Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/1826
KARAR NO : 2022/1833
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/07/2019 (Dava) – 27/01/2020 (Karar)
NUMARASI : 2019/1046 Esas – 2020/59 Karar
DAVA : Maddi Tazminat (Trafik Kazası Kaynaklı)
BAM KARAR TARİHİ : 30/11/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 30/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/01/2020 tarihli 2019/1046 Esas ve 2020/59 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafın zorunlu mali sorumluluk sigortalısı olan … plakalı aracın 18.02.2019 tarihinde %100 kusurlu şekilde müvekkiline ait … plakalı araca çarpmak suretiyle maddi hasarlı trafik kazasına sebebiyet verdiğini, kaza neticesinde müvekkiline ait araçta değer kaybı meydana geldiğini, davalı sigorta şirketine değer kaybı için yapılan yazılı başvuru neticesinde 13.05.2019 tarihinde 3.452,97-TL ödenmişse de bu tutarın meydan gelen değer kaybını karşılamaktan uzak olduğunu, keza bu hususta sigorta eksperine tanzim ettirilen rapor doğrultusunda müvekkiline ait araçta meydana gelen değer kaybının ödenen bedelden çok daha fazla olduğunun belirlendiğini, ekspertiz raporunun makul giderlerden olmakla söz konusu raporun bedelinin de davalı sigortacının sorumluluğunda olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00-TL tutarında kısmi değer kaybı alacağının kaza tarihi olan 18.02.2019’dan itibaren yasal faizi ile birlikte karşı taraftan tahsili ile 290,00-TL tutarında ekspertiz hizmet ücreti alacağının da dava tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte karşı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile değer kaybı talebini 6.360-TL’ye çıkardığı anlaşılmıştır.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkilinin genel müdürlük adresinin … Sarıyer İstanbul olduğunu, yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, müvekkili nezdinde trafik poliçesi ile sigortalı olan … plakalı aracın kaza tespit tutanağında kusur oranı tam olarak belirlenmemiş olduğundan, dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesini, müvekkilinin ödemeye dayanak tespitlerinin Sigortacılık Kanunu gereği delil niteliğine haiz olan ekspertiz raporuna dayandığını, bu nedenle bakiye değer kaybı tazminatının kabulünün mümkün olmadığını, hasara ilişkin … hesabına 26.04.2019 tarihinde 2.596.00-TL hasar tazminatı ödemesi yapıldığını, … hesabına da 13.05.2019 tarihinde 3,452.97-TL değer kaybı tazminatı ödemesi yapıldığını, müvekkili şirketin başkaca bir borcu kalmadığını, zira gerçek zararı ödemekle yükümlü olduğunu, değer kaybı miktarının mahkeme tarafından araç üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ile tespitinin gerektiğini, değer kaybı miktarı bilinebilecek durumda olduğundan davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki menfaati bulunmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI:
Mahkemece, “…..Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; hükme esas alınan bilirkişi raporu uyarınca; 18/02/2019 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, davalı …’ne trafik sigorta poliçesi ile sigortalı, maliki dava dışı … olan … plakalı aracın sürücüsü dava dışı …’ün 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun; ‘madde:46-b)Şerit değiştirmeden önce gireceği şeritte sürülen araçların emniyetle geçişini beklemek’, ‘madde:46-c)Trafiği aksatacak veya tehlikeye sokacak şekilde şerit değiştirmemek zorundadırlar.’, ‘madde:84-g)Şeride tecavüz etme’ kurallarını ihlal ettiğinden ötürü kazanın meydana gelmesinde %100 asli ve tam kusurlu olduğu, davacı şirkete ait … plakalı aracın sürücüsü dava dışı …’ın ise herhangi bir kusurunun bulunmadığı, davacıya ait araçta davaya konu trafik kazası sonucunda sağ ön çamurluk, sağ far ve ön tampon kısımlarında meydana gelen hasarların işbu dava konusu kaza ile ilintili olduğu, davacıya ait …plakalı araçta bahse konu trafik kazası sebebiyle Sigorta Genel Şartları Ek-1′ e göre yapılan hesaplamaya göre; hasar gören kısımlarının kaporta ve boya onarımları sonrası 3.652,19 TL değer kaybının meydana gelmiş olacağı, davalı sigorta şirketi tarafından 13.05.2019 tarihinde 3.452,97 TL değer kaybı ödemesi yapılmış olduğundan sigorta genel şartlarına göre davacının bakiye değer kaybı alacağının 199,22 TL olacağı, serbest piyasa genel şartlarına göre yapılan hesaplamada ise; aracın kaza tarihindeki hasar görmemiş 2.el piyasa rayiç değeri ile kazadan sonra onarılmış haldeki 2.el rayiç değeri arasındaki fark nedeniyle 10.000,00 TL değer kaybı meydana gelmiş olacağı, davalı sigorta şirketi tarafından 13.05.2019 tarihinde 3.452,97 TL değer kaybı ödemesi yapılmış olduğundan davacının bakiye değer kaybı alacağının 6.547,03 TL olacağı ve davalı sigorta şirketinin bu ödemeden sorumlu olduğu yönünde görüş bildirilmiş olduğu, davalı sigorta şirketinin meydana gelen değer kaybı zararından ötürü poliçe limiti kapsamında ve 13.05.2019 tarihinden itibaren sorumlu olduğu anlaşılmakla, ıslah dilekçesindeki miktar gözönüne alınmak suretiyle DAVANIN KABULÜNE, araç değer kaybı 6.360,03 TL’ nin 15/03/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davalı vekili tarafından, “….Değer kaybı hesabının zorunlu trafik sigortası genel şartlarına göre yapılması gerekirken serbest piyasa rayiçlerine göre yapılan hesaplama üzerinden hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçeye ve poliçe genel şartlarına tabi olduğunu, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları A.5 maddesindeki düzenleme gereği müvekkili şirket açısından değer kaybı tazminatı hesaplamasının, genel şartlar ekinde bulunan formülasyona göre yapılması gerektiğini, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda değer kaybı hesabının 2 farklı şekilde yapıldığını, bilirkişi raporunda genel şartlara göre bakiye 199,22-TL değer kaybı tazminatı ve serbest piyasa rayiçlerine göre 6.547,03-TL değer kaybı tazminatı hesaplandığını, ancak mahkemece hatalı şekilde mağdur aracın 2.el rayiç değeri ile kazadan sonra onarılmış değeri arasındaki fark üzerinden yapılan hesaplama dikkate alınarak hüküm kurulduğunu, bu sebeple kararın hatalı olduğunu….” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle karşı yan trafik sigortacısından bakiye değer kaybı tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
1-Davalı vekili tarafından yalnızca, mahkemece iki seçenekli hesap yapılan bilirkişi raporundaki genel şartlar ekindeki formülasyon esas alınarak hüküm kurulması gerektiğinden bahisle istinafa gelinmiştir. Ancak, Yargıtay uygulamaları ile de istikrarlı bir şekilde sabit olduğu üzere; sigorta şirketi tarafından gerçek zararın giderilmesi esas olup, aracın kaza öncesi 2.el rayiç değeri ile onarımı sonrası rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybı belirlenmesi gerektiğinden, mahkemece rapordaki 2.seçenek olan bu şekildeki hesaplama esas alınarak hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiş, bu yöndeki istinaf itirazının esastan reddi gerekmiştir.
2-Ancak mahkeme kararı incelendiğinde; faiz başlangıcı yönünden gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturulduğu görülmüştür. Gerekçede isabetli bir şekilde davalı sigorta şirketinin kısmi ödeme tarihi olan 13.05.2019’dan itibaren faiz başlatıldığı halde, hüküm kısmında rakamlar karıştırılarak, 15.03.2019 şeklinde yazıldığı görülmüş, mahkeme kararlarının hiçbir tereddüt uyandırmaması ve çelişki içermemesi gerekliliği ile istinafa gelenin sıfatı da dikkate alınarak bu hususun re’sen gözetilmesi gerektiği anlaşılmakla, hüküm fıkrasındaki çelişkinin “13.05.2019” olarak Dairemizce düzeltilmesine karar verilmiştir.
3-Ayrıca, davacının ıslah ile talep ettiği değer kaybı tutarı 6.360,00-TL olduğu halde, mahkemece 6.360,03-TL’ye hükmedilmesi de, rakam cüz’i de olsa talep aşımı niteliğinde olduğundan yerinde olmamış, kaldırılan karar yerine kurulan yeni hükümde bu husus da düzeltilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-2. maddesi uyarınca kısmen kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜ ile, İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/1046 Esas – 2020/59 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
a-Davacı tarafından açılan tazminat davasının KABULÜ ile, bakiye araç değer kaybı bedeli olan 6.360,00-TL’nin 13/05/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
b-Harçlar Yasası gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 434,45-TL nispi ilam harcından, peşin alınan 44,40-TL nispi harç ve değer arttırımı nedeniyle alınan 92,00-TL tamamlama harcının mahsubundan sonra kalan 298,05-TL harcın, davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
c-Davacı tarafından işbu dava nedeniyle sarf edilen harç 187,20-TL, yargılama aşamasında yapılan masraflar 481,20-TL, ekspertiz ücreti 290,00-TL olmak üzere toplam 958,40-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
d-Davacının kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca, takdir ve tayin edilen 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
e-Taraflarca yatırılan ancak sarf edilmeyen gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili olduğu taraflara iadesine,
f-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
g-Zorunlu arabuluculuk kapsamında suçüstü ödeneğinden ödenen 1.320,00-TL arabulucuk giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-Davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının REDDİNE,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; davalıdan alınan 108,61-TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
4-İstinaf incelemesi esnasında davalı tarafça yapılan 148,60-TL istinaf kanun yolu başvuru harcından oluşan istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 30/11/2022