Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1853 E. 2022/1907 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1853
KARAR NO : 2022/1907

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/02/2016 (Dava) – 12/11/2019 ( Karar)
NUMARASI : 2016/93 Esas – 2019/675 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
BAM KARAR TARİHİ : 08/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/12/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/11/2019 tarihli 2016/93 Esas ve 2019/675 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … Şti’ne ait, davalı sigorta şirketi tarafından sigortalı, davalı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, 29.11.2014 tarihinde Karşıyaka’da karışmış olduğu trafik kazasında … plakalı araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin basit tıbbi müdahale ile giderilemez biçimde yüz bölgesinden yaralandığını, müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu aracın kusurunun bulunmadığını, asli ve tek kusurun davalı araç sürücüsüne ait olduğunu, müvekkilinin ağır tedavi sonucu ameliyat olmak zorunda kaldığını, yüzünde kalıcı hasar oluşması sebebiyle psikolojisinin bozulduğunu, tarifsiz acı ve üzüntüye düştüğünü, çalışamayacak ve kazanç elde edemeyecek durumda kaldığını ileri sürerek, 4.000,00-TL maddi tazminat ile 6.000,00-TL tedavi giderinin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen, 40.00000-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:
Dava dilekçesi, davalı …’a 24.03.2016 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı tarafından cevap dilekçesi ve kanıt listesi sunulmamıştır.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından 05.11.2014-05.11.2015 vadeli 4101403794141 no’lu zorunlu mali mesuliyet-trafik sigorta poliçesi ile sigortalandığını, müvekkili şirketin sorumluluğunun trafik poliçesindeki limit ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olduğunu, davacının iddia ettiği zararları ispat etmesi, maluliyetin meydana gelmesinde etkili olan kusur ve maluliyet oranının, illiyet bağının Adli Tıp Kurumu aracılığı ile tespit edilmesi, aktüer raporu alınması, geçici iş göremezlik ödemesi yapılıp yapılmadığının araştırılması, yapılmış ise maddi tazminattan mahsubunun gerektiğini, müvekkilinin bakıcı ve tedavi giderleri ile ilgili sorumluluğunun bulunmadığını, hatır taşımacılığı nedeniyle tazminattan indirim yapılması gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ….Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili şirkete ait olduğunu, araç sürücüsü … hakkında açılan Karşıyaka 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/268 E.s. davanın devam ettiğini, dosyanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacının Adli Tıp Kurumu’na sevkinin, emniyet kemerinin takılı olup olmadığının, emniyet kemeri takılı olsaydı maluliyet durumunun ne olacağının, maluliyetin kaza ile illiyeti ve davacının yüzünde kalıcı iz kalıp kalmadığının araştırılması gerektiğini, davacının tedavi gideri talebinin fahiş olduğunu, tedavi giderinin SGK tarafından ödenmesi gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece,”… Davanın KISMEN KABULÜNE; 2.510,10-TL geçici iş göremezlik, 4.275,00-TL tedavi gideri toplamı 6.785,10-TL maddi tazminatın, davalı … Sigorta A.Ş.’den 17.02.2016 dava tarihinden itibaren, davalılar … ile … Şti.’den 29.11.2014 kaza tarihinden itibaren değişen oranlarda yürütülecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin 3.214,90-TL maddi tazminat isteminin reddine…;10.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ile …. Şti.’den 29.11.2014 kaza tarihinden itibaren değişen oranlarda yürütülecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin 30.000,00-TL manevi tazminat isteminin reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı … Şti. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı tarafın kaza tarihinde … Bank A.Ş.’de çalıştığı beyanı karşısında yerel mahkemece davacı tarafın banka çalışanlarına özel sağlık sigortası “… A.Ş. modüler sağlık sigortalısı” olduğu hususu gözetilmeksizin karar verilmiş olup, bu nedenle eksik inceleme sonucu verilen kararın kaldırılmasını talep ettiklerini, 20.06.2018 tarihli kusur yönünden düzenlenen bilirkişi raporunda, davacının da içerisinde yolcu olduğu … plakalı sürücüsü …’ün 2918 s. KTK.nun 50 ve 52. maddelerini ihlal ettiğinden 25 oranında tali kusurlu olduğuna yönelik rapor dikkate alınmaksızın, salt %10 oranında tazminat tutarından indirim gerçekleştirilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Yerel mahkemece kusura ilişkin alınan 20.06.2018 tarihli kusur yönünden düzenlenen bilirkişi raporunda davacı tarafın yolcu olarak içerisinde bulunduğu aracın %25 oranında kusurlu olduğuna yönelik tespit yapıldığını, söz konusu rapora davacı tarafın da itiraz etmediğini, bu yönüyle davalılar lehine usuli müktesap hak olan bilirkişi raporuna itibar edilmesi gerekirken yerel mahkemece iş bu rapora itibar edilmeme nedeni dahi belirtilmeksizin, kusura ilişkin bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeksizin verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, hükme dayanak kabul edilen Adli tıp kurumu raporu, 20.06.2018 tarihli trafik bilirkişi raporu ile çelişmekte olup, , somut olayda gerek 20.06.2018 tarihli raporda ve gerekse de adli tıp raporunda … plakalı araç sürücüsünün kavşağa yaklaşırken hızını azaltmadığından kazaya sebebiyet verdiği yönünde tespit yapılmışken kusur oranının düşük belirlenmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkemece tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınmaksızın, davacının yüzünde sabit iz bulunmadığı, maluliyet durumunun gerçekleşmediği, meslekte kazanma gücünde kayıp olmadığı, davacının yolcu olarak araç içerisinde bulunduğu hususları dikkate alınmaksızın hükmedilen 10.000 TL tutarındaki manevi tazminat tutarının çok yüksek olduğunu belirterek Yerel Mahkemenin usul ve yasaya aykırı kararının davalı şirket lehine kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; bilirkişi raporlarına göre, müvekkili sigorta şirketi nezdinde sigortalı … plaka sayılı araca %90 oranında kusur izafe edildiğini ancak söz konusu bilirkişi raporu eksik inceleme ile tanzim edildiğini, Yerel Mahkemece aldırılan 20.06.2018 tarihli kusur bilirkişi raporu ile çeliştiğini, kusur konusundaki çelişki giderilememiş iken dosyadan en son aldırılan ATK kusur raporu doğrultusunda tazminat hesaplaması yapılmasının usul ve yasaya uygun olmadığını, davalı müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1 ve Trafik Poliçesi Genel Şartlarının 1. maddesinden doğan kusur oranında ve poliçe limiti ile sınırlı sorumluluk olması nedeniyle kusur oranındaki çelişki giderilmeksizin tazminat hesaplaması yapılması nedeniyle kararın kaldırılması gerektiğini, kazanın meydana gelişinde, müvekkili şirket nezdinde sigortalı … plakalı aracın dönüş yasağına riayet etmemesinden ziyade, … plakalı aracın kavşağa aşırı hızlı girmesinin büyük etkisi bulunduğunu, … plakalı aracın hız limitlerinin üzerinde olması zararın artmasında oldukça etkili olduğunu, diğer yandan yargılama sırasında alınan aktüer bilirkişi raporunda hatır taşıması ve müterafik kusur durumlarıın değerlendirilmediğini, müterafik kusur yönünden davacı/yolcu …’ın koruyucu tedbirleri alıp almadığının irdelenmediğini, kusur ve tazminat değerlendirmesinin bu hususun bir indirim sebebi sayılacağının göz ardı edildiğini, koruyucu tertibat kullanmaksızın seyir halinde olduğu ve bunun yaralanmaya etkili olduğunun kabulü gerekeceğini, bu halde kimse kendi kusurundan faydalanamayacağından emniyet kemeri kullanmaksızın yolda seyir halinde olan davacı yönünden tazminatta kusur indirimi yapılmasını talep ettiğini, davaya konu kazada hatır taşıması yapıldığından hesaplanacak tazminat miktarından indirim yapılması gerektiğini, müvekkili sigorta şirketinin tedavi ve bakıcı giderleri ile ilgili olarak hiçbir kişi ya da kuruma karşı hiçbir sorumluluğu bulunmadığını, tedavi gideri olarak kabul edilen tazminatın Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğunu, müvekkili sigorta şirketinin bu kalemlerden sorumluluğu olmadığından kararın kaldırılması gerektiğini, poliçede ayrıca tedavi teminatı bulunmadığını, poliçede yalnızca maluliyet tazminatının da karşılandığı ölüm teminatı bulunduğunu, Mahkemece bu hususlar değerlendirilmeksizin eksik inceleme ile denetime elverişli olmayan bilirkişi raporları ile hüküm tesis edilmiş olup, işbu kararın kaldırılması gerektiğini belirterek, yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda müvekkili şirket yönünden davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, karar davalı … Şti. ve davalı sigorta şirketi vekillerince istinaf edilmiştir.
Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan 29.03.2019 tarihli ve 14015 sayılı raporda özetle; davalı sürücü …’un % 90 oranında, dava dışı sürücü …’ün %10 oranında kusurlu oldukları belirtilmiştir.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nca düzenlenen 17.08.2016 tarih 1109 sayılı raporda özetle; maluliyet tespit işlemleri yönetmeliğine göre kazanın herhangi bir maluliyetine, davacının meslekte kazanma gücünde azalmaya neden olmadığı, tıbbi iyileşme süresinin 3 ay olarak kabulünün uygun olacağı belirtilmiştir.
Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nin 03.05.2017 tarihli 4946 sayılı raporunda özetle; 1986 doğumlu davacının 29.11.2014 tarihinde geçirmiş olduğu araç içi trafik kazasına bağlı yaralanması Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine mahal olacak düzeyde araz bırakmadığından sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 3 aya kadar uzayabileceği, yüz sınırları dahilindeki kazaya bağlı yara izlerinin belirli bir mesafeden belirgin dikkat sarfetmeden bakıldığında görülemediği cihetiyle yüzde sabit iz niteliğinde olmadığı belirtilmiştir.
Aktüerya tazminat hesap uzmanları … ve … tarafından düzenlenen 24.11.2017 tarihli aktüerya raporunda özetle; davacının yolcu olarak bulunduğu … plakalı araç ile, davalı … idaresindeki, … Şti.’ne ait ve ZMMS poliçesi … Sigorta tarafından düzenlenmiş olan … plakalı araçla çarpışması sonucu meydana gelen kazada … plakalı araç sürücüsü davalı …’un asli ve tam kusurlu bulunduğu, … plakalı aracın karayolları zorunlu mali mesuliyet-trafik sigortasının, davalı … Sigorta A.Ş. tarafından 05.11.2014-2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere 4101403794141 numaralı poliçe ile sigorta teminatı kapsamına alındığı, Hazine Müsteşarlığı’nca 01.01.2014 tarihinden sonra ZMM sigortası teminat limitinin kişi başına tedavi giderleri 268.000,00-TL, sakatlanma ve ölüm teminatının 268.000,00-TL olduğu, kazanın 29.11.2014 tarihinde geçerli teminat süresi içinde meydana geldiği, davacı için 2.789,00-TL geçici iş göremezlik tazminatı hesaplandığı, kaza tarihinde … Bank’ta çalıştığı anlaşılan davacıya eğer varsa SGK tarafından yapılan geçici iş göremezlik ödemelerinin tazminattan mahsubunun gerekeceği, trafik kazası ile davacının geçirdiği estetik operasyon arasında illiyet bağı bulunduğunun kabulü halinde 4.750,00-TL tutarındaki tedavi harcamalarından SGK’nın sorumlu olmayacağı, davalıların sorumlu olacağı, 1.250,00-TL hastane masrafından ise 6111 s. Yasa ile değişik KTK.’nun 98. md. gereğince SGK’nun sorumlu olacağı, davalı sigorta şirketinin temerrüde düştüğü dava tarihinden itibaren, davalılar araç sürücü ve işleteninin ise kaza tarihinden itibaren müşterek ve müteselsilen yasal faiz ile birlikte sorumlu olmaları gerektiği açıklanmış, Adli Tıp uzmanı bilirkişinin katılımı ile düzenlenen 18.01.2018 tarihli ek raporda; kaza sonrası düzenlenmiş tıbbi evrakta tanımlanan yaralanma ve kemik hasarının ameliyat notunda tanımlanan kemik hasarı ile aynı olduğu, ameliyat notunda bahsedilen rahatsızlıkların ve müdahalenin tamamen davaya konu olan kaza sırasında meydana gelen kırıklara ve bu kırıkların neden olduğu hasara yönelik, davaya konu olan kaza ile ilişkisinin olduğu, harcama belgeleri incelendiğinde, Prof. Dr. … tarafından düzenlenmiş KDV dahil 4.750,00-TL tutarlı, 08352 sayılı ve 29.12.2014 tarihli ameliyat bedeli karşılığı düzenlenmiş serbest meslek makbuzu, numarası ve tarihi okunamayan hastane masrafı açıklama notu ile yine Dr…. tarafından tahsil edildiği anlaşılan 1.250,00-TL tutarlı makbuz bulunduğu, yapılan ödeme olay tarihi rayicine uygun olup, beklenen sınırlar içerisinde olduğu belirtilmiş;10/07/2018 tarihli 2. Ek raporda özetle; Davacı için kök ve birinci ek raporlarımızda hesaplanan maddi tazminat alacaklarından ATK raporu ile belirlendiği şekilde 410 kusur indirimi yapılması durumunda: Davacı için 2.510,10 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 4.275,00 TL SGK nun sorumluluğunda olmayan tedavi gideri alacağı olmak üzere toplam 6.785,10 TL maddi tazminat hesaplandığı, davacının 1250,00 TL Hastane masrafından ise 6111 sayılı yasa ile değişik KTK 98. maddesi gereğince SGK’nun sorumlu bulunacağı belirtilmiştir.
Mahkemece re’sen dikkate alınması gereken müterafik kusur durumu bakımından, davalı ….Şti.vekilinin cevap dilekçesinde ve davalı sigorta şirketinin istinaf itirazında da talep ettiği üzere; her ne kadar kaza tutanağında araçta yolcu olarak bulunan davacının emniyet kemeri takıp takmadığı hususu belirtilmemiş ise de, davacının yaralanmasının niteliğine göre de değerlendirme yapılarak, zararın artması konusunda davacının müterafik kusuru olup olmadığının mahkemece kararda tartışılması gerekmektedir. Davacının kaza sırasında araçta yolcu olmasına ve yaralanmasının niteliğine göre emniyet kemeri takıp takmadığı, takmış olmasının veya takmamış olmasının zararın artmasına sebebiyet verip vermeyeceği hususunun değerlendirilerek, gerekirse bu hususta bilgi sahibi tanıklar varsa tanıkların da dinlenilerek, soruşturma ve ceza dosyaları var ise temini yönünde yazışma yapılarak, tespiti halinde fiziki olarak incelenmek üzere istenerek sonucuna göre müterafik kusur indirimi şartlarının oluşup oluşmadığı, hesaplanan tazminat tutarından indirim yapılması gerekip gerekmediğinin kararda tartışılması gerekir.
Mahkemece bu yönde araştırma yapılmadığı gibi, kararda bu hususta bir değerlendirmenin de yapılmadığı anlaşıldığından, davalılar vekillerinin bu yöne ilişkin istinaf itirazları yerindedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı …. Şti. vekili ve … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf itirazlarının belirtilen hususa yönelik olmak üzere kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a-6. madde uyarınca kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalı …. Şti. vekili ve … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile, Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/11/2019 tarihli 2016/93 Esas ve 2019/675 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-Kararın kaldırılma şekline ve sebeplerine göre davalıların sair itiraz nedenlerinin bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına,
4-İSTİNAF AŞAMASINDA; davalılar vekillerince yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendilerine iadesine (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
5-İstinaf aşamasında istinaf eden davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek nihai kararda ele alınmasına,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 08/12/2022