Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/1816
KARAR NO : 2022/1843
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/04/2018 (Dava) – 27/12/2019 (Karar)
NUMARASI : 2018/417 Esas – 2019/1317 Karar
DAVA : Zorunlu/İhtiyari Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesinden
Kaynaklanan Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 01/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/12/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/12/2019 tarihli 2018/417 Esas ve 2019/1317 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı yan tarafından zorunlu ve ihtiyari mali mesuliyet sigorta poliçeleri ile teminat altına alınan, dava dışı …’ın maliki ve …”ın sürücüsü olduğu … plakalı aracın, davacının sürücüsü olduğu …’na ait araca arkadan çarptığını, çarpmanın etkisiyle savrulan müvekkilinin sürücüsü olduğu … plakalı aracın duvara çarparak durabildiğini, kaza sonucu müvekkilinin sürücüsü olduğu araçta hasar oluştuğunu, … plakalı araç sürücüsünün trafik kazasında asli kusurlu olduğunu belirterek, şimdilik; 33.000,00 TL’ trafik sigortacısından, zorunlu trafik poliçesi teminat sınırını aşan 100 TL’nin ise ihtiyarı mali mesuliyet sigortacısından faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; işbu davada yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, davanın yetkisizlik nedeniyle reddi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek üzere değer kaybı ve kazanç kaybından kasko sigortacısı olan müvekkili şirketin sorumlu olmadığını, ihtiyari mali mesuliyet poliçesinde maddi-bedeni ayrımsız teminatın 100.00 TL ile sınırlı olduğunu, ihtiyari mali mesuliyet poliçesinde maddi beden ayrımsız teminatın 100.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, ihtiyari mali mesuliyet poliçesi nedeniyle sormluluğun trafik sigorta poliçe limitinin üzerinde kalan kısım kadar bulunduğunu, genel şartlar uyarınca değer kaybı hesaplama yönteminin değiştiğini, … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde poliçe ile sigortalı olduğunu ve müvekkili şirketin sorumluluğunun 33.000,00 TL olduğunu, davacı tarafın müvekkilinin sigortalısının kusurunu ve zararını usulen ispat etmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere müvekkili şirketin faizden dava tarihinden itibaren yasal faiz ile sorumlu olduğunu ve müvekkili şirkete değer kaybı nedeniyle davadan önce başvuru yapıldığını ancak gerekli belgelerin ibraz edilmediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece; “…davacı aracında 95.856,00 TL zarar oluştuğu ve gerçek değer kaybının 17.500,00 TL formüle göre hesaplanan değer kaybının ise 15.087,00 TL olduğu, davayı açan zilyedin malike karşı sorumluluğuna dair Yargıtay Genel Kurulu’nun 1997/19/802 Esas 1051 Karar sayılı ilamı dikkate alınarak bedel artırım talebi çerçevesinde davanın kabulünün usul ve yasaya uygun bulunduğu, D.iş dosyasından yapılan yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesi gerektiği, kanaatine varılmış ve davalı sigortanın Zmms sigortası ve İmms Sigortacısı olması ve poliçe limitleri nazara alınarak başvuru tarihinden itibaren oluşan temerrüt tarihi 19/03/2018 tarihi olarak belirlendiği…” gerekçesiyle “davanın KABULÜ ile 33.000,00 TL maddi tazminatın ZMMS sigortacısı olan, 77.943,00 TL tazminatın İMMS sigortacısı olan davalı … şirketinden 19/03/2018 tarihi olan temerrüt tarihinden işleyecek yasal faizi ile tahsiline ” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahalli mahkeme kararına esas teşkil eden bilirkişi raporunun anlaşılabilir ve denetime elverişli olmadığını, mahalli mahkemece rapora itirazları nazara alınmadan eksik inceleme ile verilen kararın yasa ve usule aykırı olduğunu, dava konusu kazanın yeni genel şartlar kapsamında olmasına rağmen yeni genel şartlarda belirtilen kriterler uygulanmadığını, bu nedenle mahalli mahkeme kararının yasa ve üsüle aykırı olup bozulması gerektiğini, davacı tarafa ait aracın pert olduğunu, davacı tarafa ait aracın hasar bedelinin 95.856 TL olarak hesaplandığını ancak raporda aracın pert olmasının gerekip gerekmediğinin değerlendirilmediğini, aracın ortalama piyasa bedeli dikkate alındığında tamiratın ekonomik olmayacağını, aracın kullanımı bakımından da faydalı olmayacağının ortada olduğunu, davacıya ait aracın perte ayrılması gerektiğini, davacı tarafa ait araç pert olup pert araçlarda değer kaybı bulunmadığını, çekme belgeli ve hurda belgeli işlem görmüş araçlarda meydana gelen değer kaybı bedellerinin yeni genel şartlar gereği teminat dışı olduğunu, davacı tarafa ait aracın pert olup davacının değer kaybı talebinin teminat dışı olduğunu, genel şartların “teminatın kapsamı, istisna edilen haller, hasar işleyişi, sigortalı ve sigortacının görev ve yükümlülükleri, anlaşmazlık halinde uygulanabilecek hükümler, prim ödemesi, rücu durumu gibi sigorta sözleşmesinin esaslarını içeren koşulları” gösterdiğini, T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı tarafından belirlendiğini ve tüm sigorta şirketleri tarafından uygulanması zorunlu olduğunu, poliçe düzenlenirken poliçe üzerinde poliçenin uygulanmasının genel ve özel şartlara bağlı olduğunun açıkça belirtildiğini, genel şartlar sigorta hukukunun temel taşı olduğunu ve uygulanması gerektiğini, belirtilen sebeple genel şartların uygulanması ve başvurunun buna göre karar verilmesi gerektiğini, 65 yaşını doldurmuş muhtaç, güçsüz ve kimsesiz türk vatandaşlarına aylık bağlanması hakkında kanun ile bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamalerde değişiklik yapılmasına dair kanunun 14.04.2016 tarihinde kabul edildiğini ve 25.04.2016 tarihinde yürürlüğe girdiğini, işbu kanunun 3.maddesine göre genel şartların uygulanması gerektiğinin açıkça belirtildiğini, bu nedenle yeni genel şartlar nazara alınmadan yasaya aykırı olarak verilen hükmü kabul etmediklerini beyanla, kararının kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, zorunlu trafik sigorta poliçesi ile ihtiyari mali sorumluluk sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli ve hüküm kurmaya yeterli olmasına, hasar bedelinin aracın piyasa değerini aşmamasına, aracın pert total olmamasına, hüküm altına alınan değer kaybı zararının genel şartlara göre hesaplanmasına, istinafa gelenin sıfatı ve aleyhe hüküm verme yasağına göre, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/12/2019 tarihli, 2018/417 Esas ve 2019/1317 Karar sayılı kararının kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; davalıdan alınması gereken 7.578,51 TL istinaf karar harcından peşin alınan toplam 1.894,63 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 5.683,88- TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın temyize tabi olması sebebiyle, Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 01/12/2022