Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1924 E. 2022/2041 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1924
KARAR NO : 2022/2041

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/11/2018 (Dava) – 31/12/2019 (Karar)
NUMARASI : 2018/1415 Esas – 2019/1339 Karar
DAVA : Maddi Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 28/12/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ: 28/12/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/12/2019 tarihli 2018/1415 Esas ve 2019/1339 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 01/06/2018 tarihinde, kontrolsüz bir şekilde kırmızı ışıkta durmayarak gelen … plakalı aracın, müvekkilinin … plakalı aracına çarpması sonucunda maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davalı firmaya ait … plakalı aracın asli ve tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin hasarın tahsili için aracın ZMM sigortacısı olan davalıya başvuru yaptığını, fakat tarafların kusur oranı, ödenecek bedel ve aracın perte çıkarılması konularında anlaşamadığını, keza müvekkilinin bu süreçte aracını perte çıkarmak değil, aksine kullanmak istediğini, bu nedenle İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/503 D.İş sayılı dosyasıyla tespit yaptırdığını, aracın müvekkili tarafından tamir ettirildiğini ve müvekkilinin kendi aracını kullanmaya devam ettiğini, kaza tespit tutanağında hatalı bir şekilde eşit kusur verildiğini, mahkeme tarafından kusur konusunda görevlendirilecek uzman bilirkişinin belirleyeceği oranlar doğrultusunda alacak davasının miktarı belirli olacağından işbu davayı fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla belirsiz alacak davası şeklinde açtıklarını belirterek, şimdilik 4.000,00-TL hasar onarım bedeline karşılık gelen maddi tazminat bedelinin, davalı sigorta firması açısından temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle, davalı araç maliki bakımından haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, ayrıca delil tespiti dosyası yargılama giderleri ile yasal vekalet ücretinin de davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, talep arttırım dilekçesi ile hasar bedeli talebinin 12.500-TL’ye çıkarıldığı anlaşılmıştır.
CEVAP:
Davalı … Sigorta AŞ. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından gerçek zarar miktarının muteber delillerle ortaya konulmadığı gibi, zararın varlığının ve miktarının da denetimine engel olunduğunu, davacı tarafça bilirkişi aracılığıyla usulsüz yapılan tespit raporunun kabul edilmesinin mümkün olmadığını, tek taraflı olarak yokluklarında alınması ve denetime açık olmaması nedeniyle, tespit raporunu kabul etmediklerini, zararın varlığının ve miktarının, davacı tarafından denetime elverişli şekilde ispat edilmesi gerektiğini, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.2.2.2 maddesi düzenlemesi gereği aracın onarımının kaza tarihi itibariyle anlaşmalı merkezde yaptırılması halinde parça, tedarik, işçilik işlemlerinde %20 indirim uygulanacağını, buradan hareketle, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun belirlenen hasar miktarından %20 iskonto uygulanmak suretiyle sınırlı olduğunu, talep edilen fahiş tutarın reddinin gerektiğini, hasarın miktarı için müvekkili sigorta şirketi tarafından alınan bilirkişi raporunda, aracın KDV hariç hasarının 22.800,00-TL olarak görüldüğü, sovtaj yapılması gereği duyulduğu, yapılan çalışmalar sonrası en yüksek teklif olarak 27.759,00-TL sovtaj bedeli alındığı, mağdur araç sahibinin aracın 2. el piyasa değeri olan 41.400,00-TL’sinde mutabık olduğunu, aracına öngörülen 27.759,00-TL sovtaj bedelini kabul ettiğinin ve geriye kalan 13.641,00-TL’nin %50 kusur üzerinden müvekkili sigorta şirketinin 6.820,50-TL tazminat tutarı ile sorumlu olduğunun tespit edildiğini, bunlara rağmen davacının fazlaya ilişkin fahiş taleplerinin reddini talep ettiklerini, davacının faiz başlangıç tarihine ve faiz oranına ilişkin taleplerinin kabul edilemez nitelikte olduğunu, temerrüt tarihinden itibaren faiz istemlerinin her halükarda reddini, kazaya karışan aracın hususi nitelikte bir araç olduğunu, ticari kullanımın söz konusu olmadığını, sigorta kuruluşunun faiz ile ilgili yükümlülüğünün, yasal faiz olacağını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin … plakalı araç maliki olduğunu, aracını diğer davalı şirket olan … Sigorta A.Ş’ye 08.09.2017– 08.09.2018 vadeli zorunlu mali sorumluluk poliçesi ile sigortalattığını, davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, öncelikle sigorta şirketine müracaat ve uzlaşamama tutanağının dosyaya sunulmadığını, davanın dava şartı yokluğu nedeni ile reddini, müvekkiline ait araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğu iddiasının gerçek olmadığını, kaza tespit tutanağında davacı yanın da kazada %50 oranında kusurlu olduğunun yazılı olduğunu, tespit dosyası delilini de kabul etmediklerini, denetimlerinden uzak ve yokluklarında yapılan bir tespit olduğunu, talep edilen rakamların gerçek zarardan çok yüksek olduğunu, olayın haksız fiil olduğunu ve yasal faiz uygulanabileceğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI:
Mahkemece, “….Bilirkişi tarafından dosyaya sunulan kök ve ek raporda; dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde davalı sigortalı araç sürücüsünün %50, davacı araç sürücüsünün %50 oranında kusurlu oldukları, davacıya ait araçta KDV dahil 30.759,14 TL’lik hasar meydana geldiği, davacıya ait aracın kaza tarihi itibariyle 2.el piyasa rayiç değerinin 46.500,00 TL olması nedeniyle aracın onarımının ekonomik olmadığı, bu nedenle pert-total işlemine tabi tutulmasının gerektiği, bu kapsamda davacı tarafa ait aracın sovtaj değeri olan 21.500,00 TL’nin aracın 2.el piyasa rayiç değerinden mahsubu neticesinde davacı tarafça talep edilebilecek tazminat tutarının (46.500,00 TL-21.500,00 TL=) 25.000,00 TL olduğu, davalı sigortalı araç sürücüsünün %50 kusuru dikkate alındığında davacının talep edebileceği maddi tazminat tutarının 12.500,00 TL olduğu sonuç ve kanaatine varıldığının bildirildiği, raporun aynen benimsenip hüküm kurmaya elverişli bulunduğu, davalı sigorta şirketi yönünden 31.12.2019 tarihli duruşmadaki davacı vekilinin talebi de dikkate alınarak dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verildiği, davacı tarafça talep edilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2018/503 D.iş sayılı dosyasındaki delil tespit giderlerine ilişkin talebin gerekçeli kararın yargılama gideri bölümünde nazara alınmasına karar verildiği, sonuç olarak; DAVANIN KABULÜNE, 12.500,00 TL tazminatın kaza tarihi olan 01.06.2018 (davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren faiz işletilmek kaydıyla) tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, …..yine davacı tarafça talep edilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2018/503 D.iş sayılı dosyasından yapılan 100,20 TL harç, 400,00 TL bilirkişi ücreti, 253,80 TL keşif harcı olmak üzere toplam 754,00 TL delil tespiti giderlerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davacı vekili tarafından, “…Mahkemenin İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/503 D. İş sayılı dosyasıyla yapmış oldukları yargılama giderlerine gerekçeli kararda hükmettiğini, fakat ilgili dosya hakkında kendilerine ayrıca vekalet ücreti de hükmetmesi gerekirken bu hususun mahkeme tarafından unutulduğunu, dolayısıyla delil tespiti dosyası hakkında hem vekalet ücreti, hem de yargılama giderine hükmedilmesini….” beyanla mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
Davalı … Sigorta AŞ. vekili tarafından, “….Hükme esas alınan bilirkişi raporunda hatalı değerlendirmelere yer verildiğini, hesap edilen tutarın fahiş olduğunu, gerçek hasar miktarı için müvekkili sigorta şirketi tarafından alınan bilirkişi raporunda; aracın KDV hariç hasarının 22.800,00-TL olarak görüldüğünü, araç sahibinin aracın 2. el piyasa değeri olan 41.400,00-TL’sinde mutabık olduğunu, aracına öngörülen 27.759,00-TL sovtaj bedelini kabul ettiğini ve geriye kalan 13.641,00-TL’nin %50 kusur üzerinden müvekkil sigorta şirketinin 6.820,50-TL tazminat tutarı ile sorumlu olduğunun tespit edildiğini, müvekkili sigorta şirketinin ancak 6.820,50-TL’den sorumlu olacağını, bunların haricinde tespite konu kaza ile ilgili herhangi bir ihbar yapılmadan ve kazayla ilgili inceleme ve denetleme imkânı verilmeden yokluklarında yaptırılan tespit işlemine itiraz ettiklerini, tespit bilirkişi raporunun genel şartlarda öngörülen parça ve onarım servislerine göre hazırlanmadığını, tespit edilen zarar miktarının kabul edilemeyeceğini, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun ekspertiz raporu ile tespit edildiği üzere 6.820,50-TL ile sınırlı olduğunu, davacının fazlaya ilişkin fahiş taleplerin reddini, bilirkişi tarafından 46.500,00-TL olarak tespit edilen araç rayiç değerinin hatalı ve kabul edilebilir olmadığını, ekspertiz raporunda piyasa değerinin 41.400,00-TL olduğunun ifade edildiğini, ilanların ekte sunulduğunu, itirazları değerlendirilmeden bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ıslaha konu edilen rakam için ancak ıslah tarihinden itibaren yasal faiz istenebileceğini, davacının söz konusu davayı 4.000,00-TL üzerinden açtığının açık olduğunu, dolayısıyla ıslah edilen tutara yalnızca ıslah tarihinden itibaren faiz işletilebilecekken hatalı bir şekilde dava tarihinden itibaren faiz işletilmesinin hukuka aykırı olduğunu….” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
Davalı … Şti. vekili tarafından, “….Tespitin yokluklarında yapıldığını, gerçek zararın dışında fahiş bir hesaplama yapıldığını, diğer davalının istinaf nedenlerine aynen katıldıklarını, aracın rayiç değerine ilişkin hesaplamaları kabul etmediklerini, belirsiz olarak açılan davada, faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olarak esas alındığını, ıslah edilen rakam için, faiz başlangıcının ıslah tarihi olarak başlaması gerektiğini….” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle hasar bedeli tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davacı vekili, davalı … Şirketi vekili ve davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
1-Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; kusura yönelik bir istinaf itirazı bulunmadığı anlaşılmakla kusur durumunun kesinleşmiş olduğu görülmüştür.
2-Davalılar vekillerinin hasara yönelik istinaf itirazlarının değerlendirilmesinde; mahkemece makine mühendisi bilirkişiden kök ve ek raporlar alındığı, dosya içerisinde ekspertiz raporu ve davadan önce alınan tespit raporunun da bulunduğu, sözkonusu tüm raporlar incelendiğinde, ekspertiz raporunda KDV eklenmeden ve iskonto uygulanarak hesap yapılmış olduğu, tespit raporunda da KDV’nin hesaplanmadığı, tespit raporunda aracın kaza anındaki rayiç bedelinin 50.000-TL olarak belirlendiği, mahkemece hükme esas alınan raporda ise bu bedelin 46.500-TL olarak belirlenmiş olup bu miktarın bu konuda istinaf gelmiş olan davalı taraf lehine olduğu, hükme esas alınan rapordaki dayanak piyasa araştırma belgelerinin de dosya kapsamında mevcut olduğu, KDV tutarları eklenerek ve iskontosuz olarak gerçek zararın belirlenmesi gerekliliği uyarınca dosya kapsamında bir çelişki bulunmadığı gibi, davalı taraf savunmasının aksine davacı tarafın eksper raporunda belirlenen tutarlar bakımından sigorta şirketi ile mutabık kaldığına dair imzalı bir belgeye dayanan kabul beyanı bulunmadığı, tek taraflı olarak eksper tarafından düzenlenen bu yöndeki bir beyanın davacı beyanı gibi esas alınmasının mümkün görülmediği, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla, davalılar vekillerinin hasar tutarına ve raporlara yönelik itirazlarının ayrı ayrı esastan reddi gerekmiştir.
3-Eldeki davanın açıkça belirsiz alacak davası olarak açılmış olmasına ve rapor uyarınca talep arttırım dilekçesi sunulmasına göre, “ıslah edilen miktar bakımından ıslahtan itibaren faiz yürütülmesi gerektiği”ne dair davalı taraf vekillerinin istinaf itirazları da yerinde görülmemiştir.
4-Davacı vekilinin, tespit dosyası nedeniyle lehlerine vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğine dair itirazı ise yerinde görülmüştür. Tespit dosyası nedeniyle davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmediği görülmekte olup, tespitin yapıldığı 2018 yılı itibariyle duruşmasız tespit davalarında avukatlık vekalet ücreti 485,00-TL olduğundan 353/1-b-2.madde uyarınca Dairemizce, davacı yararına tespit giderlerine ilişkin hükme bu miktar vekalet ücretinin de eklenmesi suretiyle yeniden hüküm tesis edilmesi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı … Şti. vekilinin ve davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekilinin istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-1. maddesi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine, davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-2. maddesi uyarınca kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … Şti. vekilinin ve davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekilinin istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-1. maddesi uyarınca AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-2. maddesi uyarınca KABULÜ ile, İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1415 Esas – 2019/1339 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
a-Davanın KABULÜ ile 12.500,00-TL tazminatın kaza tarihi olan 01.06.2018 (davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren faiz işletilmek kaydıyla) tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
b-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 853,87-TL nispi karar ve ilam harcından başlangıçta ve ıslah aşamasında yatırılan toplam 213,47-TL harcın mahsubu ile bakiye 640,40-TL nispi karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve mütelsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
c-Davacı tarafından başlangıçta ve ıslah aşamasında yatırılan toplam 254,57-TL harç ile, tebligat gideri 161,50-TL, müzekkere gideri 51,40-TL ve bilirkişi ücreti 800,00-TL olmak üzere toplam 1.012,90-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine,
d-Yine davacı tarafça talep edilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2018/503 D.İş sayılı dosyasından yapılan 100,20-TL harç, 400,00-TL bilirkişi ücreti, 253,80-TL keşif harcı, 485,00-TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 1.239,00-TL delil tespiti giderlerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine,
e-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.725,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
f-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili olduğu tarafa iadesine,
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA;
a-Davalı … Şti.’nden alınması gereken 853,88-TL istinaf karar harcından peşin alınan 213,50-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 640,38-TL’nin bu davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
b-Davalı … Sigorta AŞ.’den alınması gereken 853,88-TL istinaf karar harcından peşin alınan 214,00-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 639,88-TL’nin bu davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
c-İstinaf başvurusu sırasında davacıdan alınan 54,40-TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf incelemesi esnasında;
a-Davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendileri üstünde bırakılmasına,
b-Davacı tarafından yapılan 148,60-TL istinaf kanun yolu başvuru harcı, 49,50-TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 198,10-TL istinaf yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 28/12/2022