Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1866 E. 2022/1854 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1866
KARAR NO : 2022/1854

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/05/2019 (Dava) – 13/11/2019 (Karar)
NUMARASI : 2019/181 Esas – 2019/1156 Karar
DAVA : Şirketin İhyası
BAM KARAR TARİHİ : 01/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/12/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/11/2019 tarihli 2019/181 Esas ve 2019/1156 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu olan İzmir 22. İcra Müdürlüğü’nün 2006/528 Esas sayılı dosyası ile 01.09.2006 ve 23.09.2006 vadeli senetlere dayanarak … Deposu tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlandığını ve alacaklının müvekkilinin SGK dan doğan alacaklarına haciz koydurduğunu, ancak bu dosyanın takip edilmemesi nedeni ile 12.12.2008 tarihinde işlemden kalktığını, dosyanın üzerinden 12 yıl geçmesine rağmen SGK da ki haciz yazısına istinaden SGK da hakedişlerde kesinti yaparak bu dosyaya ödeme yaptığını, kambiyo senetlerine mahsus takipte zamanaşımının geçtiğini, icra müdürlüğünden hakedişlere konulan haczin kaldırılmasının talep edildiği, icra hukuk mahkemesine memur muamelesine şikayet davasını açtıkları, İzmir 8. İHM nin 2019/11 Esas sayılı dosyasında yargılamanın devam ettiği sırada şirketin sicilden silinmesi nedeniyle şirketin ihyası için müvekkiline ihya davası açması için 2 haftalık süre verildiğini belirterek tasfiye halinde … Deposu A.Ş.’nin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; Merkez … Sicil numaralı Tasfiye Halinde …. A.Ş. şirketin ihyasının istendiğini, bu şirketin 23.10.2002 tarihinde sicile tescil edildiğini, şirketin 18.05.2007 tarihli ortaklar kurulu kararı ile tasfiyeye girdiğini, tasfiye memuru … ve … tarafından tasfiye işlemi bitirildikten sonra 17.09.2009 tarihinde sicilden silindiğini, tasfiye işlemlerinden tasfiye memurunun sorumlu olduğunu belirterek, harç yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesini talep etmiştir.
Davalı Tasfiye Memuru … 11.09.2019 tarihli beyan dilekçesinde; davacının TTK m. 509′ a göre ihya davası açamayacağını, … A.Ş’ nin alacaklı olduğunu, alacağı bulunmadığından dava açamayacağını, şirketin ihyasını gerektirecek bir durumun söz konusu olmadığını, SGK ve İcra Müdürlüğü’nün hatalarının şirketin ihyasını gerektirmediğini, bu davayı açmakta lüzum bulunmadığını, icra dosyasının 12.12.2008 tarihinde işlemden kaldırıldığını, davacının 18.12.2018 tarihli haczin fekki talebinin icra müdürlüğünce reddedildiğini, 6098 sayılı TBK m. 146′ a göre alacağın 10 yıllık sürenin sonu olan 12.12.2011 tarihinde zamanaşımına uğradığını, davacının İzmir 8. İHM’ de dava açtığını, oysa dava açtığını gerektirecek bir durumun bulunmadığını, müvekkilinin tasfiye memuru olduğundan haberi olmadığını, belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece; ”…Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile; …’nün Merkez -… sicil sırasında kayıtlı Tasfiye Halinde … Deposu A.Ş.’nin ihyasına, 6102 sayılı TTK m. 547/2 doğrultusunda davacının açmış olduğu İzmir 8. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2019/11 Esas sayılı dosyasından dava ve bu uyuşmazlıkla sınırlı olmak üzere ek tasfiye için Ticaret Sicil kaydına tesciline, tasfiye memuru olarak şirketin tasfiye memuru olarak … ve …’un atanmasına…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın TTK. nun 547. maddesi uyarınca şirketin ihyasına ilişkin olduğunu, bu davayı açabilecek kişilerin sınırlı sayıda olarak sayıldığını, davacının bu sıfatlardan herhangi birini taşımadığını, davacının 2007 yılında tasfiye ve terkini gerçekleştirilen … . A.Ş.nin eski bir borçlusu olup, dava dilekçesinde sözü geçen vakıalar doğrultusunda herhangi bir alacaklı konumuna da geçmediğini, kanunen sınırlı sayıda sayılan kişilerden olmaması sebebiyle dava açma yetkisi bulunmayıp, taraf ve dava ehliyetine sahip olmadığını, bu nedenle davanın öncelikle HMK’nın 114/1-d maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından reddi gerekirken hatalı bir şekilde kabulüne dair verilen kararın kaldırılması gerektiğini, …. A.Ş. nin tasfiyesinin eksiksiz ve mevzuata uygun olarak gerçekleştirilmiş ve kapatılmış olması, dava dilekçesinde yer alan vakıaların ek tasfiye işlemi gerektirmemesi nedeniyle şirketin ihyasına karar verilemeyeceğini, … A.Ş. nin alacağı ve icra dosyası kanunen zamanaşımına uğramış olduğundan davacının İzmir 8. İcra Hukuk Mahkemesi’nde açmış olduğu davayı ikame etmesine lüzum bulunmadığını, bu nedenle de, davacının huzurdaki davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını, davacının söz konusu taleplerinin ne ek tasfiye işlemleri ne de şirketin yeniden canlandırılmasını gerektirmediğini, müvekkilinin tasfiye memuru sıfatıyla herhangi bir görev aldığından haberdar olmayıp, huzurdaki davanın kendisine yöneltilmesinin mümkün olmadığını belirterek, usule ve yasaya aykırı yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın usulden reddine, aksi halde haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı …’ın ihyası istenen … Deposu’nun borçlusu olduğunu, …. Deposu tarafından davacı aleyhine İzmir 22. İcra Dairesinin 2006/528 E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ve takipte borçlunun SGK alacaklarına haciz koyulduğunu, dosyanın takipsizlik nedeni ile işlemden kaldırıldığını, icra dosyası borçlusunun( huzurdaki dava davacısı) takip zamanaşımı nedeni ile icra dairesinden hacizlerin kaldırılmasını talep ettiğini ancak talebinin reddedildiğini, bunun üzerine İzmir 8. İcra Hukuk Mahkemesi 2019/11 E. Sayılı dosya ile icra memurunun muamelesini şikayet davası açtığını, ancak dava devamı esnasında … Deposunun sicilden terkin edildiğini İzmir 8. İcra Hukuk Mahkemesinin ise şirketin ihyası için davacıya süre verdiğini, dava takip yetkisinin talep sonucu hakkında hüküm alabilme yetkisi olduğunu, bu yetkinin maddi hukuktaki tasarruf yetkisine göre tayin edileceğini, HMK madde 114/1-e ye göre ise dava takibin dava şartı olduğunu, Türk Ticaret Kanunu 547 nci maddesinde ihya davası açmaya yetkili kişilerin sayıldığını bu kişilerin şirket tasfiye memuru, şirketin tasfiyeden önceki son yönetim kurulu üyeleri, şirket ortakları ile şirketin alacaklıları olduğunu, davacının ne şirket tasfiye memuru, ne şirketin tasfiyeden önceki son yönetim kurulu üyeleri, ne şirket ortakları ne de şirketin alacaklısı olduğunu, davacının şirketin borçlusu olduğunu bu nedenle huzurdaki davayı açma yetkisi bulunmadığını, davanın dava şartı yokluğundan reddi gerekirken hukuki yarar nedeni ile kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının davayı açmada hukuki yararı bulunmadığını belirterek öncelikle tehiri icra talepleri kabul edilerek istinaf incelemesi sonuçlanıncaya kadar mahkeme kararının uygulanmasının geri bırakılmasına, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; ticaret sicilden terkin edilen şirketin ihyasına ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olup, karar davalı … vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Somut olayda; mahkemenin gerekçeli kararının davalı … vekili ve davalı … vekiline e-tebliğ yoluyla 21/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği; davalı … vekilinin 05/02/2020 tarihli, davalı … vekilinin 10/02/2020 tarihli istinaf başvuru dilekçesi ile kararı istinaf ettiği anlaşılmaktadır.
05/08/2017 tarih, 7035 sayılı Kanunla değişik 6100 sayılı HMK.’nun 352. maddesinin 1. fıkrasında; “Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’nce dosya üzerinde yapılacak ön inceleme sonunda, aşağıdaki durumlardan birinin tespiti halinde öncelikle gerekli karar verilir:
“a-İncelemenin başka bir dairece veya bölge adliye mahkemesince yapılmasının gerekli olması,
b-Kararın kesin olması,
c-Başvurunun süresi içerisinde yapılmaması,
ç-Başvuru şartlarının yerine getirilmemesi,
d-Başvuru sebeplerinin veya gerekçesinin hiç gösterilmemesi ” hükmü düzenlenmiştir.
Dosya kapsamından; İlk Derece Mahkemesi kararının davalılar vekiline tebliğ edildiği 21/01/2020 tarihinde istinaf süresi başlamıştır. Davalılar vekilinin 04/02/2020 tarihinde, yasada öngörülen iki haftalık süre geçtikten sonra verdikleri dilekçe ile istinaf talebinde bulunduklarının anlaşılmış olmasına göre, süresinde olmayan istinaf dilekçelerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu açıklamalar uyarınca; davalı … ve … vekilinin istinaf kanun yolu başvurularının yasal süresinde olmadığı; yerel mahkemece süre yönünden reddine karar verilmesi gereken başvurular hakkında, mahkemesince bir karar verilmediği anlaşılmakla; yasal süresinden sonra yapılan başvuruların usulden reddine karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalılar vekillerinin istinaf isteminin yasal süre geçtikten sonra yapılmış olması nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … ve … vekillerinin, İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/11/2019 tarihli 2019/181 Esas ve 2019/1156 Karar sayılı kararına yönelik istinaf başvurularının HMK.’nun 352-(1)-c) maddesi gereğince süre yönünden USULDEN REDDİNE,
2-Davalılar tarafından yatırılan istinaf karar harcının başvurunun usulden reddine karar verilmiş olması nedeniyle, karar kesinleştiğinde ve talebi halinde ilk derece mahkemesi tarafından kendilerine iadesine, istinaf başvuru harcının hazineye irat kaydına,
3-Davalılar tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalıların yatırmış olduğu istinaf gider avansından kullanılmayan kısmının bulunması halinde HMK.’nun 333. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince karar kesinleştikten sonra ilgilisine iadesine,
5-Kararın, temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemiz tarafından taraflara tebliğine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK.’nun 361-(1)-a) maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesine TEMYİZ yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 01/12/2022