Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/1822
KARAR NO : 2022/1831
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/12/2018 (Dava) – 25/12/2019 (Karar)
NUMARASI : 2018/520 Esas – 2019/927 Karar
DAVA : Maddi Tazminat (Trafik Kazası Kaynaklı)
BAM KARAR TARİHİ : 30/11/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 30/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/12/2019 tarihli 2018/520 Esas ve 2019/927 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; maliki … olan … plakalı, 2014 model Renault marka binek otomobilin müvekkili … sevk ve idaresinde iken 06.11.2018 tarihinde gerçekleşen kaza neticesinde hasar gördüğünü, tarafların kendi aralarında maddi hasarlı kaza tespit tutanağı düzenlediklerini, müvekkilinin, aracın zararının tespiti adına İzmir 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/192 D.İş sayılı dosyası ile tespit yaptırdığını, toplamda 42.603,70-TL zararın meydana geldiğinin tespit edildiğini, hasarın meydana gelmesinde kusurlu olan … plakalı … ‘ e ait aracın davalı … tarafından düzenlenmiş trafik sigortası olduğundan tespite konu zararın tamamından, … ‘nin sorumlu olduğunu, … ‘ ye 22.11.2018 tarihli dilekçe ile müracaat edildiğini, başvuru tebellüğ edilmiş ise de şirket tarafından halen ödeme yapılmadığını, Yargıtay kararlarına göre, trafik kazası nedeniyle zilyedin de aldığı şeyi tam ve sağlam olarak sahibine iade yükümlülüğü bulunduğundan sürücünün aktif dava ehliyetinin bulunduğunu belirterek, toplam 42.603,70-TL KDV dahil onarım bedelinin fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak ve açılan dava belirsiz alacak davası olduğundan ileride arttırılmak üzere, şimdilik 2.000,00-TL hasar bedelinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile ödenmesine, İzmir 3. Sulh Hukuk Mahkemesi 2018/192 D.İş sayılı dosyası ile harcanan toplam 1.142,40-TL’nin yargılama gideri olarak kabulü ve temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, talep arttırım dilekçesi ile istemini 28.000-TL’ye çıkardığı anlaşılmıştır.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile teminat altına alındığını, davacı olma ehliyetinin (aktif husumet) mal sahibine, dolayısıyla araç malikine ait olduğunu, dava konusu … plakalı aracın malikinin …. olduğunu, taleplerin aktif husumet eksikliği nedeniyle reddi gerektiğini, zararı ispat açısından dayanak olarak sunulan ve davacı tarafından açılan tespit davası ile yokluklarında alınan bilirkişi raporunun kabulünün mümkün olmadığını, davacı tarafından olay yerindeki fotoğraflar, olayın oluş şekline ilişkin açıklama ve hasar onarım faturası sunulmaksızın aracı neden kaynaklandığı belirsiz hasar sonrası fotoğraflarına ve müvekkili şirketin taraf dahi olmadığı tespit dosyasında tanzim edilen tespit raporuna dayanılarak talepte bulunulmasının yasa ve usule aykırı olduğunu, kaldı ki davacı tarafın ihbar sonrasında araç üzerinde ekspertiz incelemesi yapılmasına da izin vermediğini, dolayısıyla Ticaret Kanunu hükümleri gereğince sigorta şirketine karşı yükümlülüğünü yerine getirmemiş olmakla, artan zararın teminat dışı olduğunu, kabul manasında olmamak üzere kazanın müvekkili şirkete süresinde ihbar edilmesi ve dava konusu araç üzerinde eksper incelemesi yapılmasına izin verilmesi halinde tedariği gereken parçaların müvekkili şirketçe iskontolu olarak sağlanabileceğini, yine anlaşmalı servislerde daha düşük işçilik tutarları ile onarım yaptırılabileceğini, bu yönlerden artan zararın teminat dışı olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, davacının gerçek zararının tespiti gerektiğini, fahiş tazminat talebinin kabulünün mümkün olmadığını, gerçek zararın tespiti bakımından trafik sigortası genel şartları ve Yargıtay içtihatları da göz önünde bulundurularak bilirkişi incelemesi yapılmasını, kusur oranlarının tespiti için dosyanın Adli Tıp Trafik İhtisas Kurumuna sevk edilmesini, davacı tarafça yargılama gideri kapsamında talep edilen tespit dosyası masraflarının teminat dışı olduğunu, bunların makul ve iyiniyetli giderlerden kabul edilemeyeceğini, davanın kabulü halinde taraflar arasında ticari bir ilişki bulunmayıp, talep haksız fiile ilişkin olduğundan ve ayrıca aracın hususi kullanıma özgü olduğu gözetilerek yasal faiz uygulanması gerektiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI:
Mahkemece, “…..Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, toplanan deliller ve bilirkişinin ibraz ettiği rapor uyarınca; sürücüsü … olan … plakalı aracını yukarı eğimli yolda (yokuşta) stop ettirdikten sonra ve aracın kontrolünü kaybedip geri kaydırdığı, kendi aracının arka kısmıyla davacının sevk ve idaresindeki … plakalı aracın ön kısmına çarparak hasarlanmasına neden olduğu, dava konusu kazanın oluşumunda 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 84.maddesinin (Trafik kazalarında sürücü kusurlarının tespiti ve asli kusur sayılan haller) j bendinde belirtilen ‘Manevraları düzenleyen genel şartlara uymama’ kuralını ihlal ettiğinden asli ve %100 (yüzde yüz) kusurlu olduğu, sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracıyla yukarı eğimli yolda (yokuşta) ilerlerken önünde bulunan … plakalı aracın geri geri gelerek arka kısmıyla bulunduğu aracın ön kısmından çarpması nedeniyle kazanın oluşumunda kusursuz olduğu, … plakalı araçta kaza sonrası oluşan hasarla ilgili yedek parça tutarı ve işçilik tutarının toplamının iskontosuz (KDV dahil) 33.879,27 TL, iskontolu (%20) ise (KDV dahil) 27.799,41 TL olduğu, piyasa genelinde yapılan araştırmalar neticesinde hasarsız aracın ortalama 2.el rayiç bedelinin 46.000 TL olduğu, tamir giderlerinin yüksek olduğu, dava konusu aracın hasarının giderilmesinin ekonomik olmayacağı ve pert edilmesi gerektiği, bilirkişi raporuyla belirtelenen sovtaj (hurda) bedelinin 18.000 TL olduğu, rayiç bedel olan 46.000 TL’den sovtaj (hurda) bedeli olan 18.000 TL’nin çıkarılması ile hasar bedelinin 28.000 TL olarak kabulünün gerektiği ve davacı tarafça davanın ıslah edilerek dava değerinin 28.000 TL’ye yükseltildiği anlaşılmakla; DAVANIN KABULÜ İLE, 28.000,00 TL tazminatın 07/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davalı vekili tarafından, “….Tazminat davasında davacı olma ehliyetinin (aktif husumet) ruhsat sahibine, dolayısıyla araç malikine ait olduğunu, aracın malikinin … olduğunu, taleplerin aktif husumet eksikliği nedeniyle reddinin gerektiğini, davacı tarafın eksper tarafından yapılan talebe rağmen Türk Ticaret Kanunu gereğince yükümlülüklerini yerine getirmemiş olup, müvekkili şirketin bilgi alma hakkını engellediğini, bu nedenle işbu dava kapsamında yapılan kötüniyetli taleplerin reddi gerekirken verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, davacının aracı atanan ekspere göstermediği gibi, onarım resimlerinin dahi gösterilmediğini, aracın fiziki olarak görülmesi gerektiği aşamada davacı tarafın bu hususu sağlamadığını, aracın müvekkili şirketçe atanan ekspere gösterilmediğinin ekli ekspertiz raporunda da belirtildiğini, ekte de yer alan 2019/14761 E. sayılı Sigorta Tahkim Komisyonu dosyasında aracın müvekkili şirkete gösterilmediğinden başvuru şartının ve TTK uyarınca yükümlülüklerin yerine getirilmediği gözönüne alınarak ret kararı verildiğini, zarar görenin, sağlanması ihtimali bulunan ve istenilmesi haklı görülebilecek ilgili tüm belgeleri sigortacıya vermek zorunda olduğunu, bu zorunluluğa uymaması hâlinde, durumun zarar görene yazılı bildirilmiş olması kaydıyla, sigortacının sorumluluğunun, zorunluluk yerine getirilmiş olsaydı ödemek zorunda kalacağı miktarla sınırlı olduğunu, davacı tarafın bilinen adresine ekli ihtarname tebliğ edilmişse de, işbu ihtar yazısına rağmen araç üzerinde ekspertiz incelemesi yapılmasının sağlanamadığını, açıklanan sebeplerle aracın onarım bedeli ile hurda ve rayiç değerinin müvekkili şirketçe araç üzerinde inceleme yapılması halinde belirlenecek tutarlar üzerinden tespit edilmesi gerektiğini, tespit dosyası masraflarının da aleyhlerine hükmedilmiş olmasının hatalı olduğunu, davacı tarafın yokluklarında, davaya esas alınması mümkün olmayan bir şekilde rapor düzenlettiğini, ayrıca işbu rapora rağmen davayı belirsiz alacak davası olarak açtığını, tespit giderlerinin makul ve iyiniyetli giderlerden kabul edilemeyeceğini, kabul manasında olmamak üzere davanın haksız fiilden kaynaklanması ve sigortalı aracın da hususi kullanımda olması nedeniyle 3095 sayılı Kanun uyarınca faize hükmedilmesinin hukuka aykırı olup, faizin yasal faiz olması gerektiğini (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2000/19-90 E., 2000/96 K.,16.02.2000 Tarihli Kararı), davanın haksız fiile dayalı olduğunu….” beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle karşı yan trafik sigortacısından maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
1-Davalı vekilinin ilk istinaf itirazı; aracın maliki olmaması nedeniyle davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığına ilişkin olup, bilindiği üzere kaza sırasında aracın sürücüsü olarak araç üzerinde zilyetliğe sahip şahısların da aracın malikine aracı aynen aldığı gibi iade yükümlülükleri bulunduğundan, aracın uğradığı maddi hasara dair işbu davada sürücü olan davacının da aktif husumet ehliyeti vardır. Mahkemece de davalı vekilinin bu yöndeki itirazının ara karar ile reddine karar verildiği anlaşılmış olup, açıklanan nedenlerle davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazının reddi gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin diğer istinaf itirazı ise; davacının aracı ekspere göstermediği, iyiniyetli davranmadığı ve zararın artmasına neden olduğu yönündedir. Davacının, davadan önce kazayı bildirerek sigorta şirketine başvurduğu, ayrıca mahkemeye başvurmak suretiyle araçtaki hasarın tespitini de yaptırmış olduğu, makine mühendisi bilirkişi tarafından araç üzerinde inceleme yapılarak maddi zararın tespit edilmiş olduğu, işbu mahkemece de bilirkişi incelemesi yaptırılarak araçtaki hasarın belirlendiği, davalının sunduğu eksper raporundaki pert total sonucu tazminat tutarının 25.000, mahkemece alınan raporda ise 28.000-TL olarak belirlenmiş olduğu, mahkemece alınan bilirkişi raporundaki tespitler ile daha önceden alınmış tespit raporundaki saptamaların uyumlu olduğu, davalı sigorta şirketinin iskonto ve anlaşmalı servise götürülmek suretiyle daha az tutar belirlenebilecekken davacı tarafça buna izin verilmemesi nedeniyle zararın arttığı yönündeki itirazının kabulünün mümkün görülmediği, zira, davacı tarafın zarar gören aracı davalının anlaşmalı servisinde tamir ettirmesi gibi bir zorunluluğu bulunmadığı gibi, belirlenecek tutarların da iskontosuz olarak hesap edilmesi gerektiği, davalı tarafın bu şekilde belirlenen gerçek zarardan sorumlu olduğu anlaşılmakla, bu yöndeki itirazlarının da esastan reddi gerekmiş, aynı şekilde mahkemece tespit masraflarının yargılama giderlerine dahil edilmesinde de usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiştir.
3-Bununla birlikte, davalı vekilinin faiz türüne yönelik itirazı ise yerinde görülmüştür. Dosya kapsamındaki araç ruhsatlarından araçların hususi kullanımda olduğu, herhangi bir ticari ilişkinin sözkonusu olmadığı anlaşılmakla, mahkemece “yasal faiz” yerine “avans faizi”ne hükmedilmesi doğru olmamış, kararın HMK 353/1-b-2.madde uyarınca bu nedenle kaldırılıp, Dairemizce “yasal faiz” e hükmedilmek suretiyle yeniden hüküm tesis edilmesi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-2. maddesi uyarınca kısmen kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜ ile, İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/520 Esas – 2019/927 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
a-Davanın KABULÜ ile, 28.000,00-TL tazminatın 07/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine,
b-Alınması gerekli 1.912,68-TL harçtan peşin alınan 35,90-TL ve ıslah harcı olan 445,00 TL olmak üzere toplam 480,90-TL harcın mahsubu ile, bakiye 1.431,78-TL’ nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
c-Davacı tarafından işbu dava nedeniyle sarf edilen 522,00-TL harç, 527,90-TL yargılama gideri, 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/192 değişik iş sayılı dosyasında yapılan masraflar 657,40-TL olmak üzere, toplam 1.707,30-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
d-Davacının kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca, takdir ve tayin edilen 3.360,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
e-Taraflarca yatırılan ancak sarf edilmeyen gider avansından kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
f-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-Davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının REDDİNE,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; davalıdan alınan 478,17-TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
4-İstinaf incelemesi esnasında davalı tarafça yapılan 148,60-TL istinaf kanun yolu başvuru harcından oluşan istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve avans iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 30/11/2022