Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1883 E. 2022/2023 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1883
KARAR NO : 2022/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/08/2016 (Dava) – 03/12/2019 (Karar)
NUMARASI : 2017/261 Esas – 2019/1248 Karar
DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
BAM KARAR TARİHİ : 22/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/12/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/12/2019 tarihli 2017/261 Esas ve 2019/1248 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 25/07/2014 tarihinde sürücü davalı …’nın kullandığı davalı sigorta şirketinin ZMMS ile sigortalı olan … plakalı aracın davacıya çarpması ile davacının yaralandığı, bakıcı gideri, emar ve tedavi giderleri ile ulaşım giderleri yaptığını, yaralanmaya bağlı olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00-TL manevi, 2.000,00-TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 25/07/2014 tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen sigorta şirketinin sadece maddi tazminat ve ferilerinden sorumlu olması kaydıyla tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
… Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 2918 sayılı yasanın 97. maddesine göre başvuru şartını yerine getirmediğinden davanın reddi gerektiğini, kaza yapan aracın müvekkil sigorta şirketinin ZMMS ile sigortalı olduğunu, sigorta şirketinin poliçe limitili ve sigortanın kusurunun gerçek zararı ile zorunluluğu ile sınırlı olduğunu, maluliyet durumunun Adli Tıp Kurumu Raporu ile tespitinin gerektiğinin, gelir hesabının asgari ücret üzerinden hesaplanmasını, aleyhe hüküm kurulması halinde dava tarihi itibari ile faiz uygulaması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; meydana gelen kazada sürücünün kusuru bulunmadığını, manevi tazminat isteminin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece, ”…Maddi tazminat yönünden davanın kısmen kabulü ile 1.831,67-TL tedavi gideri, 1700-TL bakıcı gideri, 3.242,80-TL geçici iş göremezlik zararı, 7.405,34-TL malüliyet zararı olmak üzere toplam 14.179,81-TL’nin 6.774,47-TL’sinden davalılar … ve … 25/07/2014 kaza tarihinden itibaren, 7.405,34-TL malüliyet zararına ilişkin 21/05/2019 ıslah tarihinden itibaren, … Sigorta A.Ş 6.774,47-TL’si için 20/11/2017 temerrüt tarihinden itibaren 7.405,34-TL malüliyet zararına ilişkin 21/05/2019 ıslah tarihinden itibaren yasal faizinden sorumlu olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ait istemin reddine, Manevi tazminat yönünden; davanın kısmen kabulü ile 6.000-TL manevi tazminatın 25/07/2014 kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ait istemin reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu olayda işleten konumunda olduğunu ve araç işleteni olarak Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası yaptırdığını, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91.maddesi delaletiyle 85.maddesinde aracın işletilmesi nedeniyle meydana gelen zararlardan araç işleteninin sorumlu olduğu ve işletenin bu sorumluluğunun karşılanması için trafik sigortası yaptırmasının zorunlu olduğunun düzenlendiğini, o halde trafik sigortası araç işletenin sorumluluğunu üzerine almış bulunmasına göre işletenin zarardan sorumlu tutulabildiği hallerde zararı gidermekle yükümlü olduğunu, bu bağlamda işleten olan müvekkilinin sorumlu olduğu kısmın sigortacı tarafından karşılanması gerektiğini, müvekkilinin diğer davalılarla birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olmadığını, dolayısıyla davada müvekkilinin taraf gösterilmeyeceğini, davanın sıfat yokluğundan (husumetten) reddi gerektiğini, mahkemece müvekkili ve diğer davalılar aleyhine 3.242,80-TL geçici iş göremezlik zararına hükmedildiğini, kaza geçiren kişinin, kalıcı sakatlık durumu söz konusu olmayıp, bir süre tedavi görmesi, iyileşinceye kadar çalışamaması ve bu yüzden iş ve kazanç kaybına uğramış bulunmasının “geçici iş göremezlik” olduğunu, davacı kaza tarihinde 68 yaşında olup çalışmadığını, kaza sebebiyle iyileşme süresi olan 4 ay boyunca işine ara vermek zorunda kalması diğer değişle çalışamaması ve buna bağlı olarak kazanç kaybına uğramasının söz konusu olmadığını, şayet kaza olmasaydı da davacının çalışarak elde ettiği kazancı olmayacağını, zaten yaklaşık 70 yaşında olan bir kişinin çalışmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bu doğrultuda geçici iş göremezlik zararının şartları oluşmamış olup davacı tarafın bu talebinin hakkın kötü kullanılması niteliğinde olduğunu, TMK m.2 uyarınca bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeninin korumayacağını, yaşı dikkate alındığında mahkemece hükmedilen kalıcı iş göremezlik zararının miktarının fahiş olduğunu, tazminatın zenginleşme aracı olarak kullanılamayacağını, davacının 2 aylık bakıcı gideri talep ettiğini, davacı tarafça bakıcı giderinin herhangi bir şekilde belgelendirilmediğini, bilirkişi ek raporunda da bu hususta herhangi bir araştırma inceleme yapılmadan 1700-TL bakıcı gideri hesaplandığını, ayrıca ispatlanmamış olan bakıcı gideri için bilirkişinin ek raporda belirlediği rakamın fahiş olduğunu, 6111 sayılı kanun ile getirilen düzenleme ile 2918 sayılı kanunun 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun Sosyal Güvenlik Kurumu’na geçtiğini, dolayısıyla tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılanacağını, kaza tarihinde davacının yaklaşık 70 yaşında olduğunu, o yaşta birinin işitme ve görme duyularında kayıplar olmasının çok normal olduğunu, yayanın duyularındaki bu olağan kayıpları nedeniyle sürücünün klaksonla yaptığı uyarıyı fark edememiş olabileceğini, yayanın sürücünün uyarmasına rağmen yavaş hareket ettiği için de zarar görmüş olabileceğini, kamera kaydı olmayan olaya ilişkin adeta görgü tanığıymışçasına sürücünün %100 kusurlu davacının kusursuz olduğunu neye dayanarak tespit ettiğini anlamanın mümkün olmadığını, işleten olan müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, davacının da kusuru olduğunun tespiti ve buna bağlı olarak manevi tazminat miktarında indirim yapılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini; yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş.vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 6704 Sayılı Torba Yasa kapsamında, trafik kazası sonucu zarar gören kişilerin, zararlarının tazmini için öncelikle sigorta şirketine başvurma mecburiyeti getirildiğini, davacı taraf sigorta şirketine başvuru yapmakla birlikte gerekli belgelerin tamamını sunarak ödeme süresinin dolmasını beklemeden dava ikame ettiğinden, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi gerektiğini, Yerel Mahkemece davacının talebinden daha fazla tazminata
hükmedilmesi açıkca kanuna ve hukuka aykırılık teşkil etmekte olup kabulünün mümkün olmadığını, ayrıca kusur oranları arasındaki çelişki giderilmeden hüküm tesis edilmesinin de yerinde olmadığını, Yerel Mahkemece tedavi giderlerine ilişkin tazminata hükmedilmesi yerinde olmayıp açıkça yasaya aykırılık teşkil ettiğini, tedavi gideri tazminat poliçe kapsamında olmayıp müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, davanın sosyal güvenlik kurumuna yöneltilmesi gerektiğini, bakıcı gideri talebine ilişkin tazminatın sürekli sakatlık teminatı kapsamından ayrı değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, kararın bu yönüyle hatalı olduğunu, ayrıca tedavi gideri, bakıcı gideri ve geçici işgöremezlik zararı için temerrüt tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin haksız ve kabul edilemez nitelikte olduğunu, ıslahtan önceki kısma dava tarihinden ıslahtan sonraki kısma ise ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, haksız davanın reddine ve yargılama masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Dava, trafik kazasından kaynaklı bedeni zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, karar davalı … vekili ve davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından istinaf edilmiştir.
1-Davacı vekilince, dava açıldıktan sonra yargılama sırasında davalı sigorta şirketine yapılan başvurunun 07/11/2017 tarihinde tebliğ edildiği, başvuru dilekçesinde, başvuru ekine kaza tespit tutanağı, hastane raporu, ATK raporu Ceza mahkemesi kararı, harcama belgelerinin ve vekaletnamenin eklendiğinin belirtildiği, davacı tarafından 24/08/2016 tarihinde eldeki davanın açıldığı, başvuru şartının dava açılmasından sonra tamamlanabilir noksanlık olarak kabul edildiğinden dava açıldıktan sonra davacı vekilince başvuru yapılmak suretiyle noksanlığın tamamlandığı ve sigorta şirketine başvuru şartının yerine getirilmiş olduğu anlaşıldığından, davalı sigorta vekilinin bu yöndeki istinaf itirazının reddi gerekmiştir.
2-Davalıların tebliğ edilen rapora kusur yönünden herhangi bir itirazının bulunmadığı kök rapora ve ek rapora sadece tazminatlar yönünden itiraz edildiği, kusur oranının itiraz edilmediğinden kesinleştiği, bu nedenle kusur oranı yönünden davalıların itirazlarının reddi gerekmiştir.
3-Davalı … vekilinin hükmedilen manevi tazminat miktarının çok olduğuna yönelik itirazı yerinde görülmemiştir. Zira; kesinleşen kusur durumuna göre davalı sürücü … kazada %100 kusurlu olup, davacının kazadan dolayı %4,1 oranında kalıcı maluliyetine, 4 ay tıbbi şifa dönemine, yaralanmasının yer ve niteliğine, günlük hayatına etkisine, kazanın oluş şekline tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumlarına ve tüm dosya kapsamına göre, mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarı isabetli olup bu yöne ilişkin itirazın reddi gerekmiştir.
4-6100 sayılı HMK’nın taleple bağlılık ilkesi başlıklı 26. maddesi gereğince hakim tarafların talep ve sonucuyla bağlı olup ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez.
Davacı taraf dava dilekçesinde bakıcı gideri, emar ve tedavi giderleri ile ulaşım giderleri yaptığını belirterek 2.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminat talep etmiş, mahkemece tazminat taleplerinin açıklanmasının istenmesi üzerine 27/02/2019 tarihli beyan dilekçesi ile, maddi tazminat taleplerini tedavi giderleri, bakıcı gideri ve diğer maddi giderler olarak açıklamış, daha sonra 04/03/2019 tarihli beyan dilekçesi ile maddi tazminat taleplerini tedavi gideri, bakıcı gideri, geçici işgöremezlik tazminatına ilişkin olduğunu belirtmiş ise de, davacının dava dilekçesinde ve 27/02/2019 tarihli beyan dilekçesinde geçici işgöremezlik tazminatı talebi bulunmadığı halde daha sonra 04/03/2019 tarihli beyan dilekçesi ile geçici iş göremezlik tazminatı talebinde bulunduğu, yine 20/05/2019 havale tarihli kök aktüer raporda kalıcı maluliyet tazminatı hesaplandıktan sonra davacı vekilinin ıslah dilekçesi sunarak diğer talepleri yanında bu sefer kalıcı maluliyet tazminat talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Dava dilekçesinde davacı vekilinin geçici iş göremezlik ve kalıcı maluliyet tazminatı talebi olmadığı halde, davacının talebini aşarak HMK 26. maddesine muhalefet edildiği, dava dilekçesinde talep ve dava edilmeyen bu hususların ıslah yolu ile dahi değiştirilemeyeceği anlaşıldığından davalı vekillerinin geçici iş göremezlik ve kalıcı maluliyet yönünden yapmış olduğu itirazlarının belirtilen gerekçe ile kabulü ile kararın kaldırılarak dava dilekçesinde talep edilmeyen tazminat kalemlerine ilişkin hükümlerin karardan çıkartılması gerekmiştir. Ancak istinafa gelmeyen davalı … bakımından hüküm mahkemece verilmiş haliyle davacı taraf yararına usuli müktesep hak oluşturduğundan, Dairemizce yeniden kurulacak hükümde belirtilen tazminat kalemlerinin yalnızca istinafa gelen davalılar … ve … Sigorta A.Ş. yönünden hükümden çıkartılması gerekmiştir.
5-Davacının yaralanması ve iyileşme süresi nazara alınarak hesaplanan bakıcı giderinden ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderlerinden davalılar sorumlu olup, meydana gelen zarardan müteselsilen sorumlu olan davalıların herbirine ayrı ayrı bu giderler yönünden husumet yöneltilebileceği anlaşıldığından, davalıların bu yönlere ilişkin itirazlarının reddi gerektiği,
6-2918 sayılı KTK’nun 99. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 işgünü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Davacının davalı … Sigorta A.Ş.’ye yaptığı tazminat istemli başvurusunun 07/11/2017 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu, tebliğ tarihine 8 iş günü eklenmek suretiyle davalının temerrüt tarihinin 20/11/2017 tarihi olduğu, mahkemece isabetli olarak hüküm altına alınan tazminat tutarına belirlenen temerrüt tarihinden itibaren faiz işletildiği anlaşıldığından, her ne kadar davalı sigorta tarafından ıslah öncesi kısma dava tarihinden itibaren faiz işletilmesini talep edilmiş ise de, dava tarihinin ise 24/08/2016 tarihi olduğu, dava öncesi davalı sigortaya başvuru yapmayan davacının yargılama sırasında davalı sigortaya başvuru yaptığı, başvuru şartının dava açılmasından sonra tamamlanabilir noksanlık olarak kabul edildiğinden dava açıldıktan sonra davacı vekilince başvuru yapılmak suretiyle noksanlığın tamamlandığı, dolayısı ile temerrüt tarihinin dava tarihinden sonraki bir tarih olduğu ve mahkemece davalının lehine olarak dava tarihinden sonraki tarihin faiz başlama tarihi olarak esas alınmış olması nedeniyle davalı sigortanın faiz başlama tarihi yönünden yapmış olduğu istinaf itirazı yerinde görülmediğinden reddi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı … Sigorta A.Ş. ve davalı … vekilinin istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-2. maddesi uyarınca kısmen kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … Sigorta A.Ş. ve davalı … vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜ ile, İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/12/2019 tarihli 2017/261 Esas ve 2019/1248 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
A-Maddi tazminat yönünden davanın kısmen kabulü ile;
a-Toplam 1.831,67-TL tedavi gideri, 1700-TL bakıcı gideri, 3.242,80-TL geçici iş göremezlik zararı, 7.405,34-TL malüliyet zararı olmak üzere toplam 14.179,81-TL’nin 6.774,47-TL’sinden davalı …’dan 25/07/2014 kaza tarihinden itibaren, 7.405,34-TL malüliyet zararına ilişkin 21/05/2019 ıslah tarihinden itibaren yasal faizi ile (davalılar … ve … Sigorta A.Ş. yönünden; 1.831,67-TL tedavi gideri, 1700-TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 3.531,67 -TL maddi tazminatın 2.000,00-TL’sinin davalı … yönünden 25/07/2014 kaza tarihinden, davalı … Sigorta A.Ş. yönünden 20/11/2017 temerrüt tarihinden itibaren, kalan 1.531,67 TL maddi tazminatın her iki davalıdan da 21/05/2019 olan ıslah tarihinden itibaren yasal faizi ile sınırlı olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ait istemin reddine,
b-Alınması lazım gelen 968,62-TL harçtan peşin alınan 40,99-TL ve ıslah ile alınan 88,04-TL’nin mahsubu ile bakiye 839,59-TL’nin (187,97-TL’sinden davalı … Sigorta A.Ş.ve davalı … sınırlı sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
c-Davacı tarafından yapılan ilk masraf 74,49-TL, 31 davetiye gideri 379,30-TL, 9 müzekkere gideri 132,43-TL, bilirkişi ücreti 1050-TL toplamı 1.636,22-TL yargılama giderinden davanın red ve kabul oranına göre taktiren 1.470,81-TL’sinin (366,33-TL’sinden davalı … Sigorta A.Ş.ve davalı … sınırlı sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına,
ç-Maddi tazminat yönünden davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 3.531,67-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
d-Maddi tazminat yönünden davalılar … Sigorta A.Ş ve … kendilerini vekil ile temsil ettirmiş olduklarından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/3 maddesine göre red edilen kısım üzerinden hesaplanan 3.531,67-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
B-Manevi tazminat yönünden davanın kısmen kabulü ile;
a-Toplam 6.000-TL manevi tazminatın 25/07/2014 kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ait istemin reddine,
b-Manevi tazminat yönünden davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan alınarak davacıya verilmesine,
c-Manevi tazminat yönünden davalı … kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen kısım üzerinden hesaplanan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
ç-HMK 333. maddesi gereğince davacı tarafça peşin yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-Davalı … Sigorta A.Ş. ve davalı … vekilinin sair istinaf itirazlarının REDDİNE,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; istinaf başvurusu sırasında davalı … Sigorta A.Ş. ve davalı …’ den alınan istinaf karar harcının talep halinde ilgilisine iadesine,
4-İstinaf incelemesi esnasında;
a-Davalı … Sigorta A.Ş.tarafından yapılan 148,60-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve 5,50-TL e-tebligat masrafı olmak üzere toplam 154,10-TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak iş bu davalıya verilmesine,
b-Davalı … tarafından yapılan 148,60-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcından ibaret istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak iş bu davalıya verilmesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 22/12/2022