Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1818 E. 2022/2026 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1818
KARAR NO : 2022/2026

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/11/2016 (Dava) – 12/12/2019 (Karar)
NUMARASI : 2016/1397 Esas – 2019/1400 Karar
DAVA : İtirazın İptali
BAM KARAR TARİHİ : 22/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/12/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/12/2019 tarihli 2016/1397 Esas ve 2019/1400 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili sigorta şirketinin … sözleşmesi, Acentalık Sözleşmesi ve Bireysel Emeklilik Aracılık Sözleşmesi uyarınca acentası olduğunu, taraflar arasında imzalanan bireysel aracılık hizmetleri sözleşmesinin 18, … sözleşmesinin 5. ve 10., Acenta sözleşmesinin 22. Maddelerine ve diğer ilgili maddelerine aykırı davranmak suretiyle uymadığından ve yine müvekkili şirketin talimat ve uyarığlarını dikkate almayarak sözleşme koşullarına sürekli uymadığından Beyoğlu 31. Noterliğinini 30 Mayıs 2016 tarihli 19656 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşmelere istinaden acentelik ve vekaletnamesinin tek taraflı olarak feshedildiğini, Beyoğlu 31. Noterliğinin 30 Mayıs 2016 tarihli 19652 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile de acentelik vekaletnamesinin azledildiğini, azilname ve fesih ihbarının karşı yanın işyerini adres bırakmadan terk etmiş olması nedeni ile bila döndüğünü, müvekkili sigorta şirketinin borçlu acenteden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kayıt ve şartı ile toplam 47.173,49-TL takip çıkış alacağının bulunduğunu, karşı yanın bu borcu ödemediği gibi aleyhine başlatılan takibe haksız ve hukuka aykırı olarak itiraz ettiğini, karşı tarafın borca itiraz dilekçesi ile icra takibini gerçeğe uygun olmayan beyanları ile durdurduğunu, icra dosyasına sunulmuş olan evraklarından da görüleceği üzere borçlunun itirazının kötü niyetli ve icra takibini uzatma amaçlı oluğunu, arz ve izah edilen nedenlerle borçlu davalının İzmir 8. İcra Müdürlüğünün 2016/10341 Esas sayılı dosyasına yaptığı haksız ve kötü niyetli borca itirazının iptaline, takibin devamına ve davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili davalının, davacı yan ile akdetmiş olduğu Acentelik sözleşmesi, Bireysel Emeklilik Aracılık Sözleşmesi ve … Sözleşmesine aykırı hiçbir eyleminin olmadığını, taraflar arasında imzalanmış bireysel emeklilik aracılık sözleşmesine ve acentelik sözleşmesine aykırı olan müvekkili davalıya kargo ile gönderilmiş 20/04/2015 tarihli “2 numaralı protokol ve ekinin” müvekkili davalı tarafından imza altına alınmaması ve anılı protokolün haksız ve bireysel emeklilik sözleşmelerinin doğasına aykırı olması nedeniyle imzalanmayacağını davacı yana bildirilmesi olduğunu, bunun üzerine davacı şirket yetkililer bu protokolün imzalanmaması durumunda, hak edilen komisyonların ödenmeyeceği ve bundan sonra birlikte çalışmayacaklarını bildirerek müvekkili davalı üzerinde baskı kurmaya çalıştıklarını, müvekkili davalının da bu protokolü imzalamayacağını, bu hususun bireysel emeklilik sözleşmelerinin doğasına aykırı olduğunu, müşterinin bireysel emeklilik sisteminde ne kadar kalacağını bilemeyeceğini, müşterinin istediği zaman sözleşmeyi sona erdirebileceğini, her halükarda davacı şirketin giriş aidatı ve sair kesintiler nedeniyle kazançlı olduğunu, 3 yıl içerisinde sözleşmenin sona ermesi, katkı payı ödemesine ara verilmesi veya katkı payı tutarının indirilmesi durumunda acenteye verilen komisyonların şirket tarafından geri istenmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu bildirdiğini ve bu durumda kendisinin de bu dayatma karşısında davacı şirket ile çalışmak istemediğini beyan ettiğini, müvekkili davalı ile davacı şirket yetkilileri arasıında acentelik ilişkisinin sonlandırılmasının görüşülüp anlaşıldığını ve müvekkili davalı tarafından Kemalpaşa 3. Noterliğinin 18/11/2015 tarih, 08026 yevmiye no.lu ihtarnamesinin keşide edildiğini, ihtarnamede müvekkili davalının, davacının alacakları ile borçlarını takas ve mahsup etmiş ve 870,00-TL alacaklı olduğunu davacı şirkete bildirdiğini, ayrıca ihtarnamede belirtildiği üzere 16.000,00-TL … A.Ş. hesabına yatırılmış ve anılı bedelin davacı şirket tarafından hiçbir ihtirazı kayıt ileri sürülmeden çekildiğini, açıklanan hususlardan ve ekte sunulu belgelerden de anlaşılacağı üzere, davacı şirketin müvekkili davacıdan herhangi bir alacağı bulunmadığı gibi 870,00-TL borcunun bulunduğunu, açıklanan nedenler ile haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, kötü niyetli davacı şirket aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece,”… Davanın reddine, davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalının cevap dilekçesi ile ısrarla ifade ettiği takas mahsup defi yapıldığı ve bu nedenle hiçbir borcunun bulunmadığı aksine müvekkili şirketten alacaklı olduğuna ilişkin beyanlarının hiçbir şekilde gerçeği yansıtmadığını, Takas Mahsup yapıldığını iddia ettiği Kemalpaşa 3. Noterliğinin 18/11/2015 tarih 08026 yevmiye nolu ihtarnamesine Beyoğlu 31. Noterliğinin 16 Aralık 2015 Tarihli 44520 yevmiye No’lu ihtarname ile müvekkili şirket tarafından cevap verildiğini, söz konusu ihtarname içeriğinde belirtildiği üzere, Acentelik Sözleşmesi’nin feshi söz konusu olmamakla birlikte 27.10.2014 tarihli … Sözleşmesi kapsamında davalının üretimleri takip edilmekte ve Sözleşme hükümleri kapsamında taahhütler altında kalması halinde de yine tarafların karşılıklı mutabık kaldığı ve imza altına aldığı Sözleşme hükümlerine uygun olarak mahsuplaşma yapılmakta olduğunu, davalı ile karşılıklı mutabık kalınarak imzalanan sözleşme kapsamında davalıya 31 Ocak 2015. 31 Nisan 2015, 31 Temmuz 2015 ve 31 Ekim 2015 tarihlerindeki üretimleri kapsamında toplam 9.000-TL yatırım desteği ödemesi yapıldığını, kuruluşundan itibaren toplamda 3.600-TL Mali Müşavirlik masrafını karşılaması için ödeme yapıldığını, 01.01.2015 tarihinde müvekkili şirket tarafından acentelerine yapılan duyuru kapsamında davalının hedeflerine ilişkin yapılan kontrollerde, davalının aracısı olduğu müşterilerin ödemelerinin, davalının haksız komisyon kazancı elde edecek şekilde hayatın olağan akışına aykırı olarak sisteme dahil edildiğinin tespit edildiğini, hayatın olağan akışına ters şekilde işlemler yapılarak talep edilen söz konusu komisyon tutarı ise 25.845,60TL olup açıklanan nedenlerle ödenmediğini, davalının ihtarnamesinde belirttiği % 1 Bonus Oranı tutarı 5.450-TL’yi ise taraflar arasındaki hem mevzuatsal hem de sözleşmesel ilişki açısından talep hakkı bulunmamakla birlikte yapılan kontroller neticesinde Müvekkili Şirketin davalıdan alacağı bulunduğunu, Cari hesap olarak çalışıldığından takip tarihi itibariyle de müvekkili şirket tarafından güncel borç tutarı dikkate alınarak hukuki işlemlere girişildiğini ancak yargılama devam etmekte iken mahsuplaşma sonrası güncel alacak bakiyesinin sürekli değiştiğini, aynı ihtarname ile o tarihte davalıya müvekkili tarafından mevzuata ve taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümlerine riayet edildiği tüm talep hakkı saklı kalmak kaydıyla davalı talebinin haksız ve hukuki mesnetten yoksun olması sebebiyle yerine getirilemeyeceği, söz konusu 29.040,00 TL bedelin ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 iş günü içinde tek seferde müvekkili … A.Ş.’nin …bank … Şb. … numaralı hesabına iadesi, aksi durumda söz konusu tutarın tebliğ tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalının alacağından mahsup edileceği, Şirket ile davalı arasında imzalanan Acentelik Sözleşmeleri ve ekleri ile bu Sözleşmeler kapsamında muhatabın tabi olduğu mevzuat ile birlikte tüm prosedürler, yönetmelikler, etik kurallar, riskli işlem saha duyuruları ve benzeri iş ve işlem kurallarına uygun hareket edilmesi aksi halde şirketin maddi yahut manevi, doğrudan yahut dolaylı herhangi bir zarara uğraması halinde şirketin tüm dava, şikayet ve talep hakkı saklı kalmak kaydıyla davalıdan tazmin edileceğinin ihbar ve ihtar edildiğini, böylece müvekkili şirket alacağının hangi hususlara ilişkin olduğunun ortada olduğunu, yerel mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda yer alan aksi tespitlerin kabulünün mümkün olmadığını, tüm itirazlarına rağmen bilirkişi raporu dayanak alınarak verilen red kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu öncelikle İzmir 22. İcra Müdürlüğünün 2020/510 Esas sayılı dosyasında tehiri icra kararı verilmesini, usul ve yasaya aykırı red kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında bulunan sigorta acenteliği sözleşmesinin feshinde davalının sözleşme hükümlerine aykırı davrandığı iddiası ile davacının sözleşmeden kaynaklanan alacaklarının alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatmış olduğu takibe davalı tarafından yapılan itirazın iptali ve takibin devamı ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş olup, karar davacı vekilince istinaf edilmiştir.
Dosya içerisinde bulunan İzmir 8. İcra Müdürlüğü’nün 2016/10341 E sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı şirket aleyhine 46.448,03-TL asıl alacak, 690,91-TL işlemiş faiz, 34,55-TL %5 BSMV olmak üzere toplam 47.173,49-TL’nin tahsili için icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 05/10/2016 tarihinde tebliğ edildiği davalının 10/10/2016 tarihinde süresi içinde itiraz ettiği, davalının itirazı üzerine icra takibinin durduğu anlaşılmıştır. Davanın hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı; taraflar arasında … sözleşmesi, Acentalık Sözleşmesi ve Bireysel Emeklilik Aracılık Sözleşmesi olmak üzere 3 ayrı sözleşmenin akdedildiği, davacı tarafından davalının sözleşme hükümlerine uymadığından bahisle sözleşmelerin feshedildiği ve davacı tarafından eldeki dava ile sözleşmeden kaynaklı alacaklı olduğundan bahisle başlattığı takibe davalı tarafından yapılan itirazın iptalinin talep edildiği; sigorta uzmanı ve mali müşavir bilirkişiden oluşan bilirkişiler tarafından düzenlenen 16/11/2018 tarihli, yine hukukçu-nitelikli hesaplamalar uzmanı ve mali müşavir bilirkişiden oluşan bilirkişiler tarafından düzenlenen 13/09/20189 tarihli bilirkişi raporlarının açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, her iki raporda da bilirkişilerin davacı sigorta şirketinin davalı acenteden bakiye alacağının bulunmadığı yönünde tespitte bulundukları; davacı taraf, davalının sözleşme hükümlerine aykırı hareket etmesi nedeniyle sözleşmelerin haklı nedenle feshedildiği ve davalıdan alacaklı olduğunu iddia etmiş ise de davacının iddialarını ispat edemediği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/12/2019 tarihli
2016/1397 Esas ve 2019/1400 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 26,30-TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/12/2022