Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1925 E. 2022/1999 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1925
KARAR NO : 2022/1999

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/07/2017 (Dava) – 12/11/2019 (Karar)
NUMARASI : 2017/849 Esas – 2019/1171 Karar
DAVA : Maddi Tazminat (Trafik Kazasına Dayalı Cismani Zarar Nedeniyle)
BAM KARAR TARİHİ : 21/12/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ: 21/12/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/11/2019 tarihli 2017/849 Esas ve 2019/1171 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 15/05/2017 tarihinde müvekkilinin idaresindeki … plakalı motosiklet ile davalı şirket nezdinde ZMMS poliçe teminatı altında bulunan … plakalı aracın çarpıştığını ve bu kazada müvekkilinin yaralandığını, müvekkilinde radius uç alt kırığı ve el navikuler kırığı oluştuğunu, kazanın oluşumunda davalı şirket nezdinde ZMMS poliçesi bulunan aracın asli ve tek kusurlu olduğunu, davanın safahatında rapor alındığında müvekkilinin geçici iş göremezlik süresinin ve maluliyet oranının açığa kavuşacağını, davalıya 26/05/2017 tarihinde başvuru yapıldığını, ilgili sigorta şirketince 21.151,86-TL ödeme yapıldığını, ödemenin fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak alındığını, zira yapılan ödemenin müvekkilinin kaza sebebi ile yaşadığı sıkıntılar ve maluliyeti dikkate alındığında çok düşük kaldığını, müvekkilinin Türkiye Atletizm Federasyonunun lisanslı bir sporcusu olduğunu, sporculuk hayatının da etkilendiğini, bu nedenle yaşadığı maluliyetin normal bir insana göre daha fazla olduğunu, Karayolları Trafik Kanunu 111. maddesinde bulunan; “Tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir.” hükmü gereği dava açma haklarının mevcut olduğunu belirterek, HMK 107. maddesi gereği fazlaya ilişkin tüm dava ve tazminat talep hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 50-TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 50-TL maluliyet tazminatının, başvuru tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı tarafından ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, talep arttırım dilekçesi ile geçici işgöremezlik tazminatı isteminin 8.424-TL’ye çıkarıldığı anlaşılmıştır.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili kooperatife sigortalı … plakalı araç ile … plakalı motosikletin karıştığı kaza sonucu davacının maluliyetinin oluştuğu iddiaları ile işbu belirsiz alacak davasının ikame edildiğini, ancak dava haksız ve hukuka aykırı olduğundan reddinin gerektiğini, müvekkili kooperatifin merkezi Kadıköy/İstanbul olduğundan yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, müvekkili şirket tarafından 04.05.2017 başlangıç-04.05.2018 bitiş tarihli karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi düzenlendiğini, manevi tazminat teminat kapsamında olmadığı gibi gelir kaybı, kâr kaybı gibi dolaylı zararların da teminat kapsamında olmadığını, sigortalının sorumlu olduğu kusur oranında gerçek zararın tazmininin esas olduğunu, kusur yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmasını, maluliyet tazminatının ödendiğini, imzalanan ibraname gereği işbu davanın konusuz kaldığını, 21.151,86-TL tutarındaki maluliyet miktarının banka hesabına yatırılması halinde … Kooperatifi’nin ibra edildiğinin açıkça belirtildiğini, söz konusu ödeme 12.07.2017 tarihinde eksiksiz yapıldığından, ekte sundukları ibranamenin geçerli ve bağlayıcı olduğunu, 01.06.2015 tarihi itibari ile yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlar A.5 kapsama giren teminat türleri düzenlemesine göre sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğunda olduğundan ZMM sigortacısı olan müvekkili şirketin bir sorumluluğunun bulunmadığını, sağlık gideri teminatına, sürekli sakatlık raporu alınıncaya kadar çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderleri, tedavi giderleri ve bakıcı giderleri de dahil edilmiş olduğundan bu giderlerin de SGK’nın sorumluluğunda olduğunu, kazazede davacının maluliyeti dizlik kullanmadığı için oluşmuş veyahut ağırlaşmış ise, bunun aktüerya hesabında göz önüne alınması gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere, müvekkili kooperatif aleyhine tazminata hükmedilmesi halinde dahi temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI:
Mahkemece, “…..Her ne kadar davalı vekili tarafından, davacının dosyaya sunmuş olduğu dava değerinin arttırılmasına ilişkin dilekçedeki talebinin zamanaşımına uğradığı belirtilerek bu talebin zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi istenmiş ise de, işbu davanın HMK 107.maddesi gereğince belirsiz alacak davası niteliğinde bulunduğu ve zamanaşımı süresi içerisinde davanın açılmış olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin zamanaşımı def’i yerinde görülmediğinden reddine karar verildiği, yine davalı vekili tarafından her ne kadar yetki itirazında bulunulmuş ise de kaza yerinin ve davacının yerleşim yerinin İzmir’de olup, mahkemenin yargı alanı içerisinde bulunduğundan HMK 16.maddesi gereğince bu talebin de reddine karar verilerek yargılamaya devam olunduğu, yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; hükme esas alınan İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen rapora göre, dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde davalı sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında tam ve asli kusurlu olduğu, Ege Üniversitesi’nden alınan maluliyet raporuna göre de dava konusu trafik kazası nedeniyle davacının %4 oranında malul olduğu ve kaza tarihinden itibaren iyileşme süresinin 6 ay olarak belirlendiği, buna göre aktüer bilirkişiden alınan raporda; davalı sigorta şirketi tarafından ödeme yapılan 2017 yılı verileriyle davacının talep edebileceği daimi iş göremezlik tazminatının 21.574,63 TL olarak hesaplandığı, sigorta şirketi tarafından ise daimi maluliyete ilişkin olarak 21.151,00 TL ödeme yapıldığı, aradaki 423,63 TL’ lik farkın varsayıma dayalı hesaplamalar bakımından makul düzeyde olduğu, dosya kapsamına göre davacının karşılanmamış kalıcı işgöremezlik zararının bulunmadığı, yapılan hesaplama neticesinde davacının geçici işgöremezlik tazminatı olarak davalı taraftan 8.424,00 TL talepte bulunabileceğinin bildirildiği, 2918 Sayılı KTK’nun 99/1 maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.2.b.maddesi uyarınca rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta olup, bu süre içerisinde tazminatın ödenmemesi halinde sigorta şirketi yönünden temerrüt gerçekleştiğinden, somut olayda davacı tarafça davalı sigorta şirketine 29.05.2017 tarihinde müracaat edilmiş olup 8 iş gününün ilavesiyle davalı sigorta şirketinin 09.06.2017 itibari ile temerrüde düştüğü anlaşılmakla; DAVANIN KISMEN KABULÜNE, 8.424,00 TL geçici iş göremezlik tazminatının 09.06.2017 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, kalıcı iş göremezlik tazminatına ilişkin istem yerinde görülmediğinden reddine….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davalı vekili tarafından, “…..Geçici iş göremezlik tazminatı taleplerinin Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğunu, ZMMS poliçesinin tanzim tarihinin 04.05.2017 olması, yani yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra tanzim edilmiş olması nedeni ile işbu uyuşmazlığa yeni genel şart hükümlerinin uygulanması gerektiğini (Yargıtay 17. HD. E. 2017/1541-K. 2017/9897 T. 31.10.2017, Yargıtay 17. HD. E. 2016/14573-K. 2017/6035 T. 29.5.2017), ayrıca 6111 sayılı Yasa’nın 59. maddesi ile değişik 2918 sayılı KTK 98. maddesinde; ‘Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır.’ düzenlemesinden anlaşıldığı üzere trafik kazası sonucu yaralanan şahısların tümüyle iyileşip eski sağlığına kavuşuncaya kadar aldığı tıbbi tedavi ile sınırlı sağlık hizmet bedellerinin SGK tarafından karşılandığını, 6111 Sayılı Değişiklik Kanunu sonrası, zorunlu mali sorumluluk sigortacısının (ZMSS) tedavi harcamaları kapsamında bir sorumluluğunun kalmadığını, müvekkili şirketin geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin hiçbir sorumluluğunun bulunmadığını ve davanın reddine karar verilmesini….” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasına dayalı cismani zarar nedeniyle geçici ve kalıcı işgöremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu kaza nedeniyle davacının el bileğinden yaralandığı, ancak kalıcı maluliyeti bulunmayıp geçici işgöremezlik durumunun oluştuğu anlaşılmakta olup, davalı vekilinin istinaf itirazının yalnızca geçici işgöremezlik tazminatına ilişkin olduğu ve bu tazminattan müvekkilinin değil, SGK’nın sorumlu olduğuna yönelik olduğu görülmekle, bu kapsamda yapılan değerlendirmede; bilindiği üzere, Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması, Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağının ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiğinin uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiş olması nedeniyle, davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK’nın ve 6098 sayılı TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümleri ile Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir. Buna göre 6111 Sayılı Yasa kapsamında SGK’nın sorumluluğuna geçen tedavi giderleri bakımından davalı sigorta şirketinin sorumluluğu olmayacak ise de, KTK’nın 98.maddesi gereği SGK Başkanlığı’nın sorumlu olduğu sağlık giderleri, trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarında yapılan tıbbi tedaviye ilişkin sağlık hizmet bedellerinden ibarettir. İstinaf itirazına konu edilen “geçici iş göremezlik tazminatı” yönünden ise sigorta şirketlerinin sorumluluğu devam ettiğinden, davalı vekilinin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir (Aynı yönde bknz. Yargıtay 4. HD 2021/5372 E.- 2021/8669 K).
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davalı vekilinin İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/849 Esas – 2019/1171 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; davalıdan alınması gereken 575,45-TL istinaf karar harcından peşin alınan 143,86-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 431,59-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan avansdan kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 21/12/2022