzerinden harcama yapacağının kabulü gerektiğini, davalı sigorta şirketine yapılan başvuruya 15 gün içerisinde cevap verilmediğini bu nedenle temerrüde düştüğünü belirtip fazlaya dair her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüne, 10.500 Euro maddi tazminatın 1 nolu davalıdan kaza tarihi olan 28/07/2018 tarihinden, 2 nolu davalı sigorta şirketinden ise temerrüde düştüğü 18/12/2018 tarihinden itibaren yabancı para bakımından 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faiziyle birlikte ve fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru Karşılığı Türk Lirası olarak tahsiline, müvekkilinin bilirkişi ücreti olarak ödediği 100 Euro’nun fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru karşılığı Türk Lirası olarak yargılama giderine dahil edilerek davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, müvekkilinin 60 km hızla seyir halindeyken sağ tarafından … plakalı aracın aniden yola çıkması ve müvekkilinin aracına sağ taraftan çarpması nedeniyle müvekkilinin aracının devrildiğini, kazada müvekkilinin ve ailesinin yaralandığını, davaya konu trafik kazasının meydana gelmesinde müvekkilinin hiçbir kusuru bulunmadığını, dosyada mevcut trafik kazası tespit tutanağının kabulünün mümkün olmadığını, davaya konu trafik kazası nedeniyle tarafların birbirlerinden şikayetçi olduklarını, ilgili soruşturma dosyasının Didim C.Başsavcılığı’nın 2018/4776 E sayılı dosyasıyla derdest olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte talep edilen tazminat miktarının fahiş olup gerçeğe aykırı olduğunu, Almanya’da belirlenen rayiç bedelin işbu davada talep edilmesinin imkansız olduğunu, aracın fiziken Almanya’ya götürülmediğini, yapılan ekspertiz çalışmasının kağıt üzerinde olduğunu, zararın Türk Lirası üzerinden hesaplanması gerektiğini,bir an için müvekkilinin kusurlu olduğu kanaatinin hasıl olması durumunda ödenmesine karar verilen tazminatın öncelikle zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında … Sigorta A.Ş.’den, sigorta teminat limitlerinin aşılması halinde kalan miktarın kasko sigortası kapsamında yine davalı sigorta şirketinden tahsil edilmesini belirtip dosyanın öncelikle görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesini, neticede davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir.

Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu poliçelerden dolayı sorumluluklarının sigortalının kusuru oranında olmak üzere maddi zararlarda araç başına azami 36.000 TL ile sınırlı olduğunu, davacı tarafından yapılan müracaat üzerine hasar dosyası açıldığını, hasar miktarının tespiti için eksper atandığını ve yapılan değerlendirme sonucunda hasar bedeli – onarım bedeli – 26.611,60 TL tespit edildiğini, bu tutarın müvekkil şirketçe kabul edildiğini ancak davacı tarafın kabul etmeyerek aracını yetkili servisten aldığını, müvekkil şirketin davacıya karşı başkaca bir sorumluluğu kalmadığından haksız ve konusuz kalan davanın reddine karar verilmesini, araç üzerindeki gerçek zararın belirlenmesi gerektiğini, davacının aracının Almanya plakalı olması sebebiyle Almanya’da kullanılan hesaplama ölçülerinin esas alınmamasını, kazanın Türkiye’de gerçekleşmesinden dolayı Türkiye’de geçerli olan hesaplama ölçülerinin dikkate alınması gerektiğini, şirketleri tarafından yapılmış bir eksper tayini olmadığından dolayısıyla eksper tayininin de hukuki olmadığını, davacının kaza tarihinden itibaren faiz talebinin haksız olduğunu, müvekkil şirketin faiz sorumluluğunun ancak dava tarihinden itibaren söz konusu olacağını belirtip haksız ve fahiş olan maddi tazminata ilişkin talebin reddine, müvekkilinin maddi tazminat yönünden sorumlu bulunması durumunda azami limitin 36.000 TL ile sınırlı olacağına, ekspertiz ücreti talebinin reddine, kaza tarihinden itibaren avans faizi talebinin reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece,”…Açılan davanın KABULÜ İLE 10.500,00 Euro maddi tazminatın davalılardan … yönünden 28/07/2018 tarihinden davalı … Sigorta A.Ş’den temerrüt tarihi olan 18/12/2018 tarihinden itibaren (ZMMS ve İMMS poliçe teminat limitlerinin temerrüt tarihindeki yabancı para cinsinden karşılığı ile sınırlı olarak) yabancı para bakımından 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faizi ile birlikte fiili ödeme günündeki TCMB efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacı tarafa verilmesine, Ekspertiz ücreti olan 100,00 Euro’nun fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru karşılığı TL olarak yargılama gideri kapsamında değerlendirilerek davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 28.07.2018 kaza tarihi itibari ile araç başına 36.000-tl olan poliçe teminat limitinin üzerinde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda her ne kadar tazminat tutarı 10.500 euro hesaplanmış ve rapor doğrultusunda aleyhe hüküm kurulmuşsa da, sigorta şirketinin sorumluluğunun ancak sigortalısının kusuru oranında ve poliçede gösterilen azami limit dahilinde 36.000-tl ile sınırlı olduğunu, yerel mahkemece kusur oranlarının tespiti için hem adli tıp trafik ihtisas dairesi’nden hem de karayolları genel müdürlüğü fen heyeti’nden seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınması gerekitiğini, üçüncü kişinin maruz kaldığı gerçek zarar miktarının araştırıp, saptayarak karşılaması gerektiğini, öncelikle kusur durumunun tespit edilmesini talep ettiklerini, önceki bilirkişi raporunda %75 kusur, 09.11.2019 tarihli bilirkişi raporunda ise%10 kusur tespit edilmiş olup, halen ihtilaflı olduğunu, bilirkişi raporundaki hesaplamanın hatalı olduğunu, davacının aracının yabancı plakalı olması dolayısıyla yurtdışında kabul gören hesaplamalar ve tespitlerin esas alınmaması gerektiğini, davaya konu kaza Türkiye sınırlarında gerçekleşmiş olup Türkiye’de geçerli olan hesaplama ölçülerinin dikkate alınması gerektiğini,dosyaya sunulan bilirkişi raporunda, hiçbir inceleme yapılmaksızın davacının huzurdaki davayı ikame etmeden önce alınan eksper raporu ve fatura doğlrutusunda esas alınarak farazi hesaplama yapıldığını, oysa ki davacıya ait aracın ağır hasara uğramadığını, cevap dilekçesi ekinde sundukları ekspertiz raporunda da görüleceği üzere davacının aracının tamir edilebilir durumda olduğunu, işbu ekspertiz raporunda, araç hasarının 26.611-TL + KDV olarak tespit edildiğini, bilirkişi raporunda sovtaj çalışması da yapılmadığını, aracın perte ayrılacağının tespit edilmesi durumunda sovtaj çalışması yapılması gerekeceğini, bilirkişi raporundaki hesaplamanın hatalı olduğunu, ilgili mevzuat gereğince türk lirası üzerinden tazminata hükmedilmesi gerektiğinden asıl alacak ve faiz tutarının türk lirası üzerinden sigorta poliçesi teminatı kapamında yeniden belirlenmesini talep ettiklerini, müvekkili sigorta şirketinin harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumluluğunun poliçe limiti ile orantılı sorumluluk olduğunu, istinafa konu kararda müvekkili şirketin poliçe teminat limitinin üzerinde asıl alacağa isabet eden harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasında yasal isabet bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasına, müvekkili şirket aleyhine başlatılması muhtemel icra takibinin durdurulması için tehir-i icra kararı verilmesine, haksız davanın reddine ve yargılama masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme gerekçesinde yargılama konusu trafik kazasında müvekkili sürücünün %100 oranında kusurlu olduğuna hükmedilmiş ise de toplanan deliller karşısında müvekkili sürücünün %100 oranında kusurlu olduğunun kabulünün mümkün olmadığını, yargılamaya konu trafik kazasının oluşumunda herhangi bir kusuru bulunmadığını, kaza tutanağından da anlaşıldığı üzere davacıya ait “…” plakalı aracın yolun koşullarına göre yüksek bir hızla aniden yola çıkarak müvekkilinin aracının sağ tarafına arkadan çarptığını; çarpmanın etkisiyle davalı müvekkilinin sevk ve idaresindeki aracın devrildiğini, davacının maliki olduğu aracın sürücüsünün mahaldeki hız sınırlarına ve dönüş kurallarına riayet etmeyip kural ihlali yaparak dava konusu kazanın meydana gelmesine sebep olduğunu, davacıya ait aracın hız sınırlarının üstünde seyrettiğini, davacıya ait araç sürücüsünün geç fren yaptığını, ayrıca dönüş/geçiş kuralını ihlal ettiğini, kaza mahallinde keşif yapılmadığını, bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmediğini, zarar miktarının hatalı olduğunu, aracın rayiç değerinin fahiş ve hatalı olduğunu, ekspertiz rapor ücreti adı altında 100,00-Euro ücrete hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek haksız ve kötüniyetli davanın reddine karar verilmesine, yargılama sonuna kadar icranın geri bırakılmasına, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin karşı yana yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklı hasar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalılar vekillerince istinaf edilmiştir.
1-Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; Almanya’da ikamet eden davacı tarafından Alman plakalı aracının kaza nedeniyle pert total ve kullanılamaz halde olması nedeniyle Adnan Menderes Gümrük müdürlüğüne terk edildiği, eksper raporunun ve çevirilerinin dosyaya sunulduğu, mahkemece gerek bu belgeler, gerekse dava dosyasındaki fotoğraflar ve kaza tutanağı uyarınca bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, kusur-hesap bilirkişisi … tarafından düzenlenen 06/09/2019 tarihli rapora itiraz üzerine, Otomotiv ve Makine Mühendisi bilirkişiler …, …, … tarafından düzenlenen 09/11/2019 tarihli heyet raporunun alındığı, hükme esas alınan heyet raporunun incelenmesinde; meydana gelen hasarın ve taraflara izafe edilen kusur oranının kaza tespit tutanağı ile uyumlu olduğu, yabancı araç olmasından dolayı yerleşik uygulamaya göre gerçek zarar tutarının usulünce ayrıntılı ve gerekçeli olarak hesaplandığı, bu haliyle hükme esas alınan heyet raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunduğu anlaşılmakla, davalılar vekillerinin bu hususlara ilişkin istinaf itirazlarının esastan reddi gerekmiştir.
2-Bununla birlikte, davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından, mahkeme kararının hüküm kısmında yargılama giderleri bakımından poliçe limiti gözetilerek bir oranlama yapılması suretiyle hüküm tesis edilmesi gerektiği itirazının ileri sürüldüğü görülmekle, bu itirazlar yerinde görülmüş (aynı yönde bknz. Yargıtay (kapatılan) 17. HD 2019/4003 E.-2021/316 K), hükmün bu yönde Dairemizce 353/1-b-2.madde uyarınca kaldırılıp düzeltilerek yeniden hüküm tesis edilmesi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı … vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddi ve davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-2. maddesi uyarınca kısmen kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … vekilinin İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/02/2020 tarihli 2018/282 Esas ve 2020/95 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜ ile, İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/02/2020 tarihli, 2018/282 Esas ve 2020/95 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
a-Açılan davanın KABULÜ İLE; 10.500,00 Euro maddi tazminatın davalılardan … yönünden 28/07/2018 tarihinden davalı … Sigorta A.Ş’den temerrüt tarihi olan 18/12/2018 tarihinden itibaren (davalı … Sigorta AŞ’nin 36.000-TL poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmak kaydı ile) yabancı para bakımından 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faizi ile birlikte fiili ödeme günündeki TCMB efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacı tarafa verilmesine,
Ekspertiz ücreti olan 100,00 Euro’nun fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru karşılığı TL olarak yargılama gideri kapsamında değerlendirilerek davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
b-Alınması lazım gelen 4.338,68 TL harçtan peşin alınan 1.084,67 TL nin mahsubu ile kalan 3.254,01 TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irad kaydına, (davalı … Sigorta AŞ yönünden sorumlu olunan poliçe limitinin (36.000 TL), toplam hükmedilen maddi tazminata (10.500,00-Euro’nun fiili ödeme tarihindeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı Türk Lirası karşılığı tutarına) oranı dahilinde sorumlu olması kaydıyla),
c-Davacı tarafça yapılan 35,90 TL başvurma harcı, 1.084,67 TL peşin harç ile posta-tebligat ve bilirkişi ücreti 1.711,50 TL ile 100 Euro(604,90 TL) ekspertiz ücreti olmak üzere toplam 3.436,97 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, (davalı … Sigorta A.Ş. yönünden sorumlu olunan poliçe limitinin (36.000 TL), toplam hükmedilen maddi tazminata (10.500,00-Euro’nun fiili ödeme tarihindeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı Türk Lirası karşılığı tutarına) oranı dahilinde sorumlu olması kaydıyla),
ç-Davacının kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca, takdir ve tayin edilen 9.056,89 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, (davalı … Sigorta A.Ş. yönünden sorumlu olunan poliçe limitinin (36.000,00 TL), toplam hükmedilen maddi tazminata (10.500,00-Euro’nun fiili ödeme tarihindeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı Türk Lirası karşılığı tutarına) oranı dahilinde sorumlu olması kaydıyla),
d-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara re’sen iadesine,
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
3-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin sair istinaf itirazlarının REDDİNE,
4-İSTİNAF AŞAMASINDA; istinaf başvurusu sırasında davalı sigortadan alınan istinaf karar harcının talep halinde davalı sigorta şirketine iadesine,
Davalı …’dan alınması gereken 4.389,26-TL istinaf karar harcından peşin alınan 1.084,67-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 3.304,59-TL’nin bu davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
4-İstinaf incelemesi esnasında davalı sigorta tarafından yapılan 148,60-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcından ibaret istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı sigortaya verilmesine,
5-Davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 15/12/2022